anlamadigim bir sekilde e-kayit yapmama ve onaylanmasina ragmen, sitesinde ilk kayit ve sisteme giris yaptirmayan universite. bilgilerim sistemde yokmus. yanimda ki tum arkadaslar ile ayni sekilde kayit yaptim ama bir tek bu universite bilgileri gormedi. bilgisi olanlarin bilgilendirmesini rica ediyorum.
doğru olan önermedir. gerçekten üstte ki yazarın dediği gibi neyi paylaşamıyoruz? genellemelerden neden kurtulamıyoruz? aynı okulu, aynı sokağı, aynı yemeği paylaştığın insanlarız. gerçekten neyi istediğinizi merak ediyorum. kürtler bu ülkeden komple gitse huzuru bulamayacaksınız beyler, kendinizi kandırmayın. 20 milyon insanı potansiyel terörist olarak görmek size ne fayda sağlıyor? bunların içinde askeri, üst düzey idarecisi, doktoru, öğretmeni, yatırımcısı yok mu? nereye kadar nefretle dolabilirsiniz? daha önemlisi bu insanların nereye gitmesini bekliyorsunuz? hakikaten sizleri anlamakta güçlük çekiyorum.
gurur verici olaydir. Beni ve abimi yillarca disinden tirnagindan arttirarak universite dahil tum ogrenim masraflarimizi karsilamis adamdir. Tek istedigi abilerinden yedigi kazigi cocuklarinin arasinda olmasini istememektedir. Annenin vefatindan sonra henuz 12 yasindayken ayni zamanda size analik da yapan adamdir. Bu kucumseyen orospu cocuklari bunu anlayamaz.
günde 1 paket içtiğimden epeydir düşünüyorum bırakmayı ama bi türlü başaramadım. azalttım azalttım aha tam bitiyor diyecekken başıma bir sorun açılıyor, ben de paketi açıyorum.
--spoiler--
l'in öldüğü gün benim için biten animedir. yani en azından öyle olmalıydı, gereksiz uzattılar konuyu. o light puştunun gülüşüne ayar oluyorum zaten.
--spoiler--
sıkıldığı için susar, net. gerektiğinden fazla cıvık muhabbet döndüğü için susar. yani bu benim için böyle, haz etmiyorum aynı diyalogları sürekli ve uzunca yaşamayı.
Yaşamak ki hüzünlü dalgalarda,
bir başka boyut ırmağı hayatın
kaderin cilvesi ağaçlar
sorsan adınla yüklüdür bu duvarlar
sorsan kaç dağ
sorsan kaç adım geri gitmiştir
sorsan kanamış tekrar dirilmiştir
tanrı yitirmiştir nesnelliğini
halet-i ruhiyem parlayan
dişleriyle bir çocuk
ruhum şafağından sökülmüş güneş
ve ölmüş vaat eden ne varsa umudu
sönmüş beyaz kokan sokağı, insanın
yanmış her ne varsa geriye dönen
muhtelif soruların yalnızlığıyla
duruyor adımlarım, ey tanrı
hiç ölmüş gibi hissettin mi?
şakaklarına doğru süzüldü mü
kan
güneşin gözlerini yaktığı oldu mu
hiç.
koca bir hiç, koca adamlardan
koca hiçler
milyar yıllık saltanatında dünyanın
kalan acı hisler, ve ister ruh
yaşamayı binlerce yıl
gitmeyi uzaklara millerce
kalmayı yanı başında sevdiceğinin
inan tanrı, duyulmuyor başka
gezegenlerin çığlıkları
su henüz yolunu bulmadı
biliyorum, gidiyor ruhum bir tren garında
gramofonda 50 yıllık sesler inşaa
ediyor bedenimi.
kati suretle bu düşüncelerimi
yerle yeksân et düşlerimi ve beraberinde
bu saçma sapan korku ve
ve bu alelâde rüyalarımı.
araya o kadar doldurma hikaye koydular ki, ana hikayeden kopmamak için tekrar tekrar ana hikaye bölümlerini izledim. hayır deney filan mı yapıyorsunuz lan üzerimizde? bitirin artık şu animeyi de biz de rahatlayalım.
hala nefret kusan embesillerin olduğu soru cümlesi. ülke dört dörtlük bütün suç kürtlerde beynini siktiğim. diğeri de kürtçe konuşmayın diyor, sana mı soracaktı insanlar ne konuşacağını? 2 kelime ingilizce duyup ağzınızdan salya akıtıyorsunuz siz amınakoyim. hayırdır anayasa da yasak filan da çiğniyor muyuz? adama zorla sövdürüyorlar. siz medeniyeti filan ağzınıza almayın ağzınız epey bok kokuyor.
öncelikle lafa hiçbir ırk diğerinden üstün değildir diye başlayalım. bunu ciddi olarak diyen zaten net geri zekalıdır.
diğer bir konu ise, bir tane embesilin kendince nefret kusması, kurduğu cümleye bak. peki neyin karması bu sayın amınakoduğum? arap diyorsan dilleri arapça değil, türk diyorsan dilleri türkçe değil, acem diyorsan dilleri farsça değil.
bu laneti üzerinden kalkmayan topraklarda yeterince sorun yokmuş gibi nefret tohumu ekin, bravo. siktiğimin yerine sözlük demeye bin şahit, ne araştırır, ne kaynak gösterir, kulağına ne fısıldadılarsa onu konuşur, onu bilir. bir sike yaradığınız yok ölün bari, en azından toprağa bir şeyler katarsınız.
şafak sökerdi, biz kendi sesimizi dinlerdik
eflatunun beyaza yaptığı kıyağı
imrenircesine izlerdik.
sessizliğimiz gayri ihtiyari ayakta
bütün saatler ileri biz ise
geriye giderdik.
çıksın canımız dört bir yanı karanlık gecenin
geceden kalma duygularımız diğer ucunda evrenin,
imkanı yok yeniden ruhumuzu diriltmenin..