--spoiler--
Ben böyle bakip durmayacaktim, dili bagli,
Islam'i uyandirmak için haykiracaktim.
Gür hisli, gür imanli beyinler, cosar ancak,
Ben zaten uzunboylu düsünmekten uzaktim!
--spoiler--
bjk taraftarı; "Demirören güle güle şimdi düşünsün Türkiye".
daha konuşmaya gerek yok sanırım. şike yapanlar, türk futbolunun ırzına geçenler, şimdi futbolun başına geçiyor. ve buna gerçek anlamda tek sevinenler bjk taraftarı.*
ne olması gerekiyor acaba?
bu insanların en azından yüzlerinin kızarması için daha ne olması gerekiyor?
herkes mi kör?
kimse mi farkında değil düştüğümüz durumun?
kaç kez söyledim bilmiyorum ama yine söylüyorum, allah hepinizin belasını versin, futboldan soğuttunuz!
savunması boyunca hergün galatasarayımızın başka bir avrupa zaferini izleyip bok atarak sonunda hırsından şeker komasına girerek öleceğini düşündüğüm başkan.
ünal aysal' ın bugün kendisine verdiği tarihi ayar sonucu yine şekeri yükselmiş olabilir.
"sıçtım bari sıvayayım" tadındaki savunması ise senelerce taşak malzemesi olacaktır. net.
adam çıkıp da "ben mesihim" dese inanacak durumdaki mal febe taraftarına da selamet diliyorum. gülüyorum. elde değil.
aziz yıldırım' ın "türkiye ayağa kalkacak, yer yerinden oynayacak" diyerek reklamını yaptığı ve sonunda da galatasaray' a acz içinde bok atmaya çalıştığı savunmasına karşılık, efendiliğini zerre bozmayarak adı geçen şahsa adeta format atan başkan.
--spoiler--
belirtmeliyim ki, savunmanızın size yapılan itham ve suçlamalar üzerine kurulmuş olmasını beklerdim ve emin olunuz bu iddiaların haksız olduğunu teker teker kanıtlamanız bir spor adamı olarak beni sadece sevindirirdi.bu açıdan kendinizi kurtarmak için bile olsa 107 senelik şerefli tarihimize dil uzatarak ve mesnetsiz iftiralarla leke bulaştırma yönteminin size hiç bir faydası olmayacağı gibi son derece tehlikeli neticeler doğuracağını özellikle hatırlatmak isterim.
--spoiler--
peki aziz yıldırım denen çürük beyinli şahıs bu cümlelerden bişey anlar mı? hiç zannetmiyorum.
17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçının devre arasında, soyunma odasında futbolcularının ilk yarıdaki müthiş performansından sonra "insanlar böyle büyüyor, siz de bu büyümeyi hakettiniz" diyebilen bir adam.
türk milli takımıyla başlayan kariyerimde eleme gruplarında aldığım kötü sonuçlarla gruptan çıkamayışımız sonucunda istifa ettiğim oyun.
ilginç olan bu değil tabi ki..
sadece 2 galibiyet alabildiğim milli takım kariyerinden sonra la liga' da düşme hattına kadar gerileyen valencia' ya başvuruyorum, kabul ediyorlar.
ligin 11. haftasında 18. sırada devraldığım takımla o kadroya rağmen ancak 15. sırada tamamlayabiliyorum sezonu. neyse diyorum ve kadroda köklü bir yapılanma ile yeni sezona başlıyoruz. fakat üzerinde çalıştığım taktik bir türlü istediğim sonuçları vermiyor. nihayetinde 24. hafta sonunda 16. sırada iken yine istifa ediyorum.
ardından kısa bir süre boşta kaldıktan sonra stsl' de zor günler geçiren ve sezonun bitimine 4 hafta kala 9. sırada yer alan canımız ciğerimiz galatasaray' a başvuruyorum. artık yokluktan mıdır nedir, hemen kabul ediyorlar ve yeni sezona iyi bir kadro ile giriyoruz. ama istikrar bir türlü gelmiyor ve 14. haftada 6. sırada iken ünal başkan tarafından tekmeyi yiyorum.
bitmedi...
bu rezil kariyere rağmen bu kez premier lig ekiplerinden aston villa' nın kapısını çalıyorum ve ilginçtir onlar da bana hayır diyemiyor. orada da geleneği bozmuyor ve kötü durumdaki takımı daha da dibe çekiyorum. sonun da yine istifa.
şu an boştayım ve artık aklımda barcelona var. bu muhteşem kariyer ve bu saçma sapan oyun mantığı ile sanıyorum barcelona'yı da perişan edebilirim.
çağdaşlığı bilim ve teknoloji ekseninde, dindarlığı da "güzel ahlak" ekseninde düşünürseniz olması gerekendir ve bundan rahatsız olanların bu ülkeye ve bu millete karşı sevgi ve saygı beslemediği açıktır.
onların anladığı çağdaşlık tamamen sosyal eksenli olup, açık saçık giyinmek, batı özentisi bir yaşam biçimi benimsemek, geçmişten gelen ahlaki değerlerine sahip çıkmamaktan ibarettir. dindarlıktan anladıkları ise şeriat eksenli bir iran modelidir.
çünkü değişmek, gelişmek gibi bi' dertleri yoktur. tek dertleri demokrasi ve laiklik gibi artık içi iyice boşalmış zırvalarla gelecek nesilleri de kendileri gibi boş yetiştirmektir.
fenerbahçelilerin fazla büyüttüğü, rakip taraftarların da haddinden fazla bok attığı forvet.
şahsi görüşüm, play off' lar dahil 10 gol atabileceğini sanmıyorum. ama şu anki fenerbahçe hücum hattı için ilaç gibidir. savunmaları yıpratır. etkili koşular yapıyor. faydalı olacaktır. ama bir takıma kademe atlatabilecek oyuncu mudur, tartışılır. kendisine ödenen para çok fazladır.
şu an türkiye liglerinde kendisini yedek bırakabilecek forvet yoktur. eğer böyle bir durum varsa sebebi tamamen saha dışı faktörlerdir.
necati ateş dahil türkiye' deki yerli yabancı tüm golcülerin futbol bilgisi ve yetenekleri milan baros ile kıyaslanacak seviyede değildir.
rıdvan dilmen şarlatanı bu adamı beğenmiyor! sırf bu bile ne kadar önemli ve tehlikeli bir futbolcu olduğunun kanıtıdır.
türkiye' deki futbol cahillerinin, forveti sadece attığı gol sayısıyla değerlendiren malların laflarıyla harcanacak, necati ateş' in yedeği olacak adam değildir baros.
kraldır.
yedekten gelip çevirdiği maçlarla fatih terim' i sike sike 4 4 2 oynatmak zorunda bırakmıştır.
cezası bitince yine dönecek ve kendisine sallayanları göt etmeye devam edecektir.