super colossal
65 (self sufficient)
on birinci nesil yazar 8 takipçi 28.71 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    paralı köpekler

    32.
  1. türkiye'deki çoğu din adamı böyle tanımlanabilir.
    0 ...
  2. akp nin somaya gönderdiği monklar

    13.
  3. körlerin ısrarla savunduğu monklardır.
    isyan çıksa bu monklar mı engelleyecek? tabi ki hayır. işçiler ve yakınları suçlunun kim olduğunu çok iyi biliyorlar. bunu dünya liderimiz bir marketin bakliyat reyonuna sığınıp orada slogan atanları tartaklarken gördük. kaldı ki oradaki insanlar bu olayda masum olan taraf ve inançlarının da islam olduğunu biliyoruz. en azından kağıt üzerinde öyle görünüyordur. burada bu köpeklere düşen görev gücün köpekliğini yapmak değil haklarını aramaları doğrultusunda halkı yönlendirmektir.

    dalavereyi göremeyip hazımsızlık çekenler için

    http://www.hizliresimyukl...udag-dogal-maden-suyu.jpg
    0 ...
  4. akp nin somaya gönderdiği monklar

    9.
  5. siyasi gücün toplumu hizaya getirmek için islam'ı kullandığını bilmeyen andavallar tarafından savunulan monklardır.

    siyasi güç ve din hakkında uzun uzadıya yazmak isterdim ama yeni ısıttığım sütümle bisküvi keyfi yapmamı engelleyeceği için bu isteğimden vazgeçtim. herkes kendi cahilliğinden sorumludur. sütüm soğuyor. hadi gömdüm.
    1 ...
  6. akp nin somaya gönderdiği monklar

    3.
  7. ağzını hayıra götünü bayıra aç

    3.
  8. deprem olacak diye ortalığı velveleye veren müneccim yarağı yemiş yazarlara söylenmek istenen söz.
    1 ...
  9. senkretizm

    6.
  10. bütün dinlerin, bütün bilgilerin, bütün felsefelerin içinden geçen, onları besleyen geleneklerin tanımlanmasıdır.

    (bkz: foucault sarkacı)
    1 ...
  11. fakir sözleri

    4.
  12. para yokken : ben doğallıktan yanayım. estetik yaptırmayı düşünmüyorum.
    para olunca : burnuma sıçayım yaa. nasıl burun lan bu.

    şeklindedir.
    3 ...
  13. iyi olmasına rağmen kötü algılanan şeyler

    4.
  14. vücuttan atılan her şeydir.
    sayayım mı? *
    1 ...
  15. üniversitede sigara satılmaması

    7.
  16. lanet olsundur.
    bizde de bu boktan uygulama var.
    ama içten içe de rektörlüğün görevlendirdiği satıcıların iki katı fiyatına gizli gizli sigara satmasından da şüphelenmiyor değilim.
    bana bi denk gelseler yapacağımı biliyorum.
    0 ...
  17. askerde ki koğuş arkadaşlıkları

    2.
  18. ayakları rokfor peyniri gibi koksa da arkadaşlıktır nihayetinde.
    yanına bi çay demlenip bayat ekmek yenir.
    1 ...
  19. al şu parayı ve kızımı bırak

    4.
  20. bir teklif cümlesi.
    en karlı tercih de teklifi yapanı ortadan kaldırmaktır.
    0 ...
  21. funda arar

    220.
  22. sabah sabah kıllandıran abla.
    çok severim orası ayrı.

    (bkz: funda arar daki inanılmaz mantık hatası)
    0 ...
  23. kızların bıyıkları

    3.
  24. çok ince olduklarından bir çakmak yardımıyla kolayca kaybolabilir.
    2 ...
  25. masaüstü arka planında casillas olan kız arkadaş

    2.
  26. sevgiliyse, bilgisayarın başındayken arkasına geçilip bilgisayarın ekranına doğru degaj vurulması gerekendir.

    kız arkadaşsa bana ne amk. isterse rocco şifrediyi koysun.
    2 ...
  27. dam üstünde un eleyen tombul neneler

    1.
  28. candır bunlar bee.
    anadolu kadını.
    elediği undan da poğaça börek yapar.
    hepsinin ellerinden öperim.
    0 ...
  29. bir dönem fenomen olmuş söylemler

    59.
  30. kürancılık hareketi

    1.
  31. türklerin turancılığı gibi bir siyasi hareket.
    bilmediğinizi biliyordum.
    keşke ölseniz.
    1 ...
  32. 1 mayıs ta polisi linç etmek isteyen göstericiler

    22.
  33. polisin görevinin kanunu uygulamak olduğunu bilmeyen embesiller tarafından terörist ilan edilen göstericilerdir.
    0 ...
  34. yeni başlayacaklar için din kurma rehberi

    1.
  35. isteklisine bir rehberdir.

    bi kere paran olacak.
    eğer paran yoksa okumayı bırak hemen.
    nefesin kokarken kuracağın dine kimse inanmaz.
    neyse, parayı buldun mu ciğerim.
    paraya tapan mal bir topluluğun olacak. mal az oldu. öküz olacak öküz. yok. bu sefer öküze ayıp oldu. yahu dağ taş gibi olacak topluluk. tamam mı ciğerim.
    sonra yapılacak seçimlerde bu topluluğun sana oy vermesini sağlayacaksın.
    oyu verdiler mi?
    bu göteleklerin donlarına kadar her şeylerini alacaksın.
    ağacından, suyuna, çalışma haklarından, sevişme haklarına kadar.. istisnasız her şeylerini...
    bunları aldığın zaman onları sağa sola çağıracaksın.
    atıyorum. x yerde bi toplantı var. gelenlere 50 tl verilecek gibi.
    bak nasıl koşa koşa gelecekler.
    sonra hep bana verin dediğinde, hepsi gelip bizzat sana veriyor olacak
    hayırlı olsun. para diye bir dinin peygamberi oldunuz.

    muz cumhuriyetinde bu denendi.

    %100 çalışıyor.
    4 ...
  36. müslüman olmayanların mutlu olmaması

    9.
  37. sifon çekilmemiş bir tespit. hep ağlıyoz bi bilsen.
    2 ...
  38. şakirdleri toplu milli yapma töreni

    1.
  39. sözlüğün fosil yazarlarının yapması gereken olay.
    0 ...
  40. kandil nedeniyle memeli başlık açmamak

    1.
  41. riyakar bir davranıştır.
    koca sene yap, bi gün yapma. iyi amk. ne güzel.
    1 ...
  42. yüzde 99 u yalandan müslüman olan ülke

    4.
  43. bu ülkede ihaleler hava parası karşılığında yandaşlara verilir. yandaşlar da fırsatı kaçırmayıp devlete 1'e 10'a kadar fiyat çekerler.

    türkiye mi?
    yok lan biz müslümanık.
    2 ...
  44. yüzde 99 u yalandan müslüman olan ülke

    1.
  45. islam ahlakına aykırı olan; hırsızlık, tecavüz vs. gibi suçların tavan yaptığı ülkedir.
    türkiye mi?
    yok lan, biz süperik.
    8 ...
  46. ilgi orospusu uludağ sözlük yazarları

    5.
  47. bir de kopyala yapıştır yapanları var. isim vermeyeyim rencide oluyorlar.
    0 ...
  48. kürtler

    549.
  49. kürtler

    546.
  50. kitap defter alışverişlerini kürtasiyeden yaparlar.
    3 ...
  51. sevgiliye bakımlı ol demenin yolları

    13.
  52. mahmutun sevgili spora başlamış.
    1 ...
  53. her boku da ciddiye almayın derneği

    1.
  54. hayatın göbeğinden zeytin yiyenlerin kurduğu dernektir.
    kuyuya ilk taşı atıyorum.
    darısı diğer delilere

    bir akşamüstü, mayısa beş var.

    telefonu kapattım. kilit ekranının gelmesini beklerken ekrana yağmur damlaları düştü. bozulur endişesiyle hemen gömleğime bastırıp kuruladım telefonumu. durakla bulunduğum meydan arasında birkaç kilometre vardı. taksinin gelmesi birkaç dakikayı bulur. buruşmuş, soft tabirli sigara paketine attım elimi. üç ya da dört tane kalmıştı içinde. ağzı yarım açık, havasını dışarıya vermiş paketten sigarayı almaya çalışırken paketle kavga ettiğimi fark ettim. alamamıştım o sigarayı. paketin yarım açık yerini ağzıma götürerek pakete hava üfledim. sigaralar şişen paketin içinde dönmeye başladı. bir tanesini çekip aldım. ateşleyip ilk derin nefesi keşler gibi çektim. belki de akşam yemeğine hazırlık yapıyordu arkamdaki marketten elleri poşetli çıkan çocuklu ev hanımları, abi diyeceğim orta yaşlılar. mavi gözlü kasiyerle yine göz göze geldik. soğuk hava sayesinde yavaş yavaş gökyüzüne bıraktığım dumanların sakallarımın arasından geçişlerini hissediyordum. ikinci nefesi alırken bir taksi geçti. 369 değildi. arkamdaki binanın saçağına çekildim. tek elimle kafamda biriken yağmur suyunu kafamın arkasından önüne doğru sıyırdım. elimdeki suyu silkeledim. elimi de pantolonumun kuru yerlerine sildim. mevsimlerde bozmuştu. aylardan mayısa beş var. üşüyorum.

    dalgın dalgın etrafı izlerken 369 geldi. sigarayı yarısında attım. "orada kaç yetimin hakkı vardı acaba" derken tek başına taksiye binerken öne mi binilir arkaya mı? sorusu dehlizlerden çıktı. garip bir saygı zorunluluğu hissettim. tekler için arka patron ya da kadın koltuğu gibiydi. her zaman yaşadığım bir kaç saniyelik bir kararsızlık. bunu zihnime kimin kodladığını hatırlamıyorum.

    bir "hayırlı işler" selamlamasıyla kendimi ön koltuğa attım. aldığım karşılıktan şoför mahallindekinin bir karadenizli olduğunu anladım. yolu tarif ettim. ben her zaman 10 liralık yol gidiyordum. bazen 9 oluyordu. galiba bazı taksiciler taksimetreyi erken çalıştırıyordu. o an hepsinin annesini saygıyla andım. saygı duruşunun ardından istiklal marşı ve haber bülteni başlayacaktı. trt 1 zamanlarıydı. dudaklarım gerildi. gülümsemeye başladım. hey gidi be. kendi kendime gülümserken taksicinin bana baktığını fark ettim. bozuntuya vermemek için vatsapı açtım. konuşma listesinin başındaki ilk kişiyle yalandan yazışmaya başladım. bu sefer de taksicinin durumuna gülmeye başladım. ama vatsapta yazışıyordum. garip. kendi kendine gülene neden deli diyoruz ki? bu söylenceyi çıkaranlar hayal dünyası kıt insanlardı osho'ya göre. sonra dans edebilen insanlar hakkında arkadaşımın nereden alıntıladığını bilmediğim bir sözü daha geldi aklıma. alıntıda; dans eden insanlara deli denmesinin saçma olduğunu, bu insanların dansı duyabilen ve onunla akabilen insanlar olduğu söyleniyordu. taksi gidiyor, ilerliyorduk. o an bir yerlerde bir merak duygusunun öldürüldüğünü hissettim. havadan sudan konuşmaya başladım. yollar... seçimden önce yapılmaya başlanan, seçimlere yetiştirilemeyen, seçim sonrasında ise yarım bırakılan yollar; sağa sola saçılmış, kimisi kırılmış, yan yana gelse kaldırım diyeceğimiz taşlar ... şoför mahalline göre anası sikilen paralar; senin, benim vergim.

    ...
    1 ...
  55. sommelier

    3.
  56. şarap eksperi. güzel şarap arayışçısı. şarabın tüm yapılış aşamalarına hakim olan kişi.

    hakkında bir yazı
    -----------------------------------
    Dünyanın en iyi Sommelieri

    Her 3 yılda bir ASI (Association de la Sommellerie Internationale) tarafından düzenlenen 2010 Dünyanın en iyi Sommelieri yarışması nisan ayında Şili’nin başkenti Santiago’da düzenlendi.

    Devlet ve özel sektör bir araya gelip ülkelerini ve şaraplarını en iyi biçimde tanıtmak için yarışmayı el birliği ile organize etmişler. Ben de yarışmayı izlemek ve çok sevdiğim Şili’yi tekrar görmek için Şili’ye gittim.

    Kimdir, nedir peki Sommelier? Sommelier bir restaurant’ta başta şarap olmak üzere tüm içeceklerin tedarikinden, stoklanmasına, mönüleştirilmesinden satışına kadar sorumlu olan kişidir. Bir anlamda restaurant’ın içecek direktörüdür. Masalar özel siparişleri için ona danışır, yemek & şarap uyumundan tutun da şarabın üretimi, damıtık içkiler, su, kahve, çaya kadar konunun uzmanıdır. işte 51 ülkeden dünyanın en iyi Sommelier’leri Dünya şampiyonunu belirlemek için Şili’de buluştular.

    Şili’nin tanımı bence ispanyolca konuşan, kuzey Avrupa disiplinine sahip, doğa ve insan olarak da Akdeniz sıcaklığında cennet bir ülke. Ant dağlarının eteğinde 170 km en, 4200 km boya sahip ince uzun bir coğrafyası var. Her an her mevsim yaşanabiliyor. Güneyde Patagonya’da kar ve buz varken, kuzeyde dünyanın en kuru çölü olan Atakama çölü ülkeyi bir iklim yelpazesi haline getiriyor. Okyanustan gelen soğuk Humbolt akıntısının serinliği, sıcak ve kavruk bölgeleri ferahlatıyor.

    Biz Türkleri deprem bilen ve tecrübeli olarak andılar sunuşlarda. Ben depremden hemen sonra “acaba nasıl bir felaket ile karşılaşacağız?” diye düşünürken, depremin izine bile rastlamadık. Birkaç 18. Yüzyıl binasında çatlak, yıkılmış birkaç gecekondu. Görünüşte hepsi bu. Bu insanları takdir etmemek mümkün değil.

    Bizi VIP salonundan karşılayıp, otellerimize yerleştirdikten sonra hemen konferanslar başladı.

    Şarapta sürdürülebilirlik, biodinamik gibi konuları tartışmaya başladık. Adamlar aşmış. Kültürleri, bizim ülkemizdekine benzer muhteşem doğa ve onun sundukları ile barış içinde, doğayı yıpratmadan bozmadan yaşamak ve doğanın nimetlerine saygı duymak üzerine kurulu. Her konuda bugün tartışılan sürdürebilirlik, tarımsal ürünlerde daha da bir önemli oluyor.

    Biodinamik işine pek aklım yatmadı. Gerçi yıldız falına da pek inanmam ama biodinamik uygulamaların sündürebilirlik ve bio ile yakından bağları var. Birçok üretici biodinamik şarap yapmak için yeni bağlar, tesisler kurmuş. Her biri bir mimari şaheser. Kimi ikna’ların güneş takviminden esinlenmiş, kimi de doğanın kendi döngüsünden. Gerçi şarap işi zaten doğanın döngüsüne paralel olarak yapılır. Üzüm hasadını atalarının yaptığı gibi ay döngüsüne bağlayıp gece yapmak, şaraphanelerde yumurta formunu mimariden tankların dizilişine kadar uygulamak gibi sistemler geliştirmişler.

    Bu arada şaraphanelerde şarabı pompa ile sarsmamak için tanklar arası aktarmayı şaraphaneleri kat kat yapıp, katlar arası yer çekimini kullanarak gerçekleştirmişler.

    Concha y Toro, Montes, Casa Lapostolle, , Seña, Errazuriz gibi birçok büyük üreticinin tesislerini, bağlarını gezdik, ikon şaraplarını tattık. Mesajı aldık. Şili artık sadece ucuz şarapta başarılı değil. Üst düzey şaraplarda akıllara zarar şaraplar üretmişler. Doğayı gözlemleyip, onun suyuna gitmişler. Kaliteli bağcılık yapıp, bağdan iyi üzüm çıkınca da onu en iyi şekilde işleyip, olgunlaştırıp harika şaraplar yapmışlar. Almaviva, Amelia, Don Melchor, Seña, Purple Angel gibi birçok ikon şarabı keyfine vara vara tattık. Kendi ikon üzümleri olarak benimsedikleri Carmenere üzümünden harika şarapları keşfettik. Muhteşem Pinot Noir’lar, Cabernet’ler, Chardonnay’lar içtik.

    Bir çok Şili’li üretici özellikle Fransız ve Amerikan üreticiler ile iş birliğine gidip ortak şaraplar yapmışlar. Concha y Toro ünlü Fransız Baron Philippe de Rotschild ailesi ile ortak Almaviva’yı yapmış. Errazuriz ünlü Amerikalı üretici Robert Mondavi ile Seña’yı yapmış. Casa Lapostolle markası ise Fransızların nefis likörü Grand Marnier’in sahipleri tarafından Şili’de üretilmekte. Umarım bizim ülkemizde de üreticilerimiz şaraplarını dünyaya açmak için böyle büyük üreticiler ile konsorsiyumlar kurarlar.

    Bu arada okyanusun nimetleri yengeç, somon eşliğinde Şili’nin bir diğer önemli ihracat kalemi olan avokado’yu bol bol yedik. Hemen komşu Arjantin’den gelen harika Black Angus dana eti ile kırmızı şarapların keyfini sürdük.

    Bu ısınma turlarının ardından yarışma başladı. 51 ülkenin yarışmacıları önce ilk on, ardından ilk üçe girmek için kapıştılar. 2008 yılında Türk Sommelier Derneği (TSD) adına Avrupa şampiyonu olan sevgili dostum Fat Duck Londra’nın sommelier’i isa BAL favoriler arasında iken yarışmadan hemen önce erken doğmaya karar veren oğlu Mete’yi ve eşini yalnız bırakmamak adına yarışmadan çekildi. Onun yerine Zuma Resaurant istanbul’un sommelier’i Serdar KOMBE yarışmaya Türkiye ve TSD derneği adına katıldı.

    Yarışmayı ingiltere adına Fransız kökenli Gerard Basset kazandı. Gerard yıllardır finale kalır ancak bir türlü birinciliği alamazdı. isa, finale katılamayarak Gerard’ın işini bir hayli kolaylaştırdı. ikinciliği isviçre’den gene yarışmanın final müdavimi Paolo Basso, üçüncülüğü de Fransa’dan David Biraud kaptı.

    Gelecek yarışma 2013’te Tokyo’da düzenlenecek. Umarım ülkemizde de bu arada daha çok sommelier yetişir de, isa’nın yolundan gidip, dünyada Türk şarabını tanıtmak adına ve Türkiye’de de düzgün şarap servisi gerçekleştirebilmek için çaba gösterirler.

    Oğul TÜRKKAN

    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14613585.asp
    1 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük