Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz sinemada satılan mısır-meşrubat tartışmasına gösterdikleri ilgiyi, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar'a yapılan zulümden esirgiyor.
Acaba Müjdat Gezen ve Akpınar demokraside ısrar etmeseydi; bugün mısır-meşrubat satılabilecek bir sinemamız olur muydu?
işyerinde yeni ofise geçeceğimiz için evden kek pasta kurabiye yapacaktık pazar günü izinliydim akşam yatmadan elmalı turta yapayım dedim bir güzel yaptım tarcınlı elmayı karamelize ettim. en son fırına attım bir ara çamaşırları asayım dedim ve turtaya bir baktım ki tabanı yanmış, oturdum hüngür hüngür ağladım.
Münevver'i kesip parçalara ayırıp gitar kılıfına koyan;Cem Garipoğlu
''Fatma ablayı katlayıp valize koydum'' diyen ve günlerce yanında gezdiren;Atalay Filiz
Cesedini yakarak imha etmeye calısan ve sonra götunden şişe sokularak cezavinde hakkın rahmetine kavuşan SUPHi (soyadını bilmiyorum yavşağın)''Özgecan''.
kefen beni çok ürkütür
bir de gasilhane
ölüm denince aklıma bir de 52. gün sonunda yılda 1 sefer hatırlanmak gelir.
ölümde yaşam kadar su kadar normaldir.
yıl kaç oldu hala oyuncuları oynadıkları rollerle kıyaslamak nedir?
Deniz Çakır benim gözümde başarılı bir kadındır.
açıklamasına göre kendisini o şahıslar sözle taciz etmişler.
kadın durumu açıklayana kadar ülke ne senaryolar yazdı be
köşelerinde sabah amblemi bulunan annelerimizin zamanında gazeteden kupon biriktirip almış oldugu muhteşem kitaplar..
okullarda kolaya kaçıp öğretmenimize sorardık en azından benim nesil böyleydi
ama evdeki sabah amblemli ansiklopedilerimizi asla unutamam