boyut olarak gömleğin cebine girecek kadardı bu ödev defterleri. ortadan iyiye açıldığında yarısı çizgili, yarısı kareli yapraklıydı. arkasında çarpım tablosu yazar, sarı-lacivert, sarı-kırmızı gibi renkli çeşitleri vardı.
kola sevmiyordur bu insan. misafirlikte falan default ikram olarak kola gelince "ben sevmiyorum kola, teşekkür ederim" der, ev sahibinin şaşkın bakışlarına maruz kalır.
çok büyük bir karizmadır. başta yaşlı amcanın, teyzenin olmak üzere diğer yolcuların ve öndeki otobüsün içindeki yolcuların taktiri kazanılır. genç kızların ilgi odağı olunur. sağdan soldan -vay be ne çocuk ama fısıtıltıları gelir, omuza arkadan bir el atılır, orta yaşlı bir amca tarafından bravo evlat! denilir. bu yaşlı amcaya, teyzeye yer vermeyenler başlarını önleri eğip utanırlar falan. tarifi zor bir karizmadır. özgüven patlaması yaşatır.
şirin gözükmeye çalışan bülent serttaş'tır. kedi gibidir. kahve kupasını iki eliyle tutan kız'dan tek farklı bülent serttaş olmasıdır. bir de iç çamaşırının üstüne sevgilisinin gömleğini giyiyorsa her eve bir tane lazımdır.
soma, kütahya, portakal, ceviz, ithal... neydi bunlar? küçükken gelmek bilmezdi bu kamyon. salakça bu kamyonun gelmesini beklerdim. kömürü dökerken izlemesi keyifli olurdu. kasasının kalkması falan. işte evin önüne kömür getiren kamyondur kömür kamyonu.
--spoiler--
The beats yeah, they were coming out the speakers and rewinding up, straight in your sneakers and I'm dancing like every song who spends his bizzle like all my dance heros would if they existed.
And it's sad that you think that we're all just sceensters and even if we were its not the senior thinking of, to taking props from like these boy band fashions, all crop tops and testosterone passion.
If there's one thing that I could never confess, it's that I can't dance or sing or step.
It's you. It's me. And there's dancing! (x2)
Not sure if you mind if I dance with you but right now I don't think you care about anything. And oh if only there were clothes on the floor, I'd feel for certain I was bedroom dancing. And it's all flaming limbs at the front line. Every single one of us is twisted by design and dispatches from the back of mind, just as long as were here everything is alright.
If there's one thing that I could never confess, it's that I can't dance or sing or step.
It's you. It's me. And there's dancing! (x2)
If there's one thing that I could never confess, it's that I can't dance or sing or step. (x 2)
fenerbahçe'de futbol oynayan alex de souza'nın ilk buluşmaya tercümanı olan samet güzel ile gitmesi olayıdır. alex'in başka bir takıma gitmesi halinde gerçekleşir büyük ihtimalle.
cep telefonlarına gelen sms.
--spoiler--
Tebrikler!Degerli Musterimiz 4 BUYUK TAKIMIN TARAFTAR FORMASINI HEDIYE KAZANDINIZ.0216 383 43 43. Hediye FORMANIZI almak iÇin HEMEN ARAYIN.
--spoiler--
mis kokulu şıpsevdi'nin ağıza alınıp iki üç tur döndürüldükten sonra "yut beni, yut beni, yut beni" diye attığı nidaları geri çevirmiş iradeli çocuktur. ya da böyle bir çocuk daha doğmamıştır. şekerli sakızı yutmadan sonuna kadar çiğneyen çocuk bizden değildir!
kafasında kiremit kırılasıca düşüncesiz öğrencidir. tam formül aklınıza gelecekken telefonu çalar ve sizinle birlikte birçok öğrencinin aklı karışır, dikkati dağılır, formül de uçar gider tabi. it herif.
tüm günü sözlük, facebook, twitter üçgeninde geçen asosyal bireyin başına gelen can sıkıcı durum. böyle uyandığında omuzlarının, boynunun, sırtının feci derecede ağrıdığını fark eder.
intihar sebebidir. akşam normal şekilde yatmışsınızdır, kulaklarınızla ilgili bir probleminiz yoktur, sağlıklı şekilde olan biteni duyuyorsunuzdur. sabah uyandığınızda bir bakmışsınız bir kulağınız diğerinden daha az işitiyor. hemen serçe parmak yardımıyla eski haline getirmeyi deniyorsunuzdur fakat açılmamakta ısrar ediyordur kulak. gerçekten çok sinir bozucu bir durum. iki kulak da eşit seviyede tıkansa tamam diyeceğim. ertem şener'in sesinin önceden gelmesi gibi bir şey. ya da alt yazının sonra çıkması. güne sinirli ve moralsiz başlıyor insan. hele o gün bir randevunuz falan varsa oturun ağlayın. konuşmayı da bozuyor doğal olarak.
misafirin hasıdır. misafirliğe giderken markete, bakkala, pastaneye uğrayıp çekirdek, fındık, fıstık, kuru pasta alırlar. ev sahibinin ufak çocuğu varsa abur cubur alırlar. çocukta sevinir tabi. sonra çocuk düşünür. ulan mustafa amcamlar gelirken cipso getiriyor. hem de en büyüğünden. ayten teyzemler neden hep eli boş geliyor? bu ipneler bayramda da harçlık vermiyor zaten... ve mustafa amca, çocuğun sevgisini iyice kazanır. diğerlerini sevmemeye başlar. 21 yaşına geldim hala seviyorum mustafa amcayı sözlük. amca diyorum da amcam değil. öyle uzaktan akraba.
bazı düşüncesiz ev sahipleri çay bardaklarını ayrı, çay kabaklarını ayrı dizerler bunun üstüne ve ikram sırasında misafir önce çay tabağını alır, sonra çay bardağı. bu büyük bir ayıptır. çay tabağı her daim çay bardağının altında olmalıdır ve öyle sunulmalıdır. oldu olacak çayı da biz demliyelim.