hani lisede müzik öğretmeni vardır bi. candır. lise sonda test çözmeniz için serbest bırakır, sıkmaz, flüt nota diye tutturmaz. o güzel dudaklarından ''serbestsiniz çocuklar'' sözü dökülür devamlı şiir gibi. germez, yormaz. mistir.
bi de sınıfta çıkarcı pezevenk vardır. o huşu ortamını siker. verilen özgürlüğü dibine kadar kullanıp amına kor ortalığın.
bunun üzerine o öğretmenden '' size güvendim, suistimal ettiniz, çıkarın defterleri'' sözcükleri dökülür. sınıfa yayılır, tokat gibi iner suratlara.
bütün bakışlar ibneye çevrilir. tenefüste alacağın öç ve söyleyeceğin küfürleri sıralarsın kafanda. integral çalışmak varken solfej molfejle uğraşırsın. 'son senem lan bu benim ne müziği' bakışlarını odaklayarak izmir'in kavakları adlı eserin yazılı olduğu kitabın sayfasına.
programına konuk olan şarkıcının şarkısını bilmeyen sunucuların sıkça giriştiği eylem.
geçen tv 8'de yayın yapan seray sever adlı hatunun programına konuk olan doğuş, şarkı söylemekteydi. seray sever de arkalardan bir yerden, kameralar ona döndüğünde ağzını oynatarak bir şeyler söyledi. meğer şarkıya eşlik ediyorumuş, te allahım.
sonra doğuş'a baktım. o da bir şeyler mırıldanıyor. lan o da şarkısını ezberleyememiş. ebesinin amı. biri daha şarkısını öğrenemeden programa çıkmış, öbürü daha albümünü dinlemeden herifi yayına çağırmış.
mum diken onlarca insanın bulunduğu yere gidip ''bir mum da ben yakayım lan'' dediydim. dileyecek bir şey bulamayınca da ''kimsenin dileği olmasın'' diyip yakıp diktiydim mumu.
örneğin, yere düşüp kırılan parfüm şişesi. yerde hızla yol alan caaaanım parfümün birazdan uçacağını bilmek, elleri yere sürüp sonra boyuna temas ettirerek son demlerden nasiplenmek.
geçen fondöten şişesini kırdım. kalakaldım yerdeki kahverengimsi cıvıklığa. camların en az olduğu yeri seçip parmaklarımı daldırdım, yüzüme sürdüm. evet yaptım bunu. sonra dedim hazır elim değmişken bi de rimel süreyim. eni konu makyaj yaptım. sonra o da boşa gitmesin diye gezmeye gittim.
gerekli olandır diye dandik bir tanım yaptıktan sonra, asıl anlatmak istediğime geçeceğim.
bir gün bir kitapçık karıştırıyorum. burç uyumlarını falan anlatıyor. aslan-aslan birlikteliğine geldi sıra. seks uyumları muhteşem, kıvılcımlar çıkartabilirsiniz, hadi yatağa koşun ovvvv falan tarzı bir şey.
kitapçık yazarının, bunları yazarken hangi hislerle tuşlara bastığını ya da kaleme sarıldığını düşündüm sonra. kendi burcumdan şüphe ettim ' aslan burcu olduğum halde niye kimseyle kıvılcam ateş ovvv falan yaşamadım lan ben' diye. gençlik tabi.
sonra esti lan birden. gerçekten esti. pencereyi kapadım. kaparken bir çift gördüm aşağıda. yiyişme diye tabir ettiğimiz o ayıp şeyi yapıyorlardı. kesin aslan- aslan lan bunlar dedim.
işte o an mecazi anlamda esti. kitapçığı yazanın e-mail adresine baktım. mail atmak üzere laptop'ımı açtım. evet, laptop'ım var. yatarken falan güzel oluyor.
döşedim bir mail.
yazdığınız kitapçığı pek beğendim. çok gerçekçi. bence dergilerle promosyon olarak değil, ayrı olarak satılmalı bu. (falan falan)
yalnız, aslan-aslan kısmına geldiğim zaman biraz duraksadım. pardon siz ne burcusunuz acaba?
yolladım bunu ben. gerçekten yolladım.
cevap mı? geldi:
övgüleriniz için teşekkürler sayın okuyucu. yalnız bu kitapçık tek kişi tarafından hazırlanmadı. her bir sayfayı, ya da bölümü başka bir köşe yazarı yazdı. editörümüz de tabi. sizin bahsettiğiniz sayfayı yazanın kim olduğunu bilmiyoruz. çünkü yazılar bir havuzun içinden seçiliyor. teşekkür ederiz.
ha siktir dedim. sigara yaktım hemen. kendimi birden inandırmışım lan resmen adam olduğuna yazanın. ya da öyle istedim bilmiyorum.
o gün bugündür, aslan burcu sevgilim olduğunda, terbiyeci ben oldum. gerçek anlamda terbiyeci. ahlaki anlamda. evine gitmedim. gitsem de yatağına 1 metreden fazla yaklaşmadım.
bir de, ellerim üşüdüğünde ellerimi ona sürtmedim. malum, kıvılcımlar.
bir arkadaşı ayarlayıp, sevgilinin numarasını verip gerçekleşebilecek olan.
merve burcuya mert'in numarasını verir mesela. şimdik mert, mervenin sevgiloşu. burcu da, burcucum çok güzel çıkmışsındaki burcunun aynı. böyle bi' ilişkiymiş falan.
herneyse.
burcu mert'i arıyor.
+mert
-burcu
-alo.
+alo.
-merabaaa.
+buyrun?
-ay şey ben.ıııııııı numaranı birinden aldım. senden çok hoşlanıyorum da. hı hı evet öyle falan.
(gülüşmeler)
+teşekkürler de. benim sevgilim var zaten iyi günler.
kestik. normal bi şahsiyet, bu noktada kapar o telefonu. işlettin tamam işte güldün falan. kapa artık onu. bas o no'ya. yemedi işte çocuk gelmedi oltaya.
-ya tanışsaydık amaaa. gerçekten çok hoşlanıyorum senden.
+tamam anladım da yapabileceğim bir şey yok. kapatıyorum ben.
-ya sadece bi kez buluşsak. sevgilinin haberi olmaz.hı? hı? nolur ya? hı? gizli iş yap sevgilindn kandır onu tamam mı? hı? yapar mısın böyle bir şey? böyle biri misin yani?
+ahahaha. çattık ya.
-yo yo ağzından laf almak için söylemediiiim.kesinlikle. sen yanlış anladın. valla ba. kimse falan arattırmıyo da.
+ahahah. ben öyle bi şey demedim zaten. senin adın ne ya?
burcu merveye döner. 'oha kızaaaaaam adımı sordu kesin aldatıyo bu seni'.
- şey ya. naz benim adım. öyle. şimdi uydurmadım.valla. gerçek adım bu. hı hı evet. gerçek bu.
+neyse. dediğim gibi sevgilim var benim. kapatıyorum artık ben.
-ya bi kere öpsem yeter amaaa.noluuurr.
al işte. sen bu maçı baştan kaybettin merve. bu burcuyu nerden buldun sen merve. te allahım.
+ne diyosun ya. kapa şunu. hadi.
-bizim ev boş?
+ev? boş hem de?
-eveeeeet. vallahaaa. boş yanii. ehe.
o telefonu kapamaz bu pezevenk. kapar mı lan. mal mı.
-kırmızı çamaşırlarım var ama. yeni aldım senin için. bi daha düşün.
kestik. altın vuruş bu. bitti bu iş yani.
+çamaşır diyosun? kırmızı diyosun? nerde oturuyosun sen ya?
- buralarda. oralara yakın işte. hı hı. öyle felan.
+tamam o zaman. kabul. adresi ver bana.
kapa kaltak kapa. sıçtın batırdın.
kapar. sonunda.
merve ağlar, burcuda ben söylemiştim havaları.
al amına koyayim sana test. gitin yatın uyuyun ya. testine soktuklarım.