ben değil bizzat aleviforumunda tartışılan bir konu. bir insanın tipinden hangi takımlı olduğunu anlamak gibi ya da gözlerine bakarak karakterini çözmek gibi bir şey bu. çok benzemiyor ama aynı kapıya çıkıyor sanki. bu yaptığım/yaptığımız ırkçılık vb bir durum değil nasıl bir çinliyi dış görünüşünden anlıyorsak aleviyi de rahatça anlıyabiliyoruz.
bakın baş örtüsüyle saçlarının yarısını kapatan ve saçlarının açık yeri turuncuya yakın bir renkte kadın görürseniz bu alevidir. 60 yaşına geldiği halde çantasını koluna takmış elleri kolları böğrü açıkta bir kıyafet giyen kadınımız alevidir. yüzü busburuşuk ve saçları açık yanık tenli bir insan görürseniz bu alevidir. bir de gözlerinden anlaşılıyor alevi oldukları. kara gözlü olurlar hep.
şimdi kusura bakılmasın ama bir ışık yok bu yüzlerde. ışığı, çakrası yok olmuş yüzler. bizzat alevilerde söylüyor bunu tipinden rahatça anladıklarını.
üstad altan tan'ın yürekten katıldığım bir iddiası. tarih derslerinde öğretilen ezberleri bir kenara bırakın artık, gerçeklerle yüzleşelim. buna cesaretini var mı ? lisede öğrendiklerinizden daha fazlasını öğrenmek istemiyor musunuz ? türklere müslümanlığı kürtler aşılamıştır. türkler, kürtler sayesinde islamı benimsemiş ve yaymaya başlamışlardır. nakşibendi şeyhlerine, kadiri şeyhlerine bakalım büyük çoğunluğu kürttür. Nakşibendiliği Anadolu coğrafyasına halifeleri aracılığıyla getiren Mevlana Halidi Şehruziri Süleymaniyeli kürttür. halifelerin yarısına yakını kürttür.
evet türklere islamı, doğruluğu kürt alimler kürt şeyhler öğretmiştir. bunu sadece altan tan değil tarih konusunda uzmanlaşmış kişiler de söylüyor. yeter ki araştıralım yeter ki bilelim.
ve türkler, bilimi, ilimi, dini kürtler sayesinde aldıkları halde hala kürtlere önyargıyla düşmanlıkla yaklaşıyorlar. nankörlük mü ?
türk mutfağından da fransız mutfağından da oldukça üstün ve zengin olan mutfaktır. hatta türk mutfağı kürt mutfağının yanında zimbambe mutfağı gibi kalır. perde pilavlar, büryan kebaplar, meftuneler, elazığ usulü dolmalar, urfa poğaçası ve sayılamayacak kadar çok olan binlerce etli, tavuklu mükemmel yemekler.
sanılanın çok çok aşağısında bir nüfustur. birçok izmirlinin de itiraf ettiği gibi hatta bazı tarih makalelerine de konu olmuş üzere savaş zamanlarında birçok yunan ve sovyet askeri yöre kadınlarıyla ve rumlarla ilişkiye girmiş ve onbinlerce yasadışı çocuk dünyaya gelmiş.
yani şu an izmirin nüfusunu oluşturan kesimin yarısına yakın melez. klasik türk özelliklerini gösteren muhafazakar dinine bağlı kişilerin anadoluda, sovyet ve yunan medeniyetini alan insanların izmirde birleştiğini şu an ki tabloda zaten rahatça görebiliyoruz.
diyeceğim şudur ki benim gözümde izmir türk bile değil ne yazık ki.
her devrimcinin ve genel olarak ölen her solcunun arkasından dillendirilen bir nane. n' yaparsalar yapsınlar adamlar fidan oluyor arkadaş bu nasıl işse anlamadık gitti. bu ülkeye marksizmi, komunizmi getirmeye çalışan dürzüler fidan olarak anılıyor.
cumhuriyet döneminde atatürk için kullanılan hitaplardan biridir. özellikle cumhuriyet gazetesinin vazgeçilmeziydi o zamanlar. gazi hz. atatürk hz. vs.
eğer bir bakkal işletiyorsanız bakkalınızdan alışveriş yapan olmayacağı manasına gelir, kürt olduğunuz anlaşılırsa kafanıza gökten(!) taş yağabilir. komşularınız eğer sizin kürt olduğunuzu anlarlarsa hemen balkonlarına hatta ciddi söylüyorum evlerinin kapılarına türk bayrakları asarlar. insanların size bakışı değişir ve mümkün mertebe arkadaş bulmakta oldukça güçlük çekersiniz. annenizle yolda giderken fısıldayarak kürtçe konuşursunuz çünkü bilirsiniz ki bir izmirli sizin kürt olduğunuzu anlarsa tekme tokat döver hatta linç girişiminde bulunulabilir.
bir kürt vatandaşının yaşayabileceği son yer izmirdir evet. izmirde kürt olmak zordur, çok zor.
gönül ister ki diğer illerde türbanlı olmakla aynıdır diyebilelim. zaten bir olay böyle başlık haline gelebiliyorsa ortada anormal bir durum var demektir. izmir de türbanlı bir kadın olmak gerçekten çok zor. yaşlı kadınların sizlere olan bakışı, küçük çocukların nefret içerisinde sizi kesmeleri sanki büyük bir suç işlemişcesine üzerinize gelmeleri ve daha neler neler. çıplak gezseniz kordonda bakmazlar ama türbanlı gezerseniz tüm bakışlar üzerinize çevrilir. otobüste dolmuşta insanların ''cıkkk cııkkk şeriatçı heralde'' demelerini saymıyorum bile. allah gerçekten kolaylık versin.
che guevera'nın kutsal çantasıdır efendim. hayır utanmadan içini karıştırmışlar. içinden atatürk imzalı bir fotoğraf, birinci kalite bir nutuk felan çıkmış. hatta çantanın iç gözünde dedemin sünnet fotoğrafları da çıkmış ne hikmetse. elin çantasına bile el atmışlar kemalistler yuhunuz.
hem hangi takım taraftarının daha çok olduğunu hem de kıskanılan tarafın hangisi olduğunu açıkca gösteren bir durum. sadece uludagsozluk için değil merak eden hemen şimdi baksın hemen hemen her sözlükte galatasaray başlığı altında açık ara daha fazla entry vardır fenerbahçeye ve beşiktaşa göre. galatasaray 104, fenerbahçe 88, beşiktaş ise 62 sayfa entrye sahip.
burda olay fazla entrysi var yani iyi takım olayı değil fazla entrysi var çünkü diğer takımlara göre konuşalacak çok daha fazla başarısı ve çok daha kaliteli futbolcuları var. hatırlarsınız daha 1 ay önce galatasaray ilk beraberliğini aldığında sayfalarca entry girilmişti galatasaray başlığına. manyak la hepsi.
fenerbahçe ile özdeşlemiş tek olgu. abi hatırlıyor muyuz bilmiyorum ama fenerbahçe takımına ne forvetler geldi ne forvetler gitti yahu.
kenet anderson'u hatırlayan var mı? pornocuydu lan o o nasıl soyadı. ya vladimir beschastnykh? bu ne lan? fenerbahçe bu adamı nerden bulmuştu sahi? asıl komediye gelin Washington. portakal almıyoruz ki futbolcu olan bu. moldovan'ı unutan var mı türkiye'de? ya yıllar öncesinde gençlerbiliğinden devşirdikleri forvetler?
nerde 2. sınıf hatta 3. sınıf forvet oyuncusu varsa fenerbahçe aldı bu ülkede. şimdi de guiza. pek bir farkı var mı sizce? ulan komedi bu takım be.
ister fanatik galatasaraylı ister beşiktaşlı ister fenerbahçeli olun. objektif bir insanın çok rahatlıkla söyleyebileceği bir gerçeklik. bakın iyi futbolcu, yetenekli futbolcudan bahsetmiyorum. bir futbolcudan bahsettiğinizde aklınıza ilk fenerbahçe gelecek ya da fenerbahçe derken o futbolcunun oynadığı bir maçın hayalini kuracaksınız.
galatasaray diyelim. prekazi, bülent korkmaz, hagi, hakan şükür ve bu listeye 10 yıl sonra bir arda turan eklenecek. bakın sadece kült olan ve galatasarayla ismi özdeşleşmiş futbolcuları saydım. daha yüzlerce yetenekli topçu gelip gitmiştir. beşiktaşa gelelim. feyyazı, alisi vardır. tam kült olmasada ilhan mansızı vardır. hepsinden ötesi nouması vardır.
abi gelelim fenerbahçeye. ıkınıyorum kendimi parçalıyorum rıdvan dilmen'den başka bir futbolcu bulamıyorum. şimdi utanmasalar can bartu, kenett anderson felan der bunlar ondan korkuyorum. aslında bu biraz fenerin real madridvari bir takım olmasından dolayı. parayla şampiyon olan takımların kült futbolcular pek olmuyor. şaşırmamak gerekir.
hani insanların samimiyetsiz bulduğu kişiler olur ya, gıcık olurlar, ciddiye almassın. işte bunlar tam onlar oluyor.
18 yaşındalar bilemediniz 19 yaşında. kara kuvruk tenleri ince vücutları. nerde miting var ''türkiye laiktir laik kalacak'' diye bağırırlar. şeriat istemiyoruz çığlığı atarlar. kendilerine cumhuriyet çocukları diyorlar bir de. hayır ne çocuğu oldukları beni ilgilendirmiyor ancak o kadar samimiyetsiz geliyorlar ki insana nefret duygusu beslememek elde değil. hatırlar mısınız bilmem ergenekonun düzenlediği cumhuriyet mitinglerinde de vardı bu bebeklerden. şimdi büyümüşlerdir belki ya da sıralarını başka ''cumhuriyet çocuklarına'' bırakmışlardır. sevdalılarmış hey allam.
atatürk heykelleri her yerde bilindiği gibi. şehirde, ilçede, köyde her yerde karşılaşabiliyoruz. acaba bu heykellerin yapımı ne kadar doğrudur ya da islamdaki yeri nedir hiç düşündük mü?
islam kaba ve bayağı müşahhası azizleştirmekten başka bir şey olmayan putlaştırma işinden ve putlardan nefret eder. ve bu sanata yardımcı sanatları da sevmez. tabii plastik sanat eserleri, mevzuuna karşı bir azizleştirme gayesi gütmediği ve içtimai bir faydaya bağlı olmak suretiyle caizidir. peki şu an böyle mi ? sizce azizleştirme gayesi güdülmüyor mu? azizleştirmeyi geçtim heykelden medet umanlar, yakaranlar, ileri gidip tapanlar yok mudur?
gerisini lütfen siz düşünün. islam şeriatince uygun olmayan bir eserin cennetindeyiz şu an..
türkiyenin portekizle olan benzerliğini ortaya koyan bir durum. portekizde de böyledir her iki kişiden birisi mutlak benficalıdır. türkiye'ye dönelim..
dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum ama ortalama olarak her iki kişiden biri mutlaka galatasaraylı. ha 2 kişiye sorarsınız başka bir takım söyler diğer 3 kişiye sorduğunuzda hepsi gs'li der yine durum eşitlenir. ama durumun ortalaması tam manasıyla bu. sosyal hayatınızı, iş yerinizi, arkadaş çevrenizi sorgulayın. hadi ama inkar etmeyin tanıdığınız her iki kişiden birisi galatasaraylı hatta yalnız kalıyorsunuz galatasaraylı arkadaşlarınızın ittifakından dolayı.
sözlüklere bakıyorum her sözlükte galatasaray başlığı açık ara önde. profesyonel istatistik kurumlarının her takım istatistiğinde galatasaray daha fazla taraftara sahip. inkar edebilir miyiz? bir tane söyleyin fenerbahçenin ya da beşiktaşın önde olduğu bir taraftar istatistiği? 80'ler ve ortalarında fenerbahçe taraftarı çoğunluktayken 80'lerin ortası ve 90'lardan sonra çığ gibi bir galatasaray nesli doğup filizlendi türkiye'de.
beni de rahatsız ediyor ama durum böyle objektif olmalıyım.
insan ilişkilerinin olmazsa olmazı. yapabilenler her zaman kazanıyor yapamayanlar ise kaybediyor. hayatta en sevmediğim şey ya şöyle olsaydı n' yapardın? öyle olmasaydı da böyle olsaydı n' yapardın gibi varsayımlar yürütmektir. ama empatinin özünde bu var iyi biliyoruz. düşünelim ki cumhuriyetin kurulma aşamasında ya da daha öncesinde bir türk katliamı yaşansaydı ya da buna gerek kalmadan türk nufusu kürt nufusuyla hemen hemen aynı olsaydı. türkiye'nin başına ağırlıklı olarak kürtler geçseydi ve şu an bizler türkiye'nin batısında sıkışıp kalsaydık?
dilimizi rahatça konuşamasaydık ki kürt milliyetçiliği türk milliyetçiliğinin yanında küçücük kalır yani böyle bir dil mevzusu olsa acaba türkiye toprakları karışmaz mıydı? pratikte olmasa bile zihnen ve psikolojik olarak 2. sınıf vatandaş muamelesi görseydi türkler sizce bu topraklar karışmaz mıydı? pratikte görmeyi saymıyorum daha. bir türk olarak toplum içerisinde dışlandığınızı düşünün, ''türk ama iyi çocuktur'' dendiğini düşünün sadece bir saniye.
kürtler de türkler kadar bu ülkede söz sahibidir. empati sadece empati..
şu an 70 milyona yakın insanın hayatını kurtaran, kadınlarımızı yunanlıların elinden çekip alan, ulumuz ve büyük önderimiz m. kemal atatürk'ün istiklal marşı kıtalarında yer almaması bizleri hiç şaşırtmıyor mu?
yüce büyük kutsal ulumuz atatürk onca özveri ve çalışma ile ülkemizin topraklarını ulu bir laikmişcesine ve öndermişcesine kurtarmış ve biz yeni nesillere emanet etmiş buralarını biliyoruz. istiklal marşı türkiye'nin milli marşı bunu da biliyoruz. e bizim kurtarıcımız en büyük türk olan ve en ulumuz ve kusursuz insanımız olan atatürk'ün ismi neden geçmiyor bu marşta? yazılma aşamasında ya da yazıldıktan sonra atatürk'ü sevenler tarafından değiştirilip birkaç dizesine atatürk ismi sıkıştırılmalıydı bence.
milli bayramlarda, okulların açılış ve kapanış günlerinde ve minumum resmi törenlerde istiklal marşı yerine hem atamızı öven hem de tanrıyla aramıza girip bizi içki içiyoruz ve kafayı buluyoruz diye eleştirenlere bir nevi cevap niteliği taşıyan kutsal şiirimiz olan be hey dürzünün okunmasıdır.
be hey dürzü şiiri biliyoruz ki ne kadar günah işlersek işleyelim bunu dürüstçe işliyorsak cennete gideceğimizi vaadeden bir nevi endüljans şiiridir. ulu atamız olmasaydı türk halkının genelinin orospu olacağını söyleyen şiirimizi törenlerde okusak iyi olmaz mıydı? biliyoruz ki istiklal marşında laikliğe aykırı terimler mevcut oysa be hey dürzü tam manasıyla laik ve kemalist çizginin üzerinde yürüyen bir şiir.
ama gördüğüm an etkilendim doğrusunu söylemek gerekirse. romalı düşünür senecâ'nın sevdiğim bir sözü vardır ''halk yalnızca kralın yaptıklarına katlanmak zorunda kalmaz, aynı zaman da onları övmelidir de'' düşünüyorum da bir söz ancak bu kadar güzel ve ihtişamlı olabilir. geçmişi incelediğimizde genellikle halka kan kusturan hükümdarlar kendileri hakkında kötü bir söz ya da eleştiri duymamak için kanunlar ve yasaklar koyarlardı. biraz daha güncele yaklaşırsak saddam döneminde ıraktaki evlerin hepsinde saddam resimleri asılmak zorundaydı. sevsen de sevmesen de asacaksın yani kurtuluşun yok. halka kendini tam manasıyla sevdiren hükümdarlar/padişahlar ya da adına her ne derseniz kesinlikle ne kendi döneminde ne de kendinden sonraki veliahtları tarafından ''kanunlar'' aracılığıyla koruma altına alınmamıştır. kısa bir mantık yürütelim ve rica ediyorum objektif olalım:
halkı için onca iş yapmış, bir ülkeyi küllerinden yeniden ortaya çıkarmış bir insanı neden yasalarla koruma altına alma zorunluluğu hissedilmiştir size? acaba bunu yapan insanlar halkın ''atatürk'' sevgisinden şüphe mi duyuyordular? neden özgürce sevme yolunu seçtirmek yerine zorla ve kanunlar aracılığıyla sevdirilme yolu seçilmiştir?
minicik zehirli bir iğne daha batırayım, benim dünyamda benim ülkemde sadece bazı şeyleri yanlış yapmış bazı çevrelerin canını yakmış insanlar yasalar aracılığıyla korunur.
evet duyamıyorum, yanlış mıyım? kesinlikle doğruyum.