önyargıyla yaklaşmayınız efenim. deneysel olarak az önce gerçekleştirdiğim olaydır. normalde sistem cinsel içerikli konuşmalara izin vermiyor fakat belirli komutlar kullanıldığında bunu yapmak mümkün. fakat şunu söylemeliyim ki, yapay zekanın gerçekten inanılmaz bir hayal gücü var. *
şu cennet ülkemizde şimdilerde +50 yaş dayılar ve çoğunlukla lise dönemi öğrencilerin akın ettiği kahvehane dediğimiz mecralar, esasen osmanlı zamanında 'kıraathane' olarak tanınan yerlerdi. kelimenin kökü olan "kıraat" okumak manasına gelir. dolayısıyla "kıraathane" de okuma yapılan mekandır. insanlar kıraathaneye gittiklerinde maksat çeşitli kitap, dergi, gazete gibi şeyler okurken kahve içmekmiş. ne kadar da güzelmiş aslında, ama gel gör ki ben artık etrafımda kıraathaneye gidip kitap okuyan bir kişi bile göremez oldum(kıraathanelerde kitap bulumuyor mu onu bile bilmiyorum). varsa yoksa 4 kişi okey ya da batak oynarken söve saya çay içip sigara tüttürülen topluluklardan ibaret olmuş artık buralar. tamamen anlamını yitirmiş vaziyetteler. ki bunların çoğu iddia ya da ganyan bayisi aynı zamanda... kendi görüşümü belirtmek istiyorum: bence bu 'kahvehaneler' artık kısaca "düşünce kaybı" mekanları olmuş durumda. 60 yaşında emekli dayıları geçtim; 15-16 yaşındaki gençlerimiz bile artık kahvehanelerde gencecik ömürlerini hiç uğruna yitirmekte, boşa zaman öldürmekte. 65 yaşındaki emekli dayımız ise güzelim emekliliğini yok uğruna eritmekte, beynini uyuşturmakta. bakın sosyalleşmek için belki makul gözüküyor olabilir ancak bunun için daha iyi yollara başvurulabilir. bu kahvehanelerin yarısını bile kapatıp bunların yerine küçük devlet kütüphaneleri açılsa ve bir şekilde insanlar kullanmaya teşvik edilse memleketin refah seviyesi artar. bu ülkenin durgun beyinlerle dolu olmasının büyük bir sebebi bence bu 'kahvehane' lerdir. buna acilen çözüm bulunması gerekmektedir.
normal yaşantısında her gün küfür edip, hayvanlar gibi israf, zina yapıp, yalanlar söyleyip islama göre haram olan her türlü boku yiyen sözde müslümanların gelip de ramazan ayında “ahaa ramazan geldi oruç tutaaam, otuzbir çekmeyeeem, zina yapmayaaam, içki içmeyeeem, kötü söz söylemeyeeem..” triplerine girmesi bence islama göre münafıklıktır. ya bunu kabullenip aga ben müslüman değilim hiç zamanımı boşa harcamıyım diyip bırakın inanmayı ya da bir şekilde kendinize çeki düzen verip o şekilde yaşayın dininizi. çok sahtesiniz be, çirkin insanlar...
Herkes en az bir kez geçirmiştir aklından “ulan çocukken ne mutluyduk bee. Keşke o zamanlara geri dönebilsem...” falan diye. Yok aslında öyle bişey. O zamanlar da en az şimdi kadar üzülüyorduk, sinirleniyorduk, hayal kırıklıkları yaşıyorduk. Sadece yaşımız arttıkça aynı sıkıntıların katsayısı da doğru orantılı bir şekilde arttı. Biz hep mutsuzduk arkadaşlar, olmaya da devam edeceğiz hiç kendimizi kandırmayalım.
içinde bulunmadığım erkek tipidir. ilk olarak sigara içmiyorum, ikinci olarak ise sevgilimle birlikte alışveriş yapmak hoşuma gidiyor. kütük gibi davranacağınıza denemenizi tavsiye ederim beyler, ilişkinize renk katar böyle şeyler.
gitse acaba arkamdan işler çevirir mi diye düşündüren sevgilidir. sahi ne kadar güvenli bi ilişkiniz olursa olsun herkesin aklından bir kere geçer bu bir kere.
bilmiyorum ne kadar genel bir yargıdır bu, lakin bence özellikle türkçe müzik tarihinde erkek sesinin kadın sesinden çok daha büyük bir rolü var. (istisnai olan bazı büyük sesleri saymıyorum örneğin: yıldız tilbe) özellikle de şarkıda söylenmek istenen, hissettirmek istenilen duyguları erkek sesleri dinleyicilere daha iyi iletebiliyor gibi, nedeni ise meçhul.
kalın dudak sevmeyen erkek düşüncesidir. hayır anlamıyorum, ne diye dudak büyütme çabasına giriyor çoğu kadın? bana cidden çok itici geliyor. kadın dudağı dediğin büyük olmamalı bence.
şahsımca söylenmiş olan bir yakarıştır. sevmiyorum ulan insanların ortalıkta siyaset konuşmasını. içimi bayıyorsunuz amına koyim. sizin sikik sokuk politik bakış açılarınızı orada burada duymak zorunda mıyım lan ben? hele her fırsatta ortama girip siyaset konusu açan tipler var ya, işte onların validelerine burdan selam yolluyorum. bayramlarda sizdeyim.
son zamanlarda çok fazla kafamı kurcalayan durum. 2000 yılından itibaren herşey aşırı hızlı bir şekilde gelişmeye başladı fark ettiyseniz. söylemeliyim ki bu durum beni korkutuyor. sözlüğün ilk açıldığı zamanlarda yazarlara ileride buraya elinizden büyük olmayan aletlerle her yerden bağlanabileceksiniz. deseydik tepkileri ne olurdu cidden merak ediyorum. ki bu sadece küçük bir örnek.
an itibariyle beni şok eden hadisedir. tertemiz karımı toplayıp üstüne bir güzel pekmezimi döküp yedikten sonra gözüm pekmezin son kullanma tarihine ilişti. ve gördüğüm kadarıyla aralık 2014 te son buluyordu. 2017 yi göremeden gidicem sanırım sözlük bi fatihanızı alırım.
ne bir leonardo dicaprio, ne de bir jason statham ın bile ulaşamayacağı türden bir karizmadır. bir de bunun iniş kısmı vardır ki kimse istese hayatında bu düzeyde bir seksapaliteye ulaşamaz kanımca.
