uzun zamandır girmediğim sözlüğe, bugün doğum günümü anımsayıp mail atmaları vesilesiyle tekrar girmiş bulundum.
buraya bakmayı kesmemin sebebi zeka yoksunu birçok insanı barındırdığını düşünmemdi. geri döndüğümde başlıklara bakınca hiç de haksız olmadığımı fark ettim. neden mi? kadın düşmanlığı son gaz devam, ya da bir başka bakış açısıyla şöyle söylemek lazım; kadınları sinirlendiren başlıklar açarak kız düşürme taktikleri devam etmekte...
bu kısa girizgahın ardından asıl meseleye gelecek olursam;
öncelikle sevgili arkadaşlar, kız değil kadın olarak başlığın düzeltilmesinden yanayım. sonrasında ise ilk başlarda da belirtildiği üzere kadınların sözel zekası erkeklerin sözel zekasını döver. bilimsel işleri bir yana bırakacak olursak ve okunan kitabın sayısal verilerle yüklü bir kitap olduğunu da düşünürsek daha somut şeyler sunmam gerek size. onu da şöyle bırakayım;
evet arkadaşlar, türkiye'de en çok kadınlar kitap satın alıyorsa alıyor, nolmuş? diyebilirsiniz. ama bu en azından kadınların okumak ve yorumlamak için daha istekli olduğunu ortaya koyar diye düşünüyorum.
ayrıca...
her şeyi kadın-erkek diye ayırınca noluyor? hakikaten noluyor yani? bir kitabı herkes anlamak zorunda değil, bunun kadınla ya da erkekle alakası yok.
kıvırcık ve kabarık saçlarınız varsa aynaya baktığınızda kocaman bir taşşaktan ziyade, sevimli bir koyunmuşçasına tatlı olduğunuzu düşünür ve mutlu olursunuz.
sabahattin ali ile bir raki icip sohbet etmek tadindan yenmezdi.
kafka ile milena'ya mektuplari uzerine dertlesebilmek bambaska olurdu.
dostoyevski ile de sohbet etmek farz.
aslina bakarsaniz issiz adaya dussek alacagimiz 3 seyin ne olacagina asla karar veremeyecegimiz gibi, bu basligi da 3 kisiye sikistirmak oylesine zor ki.
giuseppe arcimboldo ile resim dehasi uzerine sohbet,
mahir cayan ile cesaretine dair sohbet,
iustinianos ile yepyeni bir istanbul uzerine sohbet....
liste cok uzuyor. bildiginiz gibi degil.
sozluk evleniyorum.
gelin odasinda annem yook, arkadaslarim yook.. yalniz kalmisim.
gelin odasi da vefat anneannemin evindeki misafir odasi
duvagi ariyorum yirtilmiis, corap giyicem sadece ilkokul corabi gibi bembeyaz bi sey vaar.
gelinlik desen gelinlik degil, sadece altta beyaz bi etek. ustune tisort giycekmisim hic tisortum kalmamis, hepsi yirtik camasir sulu falan.
sabah sabah psikolojim bozuldu yeminle.
aklimda boyle bir sey yokken neden boyle bi ruya gordugumu de anlamis degilim.
bir arkadasim vardi.
bir yerde garsonluk yaparken rezervasyonlu avustralyali ailenin kizina serviste asik olmus.
masaya kulak kesilince kizin adini da ogrenmis.
facebook'tan o isim ve soyisimdeki tum kadinlara mesaj atip durumu anlatmis, sonunda kiza ulasti.
kiz ile 6 aya yakin bir iliskileri olmustu.
o yuzden hic garip degil asik olmak.
online oldugum saatleri sorgularken caktirmadan ders calisip calismadigimi anlamaya calisan babam, babalarimiz.
son gorulmeyi kapaticam hepimiz rahatlayacagiz.
bir de sanki surekli mesaj geliyormus gibi whatsapp'i acip duruyor, oysaki tek konustugu benim.
he bir de bu babalar * yerine )))))))) kullanirlar.
yerim onu cok seviyorum.
uyesi oldugum topluluktur.
ay cok sirin ay cok tatli bidi bidilarindan yeterince yildik. ama tesekkur ederiz, teveccuhunuz.
sandiginiz gibi tum paramizi sac bakim urunlerine de harcamiyoruz. cunku; bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen...