ülke sınırında güzel Türkçemizi, anadilini kullanamayan 50 kişilik öğrenci güruhuna ingilizce öğretmeye, konusturmaya çalışmaktır ki... düşmanıma dilemem.Uğraşlarım sürüyor!
Hoca hanıma razıyım efendım; abla diyen mi dersiniz teyzesi diyen mi? Nasıl bir yakınlıktır ki çocuğun annesinin yerine konmakla kalmamış bütün aileyle akrabalık bağlarını ilerletmişiz birden?
-sarışındı, uzun boylu, dalgalı saçları vardı, yanılmıyorsam ela, iri badem gözlü...
-şaka mısın lan sen akşam akşam?! diyerek memur kardeşlerimizce tartaklanmaya gidecek durum.
ya da oldukça kısa sürebilir;
-tarif ediniz lütfen.
-çinliydi memur bey.
-oğlum al şunun bi fotokopisini çektir! durumu gibi de sonuçlanabilir.
tecavüzcünün hadım edilmesi üzerinden; hırsızın elinin kesilmesi, yalan söyleyenin dilinin koparılması, düşünen insanın beyninin alınması, katillerin özel adada beslenilmesi.
evet böyle bir durum var toplumumuzda. efendim lutfen temiz vicdanlarımızla yapılım dedidokumuzu gerçekten ayşe hanımın o gün yaptığı yemek rezaletti. fatmanın yanındaki tanımlanamayan erkek kimdi, nişanlısına da benzemiyordu ki. bu septik bilimsel içgüdülerinizin üstüne gidiniz. ardından "ayyy akşam akşam günahını aldık görüyo musun kızın üfff" gibi duygu karmaşalarına yönelmeyiniz. pişman olmayınız araştırınız, öğreniniz, sorgulayıcı kişiliğinizi kabulleniniz efendim...
gözleri açık, bilinçleri ellerinden geldiği ve doğaları izin verdiğince yerindeyken, sözlü ya da sözsüz yaptıkları ima ettikleri hissettirdikleri neredeyse herşey...
sessizde unutmuşum-meali; artık ne zaman arayacağında belli olmuyor sessiz bir ton atadım.
uyuyakalmışım-meali; iki saat kafamı dinleyebildim sen aramadan.
uzay mekiğindeydim-meali; hala anlamadın mı? arama öküz arama!