bundan onceki entarileri okudum. neymis efendim sivasli olduklarini soyleyememisler, utanmislar. ay kiyamamm, canlarim benim. bu ne sacma istir yahu. sorumlusu olmadigin seyden utanmak da ne oluyor. sova, gosterise, aglamaya, zirlamaya gerek yok.
ilk once sunu acikliga kavusturalim. her sene 2 temmuzda bangir bangir bagiran sozum ona insan haklari savunucusu serefsizler basbaglar katliami oldugu zaman nerdeler. sivas olaylarinda katil devlet diye bagiranlar orospu cocuklarina musamaha devlete meydan okuma degildir de nedir. bi kere sivasta meydana gelen olayin aslini astarini bilmeden konusanlar kiclarinin ustlerine biz zahmet oturup, olayin aslini birinci agizdan dinlesinler.
sivas olaylari olmadan birkac gun once provakator aziz nesin ve saf alevi vatandaslar madimak oteline geliyorlar. isin hayret edilecek noktasi sudur: her sene pir sultan abdal senlikleri koylerde yapilmaktadir. o sene nasil olduysa millet sivasta toplaniyor(lan bunun provakasyon oldugunu cocuk bile anlar). provakator aziz nesin muhafazakar bir sehirde =gelin beni biraz kasiyin= dercesine ==benim allah-u tealam yok, sizin olabilir diyor== hem de durduk yere, hicbir soru falan soz konusu degilken. neyse gelgelim persembe aksami kim oldugu bilinmeyen insanlar tarafindan evlere bildiri dagitiliyor. altinda muslumanlar diye imza var. tamam muzlumanlar da hangi cemaat, hangi grup. siz kimsiniz.(bunun da provake olmadigini soyleyin de gorelim, ulan dupeduz oyun be) neyse kanan oluyor buna kanmayan akilli vatandaslarimiz da cikiyor. dedemle cuma namazina gitmisiz, ben o zaman biraz kucugum ama hatirlayabiliyorum. genc soyle 20-25 yaslarinda biz camiye almiyor, diyorki din elden gidiyor simdi namaz vakti degil. sen nasil muslumansin dedi dedem. peygamberimiz savasta bile namaz kilmis adamin dedigine bak dedi azarladi gonderdi. sonradan o genc de bir solcu eylemde yakalanmis bak su ise arkadas. ve o gun madimak otelini yakan kisileri sivasta bir kisi bile tanimiyor. sivas kucucuk sehir. genelde insanlar biririni tanir. biri tanimazsa digeri tanir. neden cunku sivas disindan gelmis provakatorler. olaylarr gelisiyor. ve halk madimak otelinin onune toplaniyor. ankaradan telefon aciliyor valiye, oraya asker gonderin olaya mudahele edin diye. vali hersey kontrol altinda diyor. sonra ankaradan bir telefon daha, bu sefer vali oraya 20 tane asker gonderiyor. vali de provakasyonun icinde. kardesim 20 tane asker 3000 kisiye ne yapsin. akil var mantik var. neyse halk suru psikilojisi icinde bastaki provakatorlere uyunca ne oluyor. guzelim, gelismeye acik muhafazakr sehrim sivasa leke suruluyor. kuklalar madimak otelini yakarken, kuklacilar televizyondan purolarini icerek kahkaha atmaya devam ediyor. ne zaman akillanacaksin turk milleti?
uluslararasi turkce olimpiyadi guzel bir girisim olmasına ragmen, bu uc kelimeden mutesekkil yarisma isminde bile bir tane yabancı kelime*, bir tane uydurma turkce kelime* bulunsa da yapanlara, duzenleyenlere helal olsundur.
bi gun yolda gidiyodum, dalgınım tabi biraz. bir suru sınav, vize, iki üç gün kalmış ben hala çalışacam. o sırada ayağıma bi taş çarptı. la, la noluyo la dedim. sonra gafamın yanında bir ampül yandı. dedim "olm benim nickim subfex olmalı". sonra annemi aradım cepten.
subfex-anne sana iyi bir haberim var benim nickim subfex...
anne-nasıl yavrum, anlamadım, ne diki?
subfex-anne sana nickim subfex diyorum, bu gun onemli bir gun
anne-peki yavrum, sen onemli diyorsan oyle olsun
subfex-lalalala, heyoooooo...
anne-unutmadan, gelirken kardeşine çikolata falan bişeyler al.
subfx-anne biz burda havaya girmişiz, yeni nick bulmuşuz sen ne diyosun ya...
anne-sutumu helal etmem almazsan
subfex-offf, offf, tamam, arkadaş her seferinde de aynı tehdit.
anne-kızıyorum amaaaaa, bak sutumu helal etmem
o gun bugundur subfex'iz...
(bkz: hey gidi gunler)
her hafta cuma günleri fırsat ürünleri koyan, ama bu fırsat ürünleri de ellinci kalite olan, fason mal satan depo gibi marketler. ulan adam kartondan bile çıkarmamış meyve sularını, kendimiz yapıyoz herşeyini. yarın birgün marketleri müşterilere de temizletir bunlar...
polonyada konuşulan dilde kelimeler genelde çok uzun ve kelimeler uzun olunca da haliyle cümlede uzun oluyor. yani türkçede 6.3 saniyede soylediğiniz bir cümleyi, poloncada 11.2 saniyede soyluyorsunuz. burdan şu sonuç mu çıkıyor. polonyalılar türklerden daha zeki. geçin efendim bunları.
(bkz: hanım çayı koydun mu)
(bkz: önemli olan boyu değil işlevi)
linkin parkın reanimation ve hybrid theoryden sonra çıkardığı üçüncü albüm. tabi bir de 11 eylülde under attack adlı bir albüm yaptılar. eski şarkıların farklı versiyonlarla sundular. 11 eylülde ölenlere ithaf ettiler yani..
çilekeşin y.o.k. albümündeki en iyi şarkılardan biri..
yazık, günah, ziyansın hayata
ziyansın!
ne aç, ne tok senin umurunda
bir zehirsin!
yalan dolan ve koskocaman bir palavra
kim ister seni? defol buralardan yalaka!
yenemezsin onları kıyamete kadar
ezer durur seni insanlık adına...
bırak, yeter, çekil başımızdan
çok oldun!
sana haram, bize harap olur tüm diyarlar
bir tek sen mi kaldın bu dünyada?
katil olduğun yeter!
bir tek sen mi varsın bu dünyada?
zulüm ettiğin yeter!
yenemezsin onları kıyamete kadar
ezer durur seni insanlık adına
yenemezsin onları kıyamete kadar
çeker vurur seni insanlık adına!
artık yok
sana itimadım yok
sana ihtimadım yok
sana tahammülüm yok
çek git kurtulayım!
yok, yok
sana itimadım yok
sana ihtiyacım yok
sana tahammülüm yok
defol kurtulayım! defol!
bir tek sen mi kaldın bu dünyada?
uyansana!
bir tek sen mi varsın bu dünyada?
defol, defol, defol!
çilekeşin fuat ile birlikte rap-rock tarzında yaptığı şarkı...
yanlış yolda kayboldu
doğrular hiç oldu içim dolu kural kesti kolu
ölü dağlardan battal gazi
komiser olamaz kovalar mazi
dağda ovada işkence var
sana da bana mapusta tek çare kapuska
apışma kel yapışma len karışma sen yoluma giden ben özgürsem
hakimiyet kimde kalır rüşvet satın alır
paraya tapın yaraya bakın
infaz ölümden sonrada var
yan gelip yatın bende kaybolan her gencin adı
damağında kaldı iyilerin tadı örümcek ağında emilir kanı
dönersek bu yoldan yerde kalır kanı
ödeşir mahşerde büyücüde cadı
bile bile ölmek zor geliyor sonuna kadar kahrolmaktan
direnene yollar dar geliyor esir olmaktan...
politikası ışık söndürür tavuk karası avukat haaoh çarkı döndürür
yarasına tuz basılan hücresine asılan gardiyan kasılan şaşıran
kaşınma ama yaşanma taşınmadan kaldır taşınmadan saldır yakınmadan
lolo yapan denyoları takip eder adam anneleri kalbi kanayan yara
bile bile ölmek zor geliyor sonuna kadar kahrolmaktan
direnene yollar dar geliyor esir olmaktan...
aynı kandan rock ve rap yat sipere fuat ve çilekeş..
ermeniler icinde yahudi orijinli olup, ermenileri asirlarca acimasizca yonetmis topluluk. ayrica ermeniler uzerinde kotu bir ani biraktiklarindan su anda bu kelime ermeniler tarafindan buyuk hakaret amacli kullanliyor. hemen ornek verelim mesela:
-lan agop borcunu vermedin olm. bak verecem dedin, uc ay gecti...
-iyi daha uc ay gecmis, biraz daha bekle
-pakradunisin olm sen..
hep gitmek istedigim okullar olarak hafizamda kalan, bu ulkeye zarar veren, ulkeyi dolandirmaktan dolayi hala yuce divanda davalari devam eden insanlar tarafindan kapatilan ve bu yuzden de gidemedigim gidilesi okullar...
ders calismak icin bir arkadasin evinde gencler toplanmistir. borkecan tuvalete girerken, hava aydinlik olmasina ragmen gayri ihtiyari tuvaletin isigini acar:
-olm borkecan, hava zaten aydinlik niye actin isigi
-ne yaptigimi gormek istiyorum...
eger bir gun peygamber efendimiz ziyaretinize gelse,
yalnizca birkac gunlugune aniden calsa kapinizi,
merak ediyorum neler yapacaginizi...
biliyorum ama
boylesine serefli bir konuga acacaginizi en guzel odanizi,
ona sunacaginiz yemeklerin en iyisi olacagini,
ve inandirmaya calisacaginizi,
onu evinizde goruyor olmaktan mutluluk duyacaginizi;
gercekten evinizde ona hizmet etmekten alacaginiz hazzi.
fakat soyleyin bana, efendimizi evinize dogru gelirken gordugunuzde,
onu kapida mi karsilayacaksiniz?
yoksa onu iceri almadan once, aceleyle,
bazi dergileri, gazeteleri carcabuk saklayip
yerine kur'ani mi koyacaksiniz?
peki hala amerikan filimlerini seyredecek misiniz televizyonda?
yoksa kapatmaya mi kosacaksiniz aceleyle,
o size kizmadan once? kimbilir?
belki de agzinizdan hic cikmamis olmasini mi dilerdiniz,
hatirlayamadiginiz en son cirkin kelimeyi...
peki ya dunyalik muziginizi, kasetlerinizi de saklayacak misiniz?
ve bunun yerine ortaliga,
kitaplaginizin raflarinda tozlanmis,
hadis kitaplari mi cikaracaksiniz?
hemence iceriye girmesine izin verecek misiniz?
yoksa telesla ne yapayim diyerek,
saga sola mi kosturacaksiniz?
merak ediyorum:
eger peygamber efendimiz,
bir kac gunlugune sizinle birlikte yasasa,
yapmaya devam edecek misiniz,
her zaman yaptiginiz seyleri?
ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mi?
her yemekten sonra sofra duasi etmeyi,
yine zor mu bulacaksiniz?
hic yuzunuzu asmadan,
oflayip puflamadan,
her vakit namazinizi kilacak misiniz?
ya sabah namazi icin,
sicacik yataginizindan,
erkenden firlayacak misiniz?
peki ya yine mirildanacak misiniz,
her zaman soylediginiz sarkilari?
ve okuyacak misiniz,
her zaman okudugunuz kitaplari?
peki bilmesine izin verecek misiniz,
aklinizin ve ruhunuzun beslendigi seyleri?
yoksa hic bilmemesini mi isterdiniz?
soyle diyelim yada:
gideceginiz her yere goturebilecek misiniz
peygamberi de?
yoksa birkac gunlugune degisecek mi planlariniz?
tanistirmaktan onur duyacak misiniz en yakin arkadasinizi onunla?
yoksa hic karsilasmamalarini mi umardiniz,
peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle?
simdi soyleyin acik yureklilikle,
onun kalmasini ister misiniz sizinle?
sonsuza dek, hep birlikte...
yoksa rahat bir nefes mi alacaksiniz,
ziyareti bitip gittiginde?
gercekten bilmek ilgi cekici olabilir degil mi?
bilmek ve dusunmek,
eger bir gun peygamber efendimiz ziyaretinize gelse
yapacagimiz seyleri...
eger bir gun peygamber efendimiz ziyaretinize gelse,
yalnizca birkac gunlugune aniden calsa kapinizi,
merak ediyorum neler yapacaginizi ..
muzuk ogretmeni diye anilan, genelde de -ders saatinin az olmasindan ve angarya olarak gorulmesinden dolayi- kaprisli ve notu cok dusuk hoca gruplaridir. kendini ispat etmek icin verilen dusuk notlarin buyuk zevk verdigi bu hocalar flutte birkac notanin yanlis calinmasinda dolayi zayif bile verebilirler.
edit: lise hazirlikta birkac nota yanlis ufledim, cok sevdigim muzuk hocam* zayif verdi.
(bkz: bu da boyle bir animdir)
universitede servis sirasinda ust siniflardan bir eleman comlerine ogut vermektedir:
ust sinif-bakin gencler gundemden haberiniz ossun, neler donuyo bilin taam mi?
com1-tabi yaa
ust sinif-bak canim genel kulturunuz de iyi ossun taam mi?
com2-haklisin abi
ust sinif-gerci formula 1 i bile genel kulturden sayiyolar, ama ossun bilin, son yarista yao ming birinci oldu mesela. bilin bunlari...
com3-ney??!!
com4-nasil!!??
com5-honk!!??
ust sinif-evet cok hizli suruyo serefsiz...
ampule ne gerek var; gunes var" diyen, saadet partisinin genel baskani. numan kurtuluşun genel başkanlık adaylığından çekilmesiyle bilmem kaçıncı kez saadet partisinin başkanı olan, malatya da da bir kere tevafuken gorduğum insan.
karakterinin olusma ve ogrenme cagindaki cocugun "hirsizlik yapmayin, anne-babaya iyi davranin, zina etmeyin, insanlara aci cektirmeyin, hayvanlara iyi davranin, fakirlere yardim edin, komsularinizla iyi gecinin, cevrenize zarar vermeyin" gibi ogutler veren islam dinini ogrendigi ders...
kiraatin sessiz oldugu iki vakit namazindan birisidir. ogle ve ikindi namazlarinda ilk baslarda kiraat sesliyken kafirler ve musrikler bununla dalga gecmistir ve peygamberimizin tavsiyesiyle ogle ve ikindi namazlarinda kiraat sessiz hale gelmistir.
haftalik cikan aksiyon dergisinin son sayfasinda cikan resimler hedesi. ayrıca bunun ozel bir bilgisayr programı olmakla birlikte, normal resimleri uç boyuta uzun suren uğraşlı bir işin ardından aktarabiliyorsunuz...