filistin-ermenistan ilişkilerinin yakınlığı (sözde ermeni soykırımını inkar edememek, asala militanlarını eğitmek) gözönüne getirirsek olması gereken cümle ama olmuyor, nedense ermenistan dostlarını kurtarmıyor. acaba neden?
devletin yapması gereken durum. ekipler bu çocukları toplayıp rehabilite etmeli, hangi seviyede olurlarsa olsunlar 18 yaşından itibaren %20'sini topluma geri kazandırıp geri kalan %80'inin erkeklerini tehlikeli işlere yollamalı (inşaat olabilir, madem olabilir) , kızlarını ise kerhanelere satmalıdır. ayrıca bakire olmayan kızlar %20 kotasının içine dahil edilmemelidir, böylece bir otokontrol gelişebilir.
cahil ebeveyndir. veledin melek falan olmayacak, dini vecibelerini yerine getirdiyse içi rahat bir şekilde kabirde bekleyecek ama yok yaşıtları namazını kılıp orucunu tutarken seninki mamaları löp löp yediyse çocuğun kabir azabı çekecek kıyamete kadar.
dini vecibelerini neye güvenerek yerine getirmediğini anlayamadığım çocuk. yaşıtları imamım arkasında saf tutarken bu veled kaydıraktan kayıyor. tez vakitte kafası üzerine düşesice.
katil adamdırda, dikkat çekmesi gereken nokta kadının 63 yaşında olup 52 yıllık evli olması. (dahada vahimi haberde başlık olarak 57 yıllık başlık atılması)
Kırıkkale'de, MKE Kurumu'ndan emekli, evli ve 5 çocuk babası 73 yaşındaki Bekir Kaplan, 5 çocuğunun annesi, 52 yıllık eşi 63 yaşındaki Meryem Kaplan'ı iftar öncesi çıkan tartışma sonucu ekmek bıçağı ile vücudunun 7 yerinden bıçaklayıp öldürdü.
Olay, Kırıkkale'nin Sanayi Mahallesi, 1397 Sokak'ta bulunan 2 katlı müstakil bir evin alt katında dün akşam meydana geldi. Evin üst katında oturan Bekir Kaplan, eşi Meryem ile birilkte iftar açmak için evli oğlunun oturduğu alt kata indi. Gelini mutfakta yemek hazırlarken, oğlu dışarıda komşuları ile bahçede oturduğu sırada oturma odasında eşi Meryem ile tartışan Bekir Kaplan, mutfakta bulunan ekmek bıçağını alıp, eşine saplamaya başladı. 7 bıçak darbesi alan 5 çocuk annesi Meryem Kaplan, ağır yaralandı. Kayınvalidesinin çığlıkları üzerine oturma odasına geçtiğinde onu kanlar içerisinde gören evin gelininin çığlıkları üzerine içeri gelen eşi, kanlar içinde annesi için ambulans çağırdı. Ağır yaralanan Meryem Kaplan, sevk edilen ambulans ile Kırıkkale Yüksek ihtisas Hastanesi'ne kaldırılmasına rağmen kurtarılamadı.
Daha önce by-pass ameliyatı geçiren, son günlerde beyin küçülmesi rahatsızlığı bulunduğu ve blzheimer hastası olduğu belirtilen Bekir Kaplan'ın, eşini bir anlık kıskançlık nedeniyle öldürdüğü belirtildi. Kaplan ilk ifadesinde, "Bir anlık kıskançlıkla sinirlerim gerildi. Elimdeki ekmek bıçağı ile rastgele karıma batırdım. Pişmanım" dedi.
Meryem Kaplan cesedi otopsi için Ankara Adli Tıp Kurumu'na gönderilirken, gözaltına alınan Bekir Kaplan sorgusundan sonra Adliyeye sevk edildi.
günah'a giren çocuk. yaşına bağlı olarak (5-10 arası örneğin) namazını kılmayabilir, en azından ebeveynleri uyarmıyorsa günahı onlara yazılır fakat 10 yaşından sonra kılmıyorsa çocuğun günahı kendinedir. lütfen çocuklarınızı dini vecibelerini yerine getirmeye teşvik edelim.
daha sonra gidip sevgilisiyle evlenen kardeştir. katildir.
Bartın'ın Ulus ilçesi'nde 19 yaşındaki Ramazan Arslan, kendisinden önce evlenmesine karşı çıkan ağabeyi 28 yaşındaki Aydın Arslan'ı av tüfeği ile öldürüp cesedini ormana gömdü. Ardından kaçırdığı sevgilisi ile evlenen Ramazan Arslan, 4 gün sonra cinayeti itiraf etti.
Ramazan Arslan gözaltına alınırken, ağabeyinin cesedi ise gömdüğü yerden çıkarılarak hastane morguna kaldırıldı.
Olay, ilçeye bağlı Kirsinler Köyünde meydana geldi. Aydın ve Ramazan Arslan kardeşler, Denizlide oturan ve kuzen olan iki kız ile sosyal medya üzerinden tanışıp arkadaşlık kurdu. Bir süre sonra iki kardeş de evlenmeye karar verdi. Ancak, Aydın Arslan, "Senin askerliğin var, önce ben evleneyim" diyerek kardeşinin askerlik görevini yerine getirdikten sonra evlenmesini istedi. Buna karşı çıkan Ramazan ile Aydın sık sık tartışmaya başladı.
Ramazan Arslan, geçen cumartesi günü evlilik konusunda anlaşmak için ağabeyini otomobile köyden 3 kilometre uzaklıktaki Dağyolubaşı Mevkiine götürdü. iki kardeş, burada yine aynı nedenle tartıştı. Kavgaya dönen olayda Ramazan Arslan, otomobilin bagajındaki av tüfeğini alarak ağabeyine ateş etti. Aydın Arslan, göğüs ve başına isabet eden saçmalarla öldü.
Otomobille eve gidip kazma ve kürek alan Ramazan Arslan, 3 metre çukur kazarak ağabeyenin cesedini orada gömdü. Ardından Denizliye giderek sevgilisini kaçıran Ramazan Arslan, önceki gün Kumluca Belde Belediyesinde kıyılan nikahla evlendi.
Ağabeyinin nerede olduğunu soran ailesi ve iş arkadaşlarının baskılarına dayanamayan Ramazan Arslan, bugün jandarmaya giderek cinayeti itiraf etti. Gözaltına alınan Ramazan Arslanın yer göstermesi üzerine ağabeyinin cesedi çukurdan çıkarıldı ve savcının incelemesinden sonra Ulus Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Aydın Arslanın cesedinin Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderileceği belirtildi. 2 ay sonra askere gitmesi gereken Ramazan Arslanın jandarmadaki sorgusu sürüyor.
facebook yüzünden ağzı burnu dağılmış olan liseli.
Olay geçen Mart ayında meydana geldi. Lise birinci sınıf öğrencisi B.S., kız arakadaşını sosyal paylaşım sitesi Facebookta nişanlım olarak etiketledi. Durumu öğrenen kızın ailesi okula giderek B.S.,yi sınıftan çıkararak konuşmak istediklerini söyledi. B.S.yi okul bahçesine çıkaran kızın ailesi, iddiaya göre otomobile bindirdikleri çocuğu bir marketin üst katına çıkararak dövdü.
KANLAR iÇiNDE OKULUNA DÖNDÜ
Buradan kanlar içinde dışarı çıkan B.S. güçlükle okuluna gitti ve okul yönetimi tarafından hastaneye götürüldü. B.S.nin burnunda kırık oluştuğu ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı belirtildi. Olayın ardından kızın babası G.I. hakkında Van 3üncü Asliye Ceza Mahkemesinde Çocuğu hürriyetinden yoksun kılma ve Kasten yaralama suçlarından kamu davası açıldı.
B.S.nin babası Necmi Siyahtaş olayın takipçisi olacaklarını belirterek, "Bu yaştaki çocuklar facebookta birbirleriyle arkadaşlar. Bizim de kızımız olabilirdi. Ama bu şekilde değerlendirmememiz lazım. Okuldan alıp darp etmesi kabul edilir değil. Çocuk korkudan ölebilirdi. En azından bizim çocuğumuza oldu bir başkasına olmasın" diye konuştu.
türkiye'nin kurması gereken kamplar. özellikle devletin başında sokak çocukları gibi bir bela varken böyle bir kamp gereklidir. sokak çocukları toplama ekibi yaşı 17'ye kadar olanları toplamalı, 17 üzerine sokak çocukları direkt tinerci sınıfından sayılıp itlaf kamplarına gönderilmeli. 17 yaş altı olanlar konsantrasyon kamplarına yollanarak topluma yeniden kazandırılmaya çalışılmalı, ardından 17 yaşlarına geldiklerinde belirli kriterler ile ölçüm yapılmalı. kriterlere uyan %40 topluma salınırken geri kalanları itlaf edilmeli. tabii ki kamp içerisinde namusu korutmak amacıyla bakire olmayanlar kerhaneye satılabilir, böylece bir oto kontrol mekanizması gerçekleşir, hem de devletimiz namusu korumak için işgücü harcamak zorunda kalmaz.
toplumun faydası için yapılması gereken olay. hadi kız olanları annelerinin yolundan yürüyebilirlerde erkekleri ne yapacak? potansiyel bir tinerci, hadi o da olmadı dilenci olan bu güruhu yok etmek devletin görevi olmalıdır. sokaklarda insanlara bıçak çeken bu mahlukatlardan insanlar artık bıktı.
uludağ sözlük yönetiminin düşünmesi gereken önerim. kadın ve erkek yazarlar ayrı frame'lerde yazsınlar, tabii bunun için sağ frame'in açılması gerek, açılır. sözlükler aleminde görülmemiş bir yere geliriz.
1896-1920 yılları arasında somali'de varlığını sürdürmüş islam devleti. liderleri muhammet abdullah hasan dervişleri ile beraber etiyopyalıları ve avrupalı güçleri (ingiltere-fransa-italya) ülkesinden sürüp somali'de bir şeriat devleti kurmayı amaç edinmişti. dervişler somaliyi sömürgeleştirmeye çalışan kuvvetlere karşı direnişlerde özellikle birinci dünya savaşında olmak üzere osmanlı ve alman imparatorluklarından destek aldılar (aynı libya'da ki senüsilere verilen destek gibi amaç itilaf devletlerinin kuvvetlerini bölmek). ingiltere'yi uzun süre uğraştıran dervişler 1920 yılında başkentleri taleh'in bombalanması ile yokoldular.
başından feci olaylar geçmiş kadındır ancak 50 karakter yüzünden sığmıyor.
izmir'de, 24 yaşındaki Melis S., 5 yıl içerisinde, uğruna üniversite eğitimini bıraktığı S.T. tarafından evliliğinin 40'ıncı gününde terk edildi, babasının para karşılığı çalıştırdığı birahaneden kurtaracağını söyleyip kandıran A.B. ve 4 arkadaşının, 12 gün boyunca tecavüzüne uğradı, bu acı olay sonrasında dünyaya getirdiği 3 yaşındaki kızı B.T.'ye ileri derecede epilepsi (sara) hastalığı teşhisi konuldu, kendisi mide kanserine yakalandı, bu arada yaptığı ikinci evliliğini de sürdüremedi.
Roman gibi hayatında yarım bıraktığı üniversiteyi bitirmek isteyen Melis S., epilepsi hastası kızının tedavisi ve bakımını parasızlık yüzünden tam yaptıramadı. Talihsiz kadının resmi kurumlara başvuruları ise, kızının velayeti kayıtlarda sigortalı işte çalıştığı görülen ilk eşinde olduğundan dolayı geri çevirildi.
Melis S., başarılı bir eğitimin ardından, 18 yaşındayken Ege Üniversitesi iletişim Fakültesi'ni kazandı. Ancak daha birinci sınıftayken, tanışıp aşık olduğu, kendisinden 8 yaş büyük S.T. ile evlenmek uğruna eğitimini yarım bıraktı. S.T. ile evlenen Melis S.'ün bu mutluluğu, sadece 40 gün sürdü. Çünkü düğünde takılan takıları da yanına aldığı belirtilen S.T., kayıplara karıştı. Bir süre sonra da S.T.'nin başka bir kadınla yaşadığını öğrendi.
BABASINA SIĞINDI O DA BiRAHANEYE VERDi
Yaşadığı şok sonrasında Melis S., annesinden boşanıp ayrı yaşayan babası M.K.'nin yanına sığındı. Melis S., yaklaşık bir yıl yanında yaşadığı babasının birahanede çalışması yönündeki baskısı üzerine kadın sığınma evine yerleşmek zorunda kaldı. Ancak bu sırada eşi S.T.'nin, babasıyla kendisi için yaptıkları plandan habersiz olarak, barışma isteğini kabul edip sığınma evinden ayrıldı. S.T., bu kez Melis S.'yi sığınma evinden çıkartıp aynı gün babasının evine bıraktıktan sonra bir kez daha kayıplara karıştı. Baskılara daha fazla dayanamayan Melis S., babasının karşılığında para aldığı Salihli ilçesindeki birahanede çalışmak zorunda kaldı. Talihsiz kadın, birahanede garsonluk yapıp erkek müşterilerin masalarına oturarak onlarla birlikte alkol almaya başladı.
12 GÜN SÜREN TECAVÜZ iŞKENCESi
Birahanedeki kötü koşullardan rahatsız olan ve sürekli ağlayan Melis S.'e yakınlık gösteren müşterilerden A.B., kendisini bu hayattan kurtarabileceği vaadinde bulunup genç kadını kandırdı. inandığı A.B.'nin evine giden Melis S., ilk olarak onun, ardından da 4 arkadaşının 12 gün boyunca işkencelerine ve tecavüzüne katlandı. 12 günün sonunda tekrar aynı birahaneye bırakılan Melis S., bir süre sonra bu kez kendi imkanlarıyla birahaneden kaçtı. iki ay saklandıktan sonra hamile olduğunu öğrenen Melis S., kendisine bu işkenceyi yapanlardan hesap sormak için hukuk mücadelesi başlattı. Sanıklardan birisinin, DNA testiyle kızının babası olduğunun belirlenmesine rağmen, Melis S. ile kendi isteğiyle birlikte olduklarını söylemeleri üzerine yerel mahkeme sanıklara beraat kararı verdi. Melis S.'nin itirazı üzerine dosyanın Yargıtay'a gönderildiği ve halen de burada olduğu öğrenildi.
KIZI EPiLEPSi, KENDiSi KANSER OLDU
Yaşadığı acılara rağmen kızıyla kendisine iki kişilik bir hayat kuran Melis S., başından geçenlerin de etkisiyle mide kanserine yakalandı. Aldığı tedavi sonrasında yaşama tutunan Melis S., iki ay önce de ameliyat edildi. Kanserle mücadelesinde sağlık durumu iyiye giden, ancak 5 yıllık bir süreyle hastalığın seyri takibe alınan Melis S.'yi yıkan olay ise 1.5 ay önce yaşandı. Evde bayılan kızını doktora götürdüğünde, testler sonrasında epilepsi (sara) hastası olduğunu öğrenince büyük şok yaşadı. ileri derecede epilepsi teşhisi konulan kızının yanından da bir an olsun ayrılamaz oldu.
"KIZIN VELAYETi BABASINDA" DiYEREK YARDIM ETMEDiLER
Kızının tedavisi için çalışamayan Melis S., yardım alabilmek için kaymakamlığa başvurdu. Ancak kaymakamlıktan ilginç bir gerekçeyle olumsuz yanıt verildi. Kaymakamlık, 3.5 yaşındaki B.T.'nin velayetinin uzun süredir görmedikleri ilk eşi S.T.'nin üzerinde olduğu, onun da sigortalı bir işte çalıştığından dolayı yardım yapılamayacağı cevabını verdi. Yaşadıklarına isyan eden Melis S., "Ben babamın, ilk eşimin kurbanı oldum. Beni birahaneye sattı. Kurtulmak istediğim sırada tecavüze uğradım. Bu acıları yaşadım ama bana en acı veren olay, kızımın hastalığı oldu. Ben onun için mücadele ediyorum, ama kızımın velayeti babasının üzerine olduğu için bana yardım yapılmıyor. Ne yapacağımı şaşırdım. ilk eşimi de arıyorum ama bulamıyorum. Nüfus müdürlüğünde bile kayıtlı bir adresi yok. Benim kızım ondan değil, sadece kanuni olarak onun üzerine kaydettirmek zorunda kaldık. Mahkeme de bu gerçeği biliyor ama yine de velayeti ona verdi" dedi.
Eşinin bulunmasını ve kızının velayetinin kendisine verilmesini de isteyen Melis S., "Ben de kanser hastasıyım ama bunun önemi yok. ikinci eşim de, tecavüze uğradığımı ve kızımın böyle dünyaya geldiğini ondan sakladığım için boşanma davası açtı. Bu acıları unuttum, kızım için ayakta durmaya çalışıyorum. Çünkü günde iki üç kez kriz geçiriyor. Ben onun yanında olmak zorundayım, çalışamıyorum. Bize yardım etsinler. Devlet bize sahip çıksın" dedi. Melis S. üniversite eğitimine kaldığı yerden devam etmenin de en büyük isteklerinden birisi olduğunu dile getirdi
almanların tarih boyunca kurduğu deniz aşırı sömürgelerini içeren listedir. bu koloniler içerisine deniz aşırı olmadıkları ve kolonizasyon çağından önce kuruldukları için baltıktaki bazı bölgeleri dahil edilmemiştir. almanların alman imparatorluğu öncesinde kurdukları brandenburg,prusya ve avusturya sömürgeleri başarısız olduklarından ya terkedilmiştir, ya da satılmıştır.
parantez içinde verilen tarihler resmi çekiliş tarihleridir, işgal tarihleri farklı olduklarında ayrıca verilmiştir.
tarihsel olarak üçe ayrılırlar.
1-) brandenburg-prusya kolonileri : kutsal roma imparatorluğu içerisinde bulundukları dönemde kurulan kolonilerdir. tümü başarısız olmuştur. afrika ve kuzey amerika olarak ikiye ayrılırlar.
a-)afrika kolonileri
*brandenburg altın sahilleri (1682-1721) (günümüzde gana sınırları içerisinde) : almanların tarihteki ilk kolonisidir. uzaklık sorunları, merkezden yardım görememe gibi sebeplerden dolayı hollandalılara 7200 dükaya satılarak boşaltılmıştır.
*arguin (1685-1721) (günümüzde moritanya sınırları içerisinde) : 1721'de fransa işgaline uğrayan bölge 1724'te hollandalıların eline geçse bile aynı yıl fransızlar kontrolü yeniden ele geçirmişlerdir.
*whydah (1700'de terkedildi) (günümüzde benin sınırları içerisinde) : ingiliz ve hollandalı korsanların işgaline uğrayan bölge merkezden hiç bir destek göremedi, kolonicilerin çoğunluğuda zaten alman değildi. sonuçta kalan almanlarda bölgeden çekildi.
b-) kuzey amerika kolonileri
*saint thomas (1685-1720) (günümüzde abd sınırları içerisinde) : danimarka batı hindistan şirketine satıldı, şirket lağvedildiğinde dolaylı olarak danimarka'ya bırakıldı.
*vieques (1689-1693) (günümüzde porto riko, abd sınırları içerisinde) : danimarka'ya bırakıldı.
* tertholen : 1696'da ingiliz korsanlar tarafından ele geçirildi.
2-) habsburg (avusturya ve (gbkz: avusturya-macaristan imparatorluğu) ) kolonileri: avusturya'nın bir kara devleti olmasından ileri gelen özellikleri sebebiyle 8 devlet ile beraber işgal ettiği tientsin haricinde ki hiç bir bölgeyi 10 yıldan fazla savunamadığı kolonilerdir.
*banquibazar ve cabelon (1719-1723 ve 1744-1750) : avusturya hollanda'sında (günümüz belçikası) bulunan flamanların kurduğu kolonilerdir. 1731 viyana antlaşması ile ingiltere ile ittifak kurmak amacıyla ingilizlere bırakılmışlardır.
*nikobar adaları : (1778-1783) : merkezden destek gelmediği için boşaltılmıştır. avusturyalıların theresia adası adını verdikleri nikobar adalarına daha sonra danimarkalılar yerleşip adaya Fredrikshøi adası adını vermişler, daha sonrada adaya ingilizlere satıp onlarda çekilmişlerdir.
*tientsin garnizonu (1901-1919) : boxer ayaklanması sırasında 8 devlet ittifakı ile beraber tientsin'den pay alan avusturya bu kolonisini çinlilerin savaş tehditi yüzünden çin'e bırakmıştır. 1919 saint-germain antlaşması ile de bu durum resmi olarak onaylanır.
3-) alman imparatorluğu kolonileri veya alman sömürge imparatorluğu
1884'te ilk koloniler ile başlayan alman sömürge imparatorluğu 1919 versay antlaşması ile son bulmuştur. almanların tarihlerinde uzun süreli ilk kolonileridir.
a-) afrika kolonileri
x)alman doğu afrikası (Deutsch-Ostafrika)
*tanganika (1884-1919) : 1916 yılında ingiliz işgaline uğrayan bölge 1922 yılında milletler cemiyeti tarafından ingilizlere manda statüsünde verilmiştir. 1964 yılında zanzibar sultanlığı ile birleştirilip bağımsızlığı verilmiştir.
*ruanda-urundi (1885-1919) 1917'ye kadar belçika tarafından işgal edilen bölgeler günümüzde ruanda ve burundi cumhuriyetleridirler.
*wituland(1885-1890) günümüzde kenya sınırları içerisinde bulunan bölge 1890 helgoland-zanzibar antlaşması ile kuzey denizindeki helgoland adası karşılığında ingiltere'ye bırakılmıştır.
*kionga üçgeni birinci dünya savaşında portekiz işgaline uğradı, savaştan sonra versay antlaşması ile resmi olarak portekiz'e bırakıldı.
y) alman güneybatı afrikası : günümüzdeki namibya tamamı ve botsvana'nın çok az bir kısmını içine almaktadır.
z)(gbkz: alman batı afrikası) iki koloniden ibarettir;
*kamerun(1884-1919) : 1914'te başlayan işgal 1916'da son alman birliklerinin teslim olması ile sona ermiş, savaştan sonra ingiliz ve fransızlar tarafından ikiye bölünmüştür. 1922'de milletler cemiyeti iki devletinde bu bölgeler üzerindeki mandaterliğini onaylamıştır.
*togoland (1884-1919) : 1914'te almanlar teslim olmuşlardır. 1916'ya kadar ingiliz-fransız kondominyum'u (ortak yönetimi) ile yönetilen togoland bu tarihten sonra iki devlet arasında bölünmüştür. 1922'de milletler cemiyeti iki devletinde bu bölgeler üzerindeki mandaterliğini onaylamıştır.
b-) pasifik kolonileri : almanya'nın büyük devlet olma hevesiyle sahip olduğu kolonilerdir. bir çoğunda ki alman hakimiyeti 1. dünya savaşında bir kaç hafta ancak dayanabilmelerini sağlayacak kadar göstermelik olmuştur.
x) alman yeni ginesi (Deutsch-Neuguinea) ve mikronezya bölgesi
*kaiser-wilhelmsland(1884-1919) : almanya\'nın günümüz papua yeni ginesinin kuzeyinde bulunan kolonisidir. 21 eylül 1914'te avustralya kontrolü altına giren bölge savaştan sonra milletler cemiyeti tarafından avustralya mandalığına verilmiştir.
*bismarck archipelago(1884-1919) : papua yeni gine açıklarında bulunan bir adadır. savaş başlar başlamaz avustralya ordusu tarafından işgal edilmiştir, milletler cemiyeti savaştan sonra bölgeyi avustralya'ya bırakmıştır.
*alman solomon adaları (1885-1899) : 1899'da ingiltere'ye verilmiş, karşılığında samoa adaları alınmıştır.
*bougainville (1888-1919) : bir çok pasifik adası gibi 1914'te avustralya tarafından işgal edilmiş, 1922'de milletler cemiyeti tarafından avustralya'ya verilmiştir.
*nauru (1888-1919) : 1914 yılında avustralya işgaline uğrayan ada 1922'de avustralya mandasına terk edilmiştir.
*marshall adaları (1885-1919) : eylül-ekim 1914 tarihlerinde japonlarca işgal edilen ada 1919'da japonya mandasına terk edilmiştir.
*mariana adaları (1885-1919) : 1914'te japon işgaline uğrayan ada 1919'da japon mandasına terk edilmiştir.
*caroline adaları (1889-1919) : 7 ekim 1914'te japon işgaline uğrayan ada 1919'da japon mandasına terk edilmiştir.
y)alman samoası(1899-1914) : amerika ve ingiltere ile yapılan anlaşma ile solomon adaları verilerek alınan bu bölge 1914'te yeni zelanda işgaline uğramıştır. milletler cemiyeti 1920 yılında bu bölgeyi yeni zelanda mandası haline getirmiştir.
c-) çin kolonileri
*kiautschou körfezi(1898-1919) : almanların juye olayını (2 alman misyonerin çin'de öldürülmesi) bahane ederek işgal ettikleri bir bölgedir. 15 ağustos 1914'te bölgenin teslimi için verilen japonya ültimatomunu reddeden almanya'ya karşılık japonya 23 ağustos'ta bölgeyi bombaladı. japon orduları 7 kasım 1914'te bölgeyi kontrol altına aldılar. 1922'de çin'e teslim edilsede 1937 yılında japonya bölgeyi yeniden işgal etti ve 1945 yılına kadar da yönetti.
