devletin kanalında ve tarafsız olması gerekirken metinlerinde açık açık hükümet yanlısı bir tutum sergileyen haber merkezdir. Mesela bir kaç gündür haberlerinde recep tayyip erdoğan'ın yolsuzluğunu ifşa eden ses kayıtları ile ilgili "montaj ses kayıtları" ifadesi kullanılıyor.
An itibariyle kapanış töreni ile sona ermiştir. Rusyaların edebiyattan müziğe Baleden resime kadar dünyaya sundukları tüm önemli özelliklerini sahneye taşıdıkları güzel bir kapanış töreni olmaktadır.
Ülkemizde yapılsa hangi özelliklerimizi sergilerdik merak etmeden edemedim. Dünyaca ünlü bir piyanistimiz veya kemancımız sahne alır mıydı? Bir bolşoy balesi sergileyebilir miydik? Bir dostoyevski mizi bir Tolstoy umuzu sahnede gururla anabilir miydik?
Bilemiyorum gözümde canlandırabildiğim tek gösteri mehter takımı oldu nedense....
sabah duş almazsam uyanamam, afyonum patlamaz.
duş almadan köşedeki bakkala bile gitmem.
saçım her zaman güzel kokmalıdır.
parfümsüz yaşayamam.kötü kokulara tahammülüm yoktur.
güzel kokmayan insanları öpemem onlara sarılamam.
koku hafızam var. 5 dakika önce asansöre binen kişinin kim olduğunu tahmin edebilirim mesela.
sabah 09:00 dan önce konuşmaktan hoşlanmam. konşmak zorunda kalırsam asabileşirim.
hep alarmdan önce uyanmama rağmen uyumadan önce 06:00 ile 07:00 arasında 8 tane alarm kurarım.
sırtüstü uyuyamam kurbağa pozisyonunda uyuyabiliyorum.
yatağımdan başka bir yerde uyuyamıyorum. tv karşısında sızmışlığım yoktur mesela.
ışık ve ses olan ortamda uyuyamam.
her türlu araçta uykum gelir. otomobil, otobüs, servis, metro, biner binmez gözlerim kapanır.
evden çıkacağım saatten 10 dakika öncesine alarm kurarım.
seri bir kitap okumaya, seri bir film veya bir dizinin sezon bölümlerini izlemeye başladıysam bitmeden bırakamam.
çalışırken bir rapor hazırlıyorsam kulağımda mutlaka klasik müzik olmalıdır. yoksa olmuyor yapamıyorum kafam çalışmıyor.
sahibi olmadığım kitabı okuyamam, mutlaka benim olmalıdır. kitaplarımı ödünç veremem.
desenli, baskılı, çok renkli giysiler giyemem.
boyun fetişistiyim.
keyfim yoksa Love Actually filmini izlerim. sanırım 10-15 defa izledim.
iş arkadaşlarımla iş dışında görüşmem, asla evime davet etmem, zorunlu kalmadıkça evlerine gitmem.
ellerimi kremlemekten hoşlanmam, o nemli hissi sevmiyorum. elleri nemli insanlarla tokalaşmak midemi bulandırır.
çıplak ayakla yere basmaktan hoşlanmam yaz kış terlik giyerim.
çıplak ayakla kuma basmaktan nefret ederim bu yüzden çakıl plajı olan tatil yerlerini tercih ederim.
ayağım yerden kesilince paniklerim.
evde saat, kolye, küpe, bileklik vs.. takamam. eve girer girmez ilk işim takılarımı saatimi çıkartmak olur.
kış aylarında tek bir çanta kullanırım. yaz aylarında ise her gün farklı bir çanta kullanırım hiç üşenmem her sabah çantadaki ıvır zıvırlarımı başka bir çantaya aktarırım.
inanılmaz bir isim ve yer hafızam var sayıları aklımda tutamam. telefon numaramı 3 tck numaramı 10 yılda ezberleyebildim.
bir şey düşünürken parazit sesler çıkartırım. kalemi masaya vurmak, parmaklarımla tıkırtı yapmak gibi.
kalem ve defter biriktirme takıntım var. kullanmam öyle dururlar arada bakar sayarım mutlu olurum.
bir köye yerleşip balkabağı yetiştirmek gibi bir hayalim var.
evlilik fikri beni dehşete düşürüyor.
masa telefonu ile konuşurken elimde mutlaka kalem olmalıdır yoksa strese girerim.
masada peçete varsa dayanamam parçalar böler çöp yaparım.
önümde makas ve kağıt varsa keser konfeti yapar etrafa saçarım.
nisan ayının 3. pazar günü ile haziran ayının ikinci pazar gününe kadar her pazar sabahın 7 sinde kalkıp nişantaşına giderim boş sokaklarda ve caddelerde dolaşır, mecidiyeköy e kadar yürürüm. sonra eve gelir öğlene kadar uyurum.
.......
bugün yapılakn ilk tur maçlarıyla başlamış tenis sezonunun en prestijli Grand Slam turnuvasıdır. erkekler finali 10 Haziran'da yapılacak ve tahminimce büyük sürprizler yaşanacaktır. gönlümden geçen ise ekselansları roger federer in kazanarak 16 tane ile elinde bulundurduğu en çok grand slam kazanan erkek tenisçi rekorunu 17.ye çıkartarak kırılması zor bir hale getirmesi.
bu yıl nakaratlara söz koymama kuralı getirildiğini düşündüğüm yarışma. bütün şarkıların nakaratları "aa aaa", "oo ooo", "nanna", "la la" diye gidiyor nedense.
görsel açıdan ve müzikleri kesinlikle olağan üstü, insanı mutlu eden, dünyalar tatlısı bir film. hugo rolundeki Asa Butterfield a bayıldım ayrıca da yapımcı olarak bu filme hayat verdiği için Johnny Deppe olan sevgim daha bi arttı.