var böyle bir hastalık.. ehliyete ilk başvurduğunuz anda belirtiler de baş göstermeye başlıyor, ehliyetinizi aldığınız anda da tüm bünyeyi çoktan ele geçirmiş oluyor.. yani yapacak bir şey yok işte görüyorsunuz..
müthiş bir belediyecilik örneğidir.. mesela dükkanın içi komple yanıyor ama siz vitrini yenilemekle uğraşıyorsunuz.. esas yangını söndürmek asla umrunuzda değil.. onu da dükkanı devredersek satın alan söndürsün bana ne.. nefis ulan!
her yıl vergilerini düzenli ödediği takdirde hiç bir yetkilinin zerre umursamadığı sürücüdür..
bunların makas atanlarına yada kırmızı ışıkta geçenlerine denk geldikçe şok oluyorum.. sen okul taşıtısın yahu, en çok trafik kurallarına uyması gereken araçsın.. nerede adam olamamış insanlıktan nasibini alamamış manda varsa hep bu taşımacılık işlerinde cirit atıyorlar..
bunların daha sık denetlenmesi daha sıkı takip edilmesi gerekiyor..
bir zamanların en ucuz sebzesi ile en pahalı meyvesinin günümüzdeki tek ortak noktası, ikisinin de fiyatı artık 10-12 lira bandında geziniyor.. hayat gerçekten sürprizlerle dolu..
1kg olan paketi, diğer markalar 15liradan satarken bu adamlar 7.5liradan satıyordu..
bu ülke şartlarında oldukça güzel bir fiyattı ve her güzel şey gibi bu da bitti.. ühü!