kasim 2008 de yururluge giren ve hükümetin, ekonomik krize karşı önlem olarak çıkardığı, yurtdışından ve yastık altından sisteme para sokulmasını amaçlayan bir yasadir. kisacasi, hukumetin teget gecen krizde para bulmak icin yarattigi buyuk tantana ile basına duyurulan yasadır.
sonucta ne olmuş bir bakalım. 5 milyar tl getirecegim diyen ali turkan denen adamın mtv borclarini bile odemedigi ortaya cikmis. dahasi var, akillilarin, vergi dairelerinden, su kadar para getirecegim diyerek aldiklari tahakkuk fisleri ile piyasayi dolandirdiklari ortaya cikmis. yani aslinda parayi getirmek yerine parayi goturmus bu arkadaslar...
cok alakasız belki ama aklima sahip som un , ozhan canaydini , galatasaraya kredi getirecegim diye kandirmasi geldi.
hurriyet gazetesinin haberine gore, türk hava yollari nin istanbul-tiflis seferini yapan yolcu uçağının, tiflis havalimanı'na yaklaşması sırasında yanlışlıkla civardaki askeri meydana inmesi hadisesidir.
habere gore 2 pist arasinda 17km mesafe varmış ve gokyuzu fotograflarindan birbirlerine hayli yakın oldukları gozukmekte.
nadir de olsa arada bu tip hatalar yapabiliyor pilotlar. cem kozlu nun bulutlarin ustune tirmanirken isimli kitabında yanılmıyorsam malezya seferini yapan bir thy ucaginin, kuala lumpura gece inis yapmasi sirasinda yanlislikla pistin yakınındaki genis otobana dogru alcalmasi , yaklastiklarinda yoldaki araclari gorerek pas gecmeleriyle sonuclanmasi hadisesinden bahsediyordu.
turk güreşinin, dunya güreşini domine ettiği olimpiyatlardır. 6 kez istiklal marşını çaldıran türk takımının , kutlama amacıyla kraliçe tarafından saraya davet edildiği söylenir.
1948 londra olimpiyatlarının en güzel hikayesi, hiç şüphe yoktur ki güreşte finallerin yapıldığı gün gerçekleşmiştir.
final günü aynı dakikalarda yan yana üç ayrı minderde final karşılaşmasına çıkan yaşar doğu, gazanfer bilge ve celal atik , maç esnasında aralarında işaretleşerek rakiplerini aynı anda tuş yapmış ve ne kadar büyük birer pehlivan olduklarını dünyaya göstermişlerdir.
yaşar doğu, zaman içerisinde , o günün kahramanlarını anarken şu cumleyi sarfetmişti.
1981 yapımı kevin connor imzalı filmdir. başrollerde hala ncis le ekrana gelen mark harmon ile yeni jenerasyon star wars* filmlerinde count dooku rolunden hatirlayacaginiz christopher lee oynamış olup, filmin konusu hayli ilginctir.
--spoiler--
goliath isimli transatlantik, newyork dan ingiltereye yolculuga çıkar. o ara ikinci dunya savasi patlak verir ve ingiltere savaşa girer. bir alman u-boat , goliath i torpiller ve goliath hic bir iz birakmadan batar. kimse yerini bilmemektedir. gunumuzde bir araştırma ekibi şans eseri batığı bulur ve keşfe çıkar. batığa ulaştıklarında içerden sos sinyali alırlar ve kamara camlarından birinde bir insan figuru gorurler. gemide bir kısım insanın bir şekilde hayatta kaldığı ve yaşamanın bir yolunu buldukları ortaya çıkar.
--spoiler--
bundan sonrasını izleyin derdim ancak bu film kolay bulunabilecek bir film degil ne yazıkki. ben cocukken tv de izledigim bu filmi cok aradim, ne yazıkki bir dvd versiyonu yok. vhs versiyonundan dvd ye aktarılan modelini freelance olarak ebay de satan insanlar mevcut. meraklıları için duyurulur.
boyle bir sey var aslinda hepimizin bildiği ancak dile getirilmeyen, veya önemsenmeyen. avrupa kupasi maclarinda ortaya çıkan bir sendrom bu. ister gundem degistirmek olarak adlandırın, ister maçı kaybeden takımın yaptığı duygu sömürüsü olarak... bu taktiği futbolcular, teknik direktörler veya yöneticiler sık sık kullanıyorlar medya kanalıyla.
vereceğim örnekler lütfen yanlış anlaşılmasın. beşiktaşlı kimliğimi bir kenara bırakarak, olaya objektif olarak bakmaya çalışıyorum. Samimiyetim anlaşılsın diye kendi takımımdan da örnek vereceğim.
olaya arda turan ın dün akşamki hamburg maçı ardından yaptığı açıklama ile başlamak istiyorum zira en güncel olan olay budur. ne demiş arda;
"Maç Kadıköyde diye insanların neredeyse kalbine inecekti. Keşke final Ali Sami Yende olsaydı da Fenerbahçe, Beşiktaş gelip orada final oynasaydı."
sizce samimi mi bu açıklamalar? ben doğruluğundan bahsetmiyorum. doğru olabilir söyledikleri ama yürekten mi söylemiştir bunu. belki öyle, beki de değil.
ben galatasaray camiasından, şu güne kadarki başarılarını türklükle özdeşleştirmelerini beklerdim. madem türk takımı olarak oradasınız, o zaman bir galatasaraylı olarak şükrü saracoğlu finalini hayal ediyoruz diyerek bunu ezeli rekabet platformuna taşımayacaktınız. Siz şu ana kadar kulüpçülük yaparsanız, arda kusura bakmasın yaptığı açıklama ne kadar samimi olursa olsun birşey ifade etmez...
işler iyi giderken galatasaray çok yaşa, işler kötü gidince biz türk takımıyız keşke bizi destekleselerdi... lütfen arkadaşlar...
aynı platformda olmasa da yıldırım demirören in, del bosque davasında kulübü büyük zarara uğratmasını mütakip, milli mesele edebiyatı yapmasını da anlamakta zorlanmıştım. kendisine gülmüştüm. bir başkan ancak bu kadar aptal yerine koyabilir çevresindekileri diye. zaten kimse dikkate almadı söylediklerini. gülüp geçtiler.
ardanın bu soyledikleri de dikkate alınmayacak ne yazıkki. bu gidişle de hiç alınmaz.
yeni sevgiliyi dumura ugratacak harekettir. henuz bir ornegine rastlanmamis olmakla birlikte, ulkemizdeki baslik parasinin mantik olarak benzeri bir hareket olarak degerlendirilebilir.
olay basitce, eski sevgilinizin yeni cikmaya basladigi sahistan , literaturde pestemallik veya serefiye olarak gecen hava parasini talep etmekdir. yeni sevgili erkekse, dayak yeme ihtimaliniz de mevcuttur o yuzden denemeye kalkmadan durumu iyi degerlendirmekte fayda vardır.
ilk duyuldugunda , kulaga katıksız bir zihni sinir procesi gibi gelen , turksun di mi seklinde bir tepki almanizin muhtemel oldugu cihazdır. Ama bugun okudugum gazete haberine gore gercekten uretilmis bir amortisormus. Sanırım en cok turkiyedeki yollarda efektif bir performans sergileyecek olan ve gelecekte akusuz araba kullanmamızı saglayacak bulustur.
Suleyman Seba Cad No: 22 Akaretler - Beşiktaş - Istanbul
adresinde yer alan ve starwood hotels zincirinin bir uyesi olan son donemin populer butik otellerinden biri.
otel icerisinde yer alan ve guneydogu asya mutfagini musterilerine sunan spice market isimli restoran çok olumlu eleştiriler almış. Ayrıca otel içerisindeki w lounge adıyla anılan ctesi çarşamba dj performansı ile dolup taşan mekan, bu ara çok populer.
katolik nikahlarında , nikahı kıyan rahibin, torenin sonunda sarfettigi "sizleri karı koca ilan ediyorum" cumlesindeki "karı-koca" kısmına karşılık gelen ingilizce kalıptır.
bazı rahipler, husband and wife der, bazıları ise man and wife der. sanırım man and wife, biraz daha eski ve geleneksel bir ifade. genelde yeni jenerasyon, husband and wife i tercih etmekte. eski ingilizcede "wife", "woman" yani "kadın" manasına geliyormus. dolayısıyla aslinda man and woman oluyor bu tabir ve kulaga mantikli geliyor.
Zevkler ve renkler gorecelidir, dolayisiyla insanların müzik zevklerine gore farklı tercihlerin yapılabileği karşılaştırmadır.
öncelikle bu konuyu rock muzik açısından değerlendirmek lazım. studyo kaydını cd de dinlediginiz ve begendiginiz grubun, canlı performans sırasında sarkiyi daha farkli yorumlamasi zaman zaman bizleri çileden çıkartabilir. Hemen bir örnek vermek istiyorum, guns'n roses in orjinal kadroyla ilk turkiyeye geldigi sene, konser sırasında bazı unlu şarkıları akustik gitarla yorumladılar. Yani millet orada gaza gelmek isterken, birden garip bir durum olustu. Sanatci icin, zaten cd de yer alan bir kaydın aynen konserde calinmasi sacma olabilir. sonuna kadar saygi duyuyorum bu goruse, ancak sarkiyi cd deki duzenleme ile dinlemek cogu zaman oraya gelen izleyicini beklentisi oluyor.
Bu arada guns'n roses, benim gordugum sahne performansi en iyi gruplardan biridir. yanlış anlaşılmasın, olaya başka bir açıdan bakarken örnek vermek istedim sadece. Burada verdigim ornek, get in the ring mother fuxxer turnesi kapsamindaki istanbul konserine ozel bir durumdur.
başka bir örnek vermek istiyorum, mesela queen in inanilmaz bir konser performansi var. grubun studyoda kaydedilen son donem (freddy nin olumune yakin cikan albumleri) bazi albumlerinde yer lan ve synthisizer agirlikli olması sebebiyle begenmedigim bir suru sarki *** , konser dvd sini izlerken inanilmaz bicimde hosuma gitti.
metallica, kesinlikle hem konser hem de studyo performansi ust duzeyde olan bir grup.
dire straits, konserlerinde neredeyse studyo kaydına bire bir yakınlıkta yorumluyor sarkilarini. cok basarililar. konserlerinde inanilmaz bir enstruman derinligi var. bu derinligi studyo kayıtlarını dinerken hissedemiyorsunuz. ozellikle alchemy ve on the night konserlerini izlemenizi oneririm.
u2 nun konser performansları tam bir gorsel solen. benim hayatımda izledigim en guzel konser bir u2 konseriydi. bu grubun turkiyeye hala gelmemis olmasi muzik adina uzuntu verici. u2 nun studyo kayıtları da cok basarili. konser ve studyo performansları birbirine çok yakın. ama konserlerinde fark yarattıkları cok onemli showları var.
bonjovi'nin, muthis bir sahne performansı var. album kayıtları da kanımca gayet başarılı. 90 li yillardaki istanbul konseri, cok egenceli gecmisti. bis yaptiktan sonra livin on a prayeri calmaya baslamislar, bu arada konser bitti diye staddan cikan birsuru insanin geri stada girmeye calismasi o donem cok konusulmustu.
genesis oalarak veya phil collins in daha sonraki solo calismalarina baktığımızda, yine konserlerinde cok daha basarili bir performans izleyebiliriz. ocellikle konserlerde bazi sarkilarda hem phil collis in hem de chester thompson in aynı anda bateri çalması hakikaten bir zenginlik getiriyor. bunun dışında enstruman derinligi olarak dire straits kadar olmasa da, onlar da baya iyiler. studyo performansları kotu olmasa da, sahne performansının hayli gerisinde bana gore.
sahne performansını etkileyen en onemli noktalardan biri de, kullanılan destek ekipmanları veya danslar.
guns'n roses in ilk konserinde stadda dev ekran yoktu. turk izleyicisi, dev ekranla ilk olarak metallica nin ilk istanbul konserinde tanismisti. michael jackson konserinde sarkilara eslik eden dans showunu ben hayatımda hicbir yerde izlemedim. u2 yi canlı olarak izleme imkanınız olursa, kesinlikle gorebileceginiz en iyi sahne showunu izleyeceginizden emin olabilirsiniz. tek uzuntum bir dire straits konserine gidememis olmam.
son haftada yağan aşırı yağış sonrası, bazı dört dörtlük istanbul caddelerindeki su birikintilerinin haddini aşması sonucu yapılacak benzetmedir.
Bildiğiniz gibi hangi parti belediye başkanı gelirse gelsin, istanbulda bugüne kadar yapılan yollar ne yazıkki avrupa standartlarina ulasamamistir. yanlış asfaltlama sonucu meydana gelen çökmeler sebebiyle oluşan çukurlarda aks kıranlardan mı bahsetsek? yoksa yanlış hesaplanan eğimler sebebiyle yoldan çıkanlardan mı? o kadar çok konu var ki tartışılabilecek...
hakkını yememek lazım tabi hiç mi iyi yapılmış cadde yok. Mutlaka vardır. ama ben geçen sene tem otoyolu üzerinde yer yer su birikintileri görmüştüm. yuh artık *
türkçeye çevrildiğinde yılan ısırığı gibi bir manası olan, esasen ingiltere publarinda ozellikle ogrenciler arasinda pek bir populer olan içecektir. aslında snakebite, bir bira kokteylidir. pek çok farklı karışımlarla hazırlanan şekilleri mevcuttur.
en klasik olanı, %20 karadut konsantresi + %40 cider (genelde strongbow kullanırlar) , %40 da lager bira (carling/stella tercih edilir) karışımından yapılan kırmızı renkli halidir. tabiki lager veya cider olarak baska marka biraları da kullanabilirsiniz. acı tadı sebebiyle bira sevmeyenler için tavsiye edebileceğim bir karışımdır.
Besiktas JK Mali kongresi öncesi, Beşiktaş camiasının ileri gelenlerini biraraya getirecek zirvedir. Koç Holdingin Nakkaştepedeki merkezinde, rahmi koçun evsahipliğinde gerçekleştirilecektir.
gibi isimlerin katılacağı belirtilmiş. Öncelikle kulübün maddi yapısının özellikle masaya yatırılacağı , sonrasında da olası bir tuncay özilhan başkanlığının konuşulacağı kulislerde dönen dedikodular.
demiroren e karşı böyle bir kayyumun ortaya çıkması kulüp adına güzel bir haber.
genelde luks otellerin hipersonik tuvaletlerinde karsiniza cikabilen durumdur. normalde hepimizin alışık olduğu soğuk suyun aksine, garip bir his verir insana. guzeldir. tavsiye edilir. yurt disinda genelde karsiniza cikmaz zira ecnebiler bundan bihaberdir. yurt disina gidip de tuvalet sendromu yasayan cok adam bilirim.
ancak turkiyede eger klozette taharet muslugundan akacak suyun sicakliginin bir ayarı varsa, o zaman esek sakasina maruz kalma ihtimaliniz de gayet vardir. dikkat edilmelidir. keyif alicam derken haşlama yapmayın.
bundan uzun yıllar sonra bir dedenin torunlarına "ben senin yasidayken" geyigi yaparken kullanabileceği kalıptır. malum o donem artik uzay çağını iyice yakalamış olacağız. (bkz: uzay 1999)
ergenlik donemindeki bir erkegin basina gelebilecek en talihsiz olaylardan biridir.
dusunun bir kere, o donemlerde tam erkekliginizi bulmaya basliyorsunuz. eger erkek lisesinde degilseniz, gittiginiz okula gore , sinifta bir miktar hatun mutlaka mevcut olmalı. Bu hatunlardan bazisi guzel olabilir, bazisi ise cirkin. tabiat kanunu bu. siz, guzel olanlarin ilgisini cekmek icin ugras verirsiniz. cirkinlere kimse bakmaz. onlar kendi aralarında takılırlar. erkekler genelde mecbur kalmadikca onlarla muhattap olmaz.
buraya kadar her sey normal. islerin bozuldugu nokta, bu yecuc mecuc lerden birisi size asik olursa iste o zaman ayvayi veya baska bir seyi yedin... cunku bu isten cikis yoktur. adin cikar sinifta, herkes senle dalga gecer. isin kotusu, ilgisini cekmeye calistigin kiz bile kafa bulur senle. kisaca, karizma bir anda cizilir . ne yaparsan yap , işi ceviremezsin.
dusun ne kadar masumsun olayda, her sey senden bagimsiz olarak sekillenmis. birdenbire siniftan birisi, ilgili kizin defterinin sayfalarindan birinde , kalp iceriside senin adini goruyor. sayfayi koparip sinifa yayiyor haberi. artik bu kalbe alis, cunku her yerde karsina esek sakasi olarak cikacak. bu isten kurtulmanın yolu senin veya kızın okuldan ayrılmasıdır.
Bir de su var, "......de cirkin olup ilerde guzelleşen kızlar" başlıklarından birindeki durum gerçek olursa , o zaman hem geçmişte hem gelecekte duble yıkım yaşarsın. dün senle dalga gecenler, yarın gul gibi kizi elinden kacirdin salak diye dalga gecebilirler. *
başlıkta anlattığım olay lisede basima gelmisti. neyse ki kiz o kadar cirkin degildi, bir sekilde ortbas edildi olay. yoksa işim işti.
tabiki bilgisayar sistemleri için konuşuyoruz. eğer bir gun yapay zeka destekli sibernitik organizmalar uretilirse belki vuku bulacak hadisedir bu. mevcut sistemler uzerinde denenmemesi tavsiye edilir.
antivirus ve grip asisi demisken, aslinda calistiklari isletim sistemleri farkli olsa da, genelde her ikisi de sancili uygulamalardir. aşıyı olursun, başlar bir halsizlik. 3 gun gecmez. ustelik bir de hastalanırsın aşıdan sonra. lan niye oldum ben bu aşıyı o zaman? aynen sisteme norton kurmuş gibi. sistem birden yavaşlar, surunmeye başlar, eski performansı mumla ararsınız. bir de her ikisini de kurmadan once, sistemde virus olmamasi gereklidir. yoksa bi halta yaramaz yaptiginiz is.
harbi cikolata reklam kampanyasında kullanılabilecek bir hikayedir. hoca cocuğu çağırır , osman bu ödevi nerde yaptın? osman gamsızdır, birden şakımaya başlar, hocam google translate diye birşey var vs vs vs.
ancak reklamda olur yani. akıllı olan insan evladı bu siteyi ancak gülmek için kullanır.
ingilizce bilmeyenlerin kullanmaması tavsiye edilir. dolayısıyla ödev, chatte yabancı kıza yazmak, babanın ilacının uzerinde yazan seylerin cevrilmesi vb. sekillerde kullanılmaması gerekir. yoksa adamı madara eder.
Dusundum, tasindim, bizim sozlukte olsa olsa ayarseksuel olur dedim. sozluk sinirlari icerisinde bir tanimlama bu. sozlukteki sanal hayatini ayar vermeye adayanların sloganı.
cok ugrasarak oturma hakkı kazandigin koltuktan bir gun kalkip gidersin, dondugunde o masada butun yerler doludur. mecburen birinin kucagina oturursun, zira mecbursundur o masada olmaya. hoş olmaz, can yakar.