tamamen sap yiyip saman sıcma olayı olarak ozetleyebilecegim cumledir. Kim soylerse soylesin tepkim bu yonde olacaktir.
Ataturke demokrasisiz bir ortam yarattı diye satasmadan once sunu dusunun derim ben. aslinda bu yazdigimi zaten bilen biliyor da, bu tip yazıların amacı baska...
uzun yıllar boyunca monarşi ile yönetilmiş bir ülkenin birdenbire demokrasiye gecmesi beklenemez. Belirli bir surec gerektirir. Bu surecte de kontrolun elbette tek bir partide olması kadar dogal bir sey yoktur. Eger bugun demokrasiden sikayet ediyorsak, Ataturk daha fazla yasayamadigi icin, sonrasinda gelenlerin onun dusuncelerine , hedeflerine adam gibi sahip cikamadigi icindir.
Ataturk demokrasi karsiti bir insan olsa, ilk basta kendisine teklif edilen gel halife ol , veya gel padisahligi sen devam ettir gibi tekliflere olumlu yanıt verirdi. Ama insanlari suclayamıyorum da, Ataturk gibi buyuk bir insanı, buyuk bir beyni anlayabilmek kolay degil. Bu sizin sucunuz degil uzulmeyin.
ilk okudugumda sibel savaş isimli dansoz hakkinda bir haber zannettigim basliktir.
Neye hazır mıyız diye sordum kendime. Birsey mi gosterecek filan...
Sonra farkettim ki göz yanılması olmuş. Şöyle bir yorum yazayım müsade buyurursanız. biz call of duty modern warfare serisinde uzun zamandir siber savas yapiyoruz. Daha bizi yenen organize bir ekip cikmadi *
turkiye once ic tehditleri savustursun sonra siber teror filan konusulur...
çok da uzak olmayan geçmişi yaşayan arkadaşlarımız iyi bilirler. pascal dorizon diye fransız bir hakem vardı. Gerek efes pilsen, gerekse de milli takımımız o donemde bu hakemden cok cekmisti. Murat murathanoglu, o donemde mac anlatirken inanın dun Carl JUNGEBRAND a ettigi laflarin belki 5 mislini soylerdi.
dun aksamki yunanistan karsilasmasini izledim. egri oturup dogru konusalim, hakem triosunun verdigi kararlar normal bir basketbol karsilasmasinda makul kabul edilen ev sahibi avantajı (bkz: home court advantage) ile aciklanabilecek duzeydeydi. NBA de bundan daha bariz hatalari hakemler gayet guzel ev sahibi lehine yapabiliyorlar. ama burada komik olan ev sahibi bizim olmamiza ragmen bu duduklerin yunanistan lehine calinmasiydi. burada hakeme kabahat bulmaya luzum yok. lobimiz yetersiz... ayrica oynayınca goruyorsunuz home court advantage filan hikaye. zaten 3 ceyrek sonunda yunanistani surklase ettikten sonra , hakemler de bu takım adam olmaz diyip normal dudukleri calmaya basladilar.
hakemleri bir kenara birakalim, kendi isimize bakalım.
cesaretle...
muthis sprintleriyle bisiklet sporuna heyecan katan bisikletcilerin basinda gelmektedir.
gecen sene oldugu gibi bu yil da tour de france in en prestijli etaplarından biri olan ve Champs-elyseesde tamamlanan son etabını finishe 200 metre kala yaptigi harika sprintiyle ilk sirada gecmistir. boyle bisikletcileri izlerken, contador gibi bir adamın sampiyonlugundan duydugum uzuntu biraz olsun hafifliyor.
kendisi cok arzuladigi yesil mayoyu bu sene giyememistir ama olsun seneye yine kendisini destekleyecegim.
tour de france boyunca tek bir etap dahi kazanamadan genel klasmanda sampiyonluga ulasmistir. sevdigim bir bisikletci degildir zira kendisi jan ullrich ve lance armstrong cekismesinden, rekabet ve sportmenlikten birsey ogrenememistir.
internette zaman zaman tartisilmis iliskidir.
death star in yapilmasinda bas rol tarkinindir. vader imparatorun sag kolu olsa da, askeri deha olarak gorulen tarkin , donanmanin basindadir. aralarindaki konusmalarda zaman zaman tarkin vadere "my old friend" seklinde hitap eder. aralari iyidir. imparator tarkine guvendiginden, vader de ona saygi duymaktadir.
Is gorusmesi vazgecilmezidir.
Genel müdür olacağım diye cevaplandiginda, iş görüşmesini yapan kişi size içinden kıçıyla güler. Hele bu lafi final görüşmede genel müdüre soylemişseniz , o da içinden bir cem yılmazlık yaparak dikkat et ben varken oturma o koltuga filan diyebilir.
Kısacası, kararlı ve hedefleri olan bir aday imajı vermek için tıfıl mezun olarak gittiğiniz iş görüşmesinde daha mutevazi ve iddiasiz cevap verilmesi gereken gicik bir sorudur. Bu tip yuvarlak sorulara verilecek yuvarlak cevaplar mevcuttur.
2009 yılı aralık ayında geçen yıla göre yaşanan %23 lük ihracat azalmasının telafisi niteliğindedir.
2008 ihracatının 131.5 milyar dolar oldugu dusunuldugunde, 2010 yılı ilk altı aylık performans, 2. altı ayda gösterilse bile yine 2008 in gerisinde kalinacagi asikardir.
belki de coğu erkeğin hayalindeki eştir kendisi. Bunu sadece guzelliginden degil, anneligin kendisine cok yakistigindan oturu soyluyorum. Ben bu imajı bir meg ryan da gormustum daha once. Son donemlerde hakkinda turlu hikaye soylense de, benim gozumdeki imajindan hicbir sey kaybetmedi defne. Bu hikayeler gercek bile olsa fikrimi değiştirmem.
kollektif bir uyum içerisinde hareket eden sozluk yazarlarinin , alan daraltarak beton bloklar arasında kendisini prese dayalı varyasyonlarla ezmesi hadisesidir.
hayatin basladigi yer olarak kabul edilen afrikada, her yil belki de dunyanin en buyuk gocunun yasandigi yerdir.
serengeti, bir kismi tanzanya, bir kismi da kenya topraklarina ait olan yaklaşık 30 hektarlik bir bölgedir.
her yil eylul-ekim aylarinda, yaklaşık 2 milyon otobur, kuzeydeki tepelerden mara nehrini gecerek guneydeki yağmur alan verimli topraklara ve otlaklara akin eder. bu 500 millik göç sırasında , yaklaşık 250 bin otobur hayatını kaybeder. hayatta kalan çoğunluk, daha sonra başka bir rotadan tekrar başladıkları yöne dönerler. bu göçe dairesel göç de denmektedir zira bütün bir yıla bakıldığında dairesel bir rotada ileledikleri görülmektedir.
orta okulda duydugum sacma bilmecelerden birini aklima getiren repliktir. Aynen su sekilde uygulaması yapılır:
Once bilmece aşağıdaki şekilde sorulur.
3 kus arka arkaya ucuyorlarmis. birincisi, "arkamda bir kus var" demis. 2. si de "arkamda bir kus var" demis . Sira 3. ye geldiginde, 3. kus da "arkamda bir kus var" demis.
daha sonra, nasil olabilir de bu gercek olabilir? seklinde bilmece tamamlanır.
grubun zeki gecinen uyesi bu kolay soruya hemen sazan gibi atlar eeeeeee dairesel ucuyorlardir gibi bir cevap verir. Siz de yok abi 3. kus yalan soylemis diyip tıkarsınız lafı arkadasinizin agzina *
orta okul iste. yil da 85-87 filan... boyle esprilerle geciyordu gunlerimiz.
şef giuseppe pressami yonetiminde turkiye'de yapilan en guzel carpaccio yu yiyebileceginiz restauranttir.
edit: birer baslangic, birer ana yemek (et), birer kadeh sarap, birer tatli ve birer kahve ismarlandiginda 2 kisi icin ortalama 250-300 TL civari hesap odenecek mekandir.
carşı tarafından ulkemiz tribun literaturune kazandirilan çok sesli tezahurat kavramina bir ornektir. Burada çok sesli derken bir grup belirli yerlerde back vocal yapar.