istanbul minibüsçülerine mazeret olacak davranışlar bütünü. bizim minibüsçüler her beş dakikalık yolda bir şu hareketi yapsa, doldur boşalttan parayı götürürler.
hali hazırda toprak bütünlüğü olarak olmasada kafalarda insan karakterleri olarak zaten bölük pörçüktür.
burası türkiye'dir.
elindekini kullanmayanların,
yaşamayı bilmeyenlerin,
sonunu düşünmeyenlerin * dünyası.
illa toprakları bölmemize gerek yok.
en kısa yoldan bak,
laz aklı işte çalışmıyo, kürt değil mi terörist abi onların hepsi, trakyalı mı? çingene dolu abi uzak dur oralardan, izmir mi? gevur onlar gevur,
vsvsvsvsvsv...
yalansa yalan. bende yalancıyım sende.
sen zaten bu adamlardan birini bile istemiyosan böldün gittin ülkeyi.
kimse kendisini istemeyen kişiyi sevmez sevemezde zaten.
yan yana durmayı bi öğrensek
sırtımızı birbirimize yaslasak
güvensek zaten dünya dize gelir.
k edi t: bak! bak! işaretli olanlara tıkla git bi başlık altındakileri oku eskici pardon eksici arkadaşım.
çocuk muhabbetinden pek bir farkı olmayan bağırışmalar
bütünü. ortada ne kavga ne tartışma nede hoş bir muhabbet
vardı. karşılıklı olarak soruya soruyla cevap veriyolar
anlamsızca, sözlük yazarlarıda bunu ayar verdi şeklinde algılıyor.
izlerken resmen sesini kıstım. faith altaylı zaten normal zamanlarda bile aykırı bir soru
gelse ses tonunu yükselten bir yapıya sahip. levent kırca
tiyayrodaki yeteneğini masaya iyi yansıttı ancak kendisininde
karşıt görüşlere saygısının ne kadar az olduğunu bizlere
gösterdi. tek doğrunun kendi düşünceleri olduğunu düşünen biri.
bide o laf sokma yarışı beni bile güldürdü. sokak çocukları
gibi davranışlar falan yaşlarına başlarına bakmadan.
çok güzel fikir alışverişi yapılabilecek bir programken bir
anda yumurcak tv ye döndü.
daha kendiniz oturup konuşamıyorsunuz ki milletin huzur
bulmasını nasıl bekliyonuz.
son olarak partinin ideolojisi nasıl değişir. geçmişte
yaptıkları, öğrettikleri, savundukları şeyler, nasıl
farklılaşır. bu kadar kolaymı. o eski fikirleri, yaklaşımı
benimseyen insanlar koyun gibi (bu lafı hiç sevmem ama burda
gerekli gözüktü sanki) hemen yeni fikirlerin peşinden mi
gitmeye başladı. bu çıkarcılık değilde, menfaatçilik değilde nedir?
bekleneni veremiyecekse, yazarların değindiği sorunlar göz önüne alınarak yapılmadıysa, sözlüğün ortamını üst seviyelere taşıyamayacaksa, olmasın daha iyi dediğimiz bir süre daha bekleyeceğimiz sözlük yeni görüntüsü.
tide: isemnelşütör şimnetsi, edneb iki frah midritşiğed otkon.
öncelikle sıradan telefon nedir onu tartışmak daha doğru.
daha sonra diğer telefonlarla arasındaki farktan söz edicekseniz bu kişiye göre değişir.
iphone un kullanıcıya tanıdığı olanaklar sahibini memnun ediyorsa zaten başka bir telefonla karşılaştırmak çok saçma kalır. kişi java, android, symbian, bada gibi yazılımlı telefonun kendisine sağladığı faydadan memnunsa zaten iphone uzay mekiği olmadığı sürece zaten normal bir telefonun önüne geçemez.
tabi siz bu telefonu taşıyınca toplumdaki değerinizin statunüzün arttığını düşünmüyorsanız.
ülkedeki medyanın politikasına yenik düşmüş yazarlardır.
televizyonda, medyada gördükleri üç beş terör örgütü sempatizanını ve ya bdpli yöneticiyi bütün kürtlerin sözcüsüymüş sanan, akpyi bütün muhafazakarların temsilcisi sanan, chpyi bütün atatürkçülerin temsilcisi sanan, mhpyi bütün milliyetçilerin temsilcisi sanan insanlar gibidir.
tüm algılarını kapatmıştır.yaptığı tek şey duyduğu gördüğü birkaç kişinin söylediklerini bütün gruba mal etmektir.
kimse kimseyi sevmek zorunda değildir. kardeş olmayada gerek yok. bunu isteyende yok zaten. bu coğrafyanın insanıysanız aynı yerde yaşamayı bileceksiniz.
düdüüt: eksi - niye abi niye yani hayır sebep ne. ulan tamam eksileyin yeterki oylayın. şu sözlükte oylama artıcaksa basın la o buttona.
ciğerleri temiz olan,
sigaraya vermedikleri para ceplerinde kalan,
dertlendiklerinde ve ya üşüdüklerinde kendini sigaraya vurmayan,
üzerine sigara kokusu sinme derdi olmayan,
topluma açık alanlarda sigara içip etraftakileri rahatsız etmeyen,
içen arkadaşlarını kötülemeyip bırakmasına yardımcı olması gereken yazarların bulunduğu sanal birlik.
önce sakin ol, biraz karşında havlasın,
üzerinde mont falan koluna dolayabileceğin birşey varsa çıkar sar koluna,
hamle yapmasına karşı sen al tedbirini,
korkma demiyorum bak korkacan tabi dişleri görmüyon mu?
yavaş yavaş geri çekil, kaçma,
havlamaya devam eder o,
sokak köpeği ise hamle yapmaya çalışsa bile kaçma zaten ısırmaz,
pitbull ve benzeri birşeyse boğuşmaya hazır ol koluna atlıycaktır ısırsın montuna geçirsin dişleri,
kolunu çıkarma dişleri batabilir,
yavaşça köpekle birlikte siper alabileceğin bir yere git.
git bi bardak şu iç, nebilim annen altını falan değiştirsin...
trthaberde bir ara akşam yayınlanmıştı.
buyrun sizde izleyin.
--spoiler--
akdenizli ruhunu gardıroplara taşıyan dolce & gabbana, olmazsa olmaz parçalara kattığı enerjik yorumlarla dikkat çekiyor.
--spoiler--
lan bizim akdeniz ruhundan anladığımız mahmutpaşa'dan alınan 3-5 liralık donlarla antalya'da denize girmek. binaltıyüzdoksanbeş * nedir hayır sonra onu napıyoz. ipadi mi kılıda sokuyoz kılıfımı aypede?
anadolu yakasında ulaşımı durma noktasına getirmiştir. otobüs minibüs nerde boşluk buldunuz binin. yoksa millet dağılana kadar işiniz zor. burası istanbul haftasonu iki saatlik sınav bile trafiği kitliyor.
hayatının her dakikasında asker olmaktır,
hayatın her dakikasında ailesini korumaktır,
hayatın her dakikasında ölümü kollamaktır,koklamaktır,
hayatının her dakikasını doya doya yaşamasını bilmektir,
hayatının her dakikasında barış için dua etmektir,
hayatının her dakikasında dünyanın diğer ucunda bile olsa insanların ellerinden hiçbirşey gelmese dahi kalplerinin yanında olduğunu bilmektir,
sadece başlığı okuyup entry giren sazanları bizlere gösteren hede. lan bi haberi okuyun, doğru yazılmış mı aslı astarı nedir. adamlar tecavüz etse s*k benim s*rim kimene diyeceksiniz. öğretmenler öğrencileri pikniğe götürüp kötü örnek olduklarıyla suçlanmışlar. daha sonra aileleriyle gittikleri anlaşılmış. muhalefet ederken doğrularla yüklenmeyi öğrenemedik bir türlü...