kadın haklarını umursamayan partiye oy veren kadındır.
türkiyenin dört bir yanı kadın cinayetleriyle çalkanırken, insanlar sokaklara dökülmüşken mecliste millet vekillerinin birbirine sandalye fırlatıp liseli gibi takıldığı şu ülkede kadın cinayetleri mecliste kimsenin umurunda değil. iç güvenlik paketini tartışarak rant elde etmeye çalışan milletvekilleri, şu günlerde hızlıca bir yasa çıkartıp insanların yüreğine su serpebilirdi. tecavüzcüler iyi hal indiriminden yararlanmaması, tahrik indirimi uygulanmaması gibi.
ak parti iktidar işine gelen her türlü yasayı çıkarıyor, türban denilince akan sular duruyor, kadın cinayetleri denildiğinde baş sağlığı dileyip yapacağız yapacağız denilip hiç bir şey yapılmıyor. yazık bu kadar kadına, sokağa dökülen bu kadar insana yazık. kadın iktidarın umurunda değil.
Çin'de gerçekleşen olaydır. Yeni doğan bebek böyle bir malformasyonla dünyaya gelmiş. Ultrasonda bebeğin karnında katı bir cisim gözlenmiş ancak tümör olduğu düşünülmüş. Bebek doğduktan sonra yapılan incelemede ise karnında yaklaşık olarak 10 haftalık ikiz fetüs olduğu görülmüş. Bu son derece garip durumun ise nedeni bilinmiyor.
aslında açmak istediğim başlık 3-4 sene biriyle sevgili olup akabinde ayrıldıktan sonra bir ay tanıdığın biriyle evlenmek olacaktı. bu insanların psikolojisini çok merak ediyorum.
senelerce birisiyle çıkıyorsun tanıyorsun biliyorsun ve bir şekilde olmuyor ilişki evlilikle sonuçlanmıyor çünkü iki tarafta bir birinde kusur buluyor yada sevgi bitebiliyor. durum böyleyken sen nasıl oluyor da bir ay tanıdığın birisiyle evlilik gibi büyük bir olaya adım atabiliyorsun o derece güvenebiliyorsun. dünyanın bin bir türlü hali insanlarında bin bir çeşidi var. belki adam yada kadın sapık, manyak, pedofili yada farklı iğrenç fantezileri var. belki yalan söylemek gibi bir hastalığı var yada aşırı kıskanç iş işten geçtikten sonra ortaya çıkacak. hadi o kadar paranoyak düşünmeyelim daha normal şeyler düşünürsek mesela oturup aynı şeye gülmeyeceksen, aynı şeylerden hoşlanmıyorsan, sabahlara kadar konuşup muhabbet edebileceğin karakterde değilse, sen a derken o b diye tutturursa, arada bir elektirik çekim olmazsa bla bla bir sürü parametre var ama bunlar bir ayda anlaşılmaz ki en az bir sene tanımak gerekir.
işte ben uzun ilişkiden çıkıp bütün bunları bilmesine rağmen bir insanın kendini bilinmezliğin içine ailesiyle birlikte sürüklemesini anlamıyorum. sonuçta herkes bir ay iki ay birisiyle çıkıp sonunda ayrılıp hiç göründüğü gibi biri değilmiş bitirdim demiştir. ama evlenince hadi ayrılalım deyip o kadar kolay ayrılamıyorsun. çevremde o kadar çok insan var ki hatta en yakınım kuzenim bunu yapan ama gidipde sorulmuyor neden diye.
doktor olan yönetmen mustafa altıokların gezi parkında yaralananlar için nişantaşında revir oluşturmasıdır. öyle bir vicdansızlık var ki hastaneye giden vatandaşa bile saldırılıyor. şu anda revirde o kadar çok yaralı varmış ki istatistik dahi yapılamıyor.
halk tv de yaptığı konuşmada mustafa altıoklar elinde olan videoları kendisine gönderilmesini bu şekilde bu görüntülerden film yapıp gelirinin gezi dayanışmasına bağışlanacağını da bildirmiştir.
Ölü sayısı 46 filan değil basın susturulmuş durumda.
DEFNE HASTANESi : 26
ANTAKYA DEVLET HASTANESi:44
KIRIKHAN HASTANESi:18
AKADEMi HASTANESi:6
AKDENiZ HASTANESi:3
ARAŞTIRMA HASTANESi:30
REYHANLI DEVLET HASTANESi:50
toplam ölü sayısı : 177 ...
resmi açıklama yaptığı ve ölü sayısını bildiğrdiği için FERDi ÖZMEN tutuklandı ...
eskişehir osmangazi üniversitesi yemekhanesinde 1,3 lira olan yemeğin fiyatı 1.5 ikinci basışta 3.5 olan yemek fiyatı da 4tl oldu. Kendini bilen hakkını arayan -ki bu lüks bir şey değil beslenme- arkadaşlarımızın kendini bilmez, konudan bir haber,koyun gibi yaşayıp öküz gibi davranan güvenlik görevlileri tarafından hunharca dayak yemelerinin videosu beni hangi ülkede yaşıyorum ben ? , biz nereye gidiyoruz ? sorularına cevap aramaya itti.sadece hazırladıkları sandviçleri paylaşmak istemek bile ülkenin her santimetrekaresini dış ülkelerle paylaşmanın yanında büyük bir suç.herkesi biraz olsun düşünmeye, düşündüğünü söylemeye, gördüğünü anlatmaya, izlediğini paylaşmaya davet ediyorum.
edit: özel güvenliğin cezasız kalmasını sizde istemiyorsanız imzalayın.
kendini 35 yaşında evli barklı çocuklu gibi hissetmektir. boş zamanlarında yemek tariflerine bakıp kısır poğça yapmaktır, bugün nereyi temizlesem yerleri mi silsem perdeleri mi yıkasam diye düşünmektir, bara gidip içmek yerine aammaan çok kalabalıktır şimdi diye evde içmektir, her şeyden sıkılmaktır. off kötüdür kötü bir an önce silkinip kendine gelmekte fayda vardır.
hepimizin en çok istediği şey talihlilerden birisi olmak yeni yıla zengin uyanmak. bir sürü planım, projem yapacaklarım var ama gel gör ki bugüne kadar ikramiye çıkan talihlilere bakınca ya iş kurmamışlar yada kısa sürede iflas etmişler. hepsinin ortak düşündükleri 'keşke bilet almasaydım pişmanım' demeleri.
tamam insanın psikolojisi bozulur, lanet akrabalar peşini bırakmaz, bi anda ne buldum delisi olursun da arkadaş hiç mi tutunamazsın kıyısından köşesinden zenginliğin pehh.
uyduyu fırlatmaya saatler kala bazı konuklar geç kalacağı için çok zeki olduklarını sanan bazı akplilerin çini arayıp uydunun fırlatılasını geciktirmek istemeleridir. nasıl bi kafa yaşadıklaını merak eden çinliler bu duruma baya bi şaşırmışlar. bütün dünyaya bir kez daha rezil olduk.
birisinin arkasından iş çevirmek normal
yalan söylemek normal
bir erkek için yada kız için arkadaşını satmak normal
sırf ego tatmin etmek için birilerini ayartmak normal
onursuz, grursuz bi insanın takdir görmesi normal
aldatmak kazık atmak normal
bunların aksini savunan insanlara ucube gibi bakmak normal
artık gündelik hayatta bunları sürekli göre göre kaşarlaştık mı? sanki hiç bir şey yokmuş gibi davranarak, tepkisiz kalarak bütün bunları hayatımıza soktuk. hangi köşe başına gitsem üç kişiden biri mutlaka bunları yapıyor yada yaşıyor. artık bunlar gittikçe önemsizleşti gittikçe değer yargıları sadece kitaplarda, filmlerde kaldı. bir tek aşk kaldı onuda tüketmeye az kaldı.
insan egosunu tatmin etmesi için daha ne kadar dibe batmalı, çamurlaşmalı bilmiyorum.
bugün 13. cuma değilse bugünü de lanetleyelim bugün geçirdiğim en kötü günlerden biri ve bugün için tek planım elime tüfek yada balta alıp bi kaç insanı küçük parçalara ayırıp köpeklerin önüne atmak istiyorum. çok işim varmış ben gittim.
her ay gelmesi gereken sabit ücret 55tl olması gerekirken bi ay 75 diğer ay 60 gelmesi durumudur. adamlar neyin peşindeler anlamadım ama çok pis bilendim ttnet'e..
östrojen ve progesteron hormonları aşırı arttığı için hormonların etkisiyle yapılan saçma şeylerdir. haberleri izlerken ağlamak, neden mutsuz olduğunu anlamadan surat asmak gibi.
norveçin başkenti oslo yakınlarında ki utoya adasında işçi partisinin gençlik kampında 15-16 yaşlarında ki 85 çocuğun aşırı sağcı faşist biri tarafından kurşuna dizilerek öldürülmesidir. bunu gerçekleştiren anders behring breivik adında ki norveçli daha önce bombalı saldırılarılarıda düzenlemiştir. çocuklara ateş açabilecek kadar nasıl insanlıktan çıkabilmiş merak etmekteyim.
bi bok olmayan ama kendisini ısrarla bi bok sandırmaya gayret eden hoca tipidir. böyle hocalarla muhattap olduğunuz da insanlığınızdan utanır kendinize aynı soruları sorup durursunuz 'bu adam ya da kadın nasıl öğretim görevlisi olmuş?' 'bu adam olduysa herkes olur' gibi. malesef iki kelimeyi bir araya getiremeyen, konuşurken etrafa tükürükler saçan, teknoloji çağında bilgisayar kullanmaktan bi haber, öğrencinin derdinden halinden anlamayan sırf ego tatmin etmeye çalışan,sınavda kitaptaki dipnot dan soru sorup öğrencinin apışıp kaldığını görünce mutlu olan, yılda 1-2 makaleyi zor çıkaran, 80 küsür yaşına gelip kürsüde ölmeye yemin etmiş hocalarımız var. hoca diyorum çünkü imam olsalar daha iyi olurmuş. genç dinamik yerinde duramayan zekasıyla bizi ışıl ışıl yapan hocalarımızda var ama bu tip insanların yanında gölgede kalıyorlar. bunlardan ne öğrenebilirsin tek derdimiz ancak ders geçmek oluyor.
seni msn de yada orda burda uzun süre görmeyen bir insanın ilk gördüğünde verdiği bayağı bir tepkidir. hayır tepkinin mantığı nedir ölmüş olmamı mı dilerdin yoksa çoktan ölmüş mü olmalıydım.ayrıca arayıp sorsaydın bilirdin yaşayıp yaşamadığımı hem yapmamışsın hem de gördüğünde yavşk yvşk tepki veriyorsun.
sherlock holmes filminin yapımcılarının kendi filmlerine de gönderme yaptıkları,darwini tabulaştırmak yerine güldürmeyi amaçladıkları güzel eğlenceli bir film gibi duruyor.
vize haftasında olduğumdan dolayı kendi kendime uygulamaya çalıştığım yöntemdir. telkin yöntemi bir şeyi kendine ne kadar çok söylersen sürekli kafanın içinde tekrarlarsan o şeyi bir süre sonra beyin gerçek olarak algılamaya başlıyor mesela 'ders çalışmayı seviyorum' bunu en az 4 defa söylersen 5. sinde öyle olduğunu düşünmeye başlayacaksın bir kaç defadan sonrada inanacaksın. atalarımızın da dediği gibi bir şeyi 40 kere söylersen olur.
evet efendim reddedilen kızın bu duruma sessiz kalmamasıdır o kişi eşek sudan gelinceye kadar dövülür her şeyden önce kadınlık gururu zedelenmiştir.. doğru mudur değildir ama yinede çocuğa çat çat geçirdiği kısımları izlerken haz almadan edemiyor insan.
bi çocuğun gülümsemesi, hayallerin gerçek oluşu, şu müzüğün güzelliği, bütün her şey yalan olacak biliyo musunuz?
insanlar, bütün bu vallıklar....
bakın, işte, işte her şey bu, bir hiç !!!
bu bedeni görüyo musunuz? yok ki...
ben bile yokum, ben kimim bilmiyorum...
kendime bazen çok değişik sıfatla bakıyom amma ne olacak bilmiyorum...
hayaller insan mı, yoksa bizler hayal miyiz???***
gene saçmaladım ya neyse...................................
henüz bilimsel olarak kanıtlanmamış ancak ay'ın çekim gücü ve dünya üzerinde gel-git lere neden olması gibi faktörler nedeniyle ve artık tesadüf mü desem yoksa gerçek bir etki mi ne zaman ay dünyaya yakınlaşsa öncesinde büyük bir deprem felaketi oluyor. 17 agustos adapazarı depreminde de ayın etkisi olup olmadığı tartışılmıştır. tabi ki ay tek başına etkili değildir neticede deprem blokların kayması sonucu oluşur ve bunun için yıllar gerekir. son japonya depreminde de aynı konu gündeme gelmiştir çünkü 19 martta ay dünyaya son 18 yılın en yakın geçişini yapacaktır. ülkemiz üzerinde bir etkisi olur mu tekrar bir deprem felaketi yaşarmıyız tartışmaya açıktır ancak olursa da japonya kadar kolay işin içinden çıkamayız.