Strange Kind of Woman
413 (örnek şahsiyet)
sekizinci nesil yazar 12 takipçi 50.44 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    dayakçılar kendini nasıl savunur

    1.
  1. Banu Güvenin dayak atan tarafın nasıl da mağduru oynadığını ve yaptığı çirkinliği nasıl da sıradanlaştırmaya çalıştığını iki farklı olay ile örneklendirerek ele aldığı yazısı. http://www.diken.com.tr/d...ar-kendini-nasil-savunur/
    1 ...
  2. hayaller rakı sofrası gerçekler ütü masası

    1.
  3. Pek yol alınmamış olsa da (bkz: hayaller Paris gerçekler Eminönü)
    Belki bu daha bir kayda değerdir (bkz: hayaller vs gerçekler)
    Ps. Malum ütü bitti*
    1 ...
  4. sansür çiçeği

    1.
  5. televizyonda yayınlanan sigara içilen sahnelerde sigaranın ve dumanının üzerinde beliren renkli çiçek, bir yandan ot mu içiyor yahu bu adam diye düşündüren çiçek.
    0 ...
  6. adrenalin tutkunu

    1.
  7. adrenaline bu kadar tutkun olunca gecelerin sukuneti kendisine iyi gelmediğinden uykusuzluk çekip sözlüğe dadanan yazar, hoşgelmiş, iyi hissetmek için daha kalıcı çözümler bulması dileğiyle.
    1 ...
  8. metalcilerin erkek olduğunu kanıtlama çabası

    1.
  9. bu durumda hatun kişiler de yanlışlıkla metalci oluyorlar herhalde.
    yani müzik tercihlerini bile cinsel tercihlerle ya da erkek egosu ile ilişkilendirme çabanızı tebrik ediyoruz.
    0 ...
  10. spanish castle magic

    1.
  11. tipik tanım: bu şarkı için bugüne kadar hiç başlık açılmamış olması şaşırtıcı, sözlükte hiç mi jimi hendrix hayranı yok diye düşündürür.

    nesi etkiler bu şarkının.

    hayır, ispanya'da değil.

    ve rüzgarın estiği yön, her zaman karşıdan olmayabilir. şarkı böyle demiyor elbette. sadece the wind's just right diyor.

    biraz da hayal kurmak, tam olarak böyle demiyor şarkı, sadece just a lil bit of daydream diyor.

    bu kafa ile saçmalamadan sözleri kopyalamak lazım sadece belli ki.

    It's very far away,
    It takes about half a day,
    To get there, if we travel by my a.....dragonfly

    No, it's not in Spain,
    But all the same,
    You know,
    It's a groovy name
    And the wind's just right.

    Hang on, My Darling,
    Hang on if you want to go
    You know it's a really groovy place
    And it's just a little bit of Spanish Castle Magic.

    The clouds are really low,
    And they overflow,
    With cotton candy
    And battle grounds,
    Red and brown.

    But it's all in your mind,
    Don't think your time,
    On bad things,
    Just float your little mind around.
    Look out
    Hang on, My Darling, Yeah
    Hang on if you want to go
    It puts everything else on the shelf
    With just a little bit of Spanish Castle Magic
    Just a little bit of daydream here and there.

    Hang on, My Darling, Yeah
    Hang on if you want to go
    It puts everything else on the shelf
    With just a little bit of Spanish Castle Magic
    Just a little bit of daydream here and there

    ............

    and yeah diyor jimi hendrix Ev'rything's gonna be alright!

    herşey çok güzel olacak yani!

    neden spanish castle magic bulamıyorum. neden özellikle spanish. efsanelerinden dolayı mıdır acaba?

    serbest çağrışım mı dersiniz ne dersiniz. ispanyol magic'i için lütfen lütfen çok rica ediyorum (bkz: pan's labyrinth) ya da ben bakmaya üşendim hangisine başlık açılmış o yüzden siz lütfen bir de (bkz: pan'ın labirenti)
    3 ...
  12. kediye süt vermek

    1.
  13. kediyi öldürebilecek bir eylem. süte ihtiyacı olduğu düşünülebilecek minicik yavru kediler olabilir, ancak onlara da anne sütü tadında ve kokusunda olan tozu su ile karıştırarak vermek gerekiyor, aksi durumda gerçekten ölümüne yol açabilirsiniz.
    1 ...
  14. redbull içip uyuyakalmak

    1.
  15. zaten uykusuzluktan ölmek üzere olan bünyeye içtiği fincan fincan sade kahvenin fayda etmemesi yetmiyormuş gibi, üstüne içtiği redbull'un da fayda etmemesidir, 3 saat sonra gerçekleştireceği sızma eylemini vakit kaybetmeden gerçekleştirmiştir.

    Edit: yazmayayım yazmayayım dedim de dayanamadım yine, eksileyenlerin coca cola'da hisseleri mi var acaba?
    2 ...
  16. içmeden sarhoş olabilen yazar

    13.
  17. klavyesinden çıkanı gözü görmeyen yazardır. öyle sarhoş olur ki çıkardığı rezaletlerin farkında bile olmaz.
    0 ...
  18. organik anadolu erkeği

    1.
  19. pençe gibi parmaklar

    1.
  20. ayrıca yetenekli bir piyanistin sahip olduğu parmaklardır. görünüşte çok narindirler ama parmaklarını o kadar aralayabilir ve o kadar hızlı hareket ettirebilir ki yakından izleme şansınız varsa o eller ve parmaklar bir insan evladına ait değil diye düşünebilirsiniz.
    (bkz: anjelika akbar)
    1 ...
  21. hoho

    1.
  22. bir ho daha eklersek noel baba gülüşü olur, geyiğini de unutmayalım lütfen.
    2 ...
  23. innamorato pazzo

    1.
  24. Amerika'da Madly in love ismiyle gösterime girmiş, 1981 italya yapımı, başrollerini Ornella Muti ve Adriano Celentano'nun paylaştığı romantik komedi.
    0 ...
  25. kedilerin en sevdiği alet

    1.
  26. klavye seviyor bunlar, üstünde uyumak çok mu konforlu nedir, ya laptopu ele geçiriyorlar, ya klavyeyi ele geçiriyorlar.
    1 ...
  27. i do not want what i haven t got

    1.
  28. sinead o'connor'ın 1990'da yayınlanmış en bilinen parçası nothing compares 2 u nun yer aldığı ikinci albümü ve en iyisi. zaten nothing compares to you coverını prince yapmış. albümle aynı adı taşıyan son parça, kendisinin psikolojik durumunu alenen ifşa ediyor, zira baterist john reynolds'a olan hislerini anlatıyor. albümün neredeyse tamamı, ilişkileri ele alıyor, aile ile veya sevgili ile olsun.
    0 ...
  29. kryolan

    1.
  30. bir profesyonel makyaj ürünleri markası, sloganları da bu zaten; professional make-up. 16000'den fazla ürünleri olduğunu ve renk yelpazesinin 750'nin üstünde olduğunu söylüyorlar. cilde tamamen uyumlu ve kullanıldığı süre boyunca bakım yapan ürünlerden bahsediyorlar. 1945'ten beri profesyonel makyaj konusunda uzmanlar, 70'ten fazla ülkede kullanılan bir marka.
    sadece profesyonel makyaj için değil, günlük kullanım için de tercih edilebilir. hatta kaliteli bir kuaförünüz varsa, kryolan ürünleri kullanıyordur.
    yalnız şöyle bir problem var: cildinizde kullandıktan sonra kesinlikle akmıyor, lakin malzemenin kendisi antalya sıcağına dayanamayabilir, arabada bıraktığınız rujunuz akşama kullanılamaz hale gelebilir.

    edit: seovi denen insancık, kryolan denedin de kapatmadı mı yüzündeki iğrençlikleri, hayırdır?
    1 ...
  31. a foggy day in london town

    1.
  32. yanılmıyorsam ilk yorumlayan Frank Sinatra ve sonuncusu da Michael Bubble.

    konuyla hiç alakası yok. fakat londra yanıyor haberleri ile birlikte gördüğüm fotoğrafların aklıma getirdiği ilk şey bu şarkı oldu.

    --spoiler--
    I was a stranger in the city
    Out of town were the people I knew
    I had that feeling of self-pity
    What to do? What to do? What to do?
    The outlook was decidedly blue
    But as I walked through the foggy streets alone
    It turned out to be the luckiest day I've known

    A foggy day in London Town
    Had me low and had me down
    I viewed the morning with alarm
    The British Museum had lost its charm
    How long, I wondered, could this thing last?
    But the age of miracles hadn't passed,
    For, suddenly, I saw you there
    And through foggy London Town
    The sun was shining everywhere.
    --spoiler--

    umarım alevler ve dumanlar dağılır ve herşey tekrar olağan haline döner.
    0 ...
  33. ciddiyimbak

    1.
  34. pek yeni, pek ciddi yazar. yok yok tanımam etmem kendisini. lakin bu durum bir hoşgeldine engel değildir. bir ilk daha olsun bakalım: koştursun sözlükte de diyeyim.
    0 ...
  35. red football

    1.
  36. bir adet sinead o'connor şarkısı. eh kendisi protest, fazlası ile de feminist, şarkı da buna yönelik. çok sakin, bir o kadar canlı tutan bir parça, sonunda lalalalalalalalala diye kendisine eşlik etmeye başladığınızda, aslında gel, gel at tekmeni atabiliyorsan, hadi vur yiyorsa diyorsunuzdur aslında.

    buyrun sözleri, adım kadın şarkısı ile aynı amacı taşıyan fakat farklı yöntemler izleyen bir parça gibi geliyor bana. ikisi de başarılı, iki parça da, aynı zamanda zuhal olcay da sinead o'connor da.

    --spoiler--
    I'm not no red football
    To be kicked around the garden
    No no I'm a red christmas-tree ball
    And I'm fragile
    I'm not no animal
    Though I am to you
    I'm not no crocodile
    Like the one in Dublin Zoo
    Who lived in a cage
    the length and breadth of his body
    With a window which people would look through
    And throw coins on his back to taunt him
    'though he couldn't move
    Even if he wanted to
    I'm not no animal in the zoo
    I'm not no whipping boy for you
    You may not treat me like you do
    I'm not no animal in the zoo
    My skin is not a football for you
    My head is not a football for you
    My body's not a football for you
    My womb is not a football for you
    My heart is not a football for you
    I'm not no animal in the zoo
    This animal will jump up and eat you
    I'm not no animal in the zoo
    And I've every intention
    Of leaping up and getting you
    lalalalalalalalala lalalalalalalalala lalalalalalalalala
    --spoiler--
    1 ...
  37. herkes geri zekalı

    1.
  38. arada bir insanın içinde oluşan histir. uzun sürmesi kibire dalalettir.
    his oluştuğu andan kısa süre sonra herkes gerizekalı bir akıllı benim sözleri zikredilerek dünyaya dönmeye çalışmak gerekir.
    1 ...
  39. anti psikiyatri akımı

    1.
  40. ilgili akımın paranoya ya da şizofreninin ağır safhalarını tedavi etmek için önerdiği yöntem merak konusudur.
    2 ...
  41. şifon elbise

    1.
  42. ipek iplikle dokunmuş, ince, şeffaf kumaştan yapılmış tiril tiril, dar bile olsa dükümlü duran, 1-2 yıl öncesine kadar daha çok abiye giyimde tercih edilen, ancak özgürlük çılgınlığı içinde her tür kıyafetin her zaman giyildiği, kumaş türlerinin uyumu vs. dikkate alınmadığı günümüzde günün her anı ve her ortam için tercih edilen elbise. has ipek olanları son derece kaliteli ve dolayısı ile pahalı olabilir, özel günler için itinayla seçilirler.
    ancak ipek oranı düştükçe oldukça kalitesiz görünen ve ucuz olanları mevcut ki bunlar çarşıya pazara giderken bile kullanılan elbiseler oluyorlar.

    edit: dahtus'un uktesi idi dememişiz zamanında, özür.
    0 ...
  43. yollarda ezilen evcil hayvanlar

    1.
  44. kediler başta gelir ve onları köpekler izler. sanırım cüsseleri daha küçük olduğundan daha zor fark edildikleri için böyle oluyor. ama o kadar çok sayıdalar ki, her gün bir tane daha hatta birden çok sayıda görmek ne yazık ki mümkün, en azından istanbul'da böyle. sabahları bir karabasan gibi bir tane ve bir tane daha ve bir tane daha görünce ardarda içiniz parçalanır, çaresizce yatarlar asfaltın üzerinde.
    Trafikten gözü dönmüş pek çok sürücü fark etmez bile küçücüğü orada, üstünden bir de o geçer, sonra başkaları izler onu, bazen görseniz bile yapabileceğiniz birşey kalmaz, siz de onlarda biri olursunuz.
    acıdır ve üzücüdür, bir çare bulamamak ve yapacak birşeyi olmamak daha kötüdür.
    4 ...
  45. şarkıların sonuna yazılan şeyleri sikmek

    1.
  46. son derece haklı bir hissiyattır. zira sol frame'den kaldırma hızınız bu ve benzeri başlıkların türeme hızına yetişmekte güçlük çeker. biz bu konuda biçareyiz artık siz bir el atıverin gayrı.
    1 ...
  47. preghero

    1.
  48. stand by me şarkısının italyanca versiyonu, adriano celentano tarafından yorumlanmıştır, kelimenin doğru yazılışı pregherò'dur.
    0 ...
  49. çabuk uyuyabilmek için uykusuz kalmak

    1.
  50. tecrübe ile sabit bir kuraldır. uykusuz kalıp öyle girmesseniz yatağa, zifiri karanlıkta bile tavandaki tüm detayları ezberleyecek kadar uyanık kaldığınız için her yer aydınlık oluverir. bir süre sonra uyuyamama ihtimaliniz yüzünden uyumaya yeltenmeme moduna girersiniz, çünkü bıkmışsınızdır tavanın detaylarından. ve kendiliğinden işlemeye başlar bu çabuk uyuyabilmek içi uykusuz kalmak metodu. ancak daha kötü boyutu, sabahın olmasından bile kaygı duyup uyumak istememektir, o durumda uykusuzluk bile çare olmaz.
    2 ...
  51. reuse

    1.
  52. atık yönetiminde en önemli ve ilk adımdır. atığın hiçbir işleme tabi tutulmadan ekonomik ömrünü veya kullanım ömrünü tamamlayana kadar tekrar kullanımını hedefler.
    1 ...
  53. 3r

    1.
  54. atık geri kazanımında önemli bir yaklaşımdır. reuse (tekrar kullanım), reduce (atık azaltımı), (bkz: recycling)(geri dönüşüm). hedefi daha az atık bertarafını başarmaktır.
    reuse, atığın kullanım ömrünü tamamlayana kadar tekrar tekrar kullanılmasını sağlamaktır.
    reduce, alınan ürünün uzun süreli (mümkünsen kullanım ömrünü tamamlayana kadar) kullanımı, kaynakta atık azaltımıdır.
    recycling, atığın fiziksel ve/veya kimyasal ve/veya biyolojik işlemlerden geçirilerek hammadde elde edilmesi ve tekrar üretime katılmasıdır.

    edit: imla.
    2 ...
  55. babetin belediye tarafından dağıtılıyor olması

    1.
  56. tarak kemiğine zarar verip tedavi ihtiyacı yaratmaya çalışan bir tür ticari kampanya da olabilir. zira çok rahat gibi görünse de işkence aracıdır. eger belediye (veya kızılay) dağıtıyorsa ayakkabı üreticileri ile sıkı bağlantıları olmalıdır. zira tüm ayakkabılar neredeyse babet olarak üretilmekte ve bir seçim şansı bırakılmamaktadır.
    0 ...
  57. samothraki nikesi

    1.
  58. M.Ö. 220-185 yılları arasında yapıldığı tahmin edilen, ilk olarak 1863 yılında Samothraki (Semadirek) Adası'nda bulunmuş, Helenistik dönemin en değerli eserlerinden biri olarak kabul edilen, Louvre müzesinde sergilenmekte olan zafer tanrıçası heykelidir.

    Heykelin toplam yüksekliği kanatları ile birlikte 2,75 metredir. Göğsünden ayaklarına kadar bir parça, ayakları, kanatları, kolları, ayrı parçalar olarak yapılmış, daha sonra birleştirilerek tamamlanmıştır. iki ayrı mermer parçasından yapılmış kanatları, heykelin bedenine dış bir destek olmadan eklenmiştir.

    Zafer tanrıçası, geminin pruvasında ayakta bulunan kanatlı bir kadın olarak betimlenmiştir. Başı, kolları, ayakları ve sağ kanadı bulunamamıştır. Ancak sağ kanadı sol kanadının simetrik yansıması olarak, ayakları yüzünün ve hareketinin yönüne göre replike edilmiştir.

    Türkiye'de Myrina bölgesinde bulunan Zafer Tanrıçası'nın topraktan yapılmış küçük heykelcikleri Samothraki Nikesi'nin orijinal duruşu ve ellerinde taşıyor olabileceği nesneler veya ellerinin hareketi hakkında fikirler vermiştir. Sağ elinde zaferi duyurmak için çaldığı bir trompet veya zafer tacı olarak yorumlanan defneden yapılmış bir taç bulunuyor olabilir diye düşünülmüş ancak 1950'de bulunan sağ elin avucu açık durduğu için elinde bir şey taşımadığı anlaşılmıştır, kolunu kaldırarak karşılaştıklarını selamlıyor olabildiği düşünülür.
    1 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük