kişinin karşısındakinin fikir, görüş, din, mezhep, ırk v.s. gibi kişisel özelliklerini hiç bir bilimsel ya da en azından düşünsel dayanaktan destek almadan; sistemli olarak kör bir biçimde reddetmesi, reddetmekle kalmayıp küçümseyerek hor görmesi, son aşaması olarak da kişinin haklarına tecavüz etmesidir.
eski defterleri pekala açtırabilir. amma ve lakin salvatore di stefano üstadın deyişi ile eski defterleri yeniden karalamak sadece eskiyi daha çok kirletmeye yarayacaktır.
zannedersem seri ekşi oy veren ibnenin gruplaşmış halidir. yazarların entrilerinde sıradanlık, tekdüzelik ve kendi doğruları ekseninde yazılar isteyen bir güruhun arzularının somutlaşmasıdır. kuralları moderasyon vasıtası ile denetimine inanmayan bu ekibin diktası, ortak hareket noktası olarak gizlice alttan vurmayı yöntem seçmesidir.
bildiğin eziktir. kendisinden aşağı olanlara türlü hakaret ve hor davranıştan sakınmayan, bu vesile ile iktidarını yücelttiğini zanneden ama insanlar gözünde sadece ve sadece komplekslerini sergilediği düşünülen kişidir. bu kişiler her yerde kendini gösterir, yemeği getirirken ufak bir hata yapan garsonun müşteri yada işini yaparken bir talihsizliğe kurban giden bir memurun üstü tarafından hakarete maruz kalması tipik örnekleridir.
efenim, burjuva kültürü içerisinde yer alan, emekçileri çalıştırıp onlar üzerinden maddi menfaat elde ederek yükselen, rahata eren kişidir. peki bu kişi nasıl lümpen olur, şöyle izah edilir ki bu ticari başarısını kendi tabiri ile alt tabakaya borçlu olan zengin kişi, bunu görmezden gelir ve sanki kendi başarısıymış gibi göstererek emekçilere yüklenir, onları milliyetçilik gibi kutsal terimleri kendi menfaatleri içinde kullanarak sistem karşıtı ilan ederek mevkisini sağlama alır.
eğer ki çalışmıyor ve hafta sonu takım elbise giymesini gerektirecek bir aktiviteye katılmıyorsa acınası, kayıp insandır. modern çağın kölesi olarak zincir yerine boynuna kravat geçirmiş, sistem işlesin diye ömrünü çalışmaya vakfetmiş insandır. düz, standart ve kendisine nasıl gösteriliyorsa o şekilde yaşamayı düstur edinmiş kişi olarak kendisine yazık edendir.
üzerinde uzmanlaşılacak kadar derin bir araştırmadır. pastırma, yumurta, kuru fasulye gibi yiyeceklerin fiyat endeksine göre tasnifi sonrası bünyelerde farklı etkileri göz önünde tutularak koku farklılıkları ile kişinin ne yediği ve bunun maddi değeri hesaplanarak kişinin refah seviyesinin belirlenmesidir.
alkolun vücudun kontrolunu eline geçirmesi ile başlayan bir haldir. bilhassa erkek güruhu içersinde alkol alan bünye arkadaşları ile sarmaş dolaş olmakta, "abi var ya ben seni çok seviyom!" tarzında bir muhabbet kurmaktadır. elbette ki bu art niyet aranmaksızın bir samimiyet göstergesidir, amma velakin dışarıdan görüldüğünde birbirlerine sarılan bünyelerin bu hali soru işaretlerini beraberinde getirecektir.
yatma-kalkma saatleri belli, çizgili pijama giyip, pembe yorganlarda yatan kişidir. hafta içi eşek gibi çalışıp haftasonu kapitalist düzende ekonomik durumuna göre bir eğlence anlayışı olan "ki bu çoğunlukla tv karşısında oturmaktır" ot gibi yaşayıp, ot gibi yavaş yavaş solarak ölen giden tiptir.
toplumun genel görüşü dolayısı ile hareket eden "acaba bende arada laf atsam prim yapar mıyım, kabul edilir miyim" kaygısını taşıyan tiptir. burada ayar verme kelimesini de bir yerlerden duymuş, her fırsatta kullanıp onun geçmişine hakaret etmektedir adeta. en fazla klavye başında kıkırdayarak, masturbatik hisleri ile yetinecek kişidir.
erkek egemen toplumun son yıllarda yüzüne vurulan bir fotoğraf. efenim daha çok menopoz dönemini içinde bulunduran, mütemadiyen çatık kaşlı, sürekli etrafa celallenme potansiyelini taşıyan teyzelerin bir nevi üstünlük hissiyatına dayanan bir araçtır cip. ne hikmetse cip kullanan bu teyzeleri orada burada birilerine bağırırken görebilirsiniz. zengin kocaları da muhtemelen kendilerini susturmak amacı ile keseyi onlara açmış, hanımlar cipleri ile dolaşırken kendileri laleli etrafında yaşlılık öncesi son şehvetvari eylemleri üzerindedir.
evet bu hızlı bir şekilde refah seviyesi yükselen toplumumuzun bir kısmının acı gerçeğidir. yoksa ne cip bir kıstastır, ne de ona binen teyzeler.
bir gerçektir. aşka dair şarkı söyleyen birçok sanatçının dahil olduğu bu grup cinsel teyamülleri ile zıt bir hareket sergilerler. sen git efendim kendi cinsinle aşna fişna yap sonra bunu duygusal bir zemine oturt. sağlam midem ister herhalde.
aşırı duygusal, pek bir kırılgan, naif yaradılışa sahip erkektir. bu erkek modeli kız arkadaşına sürekli naz yaptığı gibi sürekli tribal davranışlar sergilemektedir. ha bir de bunların adet günleri de olur, o zamanlar kendilerinden daha da bir ırak olmakta elzem vardır.
bir niyet meselesidir, gece kulubunun fiyat endeksi ile kişisel portföyu uyuşmadığından ötürü orada bulunma amacı farklı şekillerde yorumlanabilmekte, akla ilk gelen de abazanlığına merhem olacak bir karşı cins arayışıdır.
yazarların çoğu zaman dediklerini anlamayan, kimi zaman anlamak istemeyen, çokça anlayacak kapasitede olmayan, sözlükmüş-formatmış bunlardan bihaber kişidir. entryleri kendi subjektif hayat görüşü çervesinde yorumlayan ve değerlendiren, buna mukabil yazar bir arkadaşının formatla tamamen alakasız yazısını silmekten geri durup son hadde en fazla değiştirmesi için nazikçe mesaj atan, bir başka yazarın emek harcadığı belli legal entrysini ise kendi kutsal görevi dolayısıyla şak diye silip atan kişidir. bu moderator kişisi ayrıca polemiklerden hiç hoşlanmaz, şak diye başlık ve içindeki tüm entrileri silebilir. sonuçta kendini akıllı sanan bir cahildir, derin devlettir, dombilidir, muhatap olunmamalıdır. ve uludağ sözlükle kesinlikle alakası yoktur, sokaktaki bir moderatordur.
sabahın erken saatinde kalkıp, artık bulaşık ve çamaşır makinaları ile otomatiğe bağlanan yaşantısında vaktini harcamak için televizyon karşısında pürdikkat oturmayı yeğlemiş, bu şekilde günün büyük kısmını geçiren teyzedir. fazla sıkılırsa sosyalleşme adına genelde sabah ve öğle kuşağı programlarına katılarak favori şarkıcıları eşliğinde göbek atmayı tercih eder.
genelde dersin ortasında sınıfa müdür ya da yardımcısı ile birlikte üzerilerinde beyaz önlüklerin olduğu ablaların girmesi ile başlayan; ablaların uzun, ince, sivri iğnelerini çıkarması ile çocuklar arasında karmaşanın başlamasına sebebiyet veren olaylar zincirlemesidir. ağlayan mı dersiniz, kaçmaya çalışan mı, bayılan mı, bunların hepsinin birlikte yaşandığı adeta bir felaket filmi sahnesidir, ilkokulda yaşanan aşı telaşesi...
bilhassa dershanede bu tip giyim tarzına alışan bireyin, aynı konforu üniversitede de yaşamak istemesi ile vuku bulan, yurdum üniversitelerinde ise "höö" bakışlarına maruz kalma sonucunu doğurabilen hareket.
kendine geleceğe yönelik bir ideal belirlemiş ve bu idealin "ne kadar çok ortam o kadar karı* bir o kadar da tatmin" çerçevesinde gelişmesine müsade etmiş kişidir. arkadaş çevresinde "karı kız" lar ile ilgili hikayeleri ile sevilip sayıldığını düşünerek, bu amaç doğrultusunda her türlü aracı mübah belleyen, hayvansal fonksiyonları bir hayli yüksek organizma.
genellikle erkek cinsinin ön sevişme esnasından ilişkinin boyutunu genişletme maksadıyla yönelttiği bir merak ifadesi olarak, kesinlikle takdim edilmemesi gereken bir sorudur. efendim bu sorudan bit yeniği kapmayıp şüphelenmeyecek kız yoktur. zira cevap olumlu olsa, bakire olan kişinin "ne yani senin için farkeder mi?" şeklinde bir trip atması muhtemel olacakken, bakire olmayanın da hemen kendini geri çekmesi ve "ne diyorsun sen? niye böyle bir soru soruyorsun?, ben namusu bacak arasında görmüyorum" diyerek sinirlenmesi olasıdır. en iyisi işi oluruna bırakıp bu tür sorularla sorunlara yol açılmamasıdır.
büyük bir iştah ve haz ile şapurdatarak ısırılan meyvenin iç kısmında göze çarpan canlı olarak; meyveye ambiyans, ağıza tat katması kaçınılmaz olan organik.