beşiktaşlılar ne der; "biz sevinmek için sevmedik." --> yani şampiyonluklar kupalar umrumuzda değil.
gs'li ve fb'li taraftarlar ise her zaman şampiyonluk ve kupa beklerler. aksi durumda yönetim baskı altına alınır, istifalara zorlanırlar vs vs. --> yani kupa yoksa, şampiyonluk yoksa sezon sonu hüsrandır.
bu durumda, şampiyonluk olmadan da mutlu olabilen beşiktaşlılar şampiyon olduklarında diğer takımlara oranlara çok daha fazla sevinirler. çünkü başarı gelmese de takımlarıyla mutludurlar.
ama diğer takımlarda zaten hep bir beklenti olduğu için şampiyonluk geldiğinde "olması gereken" olarak karşılarlar ve bir beşiktaşlıya göre mutlulukları ancak yeni sezona kadar sürer. çünkü yeni sezon yeni beklentiler, kupalar, şampiyonluklar vs vs. demektir.
fb'li arkadaşların gs'yle dalga geçerken dikkate almaları gereken tarih.
"tamam biz sizi yenemedik bilmem kaç senedir kadıköy'de de, peki siz en son ne zaman yendiniz kadıköy'de" diye sorarlar adama. lütfen, arkadaşlar, bu tarihi bilmeden dalga geçmeye çalışmayınız. sonra siz dalga konusu olabilirsiniz.
sırf adı yüzünden okuyacaksanız hiç okumayın. öncesinde okunması gereken başka dostoyevski kitapları var. dostoyevski okumayı seviyorsanız zaten sayfa sayısının hiçbir önemi yok, her türlü okursunuz. ama "ben suç ve ceza'yı okudum" diyebilmek için hiç kasmayın, gereği yok. zaten bu şekilde okusanız da kitabın temasını yakalayabilir misiniz, hiç sanmıyorum.
malum belgeselde dünyayı, evreni, yaşamı, işte falanı filanı tanrı yerine darwin sayesinde daha rahat anlamlandırabildiğini belirttiği bir cümle söylemişti. kahkahayı basmıştım. tabi bir yandan da acımıştım.
neyse eminim ki şimdi yattığı yerde daha rahat anlamlandırabiliyordur dünyayı.*