herkes haldır haldır yazarken, kağıda sürtünen kalem seslerinin arasında; sınavdan çıkmayı bekleyen, çaresiz ama bir o kadar da mutlu gencin duyduğu huzurdur.
ayrıca bir rivayete göre bu huzur "belki kolay sormuştur, belki geçerim" gibi soruların bittiği yerde başlar.
yarım kalmış türk gencidir. ergenlik döneminde dumbell alıp; iki gün çalıştıktan sonra ayna karşısında vücudundaki tüm kasları sıkıp kasılmamış, hevesi geçtikten sonra aldığı dumbell'ı bir köşeye atmamış biri olarak çok şey kaçırmıştır.
üst üste iki halı saha maçı yaptıktan sonra( turnuva gibi bir şey vardı o sebeple ) tam olarak mesafe ve mekan söyleyemesem de anasının dininden ebesinin örekesine kadar diyebilirim.
maçların ikisini de kaybetmiştik bir de. kaldırımlar ağlamıştı halimize, hey gidi günler.
öğretmenlerin en çok sevdiği önemli gün ve haftaların başında gelen haftadır. bizim sınıf öğretmeni bir hafta önceden haber verirdi "haftaya şu gün yerli malı yapılacak." diye. sonra sonra anladım tabi ben bu götün amacını.
evet küfretmek doğru bir eylem değildir; ve fakat bazen bir ağız dolusu küfürün yerini tutabilecek, insanı o küfürü haykırarak söylemek kadar rahatlatacak bir şey yoktur.
çocukken gittiğim bütün doğum günlerinde hediyeyi 'ne alırsan bir milyon' culardan aldım. bu hediyeler arasında en saçması da çıplak tanrıça heykeli hüviyetine bürünmüş bir mumdu.
şimdi yazdıktan sonra bir daha düşündüm de, kızın neden bir daha doğum günü yapmadığını şimdi anlıyorum.
yazık lan kıza.
türkçeye yenilmezler diye çevrilen filmdir. e bu filmin konusu iyilerle kötülerin savaşı değil mi? ne diye filmin sonunu bana en başından söyleyip benim tadımı kaçırıyosun.
annelerin evdekiler tarafından sevilmeyen yemekleri övme, hatta zaman zaman methiyeler düzme durumudur. misal vermek gerekirse ben annemin böreğin içindeki pırasanın faydalarını saydığını hiç görmedim. çünkü severim o da bunu bildiği için pırasayı yüceltmeye gerek duymaz. ama aynı pırasa zeytinyağlı bir yemek olarak karşımıza çıktığında, "televizyonda söylediler pırasa çok faydalıymış"lar, "hazmı kolaylaştırıyormuş"lar, "kan yapıyormuş"lar (buraya dikkat; kansızlıkla ilgili bir sorununuz varsa üçüncü övgünün düzmece olma ihtimali çok yüksek) havada uçuşur. böylesine garip bir durumdur.
üst sınırı olmayan hırstır. ardından 8 nesil doyurabilecek kadar çok paraya sahipken hep yeni bir yatırım, hep yeni bir kazanç kapısı aramalarının sebebi de bu bitmek bilmeyen hırsın getirisidir.