st stinger
81 (hoş sohbet)
üçüncü nesil yazar 2 takipçi 4.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    nam ı kemal

    1.
  1. nam-i kemal ; günümüzde namık kemal fıkralarındaki baş kahramanın kendisidir. fakat fıkraların karakteristik özelliği olan düşük düzey insanlar, ince detaylara önem vermemiş olmalı ki şair namık kemal'in isminin marka değerini düşürmüştür. **
    4 ...
  2. aptal olduğunu kabul etmek

    1.
  3. şöyle diyeyim, genelde görülebilecek türden bir yaklaşım var, önce bunu itiraf edin:
    ben zekiyim, süper değilsem de senden akıllıyım, atarım, tutarım, senin gibisini havada karada bi kaşık suda boğarım. elbette kimse böyle söylemez, düşünmez.
    şunu da merak ederim; bir kişi tam olarak ne zaman birbirimizin sözleri kesmeyi öğrendi tartışırken. tartışmanın raconu hep böyle miydi, yoksa geliştiremedik mi insanoğlu olaraktan konuşma adabını.
    misal; geçen amfide bir tartışma oldu, makro dersiydi, herkes güzel fikirler söyledi aslında, bir çok defa söz hakkı verildi, karşılıklar verildi, cevaplar sunuldu, konuşmak isteyene dur durak yoktu. peki ama nedir o tavırlar, sanki az önce karşıki tepeyi ben yarattım şimdi de sana gerçekleri doğruları anlatmaya geldim tavırları. evet, herkes konuştu ama o söz kesmeler olmasaydı keşke. özellikle karşısındakini sindirmek ve kendininkilerini kusmak için karşısındaki konuşurken konuşmaya başlayanlar boğdu beni, çünkü bu kişi karşısındaki konuşmayı kesene kadar, kendi giriş cümlesini giderek artan şiddette seste tekrarlıyor, hele ki bu kişiler cinsi latif ise beyinde geçici hasarlara sebep oluyor. işte bu hal ve tavır misali çok görülebilecek türden. bakın etrafa, ister kankuş olduğunuz kişi, ister sokaktan tanımadığınız biri, bu hal ve tavırlar içinde olabilir ve malesef bu çok normal bi durumdur. ancak tartışma çok hararetlenir ya da konuşagelen kişi bu tarz bi atağa maruz kalınca söyleyecek bir şey bulamaz da zaman kazanmak ister, işte o zaman bu demeye çalıştığım durum zuhur eder
    ; şunun gibi tepkiler verebilir konuşan " lütfen sözümü kesme, terbiyesizleşme, ben seni dinledim, ama olmaz ki böyle " ya da boruyla iletişim kuran ilkel insanlar gibi karşındakini sindirmek adına desibel yükseltmeler fln fln.
    şimdi ben diyorum ki bu tarzı icra eden kişilere, rahat ol, sen ne dersen de, senin altında kalmam* , çünkü bilmediğimi zannettiğin her şey artık bir tık ötede, giderim araştırırım, sorarım, soruştururum, 24* saatte karşına çıkar , çıkartır masaya vurarım. sana yine sesini yükseltmek ve sindirmeye çalışmak kalır. peki benim istediğim bu mu, ben değil kimse böyle bir şey istemiyor aslında.
    bizlerin konuşabilmesi lazım, irdeleyip kavrayabilmemiz lazım, düşünüp, gerekirse icra etmek lazım, lazım da lazım. ama en önce, en önemlisi, aptal olduğumuzu kabul etmek lazım. evet evet, hepimiz biraz aptalız, farkında olmadan aptal geldik dünyaya, aynı dünyanın en savunmasız hayvanı olarak doğmamız gibi epey de bir aptal olarak geliyoruz dünyaya. 100 önceki bir insandan bile daha çok aptal olarak doğduk, çünkü 100 yıl öncesindeki insanın güncelindeki medeniyeti, bugünkü kadar yüksek bilgi ve beceriler gerektirmiyordu, yani sıfırdan başlayıp demirci olabilirdin o zamanlar ama bugün 100 yıl önceki demircilik hiç de karın doyurmuyordur sanırım. biraz sığ bir örnek oldu ama işin özü, uygarlık ihtiyaçları artırır, daha çok çalışmayı gerektirir.
    yani sen, şimdi bana hararetli bir şekilde söylemeye ihtiyacın olan şeyi ben dinlemeye hazırım, çünkü ben bir aptalım ve tek başıma bir çok şey bilmek ve bir çok bakış açısı kazanabilmem imkansız, seni dinlemeye şiddetle ihtiyacım var, ama sen beni dinlemezsen, sözümün ortasında kesersen konuşmamı, seni dinlememin ne anlamı var. hani bir ilber ortaylı gelir, konuşmadan gıkımı çıkarmadan oturur, paşa paşa dinlerim sözlerini, ama sen kimsin ki benim sözümü kesiyorsun ortasında? sanki benle konuşmasını, bana verdiği dersi, bitirdikten sonra gidecek açlığa ya da kuraklığa deva bulacak. sana olabileceğin iki ihtimali söylüyorum; ya benden daha az aptal birisisin ya da benden daha çok aptal birisisin.
    özetle; aptal olduğunu kabul etmek, bence şöyle bir şeydir, içindeki cabbar ceval atakan ruh halinden sıyrılıp, karşındakine fırsat verip, onu dinleyerek, anlayabilmek, öğrenmek, ve düşünebilmek, bildiklerini karşılaştırıp yeni bilgiler üretebilme kapasitesi için gerekli olan bir anahtardır.
    önce aptal olduğumu farkettim, sonra yavaş yavaş konuşmaya başladım, çok az konuştum, ve de faydalı konuşmalar yaşadım, görüşlerime katıldılar ve de karşı çıktılar, farklı açılardan kendimi değerlendirebildim bir parça ama hiç bir şey olmasa bile konuşmalardan daha bir keyif aldım. böyle evreler yaşamak zorunda değilse de kimse, en azından aptal olduğunu kabul etmenin bir başlangıç olduğuna inanıyorum.
    *
    4 ...
  4. pin pon diplomasisi

    1.
  5. sanırım abd ve çin ile alakalı bir konu olmalı bu başlık ama ben masa tenisi ile alakalı olan konuda bir kaç şey söyleyebilirim.
    asli kuralların dışında, etik davranmanın olumlu getirileri olduğuna inanırsak uymamız gereken bir kaç kural vardır:
    -eğer kazanılan sayı, masanın beyaz çizgisine çarparak veya kenarına çarparak topun yön değiştirmesinden dolayı elde edilmişse sayıyı kazanan kişi samimi bir şekilde "pardon" demelidir.
    -kurallara hakim olmalı, hakemsiz oyunlarda izleyene danışmadan, rakipler ortak kararlar vermeli.
    -sinirlere hakim olmalı, oyundaki topun hassas olduğu unutulmamalı.
    -kişiden kişiye değişen bir durum olarak, skor unutulabilir. bu yüzden servis atılmadan önce sık sık skor tekrarı yapılabilir.
    -oyuna başlamadan önce ısınma amacıyla skor tutulmadan oynanabilir, hemen topuna servis atmak çömezliğe işarettir.
    *
    1 ...
  6. mehmet cavid bey

    1.
  7. 1875 selanik doğumlu, 1926'da idam edilmiş, osmanlı'nın ve dolayısıyla türkiye'nin ilk gerçek iktisatçılarındandır.
    1908-1918 yılları arasında ittihat ve tarakki döneminde 6 yıllık maliye nazırlığı görevinde bulunmuş geri kalan zamanlarda ise aktif olarak mali konularda çalışmalar yapmıştır. liberal bir iktisat anlayışına sahipti ve iktisadi kalkınmayı dünya ekonomisiyle bütünleşmede görüyordu.
    izmir suikastinde etkin rol aldığı düşüncesiyle istiklal mahkemesi tarafından adi bir şekilde idam edilmiştir, mezarının yeri bilinmemektedir.
    "ilm-i iktisad - Mekteb-i idadiye Mahsus" isimli kitabı, iktisat ilmi ismi ile liberte yayınları tarafından 2001 yılında günümüz türkçesine kazandırılmıştır. kitabında ileriyi gören bir çok tespiti bulunmaktadır.
    0 ...
  8. bener

    1.
  9. "ben er kişi!" şeklinde algılanması gereken, "ben yiğidim" anlamındaki erkek ismi.**
    1 ...
  10. tobb etu kampusu

    1.
  11. türkiye odalar ve borsalar birliği ekonomi ve teknoloji üniversitesi kampüsü. * bir adı yok, olsaydı ya tahsin kesici kampüsü ya da rifat hisarcıklıoğlu kampüsü olurdu.
    http://www.etu.edu.tr/?page=8&lang=trTR
    bi de kendi ifademle anlatayım kampüsü; gençleri sigara içmektense boş olsa da sosyal faaliyete sevk ve de şevk edecek kapasitesi çok sınırlı olan kampüs, soğuk duyguların kampüsü. gir üniversiteye, al derslerini, sonrada git işine gücüne evine...
    0 ...
  12. cuma karatas

    1.
  13. bok cuma derdi bazı öğrencileri. kimbilir neler yapmıştı ki öğrencileri onu yürüyen bok olarak görüyordu. derslerinde geçim sıkıntısına dair yaşamakta olduğu zorlukları da anlatır fakir edebiyatı da yapardı*. sinema kulübünün* de başındaki hocaydı. alelade bir edebiyat öğretmeniydi. herhangi bir iz bırakmadı şahsen bende.*
    0 ...
  14. erdoğan ın cep telefonunun numarası

    1.
  15. aslında başbakan erdoğan'ın cep telefonunun numarasını açıklaması olarak gireceğim başlıktı ama bu şekilde ayarlayabildim, o yüzden önce numarayı yazayım: 0 533 748 32 54
    erdoğan'nın başbakan iken gerçekleştirdiği olay, 20.07.2004 tarihli şu haberdeki gibirdir:
    http://www.ekocerceve.com...egori=13&HaberID=7044

    basit görünüşüyle bir kaç pozitif anlam içerse de, sayın başbakanın ulusal bir kanalda canlı yayında cep numarasını açıklamasının, hiç bir boka yaramıyacağını herkes bilir diyerek genelleme yaparım gönül rahatlığıyla. bunu o an farkedememiş olmasını insanların hata yapmasına bağlarım ve de görmezden gelirim belki, ama zannetmiyorum ki bu bir hata olsun. saflık olarak nitelendirsem bile karizmanızı kestane gibi çizecek türden bir hata olduğu da açıktır. her iki durum için; saf birinin başbakan olmasına mı yanayım, imaj uğruna canlı yayında cebini verecek bir adamın başbakan olmasına mı kıllanayım.
    1 ...
  16. distraction from the truths we dare not face

    ?.
  17. anathemanın eternity albümünün sentient isimli giriş parçasının 1:03-1:08 süre aralığında kısık sesle söylenen ingilizce sözleridir.
    türkçe karşılığı olarak öngördüğüm iki çeviri var; ya "yüzleşmeye cesaret edemediğimiz gerçeklerin dikkati dağıtması" ya da "yüzleşmeye cesaret edemediğimiz dikkati dağıtan gerçekler" olur.*
    bu sözlerin bendeki önemi ise şarkının* kendisinin doğrudan etkilemesi ve bu sözlerin de etkiyi daha bir derinleştirici olması.
    (bkz: anathema) (bkz: eternity) (bkz: sentient)
    0 ...
  18. istanbul batı üniversitesi

    ?.
  19. istanbul bati universitesi

    aşağıdaki ilk adreste görüyoruz ki bir kanun tasarısı var, ikincisinde ise yök tarafından henüz faaliyete geçmemiş olarak tanımlama sözkonusu. ayrıca hürriyet arşivinde "Yılmaz'ın mezun olduğu okula özerklik" başlıklı 9 şubat 1998 tarihli haberden öğreniyoruz ki mesut yılmaz başbakan iken bakanlar kurulunun onayı ile gündeme girmiş bir mevzuat var. benim de iel 2005 mezunu olana kadar süregelen muhabbetlerden hatırladıklarım; konuyla ilgili sorumlulukları olan tarafların çatışması ve çeşitli bahanelerle tasarıda olan bir üniversitenin açılışının yapılamadığı olmaktadır. özetle böyle bir üniversite yoktur. bana mantıklı gelen açıklama, ekonomisindeki aksaklıkları giderek artmakta olan alman hükümetinin sınırları dışındaki bir üniversitenin mali yükümlülüğü altına girmeme tercihidir. yoksa para olduktan sonra üniversite bile açmak için "haydi beyler hep beraber eller havaya" tribine girmek yeterlidir bu ülkede. sarfettiğim son cümle çerçevesinde (bkz: vakif universiteleri)

    http://www.tbmm.gov.tr/de...ar?kanunlar_sira_no=14103

    http://www.yok.gov.tr/egi...porlar/mart99/bolum2.html

    http://arsiv.hurriyetim.c...98/02/09/gundem/12gun.htm
    2 ...
  20. eigentlich

    1.
  21. alm. aslında, gerçekte. ingilizcesi actually olur.
    1 ...
  22. stinger

    1.
  23. hafızama dayanarak, bilinen anlamları şunlardır
    1. bir füzedir. hala kullanılmaktadır.
    2. ingilizce'de eşek arısının iğnesine verilen ad olarak geçer. yine ingilizce'de tirbuşon aletine verilen isimdir ama nadir kullanılır bu anlamda.
    3. yüzüklerin efendisi'nde frodo'ya bilbo baggins tarafından verilen kılıcın adı. çok etkili bir kılıçtı.
    0 ...
  24. © 2025 uludağ sözlük