mutemadiyen siilik ile karistirilmaya devam edilen inanis. bakin mezhep demiyorum, inanis diyorum cunku ilk niyet iyi ve guzel dahi olsa zamanla batil adet ve toreleri dini ibadetlere karistirip harmanlamak o kutsalligi alip goturur, tipki zamaninda yahudi ve hristiyanlarin kutsal metinlerin bir kismini kabul edip bir kismini reddetmesi gibi..
siilik diyorduk; bir alevi ile sii ayni kefede midir? camiye gitmeyen, ramazan ayi'nda oruc tutmayan, alkol tuketiminde basi ceken, sazla-sozle ibadet edip kuran-i kerim'deki ilgili ayeti akillara getiren bir insanla iran islam cumhuriyeti'nde namazinda, niyazinda olan, israil ve yandaslari ile cihad eden bir musluman esit olabilir mi?
siilik de sunni inanisa gore dort hak mezhebden biri degildir ancak alevilik ile mukayese bile goturmez. tabi bir kisim insanlar "alevilik islam'in farkli yorumlanisidir" diyebilirler. ben de onlara soruyorum; islam deyince akla ne gelir? hz muhammed (sav), peygamber akla gelince ne gelir? en buyuk mucizesi kuran-i kerim. kuran-i kerim deyince akla ne gelir? yuzlerce kez tekrarlanan "namazi dosdogru kilin, onlar ki namazlarini aksatmazlar" ayetleri gelir. o zaman alevilik islam'in neresini farkli yorumluyor? kitabin yarisini farkli yorumlayip bunun adina nasil israrla islam denilebiliyor?
- ataturk'u mu kurtarirsin hz muhammed'i mi?
- ataturk'u kurtaririm
- aaa hakikaten mi? neden peki?
- cunku kurtarilmaya muhtac olan kisi ataturk, digeri ise allah'in sevgilisi ki eger basi sikisirsa ilk yardim allah'tan gelir.
"kim islam'a en cok hizmet etmisse en ustun gorulmesi gereken kisi odur" dusturuyla dusunen bir musluman icin lafi bile edilmeye degmeyecek kiyaslama komedyasi.
kendimi bildim bileli futbolla ilgileniyorum. kucuk yaslardan itibaren akillara gelebilecek envai cesit menajerlik oyunu oynadim, avrupa liglerini takip ettim, iyi kotu kendime gore bir futbol kulturum olustu. ve bu kulture dayanarak soyluyorum ki fatih terim, yilmaz vural ve hikmet karaman'la birlikte en gaz ve gereksiz uc teknik direktorden biridir.
sanilmasin ki bu yorumum 2010 dunya kupasi hayallerinin bitmesi nedeniyle yazildi. bu tezim galatasaray uefa sampiyonu oldugu sene, fiorentina ve ac milan teknik direktoruyken ve ardindan ikinci galatasaray donemi ve milli takim macerasi boyunca gecerliydi. kendisinin futbol bilgisinden, yoneticilik bilgisinden ve insan iliskilerinden hep suphe ettim, sagolsun kendisi de beni hic yaniltmadi.
bazen oyle adamlar bir araya gelir ki, onlara disaridan bir amca "cikin, oynayin, kazanin, aslansiniz, kesseler acimaz" dese yeterli olur. iste ilk galatasaray donemi budur benim gozumde. bir daha turk futbol tarihinde esi benzeri bulunmayacak bir kadrosu vardi galatasarayin. simdi bazi akli evvel arkadaslar diyeceklerdir ki "ama o oyunculari da fatih terim bulup getirdi"... peki madem fatih terim muthis bir yetenek avcisi, ikinci kez galatasaray'in basina gectiginde onlarca gereksiz transfer yapip paralari sacti da takimdan ayrildiktan sonra kac tanesinden faydalanildi?
tekrar tekrar iddaa ediyorum ki o donem galatasarayin basinda mustafa denizli ya da ersun yanal, senol gunes olsaydi gene kaldirilirdi o kupa, fatih terim'in oyle cok aman aman bir rolu olmadi, olamazdi da.
milli takimi katlediyor, en kotu donemlerimizde bile gectigimiz belcika'ya boyun egiyor, estonya'ya puan kaptiriyor ve bunun tek sorumlusu kendisi, gene de "gosterecem hepinize hiyar agalari" bakisi atiyor.
basarisizsin fatih terim. galatasaray'in uefa sampiyonlugu tesaduf degildi ama senin o yillarda takimin basinda olman tesaduftu. ardindan hep basarisiz oldun, egolarini kusturdun, dudaklarini yiyip durdun, ezeli rakibinin eline 6-0'lik muthis bir koz verdin, milan'dan tepelendin, milli takimi rezil ettin.
simdi gene maclarda ersun kardesinin yaninda yorumculuk yapar, yeni kurbanini beklersin ve gene basarisiz olursun. bir daha o ruzgari arkana alma sansin yok cunku, ne yazik ki hagi futbolu birakti sinyor terim, bir daha da onun gibi seni tasiyacak birini bulamazsin.
fasist fransizlarin kuzey afrikali halklar icin kullandigi hakaret. buna inanlar ya da onemli bir tespit sananlar turk'lerin barbar bir kavim olmasi" tezine de sicak bakiyorlardir muhtemelen.
iran nukleer silahlarla, bilimle, teknolojiyle gelisirken turkiye'nin hala basortusunu tartisarak patinaj cekmesinin nedenidir. sanilanin aksine demokrasi ve ozgurluk vaad etmez, zira en guclu oldugu donem baskici tek parti donemidir. bu baski kirildigi andan itibaren halk hic bir zaman chp'yi tek basina iktidara getirmemistir.
kisacasi ne tehlikeli, ne de cok onemlidir. insan elinden cikma oldugu icin sig ve kusurludur, yenilenmeye ve gelistirilmeye muhtactir, bunu yapabilecek dinamiklerden de olabildigine yoksundur.
bu gidisle buyuk ihtimal ahiretlerini kaybedecek olan irktir, once irak'ta isgalci abd askerlerinin bekciligini yaptilar, simdi de israil'in oyuncagi olmak icin vargucleriyle ugras veriyorlar. musluman kurt kardeslerimi tenzih ederek konusuyorum; onun bunun yardimiyla gelecek bagimsizlik bir ise yaramaz. guvenecekseniz allah'a guvenin, musluman turk kardeslerinize kursun sikmayin. o vurdugunuz askerler yuksek mevkilerdeki masonlar degil, bizler gibi namazinda abdestinde teyzelerin, amcalarin cocuklari.
kuran-i kerim'de kendi ummetini birakip da ehl-i kitap ve kafirlerin tarafini tutanlarin durumu cok guzel bir sekilde anlatilmistir. kurt halki degilse bile kurt yoneticiler su an munafiklikta 10,000 xp durumundalar ve her gun level atliyorlar.
kurt kardeslerimin yapmasi gereken tek sey azicik dusunmek ve tahriklere kapilmamak. sizler allah'a guvenin ve sarilin, o'na sarilanlar asla kopmayacak bir kulpa sarilmislardir ve onlar mahzun da edilmezler.
"bir odaya girerken bile once kapiya vurun, kapiyi acip iceriye dalmayin" diyecek kadar ince dusunceli bir dinin inananlari icin atilan sacma bir iddaa daha. ilaci hidayettir, nitekim o da sadece allah'in dilemesiyle olur.
kurtce konusabilmek icin gosterdigi azmi takdir ettigim, ayni azmi basortuleriyle egitim alamayan ablalari, kardesleri icin de gostermelerini rica ettigim insanlarin soylemi.
omur bitip de yaratanin huzuruna ciktigimizda kurtce konusup konusmadigimizi sormayacak, musluman kardeslerimiz icin ne gibi fedakarliklarda bulundugumuz konusunda sorguya cekecek insallah.
isim vermek dogru olmaz ama yabanci olmasi gereken kisidir. aksi halde besiktas'tan kovulacak bir mustafa denizli, sivasspor'u yerin dibine batiran bulent uygun ya da su an nerede, ne yapiyor oldugunu bilmedigim senol gunes takimin basina gecer ki o vakit 2012 avrupa sampiyonasi eleme maclarinin bir tanesini bile izlemem.
bu gruptan okuz olsa cikardi diyorum, baska da bir sey demiyorum. daha nasil bir grup cikmali bize; estonya'nin, bosna hersek'in, belcika'nin oldugu gruplari olum grubu olarak mi adlandiracagiz artik?
inisli cikisli grafigimiz ne zaman sona erecek? 2002 dunya kupasi'ndan beri bir oyle bir boyleyiz. ne bir sistemimiz var ne ideal bir kadromuz. ne oyuncular hocalarini sevip guveniyor ne de hocalari onlari adam yerine koyuyor.
boyle sacma, boyle gerzek bir ortamda su mactan bahsetsek ne, bahsetmesek ne. milli takimin en one cikan oyuncusu kaleci volkan'di, daha da bir sey demeye gerek var mi?
istiklal marsi fasist bir turanci tarafindan degil, ummeti millete tercih eden buyuk sair, manevi degerleri yuksek bir musluman olan mehmet akif ersoy tarafindan yazilmistir. bu yuzdendir ki icinde turk, turkculuk gibi sig kavramlar yerine maneviyat ve emperyalist batili ulkelere duyulan nefret mevcuttur.
musluman bir kurd vatandasimizin istiklal marsi'nda rahatsiz olabilecegi tek bir bolum bile yoktur, tabi eger marksist ideolojinin pencesine dusmus zavalli bir pkk sempatizani degilse,..
istiklal marsi sadece turkler icin degil bu topraklarda yasayan ve milletinin kurtulusu icin mucadele eden her milletten vatandasimiz icin yazilmistir. bizler muslumanlar olarak tek ummetiz, tek milletiz.
kufur edilmesi, dalga gecilmesi kimi insanlara muthis bir haz ve mutluluk veren iki kavram. oysa cozum oyle basit ki, yapman gereken sadece gecici dunya hayati sona erdikten sonra sonsuz yasaminda cehennem azabiyla cezalandirilmak istemeyen insanlarin bu tercihine saygi duymak.
eger bir yaratici yoksa ve gonderdigini sandigimiz peygamberlerin hepsi birer sahtekarsa ne sen ne de ben bir sey kaybetmiyoruz nasilsa, o zaman bunca bidi bidi niye?
haa eger allah varsa ve peygamberler araciligiyla kullarini uyariyorsa, iste o zaman dostum ben cok sey kazanirken sen cok sey kaybediyorsun. haberin olsun.
elin futboluyla dunya kupasina gitmek deyimini turk futbol literaturune gecirmeye aday karsilasma. tahmin ediyorum ki bosna maci alacaktir ve son mac oncesi fatih terim onuruyla istifa edecektir.
bugun almanya'da ne mutlu almanim diyene ya da amerika'da ne mutlu amerikaliyim diyene yazsa ne tepki verilirdi acaba? evet abd daglarinda da yazilar var bizdeki gibi, ama onlarda milliyetci soylemler yerine "jesus" yaziyor. birisi kalkip bir daga "allahu ekber" yazsa gorun siz kiyamet kopuyor mu kopmuyor mu...
islam inanisina gore farkli peygamberler farkli dinlere mensup olmadiklari icin gecersiz bir eylem olarak kalir. hazreti adem'den son peygamber hazreti muhammed (sav)'a kadar gelmis gecmis tum peygamberler mucize gosterseler de gostermeseler de islam'i teblig etmisler ve kendinden kacilmasi mumkun olmayan o gun hakkinda insanlari uyarmislardir.
peki insanlarin bir yaraticinin varligina inanmasi icin mucizeye gereksinimleri var midir? istisnalar muhakkak ki cikacaktir ancak cevap ne yazik ki evet, vardir. hazreti musa doneminde allah'i gormeden inanmayiz diyen zihniyet 2009 senesinde de mevcut degil midir sanki? velhasil gene de asil olay mucizeler degil allah tarafindan hidayetle sereflendirilmektir.
fenerbahce'nin birligine ve galatasaray'in onun elcisi olduguna inanan insanin kankasidir.
ugrasip da sure adi ve ayet numarasi vermeye gerek yok; kuran-i kerim'de insanin yaratilis sekli ve amaci gayet acik ve net bir sekilde aciklanmistir. insan balciktan yaratilmistir, bir damla suyun rahme yapismasi ve orada gecirdigi cesitli evreler (evrim degil bak gaza gelme hemen) sonucu cocuk dunya'ya gelir. anne karnindayken zamani allah tarafindan tayin edilmis bir surede ruh bedene uflenir. insan basta topraktir, yani oludur, sonra canlanir ve belli bir vakte kadar yasar, akabinde ikinci kez olur ta ki diriltilecegi zamana kadar. ondan sonra da sonsuz ahiret yasaminda eger cennete giderse bir daha asla olumu tatmaz, cehenneme giderse de surekli oldurulup diriltilir.
ayetler bu kadar acik olmasina ragmen fitne ureticileri hakli olarak patronlari seytanin onlara verdigi direktifleri yerine getiriyorlar. hal boyleyken ahireti inkar eden, yaraticiyi inkar eden bir teoriye inanirken bununla birlikte spor olsun diye allah'a inanilmaz. kimseden utanmiyorsan seni yaratan yuce allah'tan utan.
allah'a ve ahiret gunune iman eden bir kimse, suphesiz ki allah'in biz kullari icin uygun gordugu islam'a bagli bir musluman olur. kuran-i kerim'de en cok bahsi gecen ibadet olan namaz kilmak eylemini aksatmaz, namaz kilabilmek icin sart kosulan abdestini alir.
bu anlattigim kisinin kendi temizligi ile ilgili olan kisim. tabi bir de cevre durumu var. namaz kilinacak yer temiz olmali, yemek yenen yer temiz olmali, uyunan yer ve oturulan yer temiz olmalidir ki hem ibadet yapma konusunda bir sikintimiz olmasin hem de henuz islam'in nuruyla aydinlanamamis insanlar icin iyi ve guzel bir ornek olalim.
uzun zamandir yurtdisinda olan biri olarak gonul rahatligiyla diyebilirim ki bu zamana kadar yuzlerce gayri-muslim evine girdiysem bir iki tanesi istisna olmak uzere hic temiz bir eve rast gelmedim. bu noktada evde kedi-kopek beslenmesinin de payi var muhakkak ki, kokuyor ve buna engel olabilmek pek mumkun degil.
temizlik imandan gelir, musluman temizdir, hem vucudu hem ahlaki temizdir. allah'in hidayete erdirmekle sereflendirdigi islam ummetinin hic bir ferdine aksi bir durum yakismaz.
hani surekli anlatilan bir geyik vardir; derler ki "dunyanin her yerinde fakirler solcu zenginler sagcidir, turkiye'de ise tam tersidir" iste ordu konusunda da dunya ile tam ters bir durumda kaldigimizi dusunuyorum.
turk ordusu ve serefli mensublarini bir turkiye cumhuriyeti vatandasi olarak herkes kadar sevip sayiyorum. ancak sevgi de saygi da karsiliklidir ve duydugum sayginin karsiligini beklemek de hem benim hem tum diger turkiye cumhuriyeti vatandaslarinin hakkidir.
yemin torenine basortulu analarimiz alinmiyorsa mesela, ben buna uzulurum. uzuldugum sey izin verilmemesinden ziyade ananin birtanecik oglunu o mutlu gununde gorememesi olur.
bu ornekler uzar gider, ancak akilda kalmasi gereken bir sey var: gecmis zamanda olmus kimi olaylari kurcalamanin geregi yok ama gelecekte de bazi iyilestirilmelerin olmasi ve halk ile ordusu arasindaki baglarin tekrar kuvvetlendirilmesi icin adim atilmasi gerektigine inaniyorum. ordu halksiz, halk da ordusuz yapamaz..
son olarak deginmek istedigim bir diger konu da, soz konusu basbakan, cumhurbaskani olunca rte'ler, alaya almalar girla giderken ordu hakkinda yapilan en ufak bir elestiriye dahi kimilerinin tahammul edememesi. bunun sonucunda da bozuk plak gibi "yipratilmaya calisan tsk, uzerine gelinen ordu, damarina basilan genelkurmay baskani" gibi laflar edilmesi.
kimsenin orduyu yipratmaya calistigi falan yok. ben sahsen orduya peygamber ocagi gozuyle bakiyorum, ama kimi yonlerden bu sifatin hakkini yerine getiremedigini gorunce de uzuluyorum. hepsi bu.
ankara belediyesi'nin fiskiye fetisizmine kurban gitmis bir diger alisveris merkezi. bir de insanlar etrafinda resim cektirmiyor mu, delirmemek elde degil. gene de belirtmek gerekir ki sinemasi takdire sayandir buranin.
