"hayatımız duman, dumanlanmaya devam." diye bir giriş yapayım.
onüç ondört yaş zamanlarında "yak bitane lan bişey olmaz, ehzeh annenden mi korkuyosun yoksa, korkak lan bu, gel inşaatta içeriz olm, " larla başlatan arkadaşlarıma burdan gerçekten teşekkür ediyorum. kızma anlamında değil lan övme anlamında. iyi ki alıştırmışlar. gerçi o zamanlardan sonra kartaltepenin kardeşlerini korumaya çalışan ağır abilerinin ellerinde sigarayla üstümüze gelip "sen sigara mı içiyosun lan, birdaha görim ağzında söndürürüm onu" demeleriyle göt korkusu yüzünden bir müddet ara verdik ama neyse ki lise mahalleye biraz uzaktı. lise bir, iki, üç. üniversite bir, iki, üç, dört. kaç oldu lan hah işte yedi yıldır kesintisiz devam. neler geldi neler geçti, maltepeler, ballıcalar, monte carlolar, lmler, piç zamanlarda * marlborolar, cameller.* son dört senedir winston box'ımla birlikte mutlu mesut geçiniyoruz. bazı geceler bitmesin diye içmeye kıyamadığım son dal sigaralar bile oluyor. yakıp içtikten sonra küllerine bakıp üzüldüğüm. en sinir olduğum da, bir işle uğraşırken yanık unuttuğumda boşa gidenler. sizlerden de özür diliyorum kültabağında yanık unuttuğum sigaralarım, affedin beni. bağımlıyım hacı, ama pişmanmıyım hayır. iyi ki başlamışım diyebiliyorum. winston ne kadar premiumlarını çıkarıp, marlboro fiyat ve kalitesine ulaşmaya çalışsa da senin yerini alamaz, seviyorum seni winston box'ım. senin de beni sevdiğini biliyorum bebeğim, karşımda durup bakışın bunu anlatıyor bana.
sigara içiyorsun, ölüceksin. sen içmiyorsun ölmiyceksin dimi ? olsun ama sen daha erken ölüceksin. felsefe bu hacı hızlı yaşa genç öl cesetin yakışıklı olsun.
ben itiraf diyim de sen ne dersen de.
berberde ayakkabılarımı unuttum. ne o çok mu garibine gitti ? dur anlatayım baştan. pazar akşamı yorgun argın, herzaman ki mahalle berberine gittim sakal traşı olmak için. altımda şort, converselerinde arkasını ezip üstüne basarak giymişim köy ağası misali. traşı oldum, çırak herzaman ki gibi yine beni kandırıp yüzüme o ne idüğü belirsiz şeylerden sürüp bekletmeye aldı koltukta. o ara bende ayakkabıları ayağımdan çıkarıp tam üstüne basarak takılıyorum ayaklarım rahatlasın diye. neyse çırak yüzü yıkadı, kaldırdı koltuğun başlığını masaj yapmaya başladı. başıma, kollarıma, sırtıma falan. şerefsiz tam bi masör ama, sanki bana değil adriana limaya masaj yapıyor. o derece yani düşün. beni kendimden geçirdi o koltukta, sonra "hooppa. hadi saatler olsun abi" sesiyle kendime geldim. traş parasını bahşişini falan verip kalktım koltuktan, dışarı çıktım. kapıda sigaramı yakarken düşünüyorum "ulan bi gariplik var ama ney" dememe kalmadı çırağın sesi belirdi "ehzehe abi ehzehe ayakkabılar ya ehzeheh" diye gülünce anladık tabi olayı. nasıl gülüyo ama ipne, tabi malzeme çıktı iki hafta konuşur bunu artık. her gördüğünde ayaklarıma bakıyo "ehzehe bu sefer ayakta duruyo abi ehehze"
geri bloğunun en güzel yeridir. * takım ataklarında bindirmeler yaparsın, rakip kanat oyuncularına şans vermemeye çalışırsın. oyuna genelde katkı olur. hele birde 90'lar da takımının gol attıp şampiyon olduğu maçta o ortayı sen yapmışsan. *
passwordun kalkmasıyla seviyesi iyice düşmüş, anamıza bacımıza sövüp sayılan klan serverlarından farkı kalmamıştır ulu serverımızın. mızın diyorum çünkü sahiplenmiş, benimsemiştik ama şu sıralar girdiğimizde içeride yabancı olduğumuz serverdır. eskisi gibi sxesi ile passwordu ve oyuncuların katılımı ile renklenmesini bekliyoruz.
- indirimli bilet satışı 1 Haziran tarihinde sona erecektir. Bu tarihten sonra bilet fiyatları artacaktır.
- Organizasyon firması organizasyonun programında değişiklik yapma hakkına sahiptir.
- Bütün katılımcıların kimliklerini yanında bulundurması gerekmektedir.
- Festival alanındaki ses düzeni geçici duyma bozukluğuna yol açabilir.
- Etkinlik mekanına profesyonel kamera, fotoğraf makinesi, ses kayıt cihazı v.b. sokmak yasaktır.
- Organizasyon şirketi etkinlik için uygun görmediği kişileri bilet bedelini iade etmek koşuluyla etkinlik mekanına almama hakkına sahiptir.
- Sadece reçeteli ve festival süresince alınması gereken miktar kadar ilaç alana sokulabilecektir.
- Festival alanına yiyecek-içecek maddeleri sokmak yasaktır.
- Kapı açılış 12:00
rotting christ 1987 yılında yunanistan'ın atina şehrinde kurulmuş bir black /death metal grubudur.
grup, sakis tolis ve themis tolis tarafından kuruldu. andreas lagios 1996'da basçı olarak katıldı. rotting christ temel olarak bu elemanlardan oluşmaktadır. 20 yılı aşkın geçmişlerinde rotting christ saf bir black metal grubu başladı daha sonraki çalışmalarında gotik metal ve melankolik doom metal tarzlarında eserler vermiş olsa da extreme müzik tarzından hiç kopmadı.
ayrıca bu yaz unirock fest kapsamında ülkemizi ziyaret ediceklerdir.
08.00 de mesai başlangıcı yapmak adına 06.00 da * kalkıp bayrampaşa'dan maslağa giden bir insanın yaptığı en büyük(!) görgüsüzlüktür ofiste kahvaltı yapmak.
sabahın 05.00 inde kalkıp kahvaltısını yapsa hiç sorun olmayacak değil mi. *
* - merhaba st johan ben
+ bende baltalı ilah
++ bende saylon muzaffer * - bu kim ?
/ sen bana bu diyemezsin
- pardon haklısınız, peki siz kimsiniz
/ sen bana bu diyemezsin dedik ya
- tamam bilader özür diledik işte ne uzatıyon
/ya hayır bi dakika nickim sen bana bu diyemezsin
- ya bırak git ya
aziz başkan çok büyük tehdit etti, "bu kupayı almazsanız sorarım size" diye. eğer fenerbahçe kaybederse bütün fatura sadece futbolculara kesilcek. ayrıca fenerin avrupaya gitmesi için tek şansı ftk finaline kalması. şimdi diyebilirsiniz ki "volkan, lugano, semih cezalı. alex, emre, gökhan gönül, edu sakat uğur boral kadro dışı bırakıldı deivid, güiza zaten formsuz ee kim top oynıycak hem sivasta tam kadro" ama fenerbahçe bi şekide kazanacak bu maçı. *
usbgl'nin tartışmasız en iyi kalecisi. diğer kalecilere haksızlık etmek istemem ama, gerçekten bu böyle. * ha boyuda dikilitaş arena kalelerinin boyu kadardır.