Şu an deli gibi çıkarmak istediğim 5 kişi var. Gönderileri beni o kadar rahatsız ediyor ki sessize almama rağmen ekli durmalarını bile istemiyorum birisi benden zerre haz etmeyen bir kız (geçen istek attı sırf merakından olduğundan eminim ) aynı ortamda bulunduğumuz için mecbur çıkaramıyorum da ayıp olmasın diye , diğeri abd’de yaşayan bir arkim.. her saat başı hikaye ve gönderi paylaşıyor. Hepsi o kadar boş ve sıkıcı ki. Bakın kıskandığımı falan düşüneceksiniz ama gerçekten o kadar boğuyor ki beni.. diğerleri zaten bomboş insanlar. O kadar çekiniyorum ki çıkarmaya hesabımı silecegim sonunda.
Büyüyünce geçer dediğimiz ama asla geçmeyecek olan olan anılar.. işin tuhaf yanı ne biliyor musunuz ? Travmaların büyüdükçe
iyileşmemesi bir yana dursun onlara baktığınız açı o kadar değişiyor ki.. açık örnek vermek istemiyorum; eskiden suçladığım ve kötü gördüğüm kişiler vardı . Şuan onlara bakınca o kadar utanıyorum ki kendimden meğerse onlar da benim travma hikayemin mağdurlarıymış.
Bugün mutfakta yemek yaparken izledim onu. Bugüne kadar hep nefret ediyordum ondan , öfkeliydim, kırgındım , kızgındım.. ama bugün ona bakınca bambaşka bir kare gördüm
çok tuhaf bir sebepten ötürü.. yarın çok üzüleceğim bir şey yaşanacak ve ben bunun farkındayım ama enterasan bir şekilde çok mutluyum , içim kıpır kıpır neden hiçbir fikrim yok. Sanırım gerçekten psikolojim bozuldu ya da ölümüm yakın..
90’lı yıllara ait çok eski bir film.. yatılı bir katolik okuldaki iki gencin aşkı keşfetmesini ve okuldaki rahiplerin buna engel olmasını konu alıyor . Sonuna kadar gelemedim çünkü midem bulandı, bildiğiniz pedo filmi. Sürekli instada karşıma çıkıyordu editleri Bir bakayım dedim gaylarmiş bidedidlşdkwpdkş ben kardeş sanıyordum ikisini
Çokça denk geldiğim bir durumdur. Tatlıya bağlanmasını istediğiniz veya size kötü hissettiren bir konu için karşı tarafa bir zeytin dalı uzatırsınız ‘ özür ‘ dilersiniz fakat onun verdiği tepki sanki siz ona muhtaçmışsınız , korkmuşsunuz, güçsüzsünüz…
o kadar acınası bir durum ki
Her ne kadar bizim için önemli olarak gördüğümüz bazı şeylerin aslını astarını merak etsek de , aslında çok fazla kurcalamamak bizim için daha iyidir. çünkü detaylara indikçe daha çok üzülüyor insan , daha farklı şeyler öğreniyor. Bildiğini sandığı şeylerin gördüğünü sandığı şeylerin aslında hiç öyle olmadığını fark ediyor insan..
Yıkılıyoruz kahroluyoruz canımız acıyor…
Pembe yalanlarla kendimizi kandırmak acı gerçeklerle yüzleşmekten iyidir.
“Bu yüzden bazen bazı şeyleri bilmemek gerekir “
Tinkerbell serisinde hem tarzını hemde canlandırdığı karakteri kendime çok yakın hissettim ayrıca silver anlamsızca bana asssiri sempatik geliyor . Hatta biricik (bkz: uludede) bana hep ‘ buğulugümüş ‘ diye hitap ediyor çok mutlu oluyorumm.
Daha hot ve şekilli bi popo için şu egzersizleri öneriyorum asklarim
Squat: Bacakları ve kalçayı şekillendirir.
Lunges (Adım atma): Kalça ve bacak kaslarını çalıştırır.
Hip Thrust: Kalçayı hedef alan etkili bir egzersizdir.
Glute Bridge: Kalça kaslarını güçlendirir.
Donkey Kicks: Kalçayı şekillendirir ve güçlendirir.
Yirmilik diş ağrısı en fazla olan ve çekim kısmı sıkıntı olan bir işlemdir. Çekilme problemi varken ne kadar acı çekiyorsak çekildikten sonra da aynı acıları çekiyoruz maalesef.
Fakat hafifletmek için şu yöntemleri deneyebiliriz ;
Ağrı Kesici Kullanmak: Doktorun önerdiği ilaçları alabilirsiniz.
Soğuk Kompres Uygulamak: Şişliği azaltır.
Tuzlu Su ile Gargara Yapmak: Ağız hijyenini sağlar.
Yumuşak Gıdalar Tüketmek: Çekim bölgesine zarar vermemek için.
Başınızı Yüksek Tutmak: Şişlik ve ağrıyı azaltır.
Sovyetler Birliği (SSCB): Salyut Serisi (1971-1982)
ABD: Skylab (1973)
Rusya: Mir (1986-2001)
Uluslararası Uzay istasyonu (ISS): 1998
Çin: Tiangong Serisi
Maalesef şu an Türkiye’nin uzayda istasyonu yok. Uzay istasyonlarının da amacı orada uzay hakkında bilgi edinmek için ve uzaya çıkan astronotları karşılamak herhangi bir acil durum karşısında yardımcı olmak için bir sığınak veya başka bir değişle depo falan da diyebiliriz.
Türkiye'nin ilk uzaya giden astronotu, Alper Gezeravcı'dır. 18 Ocak 2024'te SpaceX'in Crew Dragon aracıyla Uluslararası Uzay istasyonu'na gitmiş ve burada 14 gün kalmıştır. Görevi sırasında 13 bilimsel deney yapmıştır. Bu misyon, Türkiye'nin uzay programındaki önemli bir adım olarak tarihe geçmiştir.
Şahsi fikrim şu ;
Böyle önemli bir olayın Türkiye’de bu kadar geç olması korkunç bence. NASA şu an aya çıkmayı bırakın eğer uzaylılarla irtibata geçmeyi başarırlarsa onlarla nasıl iletişim kuracaklarını düşünüyorlar fakat bizim ülkemiz aya çıkma gibi bir olayı yeni yeni hayata geçiriyor. Mehmet Öz olmasa bilim konusunda oldukça gerideyiz..