şikenin patlak verdiği 3 temmuz 2011'in ardından geçen 6 yılda şike suçluları uefa tarafından cezalandırılmış olsalar bile türkiye'de tff tarafından herhangi bir cezaya maruz kalmamışlardır.
trabzonspor gasp edilen hakları ve şikecilerin ceza alması için haklı davasında uefa'nın yerel lige müdahale etmesi talebinde bulunmuştu. fakat uefa bu konuda yetkisiz olduğu gereçkesiyle trabzonspor'u reddetmişti. bu ret şikenin varlığı/yokluğu tartışması değil, yerel lige müdahale etme konusundaki yetkisizlikti. avrupa'daki tüm kurumlar tarafından ''şike'' sabit bir suç olarak tespit edilmiştir. verilen mücadele şikecilerin yerel ligde hak ettiği şekli ile cezalandırılması üzerinedir.
gelinen süreçte tüketilen tüm hukuki yollar sonucu bu konu hakkındaki en yetkili ve üst makama ulaşıldı: fifa.
her ne kadar fifa da çalkantılı haberlerle anılsa da hakkımız olanın peşinden gitmekten başka çaremiz yoktur.
evet yarın 3 temmuz 2017, pazartesi...
avrupa saati ile 14:00-18:00 arasında isviçre'nin zürih şehrinde bulunan fifa genel merkezi önünde eylemimiz olacak.
trabzonspor yönetimi ve kulüp avukatları da fifa'ya yapacakları başvuru sebebi ile orada olacak. bu davanın sadece bir kupa/şampiyonluk mücadelesi olmadığını aslına bakıldığında bir adalet mücadelesi olduğunu kavrayabilmiş tüm futbol severleri yarın zürih'e bekliyoruz.
merkez üssü karaburun açıkları/ege denizi olan ve farklı kaynaklardan 6.0/6.2 şiddetinde duyurulan depremdir.
izmir, istanbul, çanakkale ve komşu atina'da dahi hissedilmesi sebebi ile sözlükte başlık kirliliği yaşansa da doğru ve geçerli olan başlık budur.
sallananlara geçmiş olsun.
yapay gündemlerle geçiştirildiğimiz şu günlerde ölümü bizlere hatırlatan bu afetlere karşı nasıl bir tedbir alacağımız konusunda muhtemelen bu akşam bilgilendiriliriz. ertesi gün yine arda turan'ın katar'a transferi hakkında bık bık yapar tv'lerimiz.
normalde kendisinden haz etmem fakat yaşanan şu son olay sonrası kendisini tebrik ederim. gazeteciye yazdığı haber sebebiyle gösterdiği tepkisinde haklı ya da haksız tartışılır fakat milli takımı bırakması gereken arda turan değil yıldırım demirörenler, fatih terimler'dir.
battığınız bok çukurunda daha da dibe gidiyorsunuz. bu bok çukuruna saplanan milli takımdan kendini alıkoyan arda turan'ı bir kez daha tebrik ediyorum
sayın tayyip erdoğan siyaseti bulaştırdığınız futbolun geldiği nokta bu işte. yaptığınız yanlı atamaların sonucu koltuklarında oturan şahısların futbolu yönetemediği açık. fakat milli takımı bırakan arda. asıl utanması gerekenler koltuklarında oturanlar. bu süreci bu noktaya kadar taşıyanlardır.
2010-2011 sezonunda şike örgütünün pis işlerine alet olan eskişehir camiasına yönelik söylenegelen ifade...
hiç mi paranız yoktu?
şerefiniz kayboldu!...
bugün süper lig'e çıkan 3. takımın göztepe olması sebebi ile tff 1.ligde kalmışlar böylece süper lig'i daha fazla pisletmemişlerdir.
şike yapan kulüpler tff tarafından cezalandırılmamışsa da allah'ın adaleti böyle zamanlarda karşımıza çıkıyor.
kazanmak için her yolu mübah gören şikeciler, çirkefler bu gol hakkında tek kelam etmeyip ligde kaçıncı sırada olduklarını falan hesaplayacaklar, eminim.
tek bir fenerbahçe bileşeni çıkıp ''hata olmuş'' diyebilecekse bu yazıyı editleyeceğim. bu bileşenlere uludağ sözlük'teki fenerbahçeli yazarlar da dahil. oytunkaran sen de dahilsin. hadi bakalım. dürüst olun. hakem hatalarının üstüne yatmayın.
trabzonspor'un ersun yanal'a rağmen kazandığı karşılaşma. ersun hoca'nın zamanında yağmadığı değişiklikler sebebi ile ikinci yarının neredeyse 40 dakikasını trabzonspor rakibine karşı mahkum kalarak oynamıştır. buna rağmen olcay şahan'ın golü ile 1-0 kazanmak trabzonspor adına gayet önemli.
önümüzdeki hafta rodallega'nın ilk 11 çıkması artık farz...
daha önce de çokça dedim tekrar yineliyorum. 2010-11 sezonunun şampiyonlukları, türkiye kupası dahil, asıl sahiplerine verilmedikçe bu ligdeki düzenin bozuk olduğundan, adaletin ise olmadığından emin olabilirsiniz. işte o tarihten bu yana da bu ligin meşruiyeti yoktur.
şimdi geçen hafta kayserispor, bu hafta adanaspor maçlarındaki hakem yönetimlerini başta trabzonsporlular eleştiriyor. ve hatta taraftar bazında içe sinmeyen galibiyetler söz konusu iki haftadır. büyük bir çoğunluk bu yönde düşünüyor. tekil örnekler bok yesin.
şu haftaya kadar trabzonspor'un berbat futbolu ve hakemlerin sürekli aleyhteki hatalarını konuştuk. bu maçta trabzonspor maça yine pozisyonlar bulacak şekilde başladı hatta gol buldu ama skor 1-1'e gelmekte gecikmedi.
bu noktadan sonra devreye giren hakem, bu haftaya kadar lehimize hiç bir örneği olmayan, bir penaltı çaldı. hatta kırmızı kartla adanaspor'u da 10 kişi bıraktı. ikisini de yok sayıyorum. ikisi de tff'nin talimatıyladır. kanıtım yok. bu zamana kadar izlediğim süper ligde dönen tiyatroyu anlayabiliyorum artık.
tff son iki haftadır günah çıkarıyor. hakemlerin standardı yok. trabzonspor'a ne puan verin ne de bizden puan çalın. bu konuda en çok canı yanan taraftarların adanspor'u ve taraftarlarını anlayamama lüksü olamaz.
bakın bu adanaspor zaten ligin dibinde. şu sahadan çıkaracakları 1 puan ya da 3 puan'a hakem nasıl mani olabiliyor? bu takım 1-2 puan farkla ligden düşerse ne olacak? kim verecek hesabını? ulan bir şehrin kaderiyle nasıl bu kadar kolay oynayabiliyorsunuz? sizin için bu kadar basit mi bedavadan penaltı uydurmak, kartlar çıkarıp ligin şampiyonunu, düşenini falanını filanını tayin etmek?
evet bu zamana kadar neredeyse her sezon tayin edildi.
o yüzden hep bunları anlatma ihtiyacı hissettim. ülke futbolunu takip edenlerin yüzde 70'i bjk-gs-fb'li olduğu için ve bu hakem hataları bu takımlara ''neredeyse'' hiç yapılmadığı için, şunu tahayyül edemiyorlar; ulan bir hakem nasıl hata yapabilir? ceza sahası dışından bir takımın aleyhine nasıl penaltı çalabilir?
ben bu galibiyeti kabul etmiyorum.
sadece taraftar gruplarının galibiyeti kabul etmemesi yetmez, trabzonspor yöneticilerinin de bu konuda bir açıklama yapmasını bekliyorum. ''haneye 3 puan yazıldı nasssolsa bişe değişmeyecek'' kafası galibiyet sarhoşluğundandır. bu kafadan kurtulursak bok çukurundan da kurtuluruz.
eklemeyi unutmuşum: bir çift sözüm de o pozisyonda kendini abartılı şekilde yere bırakan mustafa yumlu'ya. oğlum sana boşuna şaban demiyorlarmış demek ki... rol yapacaksan devlet tiyatroları senin gibileri seve seve kabul eder, yok eğer futbol oynayacaksan da dürüst ol. yazık senin kalıbına. bu zamana kadar çok tartışılır olmasına rağmen arkasında duruyordum ama şu hareketiyle mustafa yumlu bitmiştir. oğlum böyle efsane olunmuyor. haberiniz olsun. bir gün futbol biter. şehirde görsek yüzünüze bakmayız bile. o zaman ben nerede yanlış yaptım demeyin. siz böyle efsane değil gazoz olursunuz gazoz.
15. dakika civarında trabzonspor'un bir penaltısı hakem fırat aydınus tarafından verilmemiş ancak dakikalar sonra bir gençlerbirliği futbolcusu rakibine sert hareketi sonrası kırmızı kartla oyun dışı kalmıştır.
oyunun geneline bakıldığında trabzonspor bundan önceki maçlarda olduğu gibi rakibine karşı baskın gelen taraf. fakat sonuca gidecek yollarda devamlı bir aksaklık söz konusu.
maç izlemeden yorum kasanlar pozisyonlara göz atabilirler.
aklı başında, olan bitenden haberdar eskişehirspor taraftarlarını tenzih ederek yazıma başlamak istiyorum.
dün son dakikada başakşehir'den yedikleri gol ile 2-1'lik bir mağlubiyet alan ve küme düştüklerini sanan bazı eskişehirsporlu taraftarların yaptığı söylenen stad yakma eylemi. yani ikinci bir 2 2 mi vakası. adamlar küme düştüklerini sanmışlarsa bile pek yanılmamışlar bu konuda aslında çünkü önümüzdeki hafta gaziantepspor kendi evinde antalyaspor'a kaybedecek eskişehirspor gençlerbirliği'ni yenecek falan da eskişehirspor ligte kalacak. ihtimal yok mu? var. ama küçük olarak görülüyor.
ee şimdi ilahi adalet demeden yapamıyor insan.
sen 5 sene boyunca şike hususunda taraftar bazında tek kelam etme, en ufak bir eskişehirspor bileşeni bildiri, eylem vs. hiçbir şey yapmaksızın 3 maymunu oynasın, tff denilen kurum şike yapan takımları cezalandırmasın, yalnızca ve yalnızca uefa'dan aldığınız 1 senelik men ile bu iş kapandı sanın.
gençlik yeni anayasa istiyorsa kesin bunu da istemiştir. yoksa dün olanlar davutoğlu hoca'nın başbakanlıktan ayrılması falan ne münasebet tayyip erdoğan'a bağlanabiliyor.
bebin adında bir çalışmasını youtube üzerinden yayınladı şu saatlerde.
iran kökenli olması sebebi ile zaten birçok problemden dert yanan bir kişi olarak bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de amerika'nın bazı müslüman ülkelerin vatandaşlarına uyguladığı giriş yasağından da muzdarip olmuştur.
tam konum vermek gerekirse trabzon-maçka arasında bulunan galyan vadisi'nin bir diğer kolu olan kuştul köyü civarında çekimleri yapılmış olan film. belki birkaç sahne yer olarak farklılık gösterebilir ve buna ek olarak boğa güreşi çekimlerinin artvin'de yapıldığı da bilinmektedir
içeriğe girmeden yorumlamak gerekirse sade bir hikaye ortaya koyulmuş. emanet bir diyalog, görüntü vs. yok. verilmek istenen her türlü mesaj tüm doğallığı ile yansıtılmış.
132 dakika boyunca ara vermeksizin hamburg film festivali'nde izledim filmi. sıkılmak şöyle bir kenara dursun bittiği an devamı gelmeliydi diye iç geçirtti bana bu film.
filme yansıtılan doğu karadeniz'deki bu yaşama oralı olanlar oldukça aşina olup kendilerinden mutlaka bir şeyler bulacaklardır. oralı olmayanlar ise mücadele-macera ikileminde gidip gelen doğal yaşama tanıklık edecekler. her mevsim çekim yapılmasından dolayı galyan'daki doğanın mevsimsel değişimi de eşsiz bir tat katacak buna.
niyaz'ın müthiş eserlerinden biridir. azam ali'nin büyüleyici sesi ve grubun ritmik öğeleri muhteşem bir araya getirişi ile birlikte defalarca dinlenesidir.
partisinin daha önceki tutumlarının dışında şike hususunda şehrin dikkatini çekecek ölçüde beyanlar vermiş bu beyanları şike suçlusu başkanının hala görevde bulunduğu takımca da eleştirilmiştir.
fenerbahçe'nin eski futbolcusu van hooijdonk'un kendi döneminde fenerbahçe'nin yarış içinde olduğu rakiplerinin rakiplerine yolladığı teşvik primi itirafıdır.
türk futbolunun 3 temmuz 2011 şike skandalından önce de bir lağım çukuru gibi olduğunun göstergesidir.
şimdi devam edin bakalım şampiyonluk hesabı yapmaya.
akp'nin sıkıştığı noktada ona kol kanat germek. iktidarda akp'nin olduğu tüm süreçte bunu gözlemlemek çok net ve açık. akp'nin olmayacağı iktidar olasılıklarında ise kendilerini vatan millet sakarya edebiyatı yaparken görmeniz mümkündür.
icraat?
yok. sadece konuşmak. tengri türk'ü korusun, ya sev ya terk et. ee başka? yok. bu kadar. ezberlenmiş ifadeler. akılcı, bilimsel çözümler? yok. vuralım kıralım. bak kardeşim başka insanlar da başka kültürler de var. saygılı ol. tanrı türkü korusun. iyi de olm tek tip yaratılmamışız, napalım? türkiye türkler'indir. iyi de birader lazlar da var. onlar hain değil zaten. kürtler de var. işte onlar hain. auuuu. auuu. şehit gelmiş. şehitler ölmez vatan bölünmez. iyi de kardeş bu kaçıncı şehit. hepsi ölüyor işte sen ölmez dedikçe. olsun. vatan bölünmez, türküm doğruyum çalışkanım. tamam birader türksün. en türk sensin de nasıl çözülecek bu işler? oturup konuşsak. olmaz bir araya gelmeyiz biz. ulan çözüm çözüm. ne mutlu türküm diyene. ya tamam ne mutlu da, insanlar ölüyor. nasıl olacak. hayinler, şerefsizler. türk'ün türk'ten başka dostu yok.
son derece kusursuz bir çalışma. meclise girecek olan partilerin bu tarz çalışmalarına baktığınız zaman hdp'nin şu çalışmasına yetişebilen bana göre yok. başarılı buldum.
