eski görevine tekrar dönen ethan,kara borsa taciri Owen Davian ile karşı karşıya gelir.atlattığı onca tehlikeden sonra karısı julia için yeni bir mücadeleye girişir.filmin sonlarında Owen Davian'ın araba çarpmasıyla yere düşen ayakkabısını görmek ise acayip bir tad verir.
yapmak ile yapmamak arasında kaldığım eylemdir.her nekadar içim içimi yese de gerek kendime gerek arkadaşıma olan saygımdan bir türlü elimi deftere süremedim.
izlerken bir kez bile korkmadığım korku filmidir.konusu ise :
paraya ihtiyacı olan 5 kişi garip bi davet alarak lanetli evde toplanırlar.davetiyede bu evde bir gece geçirmeleri sonucunda bir milyon alacakları yazar ve bu ev psikopat dr. vanacount'a aittir.geçirilen klasik korku maceraları sonunda sadece 2 kişi hayatta kalmayı başarır,ev tarafından ölenlerin de paralarını almaya hak kazanırlar.
elisha cuthbert'in hastası olmama,paris hilton'dan da bir kez daha tiksinmeme neden olan klasik korku filmidir.paris hilton'u ilk gördüğüm de bu kadını neden bir filmde oynatırlar ki diye düşünmüştüm,izleyince nedenini çok rahat anladım.
tekke edebiyatı,tasavvuf konusunu işleyen bir edebiyattır.eskiden tarikat adamlarının toplanıp,tarikat gereklerini yaptıkları yere tekke adı verilmektedir.tarikat büyükleri,tekkelerini dolduran kimselere telkinlerini onlar açık bir şekilde anlasınlar diye hece veznini manzumelerle yaptılar.işte bunların hepsine birden tekke edebiyatı denir.
bu edebiyat orta asya'da hoca ahmet yesevi ile,anadolu'da ise 13. asır sonlarında yunus emre ile başlamıştır.
ona göre ;'şiirin şiir olabilmesi için ölçü ve kafiyeye gerek yoktur. şiirde musiki yakalandığı zaman şiir olur.'
bu nedenle şiirlerinde ölçü ve kafiye kullanmamıştır.
içi acıyan insanın bir üst kademesindeki kişidir.bağırsa bile sesini duyuramayacağı düşüncesi sarar benliğini o anda.. ağlama krizleri bunun bir göstergesidir, kimi insanlar için..