evet ürkütücü bi durum daha. hep hayvan tıynetli erkeklerin işi bunlar amüniyim. ulan madem sevişiyorsun, üstüne bir de hatunun içine kaçak yapıyosun, ondan sonra ne lan sevdiğimden hep bunlar türünden maskelemeler. cehenneme çırasınız iradesiz ibneler. ondan sonra hatunu da kendinize râm ediyorsunuz. umutlanıyor kızcağız. kahroluyorum burda yeminlen.
bilmeyenler için ram kelimesi bendetme anlamına gelmektedir.
feminist sözlük kızlarına selam ederim, amatör boksörüm, beş vakit namaz kılıyorum. ilaveten,
efendim topuklu ayakkabı giyenler bakire değildir. yapılan bir araştırmaya göre bakire olanlar topuklu ayakkabı giydiklerinde kızlık zarları "tızzzık" ,"tızzzık" diye ötüyormuş. hani davul derisi gibi. çünkü topuklu ayakkabının yürürken yaratmış olduğu basınç ve ivme, kızlık zarının üzerinde sismik dalgalandırmalar oluşturmaktadır. tak tak tak diye topuk sesi bekaret zarlarını tırmalıyorumuş.
-kızım gene mi topuklu ayakkabı giydin bu sabah
evet anne ne olmuş yani.
-ama kızım kaç haftadır topuklu ayakkabı giyiyorsun. nee!! açtırdın dimi kutunu zilli?
ama anne öyle deme ya. ozan benim için özel birisi.
bir türlü kendinizi upgrade edemediniz lan. sürümünüzü güncelleyin biraz. işiniz gücünüz inanılan değerler üzerinden trollük yapmak. çüküprensler sizi. açın artık türkiye'nin önünü lan biraz. o ona inanır, şu şuna. ha kimi şo şekil giyinir, kimi bo şekil. kimse kimsenin garışmaya hakkı yoktur. lakin ki öyle değildir. siz bir entri ile başkasının inancını değiştirebildiniz mi lan bu güne kadar. yumurta kartonu kıvamındaki beyninizle saçmalamayın. beyninizi tokatlarım bak.
illa abd demiyoruz arkadaş. maksut; bu teknolojiyi elinde tutanlar. sibirya nasıl zamanında soğuk savaş döneminde hemde, rusya'dan para karşılığı abd tarafından satın alındıysa bu iş için de bulunur bir yol yöntem. tarih okuyun biraz, her şeyi neden sonuç ilişkisine bağlamayın mallar. neden malsın aha hadi bul sebebini. ben bişey diyomuyum sana. te elllağm yeaaa.
evet hacım çok önemli bir tespit. amına koyim necmettin erbakan öldüğünde bile en solcusu, allahsızı adamı göğe çıkardı. şimdi de laik ve seküler görüşü benimseyenler ibo'ya dua bekliyoruz tarzı haberler yapıyorlar. özellikle türkiyeyi bir kültür mozaği gibi oldukça hince bir maksatla nitelendiren cnn ve ntv. ulan ne karaktersizsiniz amüniyim. o zevk sefa içinde yaşayan, bir grup seksten diğerine koşan, kokain çekip reiki chigong kafalarıyla kendinden geçen ünlü dostları bile "tüm sevenlerinden dua bekliyoruz" diye açıklama yapıyorlar. tü amuntin rin tin tin.
anasının amı yani mili maça döndü ibonun sağlık durumu, ya da dans elemelerine. destek için sms fonlayacaz sanki oldu olacak. tanrım bu sms'i dua olarak sana gönderiyorum yoooğlur kabul et. send report geliyo mu lan bari. iboca, allah cezanı verecek diyecem ama zeka düzeyimi gösterir diye susuyorum.
kronolojik olarak da önemli olan vakıa. evet olay tıpkı defne joy'un ölmesi anında kendini alkol ve seks batağına vurmuş insanlar için "durun lan gittiğimiz yol yol değil, bakın ölüm hemen yanı başımızda pırıltılı hayatlar da söner gider" diye düşünüp silkineceği zaman hıncal'ın "su testisi" yazısını yazarak mevzuyu manüpüle etmesi gibisinden hadise.
şöyle ki; halkımız japonya'daki katastrofik felaketi izlediklerinde "dünya işleri yalan, bakın teknolojinin son devi bile yerle bir oldu" diye özellikle titre ve kendine gel kabilinden bir silkinme yaşayacakken, teknik ve teknolojik hagemonyanın doğayı galebe çalmasının unutulduğu şu günlerde yeniden bir russo'vari "doğaya dön" çağrısı beklenecekken ibo'yu vurdular. ve şimdi japonya afeti unutuldu. herkes ibo için el birliği yapmakta. onu konuşmakta. onu beklemekte.
bir kez daha tabiatın sesine sırt döndük ve kulağımızı kapattık. hep amariganın işleri amüniyim.
evet hemen giriyorum. defne joy foster olayı. hıncal, bir yazı yazdı geçenlerde. dedi ki önceden falling in love yaşardık aşkın çilesini çekerdik. şimdi making love. yani sikişmek. dedi ki sen evlisin, bebeğin var evde nasıl bir insansın alkol ve belki uyuşturucu barda tanıdığın adamın evine gidiyorsun. bence gayet haklı. magazin ayağına anasını siken oldu, oğlu yaşındakiyle sikişen oldu bu memlekette, sırf yolunu açıp meşru kılmak için.
ekşi yazarları sonsuz çağdaş über laik ve geniş gavatlık potantiası dafault olarak verili gelmişler ki hemen adamı kınadılar. maksat elbette çağdaş türkiye imajı bozulmasın. olm çok anarşistiz. kız eğlenmiş, dilediğiyle seks yapmış felan. ulan bu karınca kararınca siktiklerim şunu hiç hesap etmiyorlar. lan senin karın aynısını sana yaptı ne yapacan. ooh iyi ki sikişmiş gerçekten modern bir aileyim mi diyecen. hemen bilinçaltın su kaynatıp arabeske bağlar. bir şişe rakıyla kızın kapısına dayanırsın.
hıncal dedi ki su testisi su yolunda kırılır. gayet doğru, net. o gün tam 880 entri girildi hıncal'ın altına. herkes yerden yere vuruyo. kodumun ekşi yazarları da kendilerini şövalye sanıyo amk. su testisi su yolunda kırılır ama sizinki su yolunda kırılmıyo. nereye gittiğiniz belli değil. ne yolu belli değil. çok anarşisitiz hacım yeaaaa. he yarram he. ben de anarşistim amk doğar doğmaz anamı babamı bıçakladım. çüküprensler sizi. cinsel devrim olsun, anam, bacım bir de teyzem hariç kafası dimi. ben de geriye kalan halanızı su yoluna götüreyim. ama valla yalan yok, su yolu.
bir daha ekşiye entri yazmak için değil, mesajlaşma için dahi gireni siksinler.
evet dostlar bir muhteşem entride daha beraberiz. bakın kurtuluş savaşı zamanında cepheye gitmemek için bazı laz milletinden kişiler göt korkusundan ben hocayım diyerek savaşa gitmemiştir. o sebeple pek çok ilahiyatçı mesih ne sikimse tip lazlardan çıkar. haydar baş, bayraktar bayraklı, yaşar nuri, cübbeli vs. daha pek çok var. cephe gerisinde kalanlara devlet oranın asayişisini sağlayacak imam ve din adamı gözüyle baktığı için mantar gibi laz imam bitmiştir bu dönemde: kaynak için: kemal tahir.
ve kürtler. her zaman dinde abartıya giden kürtler. bakın bütün şeyhler bütün veli olduğunu zanneden deniler bu yöreden çıkmışlardır. taa iran'dan beri getirilen şia parmağı olsa da türkiyenin güneydoğu bölgesi lanetlidir. said nursi den tutun da, şeyh ayaklanmalarına kadar gider.
evet bendeniz sözlük alemlerinin en cici yazarı asla yadsınamaycak ve çürütülemeycek bir tarih tezini daha yazarak bu kangren olmuş bölgemize ışık tutmuştur.
önümüzdeki aylarda doğan kitap'dan çıkacak olan kitap. zamanında suny pressden yayınlanmıştı bu kitap amerika'da. hatta times dergisi uzun uzadıya tartışmıştı bu bahsi. jerusalem post'da neler neler yazılmıştı. neyse beyinleriniz hazır sözlük aleminde ve internet mollalığında pelteleşe dursun ben yazımı yazayım:
bu kitap mustafa kemal atatürk'ün bir kurucu yahudi dönmesi olduğunu anlatır. bununla kalmaz 1908 devrimi ittihad ve terakki ve 31 mart vakasının osmanlıyı bitirmek için yıllar öncesinden güdümlenen nasıl bir yahudi tertibi olduğunu savlar. bilindik mevzular. ama şevket eygi yahut yalçın küçük gibi her kımıldayan yaprağın altında yahudi parmağı arar gibi paronayak bir tutumla değil ciddi tarihi, bir nevi werner sombart sosyolojik tahliliyle icra edilir.
zamanında bu tarz şeyler yazıldığında herkes tehdit edilir, üzeri örtülür yahut öldürülürdü. ama şimdi yeniden moda olmasının sebebi elbette nurcu ve kürdist devrimin çok yakın bir dönemde türkiye'de yapacağı düzenlemelerden kaynaklıdır. çünkü tasfiye edilmesi gereken sadece bir hizip kaldı ve bunu aklı çalışan bir kaç kişi tahmin edebilir şu an.
evet olmadı lan, my friends hot mom aslında gayet iyiydi. ama neyse. adamı sikerler lan bu ülkede evliyimama uygunum.coma ne oldu biliyonuz değil mi. ki ben o zamanlar istanbuljigolo.nete üyeydim hem de platinium. napayım abi yaşını almış ve olgun hatunları çok seviyorum. sözlükte de varsa bunlardan pm atsınlar nütfen. arka camları siyah film kaplı beyaz reno toros arabam bile var.
ama bu gavurlar bu işi çok iyi yediriyorlar lan. acayip süsleyip püsleyip bariyerleri yıkıyorlar. örnek bir kaç tane bu tür videolar için verelim. ananı sınıf arkadaşın sikiyor işte amk var mı ötesi? o zaman sorgulayalım:
1) fredi çok sevdiği arkadaşı joshua ile birlikte neden evde ders çalışıyor?
2) tamam madem evde ders çalışacaklar, o anne neden evde peki?
3) hadi anne evde, neden mini etek ve göğüsleri açıkta bırakan bir elbise ile dolaşıyor?
4) fredi nasıl bir gavatdır ki arkadaşı joshua sözde ders çalışmak için eve gelince hemen dışarı çıkıveriyor?
5) joshua sen nasıl bir misafir götverensin ki, arkadaşının evden çıkmasıyla tüm evi dolaşmaya başlıyorsun? otur lan oturduğun yerde yavşak.
6) ey anne olacak kadın ! neden ya evin banyosunda ya da mutfağında çıkıyorsun sen?
7) ve sen kadın, neden evde banyoda mutfakta sürekli domalır vaziyettesin? sürekli bir şey arıyormuş da eğilmiş tribin usandırdı artık.
8) ve sen joshua! sen nasıl bir arkadaşsın, dostsun ki, arkadaşın fredinin annesini evire çevire düzüyorsun. az evvelki utangaç kolej öğrencisi nasıl barbar bir tokmakçıya dönüşüyor? ve sen nasıl bir öğrencisin ki her yeri dövmeli ve kürek gibi penisli biri çıkıyorsun?
9) ve sen anne olacak kadın ! nasıl bu kadar arzuyla oğlun yaşındaki biri tarafından küskülenmekten haz alıyorsun? bakıyorum da koskoca fredi gibi evlat vermişsin ama vücutta deformasyon yok. humm memeler de çok dik, kümbet de sağlam. sen nasıl bir insansın ey anne olacak kadın?
10) ve sen ey gavat oğlu gavat fredi. neden iş bitince eve geliyorsun lan sen. ve nasıl bir doğuştan pezevenk ruhlusun ki hiç bir şeyden şüphelenmiyorsun?
ist üni alman dili edebiyatı anabilim dalı yard doç ünvanlı akademisyen. özellikle postmodern düşünce üzerine çalışmaları ve yetkinliği ile bilinir. türkiye yakın tarih okumaları, incelemeleri de vardır kendisinin. yüksek lisans tezi cinsel iktidar üzerinedir. kültürlerarası çalışmalarını keşke yapmasa dediğim ama felsefe ve edebiyat birikimine hayran olduğum insandır kendileri.
yoğun ve düşünsel olarak meşgul olunmadığı zamanlarına denk geldiğinizde şimdiye dek hiç ayıkmadığınız şeyleri size hiç bir efor ve süslü cümle sarfetmeksizin farkettirebilme yodası. ve daha bir sürü şey.
paradokstur. hem de en iğrencinden. tabi yok senin memleketinde deniz falan nerden bilicen lan martı kuşunu? havada görseydin market poşeti zannederdin. şimdi geliyorlar istanbul'a martılara simit atıyorlar. ulan siz gelmeden o martılar balık yiyodu amınakoyayım be. evrim eşiğini siktiniz.
inanmayanlar araştırsın istisnasız istanbuldaki tüm midyeciler mardinli. ve sen kendi kafana göre midye tezgahı açamıyorsun nasıl bir mafya sistemi ise. hatta geçen sene doğulu olmayan bir midyeciyi sirkecide bıçaklamışlardı.
yadsınamaz gerçek. bildiğin monopoldür. her türlü kaçakçılık, yakalananlar gırla. ben de uyuşturucu satmak istiyorum onu bunu zehirlemek istiyorum doğulu tanıdığı olan yok mu yeaa.
türkiye'yi bekleyen tehlikedir. tehlikenin farkında mısınız diye geyik yapmayacam cumhuriyet ağzıları felan. yani gerek bu referandum sonucunda artık kendisinden icazet alınmadığı takdirde hiç bir şeyin yapılamaycağı bir nurcu sıklet merkezi aşikar oldu. ve emin olun tüm ibreler bunu gösteriyor artık. said nursi'nin medresetüzzehra projesini bilenler bilir. şimdi her şey bu iki popüler dinamiğin misak-ı milli snırlarını aşarak birleşmesip evlenmesine kaldı. galiba fethullah sırf bunun için türkiye'ye dönebilir.
çok afedersiniz ama şeftali üzerindeki tüyler gibidir. yani babasından tırstığndan mıdır nedir, onlara jilet vuramaz canım ya. fırça gibi uzarlar çinli bir dedenin koltuk altı tüyleri gibi. hem ipeksi hem dolgun. yok lan o blendax reklamıydı.
not: ortaokullu değilim. sözlük kızlarına selam ederim beş vakit namaz kılıyorum.
genelde renkleri yeşil felan olur üzerinde sadece içre-monte fotoları değiştirmek için yegane işlevli tek düğmesi bulunur. objektif felan hep yalandan lan. kutsal toprakların fotoları vardır genelde içinde. o değil de dayım gitmişti benim bi kerem. bah yiğenim sağa ne getidim felan dedi. veriştirdi elime. ibne dayım. içinde porno görüntüler vardı lan. olm orası kutsal toprak lan ne sikime gidiyon o zaman diye sordum. yani sormadım tabi aslında hoşuma gitmişti vay be dayı çok ilginç yerler gerçekten de dedim. sonra öbür cebinden de porno resim baskılı iskambil kağıdı çıkardı bi deste. pişpirik gapışak mı la yiğenim dedi. ama bu kadarını kaldıramazdım artık. çok iğrenç resimlerdi hep. ama özümde hayvan olduğum için ya dayı gene yenicem kendini öğren de gel diyerek hemen gaza getirip oyuna oturdum. sonra dayımı bir daha görmedim tabi. arabistan'a yerleşmiş. yıllar geçti dönüşünde televizyonlu taso getirdi bana. siktir git homuğa gorum yaşım 25 olm dedim. ailecek pistik yani kısaca da uzattım işte.
okulların açıldığı şu günlerde sıkça rastlanan dramdır. kader gene ağlarını örmüş amk. bu zavallılar metroya binmeden önce cool görünme egzersizleri yaparlar önce. ama bu sadece metroya binene kadar. kapıdan içeri bavulunu sürüklerken ezilip büzülüyo bildiğin. ama etrafını siklemez devam ediyo. başka zamanlarda kızların olduğu klana doğru ısrarla göç eden ünili varlık şimdi bir yaban gibi kızlardan kaçıyor. neyse bavulunu yerleştirdikten sonra hiç oturmaya yahut boş yer var mı diye bakınmaya dahi kasmıyor.
hemen gene cool kasmaya devam ediyor. bir isveçli yahut finlandiyalı turist tiribine yatmak istercesine dışarıyoı felan izliyo. aa surlar, kalaler felan çok ilginç gerçekten. laaan !! yer mi bunu sikikcan. bu da tutmayınca iphoneunu ipodunu felan çıkarıyo cebinden. ondan sonra bavulunu içine sindirdiğinden olsa gerek artık yok telefon açıp ev arkadaşıyla gürültülü konuşma yapıyor, yüksek sesle gülüyor. olm ayarlayın lan odamı emlakçıyı kandırdınız dimi tı tıtı çılgınsınız hacım. olm içiyok mu la bu akşam he lan taksim yapak.
çok salaksınız biliyonuz değil mi aspirin kadar beyniniz yok lan. bi de üni kazanmış. kaç yıllık evladım 2 yıllık değil dimi? keh keh keh.
nasıl oldu da şu 80senelik kısacık ömründe güzel Türkiye'miz bir ton değişik kılıklara bürünen insanlarla karşılaştı. nasıl meseleler bu kadar kısa süre içersinde türlü şekillerde ufalandı ve bölündü? sonuçta herkesin ailesinin geçmiş kuşağında bir tesettürlü büyük bulunur. sorun bu değildir zaten. sorun, günümüz türbanlılarının (bir kısmının) bir serseri şarapnel parçası haline dönüşmeleridir. tüm bunların sebebi tıpkı tarafın da söylediği gibi 80 sene siz bizi fişlediniz (yani sıktınız), şimdi de biz sizi fişliyoruz sözünden anlaşılabilir. türlü bilinçli graham fuller baskılarıyla türbanlılık bir öcü haline getirildi. bu klikler, türban yoktur, anadolu tipi yemeni vardır diyen sonsuz laikler ve belirli günler ve haftalarda penceresine Atatürk portresi asanların eli altında ezildi. burada şu 'x' bilinmeyeni çok önemlidir. ezenler de bilinçli bir şekilde ezmediler bunları. 'la haine' filmindeki tuvaletteki kısa boylu adamın sözlerini bilmediklerinden ezdiler. sonra 'y' bilinmeyi devreye girdi bilindiği üzere. akp geldi. zamanında özal ile temelleri atılan liberal islamcılık, önce naif saadetçilerin, ardından gemi azıya almış nurcuların "bir müslüman önce zengin olmalı" mottosuyla çığlık çığlığa orgazma ulaştı. şimdi tutabilene aşk olsun. kah sünnet törenlerine helikopterle inmeler, kah çeyiz hediyesi olarak şirket yöneticiliği teslim etmeler, kah şaşaalı tesettür defileleri almış başını gitmiş. ha bu demek değildir islamcılar fakir olsun, zebunluk içinde telef olsunlar. ama sonuçta sizin bazı düsturlarınız yok muydu lan, yoksa bizi mi yediniz, taa cumhuriyet zamanından bu yana. niye protestanlaştınız birden? Türkiye'de suni sıkıştırmayla ve onlarca yıl öncesinden yaratılan sözümona zor zamanlarda hep bir mehdi çıkar. ölenleri mezarlarında bırakmak gibi bir şeyi bilmediğimiz için bu önder olarak sunulan kişiler, önce geçmişten tevarüs edilen bir ideolojiyi sahiplenir? ardından bu mirasyediler sonsuz bir yobazlık ve kütlükle kimi odaklar tarafından taçlandırılıp ilahlaştırılır. artık gelsin başörtüsü fetişizmi, gitsin imamhatip sendromu, gelsin "bunların hepsi israil'in işidir" bilinçaltısı, gitsin hanzala t-shirtleri.
sonuç belli. "x" ve "y" bilinmeyenleri artık "içler-dışlar çarpanlarıyla" birbirlerini götürmeye hazırdırlar. çünkü artık "ne yaptınız bize" diyen bir "emine şenlikoğlu" vardır, bir kapı kapı gezip asla Türkiye'de eşi menendi görülmemiş bir türban bağlama stilini yaygınlaştırmaya çalışan yahudi asıllı alman maria destekli "şule yüksel şenler" vardır. idolleştirilen ve sürekli eşarbı boyuna bir yelkenbezi gibi indirilmiş "nazlı ılıcak" tarafından desteklenen "merve kavakçı" vardır. paha ve lüks düşkünü "adnan oktar", hâla davası süren kokainli grup sex ayinleriyle dini buluşturmaya çalışmaktadır. diğer yanda "tekbir giyim", ilk defa eşarplı kızlara ruj ve allık sürerek bedene taş gibi oturan adeta konsomatris türbanlı kadın imgesi yaratmaktadır. bütün bunlar olup biterken "x" bilinmeyeni de boş durmamıştır. sürekli irtica tehlikesini hortlatmıştır, imamhatip sorununu adeta bir kangren haline getirmiştir. sürekli aczmendi dergahlarının gözlere sokulmasıyla ve laiklik elden gidiyorculukla, payda eşitleme "istiap" hacmi, olanak sınırlarını aşacak derecede genişlemiştir ve elbette ki toplumsal dayanışma örgütleri ve dernekler. burası da böyle bir ülke işte. ne olmuştur? bütün içerik unutulmuştur. "fethullah gülen" in kanada'dan verdiği icazetle pantolon giyilebileceği ve daha modern olunabileceği öğrenilmiştir. çünkü mühim olan cemaatin her yere sızabilmesiydi. solun her şeyin özünü unutup yeşil parkayla özdeşleşmesi gibi, sağ da sadece dış görünüşle türbanla özdeşleşti. ezilen olup iyice dile dolanmış ötekileşme lafının ekmeğini yemek en kolayıydı. ve bu başka odakların da işine geliyordu.
artık her şey rayına oturmuştu. ilahiyat fakültesine, "ulan ben buradan mezun olduktan sonra nasıl ekmek bulacam" diye erkekler gitmezken 90/10 oranında kızlara kaldı ilahiyatlar. zaten ne idüğü belirsiz bir amaç uğruna açılan ilahiyatlar artık aydın türbanlı kadınlar yetiştirecekti. ve meyveleri alınmaya başlandı. artık kendisini kuramlarla eğiten, kah ibn-i arabi dersleri alan, kah kelam öğrenen kadınlar baş gösterdi. içki içenleri oldu, türlü şeyler yapanları oldu ama türbanlarından vazgeçmedi hiç biri. o inanmış oldukları din, tüm metafizik derinliğinden arındırılıp sadece şekilden ibaret oluverdi. namaz, oruç ve zekat toplumsal uygulamalardır diyen islamcılar çıktı. ciyzıs kırayst tanrım. "esra elönü", "ayşe arman"ın "bu sizce islami bir örtünme midir" sorusuna "evet kesinlikle" diye cevap verirken, bir uzaylı gibi görünüp, alabildiğince sürmeli emo gözleriyle ve baterist tipi ucu kesik siyah eldivenleriyle programdan programa, köşe yazarlığından radyo yayınlarına koştu. "başımı bir kesekağıdı gibi açmadan ne kadar açılabilirim"in çıtasını dahi zorlamaya çalışan bu kızcağız, bana kibritçi kızın karda üşüyen soğuk ellerini hatırlattı. "babam beni imamhatipe verdi ama bundan çok mutluyum" diye başlayan geçmişiyle barışık kalma çabaları kitap karıştırmacılık ve "gaza gelip leonard cohen dinliyorum, gaza gelip namaz kılıp rahman suresi okuyorum” a dönüştü. elbette bunlar onların hakkıydı. bastırılmış bir kalem yayının atması gibi her yerde çoğaldılar. Türkiye'nin ilk türbanlı spikerleri "kübra doğru" ve "serpil öcalanlar" başörtülerini attılar. fakat bunlar baş örtülerini atmadılar. emin olun şu an bir peygamber gelse ve dese ki "size cenneti vaat ediyorum ama tesettürden çıkmalısınız, artık tanrı'nın gözünde başörtüsü haramdır" son peygamber tâbisi olmalarına rağmen, gene de revize ve reforme ettiğini iddia eden önder bildiklerine dört kolla sarılır ve gene başlarını açmaz bunlar. çünkü sultalarını kurmuşlardır bu güruh.
kendilerine yeni bir din kurup başörtüsü takmak helaldir diye fetva savururlar. çünkü artık başörtüsü onların her türlü ve her yere çekerek kullanabilecekleri bir simgeleri olmuştur. tüm bu ayak diremelerini yaparlarken de kendilerini hala tanrı'nın bir mücahidi gibi görürler. ve artık "nihal bengisu karaca" ve "fatma karabıyık barbarosoğlu" çıktı sahneye. evlensem bile kızlık soyadımı taşırım diyen islamcı feminizm başlatıcı bu kişiler birdenbire tuhaf türban bağlama ile eski domestic ablalarının dibine kibrit suyu döktüler. tabi modanın saatli bombasının tiktakları artık durmuştu. ve çıkan patlamada çevreye bir ton sıkmabaş saçıldı. bunlar kafalarını "saçlarınızı deve hörgücü gibi yapmayın" ve "ayaklarınızı başkalarının duyacağı şekilde yere vurmadan yürüyün" emirlerine rağmen kafalarını adeta bir devekuşu gibi kapattılar. kafaları örtülü ama arkaları açık, halhal adetinin bile kaldırıldığı bir din düzeni içersinde apartman topuklu seksi çizmeler giyildi. ve önceki saatli bombanın tiktakı, bu çivi topuklu ayakkabıların tak-tukuna karıştı. ve maalesef gelinen nokta itibariyle Türkiye'nin yakın geçmişi bu oldu. artık önleri alıncak mıdır, hayır alınamaz. olan bir ton hala naif ve zararsız bir şekilde inancını yaşayan muttaki müslümanlara olmaktadır. ve bu taşın altında her zaman olduğu gibi gene onlar ezilmektedir.
interkulturelle literatur bağlamında okuduğum gülten dayıoğlu kitabında geçen usuldür. çok sürreal lan. allah belanızı versin amk. bulaşık teli ne it.
gülten dayıoğlu'nun geride kalanlar adlı kısa anlatı kitapçığında 11nci hikayede telli ümmühan öyküsünde geçmektedir bu. telli ümmühan ismi de oradan gelmektedir. bulaşık teline benzer bir teldir vajinaya sokulan şey. maksat ise doğum kontroldür. evet hayalgücü gelişmiş insanlar için geliyor:
kıvırcık saç gibi telden bir yumaktı. s: 169
ümmühan'ın çocuk yolunu, bir yumak tel ile tıkamışlar. ceryan teliymiş, telefon teliymiş. gelin teliymiş. s. 169
karımın içindeki tıkacı istemiyorum doktor bey. s: 173
hoyratça bi eylemdir. adeta sevgiliyi hor kullanmaktır. şimdi siz bazı ultraduygusal ve taçsız metin oktaylar hemen ohaa yabanimisin diye sorucaksınız ama değil işte bir ton köy romanında geçer. kemal tahir köy insanlarını oku meselam.
neyse diyeceğim odur ki yapmamamak lazımdır; sonra banyo fayansı gibi oluyo sevgilinin etleri. gerek yok. bu kadar yabani olmanın ne lüzumu var. gel yabani gülyabani el bana ben sana deli. hakkatten öyle bi şarkı vardı lan.
alayı eski müseccel çirkinlerden oluşan kadro. yani herhangi bir seksilik söz konusu dahi değil. ürkütücü hacı. sabah uynadığımda yatağımda olsalar düşerdim yani. o yüzden aslan alıyorum koynuma her ihtimale karşı gelirler diye.
bir grup eril sancılar içinde olan türk rakırları. revenge of ergens. oha lan bir anda hepsini birden düşündüm de böyle üstüme üstüme geliyorlar. bak kakam geldi yani o derece.
elinde kemençesiyle yardıran dayıdır. bildiğin rize'li ya da artvin'li. upuzun burnu en başat fark alametidir. o değil de dayı paso ben seni sevduğumi de tüm dünyaya bildurdum ve oy asiyeden mi oluşuyo lan reperteuarın. hani bunlar hep kolpaysa bilelim. nemrudun kızı da çalabiliyosan ölümsüz olmuşsun demektir.