doktora gidilir, muayene olunur, reçete alınır, eczaneye gidilir.
iki dandik ilaç için ödenecek meblağ 17.5tl dir. eczacıya ilaçları reçete olmadan alsak ne kadar ödeyeceğimiz sorulur alınan cevap 9 tl dir.
onlar konuşur ak parti yapar.
sıkılarak izlediğim aksiyon filmi. sanki birbirlerine yumruk atan, yerden yere vurulanlar insan değilde robot. öyle ki birinin kafası kopsa boynundan kablolar çıksa kimse yadırgamaz.
aksiyonun dibine vurmaktan yaralanmayı unutmuşlar.
ülkem insanı futbol, basketbol, voleybol...vs müsabakalarına bağırıp çağırıp küfür edip stres atmak için gider. bu kural en pahalı tribünde oturan zenginden, en ucuz tribünde oturan orta halliye kadar aynıdır ve değişmez. tenis biraz tiyatro gibi izlendiğinden ve gidenlerin çoğunluğu yukarıda yazdığım nedenden dolayı gittiğinden avrupada oynanan tenis maçı gibi olmaması doğaldır. zamanla bunada alışırızdır, bunuda aşarızdır.
birde ''düşünmeyen insan'' vardır. düşünmezler ama bilirler. çünkü onlar için kolay olan budur. düşünmeyen biri birşey duyar, sonra onu düşünmeyen başka bir insana söyler. bu şekilde bir kitle oluşur, büyür. insanın sinirini tavana zıplatır. konuşsan anlamaz, sussan olmaz. en iyisi konuyu değiştirmek.
çalıştığım iş yerinin işleri bozulduğu için eleman çıkaracaklar. benim de askerlik durumum var (tecil tecil bir yere kadar) hal böyle olunca, benimle bir arkadaşıma çıkış verdiler. biraz da tazminat. tazminat borçlara gitti, askerlik işi'de 6 ay kadar daha uzadı. ay başlarında işkurdan tam hatırlayamadım yaklaşık 160 lira felan işsizlik maaşı alıyorum. (parayı'da elde tutmasını biraz bu sayede öğrendim) iş yok, para yok, mevsim kış can sıkıntısından yanıma mp3 çalarımı alıp dışarıda saatlerce yürüyorum. ay başına 3-4 gün cebimde'de 1 lira var yine böyle yürürken karnım acıktı, cebimdeki son 1 tl ile bim'den bisküvi aldım oturdum kaldırıma yedim. eve gittim para edecek birşeyler ararken çekmecede 2 tane akbil gördüm. aldım onları akbil doldurulan yere götürdüm adam bana tanesi 6 liradan 12 lira verdi. o 12 lirayla ay başını getirdim.