üzülerek görmekteyim ki kimi yazarlar trafiğin felç olmasından, hayatın durmasından falan bahsediyorlar. bilmeyenler için küçük not: türkiye dı$ındaki çoğu avrupa ülkesinde 1 mayıs resmi tatildir. türkiye i$çi haklarından tırsan amerika bağımlısı bir hükümete sahip olduğu için, türkiye'de tatil değildir.
emeği sömürülen i$çinin, sürülen öğretmenlerin günüdür 1 mayıs. bir kova ter akıtıp 2 kağıt para alan, emeği harcananların, sömürülenlerin, proleteryanın günüdür 1 mayıs. bu kadar zulümü, bu kadar çileyi çeken insanların, bir gün için seslerini yükseltmesi, bir gün için kendilerini ifade etme özgürlüğüne kavu$abilmeleri bile sizin o çok önemli trafiğinizi kitliyorsa, kusura bakmayın sizi burjuva olarak adlandırmak zorunda kalacağım.
emekçi olanlar ve emekçinin yanında olanlar bilir 1 mayısı. bir günlüğüne trafiğin kitlenmesinden çok daha önemli $eyler içerir 1 mayıs.
not: trafiğin kitlenmesinin nedeni basında yansıtıldığı gibi sendikaların suçu değil, aksine görevini yeterince iyi bir $ekilde yerine getiremeyen belediyenin ve 1 mayıs'ı resmi tatil ilan etmeyenlerin suçudur. sendikalar zaten yeterince i$birliği içinde bulunmaktadırlar, zira taksimde gösteri yapmak için bile ne zorluklar geçirmi$, ne dayaklar yemi$ emekçiler vardır...
i$çilerin tek yürek olacağı, yüksek katılım olacak bir gündür 1 mayıs 2008. hepinize ve trafiğinize hayırlısı.
(bkz: tamirci çırağı)
yurdumda yapılan en büyük anlatım bozukluklarından biri.
$öyle ki, alkollü araç diye bir $ey yoktur, alkollü hem sıfat hem de zarf özelliği ta$ıyan bir sözcüktür ve aslında cümlede kullanılma amacı zarf iken sıfat olarak kullanılmı$tır.
doğru $ekli ise alkollü iken araç kullanma ya da aracı alkollü kullanma dır.
trafik polisinin dü$tüğü hatalara dü$meyelim diyor, hepinizi gözlerinizden öpüyorum.
sözlüğün en güzel teması, turuncu ve siyahın enfes kayna$ması, an itibariyle taparak kullandığım tema. portakal gibin lan.
(bkz: allah razı olsun dayı)*
kavrayamadığım güzide moderasyon. $ahsımın üyeliğini gözden geçirmeyi dü$ünen kurum. günde ortalama 10 tane entry'i imla düzeltmesi için özel mesajla uyarmaktayım, edit ahlakı üzerine dötümü yırtmı$ konumdayım, tanımsız entry yazmıyorum, yanına küçük yorumlar ekliyorum.
üzülerek görmekteyim ki, çemberi daralan moderasyon.
bir gece ansızın silik olabilirim, tıpkı yoksa yamuluyor muyum gibi. heyecanla ilerideki kararlarını bekliyoruz. format'a hakim olmak mı? moderatörlerin hatalarını tek tek çıkarıp dökmek zorunda kalmayacağımı ümit ediyorum. herkes hata yapar, bir yazarın 1200 entry'lik accountunu silmek kolay olmamalı...
ing. tuğla, argo'da çakma kokain.
ayrıca 2005 yapımı Rian johnson imzalı bir film noir, bir dedektiflik öyküsü. film genç bir adamın sevgilisinin ölümü üzerine yaptığı ara$tırmalarla uyu$turucu sektörüne giri$ini anlatıyor. mükemmel sahnelerle donatılmı$ iyi bir hikaye. Joseph Gordon-Levitt Brendan Frye rolünde, Nora Zehetner Laura ve Lukas Haas the pin rolünde. filmde lost'un claire'i Emilie de Ravin var.
sürekli bir anlama yeteneğinden bahseden yazarlara ithafen:
maddeler yaratılmaz, fikirler yaratılır. türk hissetmek diye bir $ey yoktur kurban. yarım saattir yazdıklarının antitezlerini yazıyoruz, sen hala i$in osuruğundasın.
ha $u ayrı bir sorunsal, sen 2 ya$ındaki kürt çocuğu pkk'dan, veya 9 aylık alman bebeği yahudi soykırımından sorumlu tutuyorsan, ben zaten $apkamı alır çeker giderim. biraz empati.
referans: önceki entryleri soru cevap $eklinde okuyan yazarların tam anlamıyla anlayacağı eylem. önyargısız, tabii önyargısız bir insan dünya üzerinde mevcut ise.