Mr Big in hayata fon müziği olacak türden parçası *
i used to dream of only you
now i don't do that
i used to miss talking to you
oh, now i don't do that
since you've been gone i learn to stop
try to hold on
because there's not one night
one single day
that i wouldn't give to you
so with all my might in every way
i'll try to forget you too
i thought you could tell me anything
yeah you used to do that
get me inside of everything
yeah you used to do that
never to change at least i thought
it feels so strange
because there's not one night one single day
that i wouldn't give to you
so with all my might in every way
i'll try to forget you too
loneliness may come knocking at my door
where i'm coming from that don't phase me anymore
time has shed a little light on where i'm supposed to be
there ain't no use in thinking you'll come running back to me
hanson isimli karı kılıklı üç kardeşin oluşturduğu müzik grubunun mmm bop adlı parçasında asıl kastettikleridir. emperyalizmin gözü kör olsun işte. cık cık cık!
9 ağustos 2007 perşembe akşamı * balcalı* kampüsüne giden turuncu otobüslerden birinde koltuğun arkasında görmüş olduğum slogandır. * yanında da bkz:charlotte yazıyordu. hangi sözlükten ola ki?
insanların birbirilerine şiir armağan ettiği, yerin göğün şiir dolduğu gündür. **
ey nevruz ayağına ortaya çıkıp çeşitli amaçlar için şov yapan arkadaşlar!
bırakın kavgayı, küskünlüğü, dargınlığı...
şiire sarılın. iç sesinize tercüman olsun hoş mısralar.
basmakalıp anlamına gelen stereotype sözcüğünden de anlaşılacağı gibi; bir kavramı, onun yalnızca bir örneğini ele alarak klişeleştirmektir. hemen bir örnek verelim:
herşeyin hesabını kitabını yapan, tasarrufu seven hatta cimri bir arkadaş vardır. bu arkadaş kayserilidir. bundan yola çıkarak her yeni tanışılan kayserili için cimri demek, kayserili tüm vatandaşları kalıplaşmış bir profile oturtmaktır. buna kişiler arası iletişimde stereotyping denir.
bir pazar günü umutsuzluk ve sıkıntı içinde oturmuşken evinizde, dışarıda sinir bozucu güzel bir hava, cıvıl cıvıl öten kuşlar, neşeli insanlar varsa; ama siz çaresiz ayrılıklardan, içinizde kalmış sözlerden dolayı nefes almaya bile mecaliniz olmadığını hissediyorsanız; " keşke hep yağmur yağsa, hava kapalı olsa!" diyorsanız, işte size pazar gününüzü sele dönderecek bir keith urban parçası. sözleri şöyledir:
It ticks just like a Timex
It never lets up on you
Who said life was easy
The job is never through
It'll run us 'til we're ragged
It'll harden our hearts
And love could use a day of rest
Before we both start falling apart
I Pray that it's raining on Sunday
Stormin' like crazy
We'll hide under the covers all afternoon
Baby whatever comes Monday
Can take care of itself
'Cause we've got better things that we can do
When it's raining on Sunday
Your love is like religion
A cross in Mexico
And your kiss is like the innocence
Of a prayer nailed to a door
Oh surrender is much sweeter
When we both let it go
Let the water wash our bodies clean
And love wash our souls
I Pray that it's raining on Sunday
Stormin' like crazy
We'll hide under the covers all afternoon
And baby whatever comes Monday
Can take care of itself
'Cause we've got better things that we can do
When it's raining on Sunday
Ooh, oh oh
When it's raining on Sunday
When it's raining on Sunday
Let it rain *
" hııı!!! bak benim içime doğmuştu bu." anlamında kullanılan cümledir.*
* ayrıca hoş mu hoş bir calla parçasıdır. kendileri der ki;
As far as I know
Let it go
'Cause its never quite what it seems
You should know, but u dont
As you dropped yourself to your knees
It dawned on me
See what I mean
Just say please
There was no one else there but me
You should know, but you dont
As he slaps you upside the face
Now I see, I believe
Gotta bruise that adores your cheek
It dawned on me
See if I wanted in I'd agree
That it pays to be more like you
Well u know
And it shows as you dropped yourself to your knees
It dawned on me
ing. yanılgı, yanlışlık anlamına gelen sözcüktür. insanların genellikle doğru olarak benimsediği şeylerin aslında yanlış olması durumunda kullanılır. *
(bkz: disbelief)
(bkz: misconception)
işlemde ya da eylemde hata anlamına gelen error ve mistake den farklıdır.
" blues um geldi." dediğinizde dinleyebileceğiniz ve muhtemelen ilk sırada olacak kalp sıkıstıran ray charles parçası. elton john da söylemiştir ama ben sevmiyorum.
Born to lose, I've lived my life in vain
Every dream has only brought me pain
All my life I've always been so blue
Born to lose and now I'm losing you.
Born to lose, it seems so hard to bear
When I wake, and find that you're not there
You've grown tired and now you say we're through
Born to lose and now I'm losing you.
bayram ve yılbaşının çakışmasından kaynaklanan organizasyon yokluğunun kurbanı olarak evde aile ve akrabalarla yemek yiyip, kadere içip yine de " bu sene de böyle olsun bakalım." demek suretiyle yeni yılı odanın kapısından karşılamaktır.
bilgisayarda ödev hazırlanırken aniden kesilen elektrik karşısında verilen ilk tepkinin, derhal ayaklanıp mum almaya gitmek olmasıyla, iki adım attıktan sonra ne yazık ki imkansız olduğu anlaşılan ve oracıkta yere yığılıp ağlayıp sızlanmaya başlanan , teknoloji devri- taş devri sentezi eylem.
mp3lerine bir türlü ulaşamadığım, ancak videolarını youtube da bulabileceğimiz, 90larda anlaşılamamış; ancak bir ortaya çıksa hele*ortalığı yıkacak lezzette ve kalitede müzikler yapmış karizmatik adam.