spartakus
529 (sözlük idol)
üçüncü nesil yazar 2 takipçi 38.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    not one night

    1.
  1. Mr Big in hayata fon müziği olacak türden parçası
    *
    i used to dream of only you
    now i don't do that
    i used to miss talking to you
    oh, now i don't do that

    since you've been gone i learn to stop
    try to hold on

    because there's not one night
    one single day
    that i wouldn't give to you
    so with all my might in every way
    i'll try to forget you too

    i thought you could tell me anything
    yeah you used to do that
    get me inside of everything
    yeah you used to do that

    never to change at least i thought
    it feels so strange

    because there's not one night one single day
    that i wouldn't give to you
    so with all my might in every way
    i'll try to forget you too

    loneliness may come knocking at my door
    where i'm coming from that don't phase me anymore
    time has shed a little light on where i'm supposed to be
    there ain't no use in thinking you'll come running back to me
    0 ...
  2. mmm buyuk ortadogu projesi

    1.
  3. hanson isimli karı kılıklı üç kardeşin oluşturduğu müzik grubunun mmm bop adlı parçasında asıl kastettikleridir. emperyalizmin gözü kör olsun işte. cık cık cık!
    1 ...
  4. hepimiz sozluguz

    1.
  5. 9 ağustos 2007 perşembe akşamı * balcalı* kampüsüne giden turuncu otobüslerden birinde koltuğun arkasında görmüş olduğum slogandır. * yanında da bkz:charlotte yazıyordu. hangi sözlükten ola ki?
    0 ...
  6. bioluminescence

    1.
  7. ing. canlı bir organizmada meydana gelen kimyasal reaksiyon sonucu ortaya çıkan ışıktır. yakamoz dedikleri olay işte.
    0 ...
  8. phosphoresence

    1.
  9. yakamozun ingilizcesi. bir söylentiye göre asıl adı bioluminescence mişmiş.
    1 ...
  10. fool proof

    1.
  11. aptallar geçemez, aptal geçirmez anlamına gelen sıfattır. işletmen varsa kapısına, girişine falan yazacaksın bunu. karizma olur. **
    1 ...
  12. spartakus

    1.
  13. hediye paketinden cicili bicili bir gammaz butonu çıkmış, sevindirik olmuş yazar.
    1 ...
  14. discrepancy

    1.
  15. ing. fark, ayrılık, uyumsuzluk, çelişki.
    2 ...
  16. 21 mart dünya şiir günü

    1.
  17. insanların birbirilerine şiir armağan ettiği, yerin göğün şiir dolduğu gündür. **
    ey nevruz ayağına ortaya çıkıp çeşitli amaçlar için şov yapan arkadaşlar!
    bırakın kavgayı, küskünlüğü, dargınlığı...
    şiire sarılın. iç sesinize tercüman olsun hoş mısralar.
    0 ...
  18. olm adana da zirve yapalim lan zirvesi

    1.
  19. bahdeniz tarafından 22 martta yapılması planlanan ancak katılan yazar sayısı* tarih yaklaştıkça azalan* boynu bükük zirve.*
    *
    0 ...
  20. annenin cocuguna sarilip kunde atmasi

    1.
  21. annemle abimin küçükken oynadığı ayı* ile aslan* güreşlerinin bir parçasıdır.*
    1 ...
  22. stereotyping

    1.
  23. basmakalıp anlamına gelen stereotype sözcüğünden de anlaşılacağı gibi; bir kavramı, onun yalnızca bir örneğini ele alarak klişeleştirmektir. hemen bir örnek verelim:
    herşeyin hesabını kitabını yapan, tasarrufu seven hatta cimri bir arkadaş vardır. bu arkadaş kayserilidir. bundan yola çıkarak her yeni tanışılan kayserili için cimri demek, kayserili tüm vatandaşları kalıplaşmış bir profile oturtmaktır. buna kişiler arası iletişimde stereotyping denir.
    1 ...
  24. raining on sunday

    1.
  25. bir pazar günü umutsuzluk ve sıkıntı içinde oturmuşken evinizde, dışarıda sinir bozucu güzel bir hava, cıvıl cıvıl öten kuşlar, neşeli insanlar varsa; ama siz çaresiz ayrılıklardan, içinizde kalmış sözlerden dolayı nefes almaya bile mecaliniz olmadığını hissediyorsanız; " keşke hep yağmur yağsa, hava kapalı olsa!" diyorsanız, işte size pazar gününüzü sele dönderecek bir keith urban parçası. sözleri şöyledir:

    It ticks just like a Timex
    It never lets up on you
    Who said life was easy
    The job is never through
    It'll run us 'til we're ragged
    It'll harden our hearts
    And love could use a day of rest
    Before we both start falling apart

    I Pray that it's raining on Sunday
    Stormin' like crazy
    We'll hide under the covers all afternoon
    Baby whatever comes Monday
    Can take care of itself
    'Cause we've got better things that we can do
    When it's raining on Sunday

    Your love is like religion
    A cross in Mexico
    And your kiss is like the innocence
    Of a prayer nailed to a door
    Oh surrender is much sweeter
    When we both let it go
    Let the water wash our bodies clean
    And love wash our souls

    I Pray that it's raining on Sunday
    Stormin' like crazy
    We'll hide under the covers all afternoon
    And baby whatever comes Monday
    Can take care of itself
    'Cause we've got better things that we can do
    When it's raining on Sunday
    Ooh, oh oh
    When it's raining on Sunday
    When it's raining on Sunday
    Let it rain *
    0 ...
  26. it dawned on me

    1.
  27. " hııı!!! bak benim içime doğmuştu bu." anlamında kullanılan cümledir.*

    * ayrıca hoş mu hoş bir calla parçasıdır. kendileri der ki;

    As far as I know
    Let it go
    'Cause its never quite what it seems
    You should know, but u dont
    As you dropped yourself to your knees
    It dawned on me

    See what I mean

    Just say please
    There was no one else there but me
    You should know, but you dont
    As he slaps you upside the face
    Now I see, I believe
    Gotta bruise that adores your cheek
    It dawned on me

    See if I wanted in I'd agree
    That it pays to be more like you
    Well u know
    And it shows as you dropped yourself to your knees
    It dawned on me
    0 ...
  28. fallacy

    1.
  29. ing. yanılgı, yanlışlık anlamına gelen sözcüktür. insanların genellikle doğru olarak benimsediği şeylerin aslında yanlış olması durumunda kullanılır. *
    (bkz: disbelief)
    (bkz: misconception)
    işlemde ya da eylemde hata anlamına gelen error ve mistake den farklıdır.
    0 ...
  30. born to lose

    1.
  31. " blues um geldi." dediğinizde dinleyebileceğiniz ve muhtemelen ilk sırada olacak kalp sıkıstıran ray charles parçası. elton john da söylemiştir ama ben sevmiyorum.

    Born to lose, I've lived my life in vain
    Every dream has only brought me pain
    All my life I've always been so blue
    Born to lose and now I'm losing you.

    Born to lose, it seems so hard to bear
    When I wake, and find that you're not there
    You've grown tired and now you say we're through
    Born to lose and now I'm losing you.
    1 ...
  32. yeni yila evde sikilarak girmek

    1.
  33. bayram ve yılbaşının çakışmasından kaynaklanan organizasyon yokluğunun kurbanı olarak evde aile ve akrabalarla yemek yiyip, kadere içip yine de " bu sene de böyle olsun bakalım." demek suretiyle yeni yılı odanın kapısından karşılamaktır.
    2 ...
  34. ailenin ileri gelenleri

    1.
  35. bilgisayari mumla calistirmak

    1.
  36. bilgisayarda ödev hazırlanırken aniden kesilen elektrik karşısında verilen ilk tepkinin, derhal ayaklanıp mum almaya gitmek olmasıyla, iki adım attıktan sonra ne yazık ki imkansız olduğu anlaşılan ve oracıkta yere yığılıp ağlayıp sızlanmaya başlanan , teknoloji devri- taş devri sentezi eylem.
    1 ...
  37. kapalı hece

    2.
  38. ek olarak:
    sapkalı "a" dediğimiz uzun okunan a harfiyle biten heceler kapalıdır.
    örnek; a ** lem *
    1 ...
  39. nezih unen

    1.
  40. mp3lerine bir türlü ulaşamadığım, ancak videolarını youtube da bulabileceğimiz, 90larda anlaşılamamış; ancak bir ortaya çıksa hele*ortalığı yıkacak lezzette ve kalitede müzikler yapmış karizmatik adam.

    çingene yüreğim

    &mode=related&search=

    karnaval

    =
    1 ...
  41. © 2025 uludağ sözlük