bu benim tivitır taymlaynımdaki kızdır. kız habire ingilizce tivit atıyor,lan yiyosa türkçesini yazsana oraya. yok, o zaman, kaba kaka kız olursun.
misal, dün gece 21 sularında attığı tivit:
"Sonra kendime dedim ki I have fucked up"
yiyosa hayatım sikildi yaz lan oraya.
görüyorum ki burda '98 yıl hapis cezasıyla yargılarsanız dağa çıkar, normaldir' diyen bir insan topluluğu oluşmuş.
gezide kim gerçekten insan haklarının yanındaydı, kim değildi böyle böyle anlaşılacak herhalde.
terörün hiçbir savunması olamaz, hiçbir şekilde.
kırmızı fularlı kızımızın katıldığı ve buradaki birtakım düşüncesizin de katılmasını normal, belki de haklı bulduğu, katil sürüsü örgüt;
tam da bugünün tarihinde, 1987de pınarcık katliamını gerçekleştirmiş bir örgüttür.16sı çocuk 6sı kadın 22 kişiyi öldürmüşlerdir.
biz gezide ölen 15 yaşındaki berkine, 19 yaşındaki ali ismaile içimiz yanarak üzülüyorsak, o kızın bir başka katil sürüsüne katılmasını normal ya da haklı bulmak çarpıklıktan başka bir şey değildir.
şu sıralar 18-24 yaşları arasında olan hiçbir türk kızı bakire değildir o zaman, dedirten tespit.
blue ' lar falan az mı dinlendi?
her şeyi geçtim;
(bkz: foolish casanova)
bana bir sözü hatırlatan kürttür.
"ne mutlu türküm diyene"
ne mutlu onadır ki, o sözdeki türklük kavramının ırkta değil, ulus kavramında yattığının bilincinde olandır.
ırktan yana bir türklükten bahsediyor olunsaydı o söz
"ne mutlu türk olana" şeklinde tarihe geçebilirdi.
ırkçılık saçmalıktır, deliliktir. ama bir millet olmanın insanda hissettirdiği bambaşkadır. görülen o ki, millet tanımı da ırkçılığı yakalım derken kurban oluyor bu topraklarda.
abdde yaşayan bir afrika kökenlinin 'ben amerikanım' demesinde sorun yoktur, fransa'da yaşayan bir siyahinin 'ben fransızım' demesinde de sorun yoktur. ama bu topraklarda kökenine bağlı olmadan türküm demek saçmalıktır,sorundur.
pazarlama konusunda bir numaradırlar (bkz: cen+kerdem pazarlama)
pek aşina olmayanların bir kişi sandığı mükemmel ikilidir.
şimdilerde powerfm de program yapıyorlar. ama kanımca en güzel zamanları, sinek tv zamanları ve müebbet muhabbet zamanlarıdır.
yaptıkları geyik muhabbet gözümde geyik muhabbetin kralıdır. değişiktir bu adamlar, incedir ama herkes sevmeyebilir. kıyamet minvalinde gülerken bir arkadaşınıza tavsiye etme düşüncesinde iseniz uyaralım.
bir de şunu fark ettim bu adamların muhabbetine, daha doğrusu düşünce yapısına alışınca siz de inceden bunlar gibi oluyorsunuz. söz oyunları aramalar falan filan.
1400 fotoğrafın 15.9 gigapixel çözünürlükteki tek bir kare fotoğrafa sığdırılmasıyla oluşturulmuştur.
istanbuldaki Sapphire binasını bilirsiniz, son istanbula gidişimde gram sevmemiştim bu binayı. Bu 1400 fotoğraf Sapphire'dan farklı açılarla çekilmiş.Bunu yapan isim de 360 TR Sistem Yöneticisi-bilişim uzmanı Ahmet Özdemir isimli br şahısmış.Türkiye çapında panaromik fotoğraf-sanal tur hizmeti veriyorlarmış.4 farklı noktadan 7 saatte ayrı açılarla çektiklerini belirtmiş.Gördüğümüz son fotoğraf, Maslak'tab Fatih'e kadar olan 180 derecelik bir açıyı kapsamaktaymış.
Maslaktaki o çirkin yapılardna biri sonunda bi işe yaramış.
"bir şimşek gibi yaşadın sen. bir defa çaktın ve söndün. şimşeği çaktıran göktür. ve gök ebedidir. işte budur beni teselli eden. bir başka tesellim daha var: insandaki çocuk vicdanı tohumdaki öz gibidir. ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez. yeryüzünde bizi neler beklerde beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve sorumluluk denen şey de var olacaktır"
anlatımı, toprağından olsa gerek asya kokar.bozkır,soğuk,atlar, insanlar. bir şiir gibi geçer romanı.
allah rahmet eylesin.
- 6 yıllık içiciydim, sigarayı şubat ayı itibariyle bıraktım diyorum. şu tarihe kadar 3 dal içtim kendimi tutamayıp o kadağğ.
- sigarayı bırakma sebebim, yani temel sebebi, ne sağlık ne para. annemlerin yüzüne baka baka yalan söylemeye daha fazla dayanamadım. bıraktım biliyorladı kaç yıldır.
- stajdayım, yarına yetiştirmem gereken bi proje var ve bi bok yapamadım daha.
- dün mfö konserindeydim, harikaydı. bu adamlar iyi ki var. niyeyse bu adamların şarkılarını diğer herkesten daha çok bilmek beni sevindirdi. bazen'i söylediler, bi ben eşlik ettim. vurgun yedim'i de bi ben biliyordum en baştan. isteklerim milli park-yalnızlar garı boynu bükük kaldı ama sağolsunlar. on numara beş yıldızdılar.
- eskiden kafamı yorduğum, ciddi anlamda can sıkan şeyleri artık daha az düşündüğümü fark ettim. çünkü harbiden zaman yok. stajdayım ve 9 saat mesaideyim en az, çoğunu da harbiden çalışarak geçiriyorum. trafikti , yoğunluktu eve gel, yemek, az bi dışarı çık falan filan, direk yorgun düşüyosun. bu durum iyi mi kötü mü daha çözemedim.
- uzun süredir sözlükte yoktum. 1-2 haftadır yeniden okumaya ve yazmaya başladım. tanımadığın bi dolu adamlar konuşuyo gibisin burda. bu tuhaf şekilde rahatlatıcı bir şey ya kanımca.
dünkü günden hangi pastalar börekler kaldı lan acaba?
nah kilo veririm amk ben, duba kadar olduk iyice.
büdüt: hocut niye eksiledin ya, canan karatay was here.
geçen akşam bizim tayfayla yine bir park gecesi yine bi çekirdek-kola gecesi,aramızdan birinin de doğum günü. üniversitenin bitmesine az kaldı,birimiz bir yaş daha aldı, inceden gelecek planları var herkesin kafasında. muhabbet de zaten o yola doğru akıp gidiyor. ekibin alayının da sevgilisi var, bi ben sap kaldım. neyse.
bu vakte gelene kadar, diğerlerinden farklı olarak kendimi yaklaşık 15 yaşından beri sıradanlık, ortalama hayatlar sürmek, döngünün/sistemin, adı her ne boksa, bir parçası olmak minvalinde buhranlarla donatmış biriydim. o akşam, elemanlardan birinin sorduğu soru, yıllardır benim kafamda gezinen bulutların bir parçasıydı sadece.
"bir insan neden çocuk yapar, ben anlayamıyorum abi "-
"hem de böyle bir ülkeye, böyle bir dünyaya de mi" diye devam ettim ben de. kafamdakileri gösterip elletmedim şeklindeydik o gece.
umut sarıkaya özet geçmiş kanımca, bir düşünmeli der çekilirim.
"Yoldan geçenleri izlerken 'ne çok insan var' diye düşündüm. Hepimiz bir yerlere gidiyoruz, birileriyle konuşuyoruz, çalışıyoruz, dinleniyoruz. Ne kadar çoğuz. Hepimiz ne kadar çok kendimizi önemsiyoruz. Hayallerimiz var. Çok azımız gerçekleştiriyor hayallerini. Uğraşıyoruz yine de. Belli bir yaşa kadar, bir şey olmaya çalışıyoruz. Olamayanlarımız çocuk yapıyor, kendi olamadıklarını, onlar olsun istiyor. Kafamızdaki olmak istediğimiz insan da farklı farklı. Genelde çok zengin olmak istiyoruz.Sıradan olmayı hazmedemiyor yine birçoğumuz.Özel olmalıyız, en azından bir kişi için. Kafasında olmak istediği kişiyi olamamış biri olarak, başka bir olamamış ile ilişkiye giriyoruz. iki sıradan insan, birbirinin ne kadar özel biri olduğunu hatırlatıp duruyor. Aralarından biri hatırlatmayınca ilişkiyi kesip, başka bir sıradana hatırlatması için arayışa giriyor. Uzun süre hatırlatanlar belli bir zaman sonra sıkılıp evleniyor, baktılar ikisi de birbirine bunu hatırlatmaktan sıkılmış, çocuk yapıp onu dünyanın en özeli kılıyorlar. Seçildiği için, annesinin babasının sıradanlığını aşmakla görevlendiriyor. istediği gibi biri olmak yerine anne babasının kafasında olmak istediği ama olamadığı insan olmak zorunda. Hayır demesi neredeyse imkansız. Bu hayır diyemeyenler de büyüyüp çabalıyor, olmuyor, birini buluyor, sıkılıyor, çocuk yapıyor.Bu kısır döngü böyle sürüp gidiyor, gittikçe artıyoruz."
düşündüğüm zaman, ki hayatta en çok kafa yorduğum mevzuydu bu sıradanlık şu günlere kadar, diğerlerinden daha sıradandım. bugüne kadar bana 'özel olduğumu hatırlatan' bir zat olmadı. direndim de denebilir. çoğu arkadaşım sinir bozacak derecede gerçekçi olduğumu söyler, kendimi de başkasını da sıradanlık için kandırmadım hiç.
'özel birisin' ilüzyonundan çok, sıradanlığa dair bir şey aramak sebeplerden olabilir.
---
tipten de kaybediyorum tabi biraz ehe mehe.
bizim lisede inceden oynatmış bir hasan abi vardı, hizmetlilerden. kendisi bir sabah, okulun dışındaki büfede sigara içerken yanımıza gelmiş, ekmeğini çıkarmıştı. o ekmeğin arasında bir(1) haşlanmış yumurta,çilek reçeli, zeytin, havuç, tereyağı hepsi bir aradaydı.
buraya alayımıza, en başta da kendime sövmeye geldim. şükürcülük değil gerçekçilik kasmaya geldim beyler.
buradaki düşüncelere ben de sahip oldum ara ara, ki oluyorum da hala.ne gibi düşünceler;
ders kötü( harbi kötü amınakoyim)
iş hayatı kötü
aşk hayatı kötü(bildiğin yok startı göremedik)
aile sorunu( ki ciddidir falanfilan) gibi
bir staj ayarlıcam diye 4 gündür uyumuyorum, stresten başım değil bildiğiniz kafatasım ağrıdı denebilir.ulan ben, bir yıldır ulan ben gelecekte ne olucam, bunca karşı olduğumuz şeyin bir parçası olmayacak mıyım, yıllardır süren döngünün bi parçası olmayacak mıyım diye düşünmekten, bir de ya aslında o statüde mutlu olursam derdine ciğer solduran adamım. ama bir staj, gelir geçer.
buraya umut kasmaya gelmedim yalnız. benim gerçekten, gerçekçi düşünüp umutsuz olduğum konular var. siizn de vardır, e olsun amınakoyim ya, olsun. herkes umut la mi kaim arkadaş?
çevremden sürekli bir hastalık haberi duyuyorum. biz büyüdükçe, bizi büyüten insanlar inceden yoruluyor artık, vücut yoruluyor. bugüne kadar- nazar değmesin- burnu bile kanamamış bir insanım. babası beyin kanaması geçirmiş, annesi abisi onlarca ameliyat geçirmiş ve babası gibi sevdiği bir adamı- bildiğin babaydı ulan- beyin tümörümden 2 yıl önce toprağa vermiş biriyim. benim neyime staja dertlenmek?
bak kardeşim, burada 'sağlık varsa hıaa her şey çok güzel/ çok güzel olacak' edebiyatının öncülerinden olmaya da gelmedim.en azından mutsuz olma, durumunu aklına getir, en azından yerinde say, olmaz mı?
ve bunları yazarken tabi şunlarda aklıma geliyor; para derdi fazlaca olan bir aileye mensubum. baba memur, anne öğretmen. az çok tahmin ediverin. bu sıçtığımın dünyasında para asla konudışı kalamıyor, kalamaz da. bazı şeylerin de önüne geçemez ama asla, sadee bunu zaman zaman düşünelim istiyorum.
aile arasında 'dağ adamı' dediğimiz, sabahları 10 km koşan, eski zamanalrın köylerinde harbi çocukluk geçirmiş, aile dostumuz, amcam saydığım memet amca 6 aydır yatalak.sadece kafasını oynatabiliyor, azar azar da ayakparmak uçlarını. neden? adı sanı tam bilinemeyen bir hastalık. kan hücreleri sinir uçlarını virüs sanıp, yok ediyor, gerisi tahribat. bu adam ' ya şifa versin Allah bana, ya da öleyim ' demiş bir adam. her haftasonu bize kebap yapan bir adam.
yukarılarda bir arkadaş yazmış, lan insanlar hayatı ne güzel yaşıyor diye. zaman zaman aynı kanıya varıyorum, bazı insanları gözlemleyip. kiminin ne derdi vardır kim bilir demek istiyorum öncelikle, ikincisi de unutmayalım ki hiçbirimiz eşit yaratılmadık. eşit kılınmayacağız da. bunu güzel kafalarımıza soktuk mu, her şey çok da rahat, su da daha kolay yatağını bulur. ve onların güzel hayatı, belki sana şu an kaz görünüyor ama üstüne aldığında da eğreti duracak.
özet geçmeyi severim; hayatta her şey olur. hayır da olur, şer de olur. belki bazı konularda da bi bok olmaz. kanun budur. ama bir şeyin olması için, 'yaşıyor hissedebilmek' için, sağlığın olması şart. kendini donuk hissetmen için bile sağlık lazım.
düşününce üzülebileceğim birkaç konu var,aynı sizin gibi, buradaki diğer arkadaşlar gibi belki kendimi hırpalayabileceğim.siktirediyorum. etkisinin uzun sürmesi dileğiyle.sağlıcakla.
--çuvaldızı kendime de batırıyorum sıkıntıya mahal yok---
yayınlanan tanıtımlarıyla bile şimdiden bok gibi olacağının sinyallerini veren dizidir. şafak sezer neyse de, hande ataizi o kadar zorlama ki. sopranos gibi bi dizi nasıl harcanır, insan gerçekten hayret ediyor. ayrıca orijinalinde dizi her şeyiyle uyumlu. müzikler, italyan olmaktan gelen söz oyunları, godfather taklitleri, bar muhabbetleri. üzüldüm lan.
tech n9nein aşmış şarkılarından biridir.krizz kalikoyla düettir.öyledir ki, şu şarkıyı dinledikten sonra bir de low çakarsanız, her şey mümkün olur.sözlerini şöyle alalım:
The Hole...
i really need to get up outta this hole (man)
im really really sinking deep down in this hole
and i need to get out of this shit
im serious
i really wanna go into the light man
i,i know you all love me to be sad and shit, but
this gotta be my last sad song dude, i mean
i gotta get out of this shit before i lose myself in it
dont you pitty me no no just pray for me
that this will be the last sad song i have to sing
and only time will tell if you'll stand here with me
and this will be the last sad song i have to sing
ehh
you all know my mothers sickness
you all know im breakin down
you all know in my cirlce the devils steady makin rounds
you all know im missing my children because im shakin towns
and you all love my music and how sad i can make it sound
im in the darkness so low im under the carpet
whom ever wants me to park it you mother fuckers is heartless
they want me stuck with hardships want an unhappy atrist
but im gonna break apart of this KOD shit reguardless
of whos mad alot of my shit is too sad
like the death of micheal jackson
mother fucker whos bad
to jump right up out of myself
this shits a fight on my health
but darkness is selling
but i really wanna put yall some light on the shelf
will you still be
able to feel me
even if im not talkin about trying to kill me
the king of darkness can no long conceal me
this could be my last sad song
hopin it will be
dont you pitty me no no just pray for me
that this will be the last sad song i have to sing
and only time will tell if you'll stand here with me
and this will be the last sad song i have to sing
yea
i want some carbiou lou
i wanna see areos chicks on my shoulders instead of boo hoo
like i said im to through
with me spreadin blues fuel
all i wanna hear is about people say tech go ahead and do you
you all love my pain and i was glad to give it
but most the people who loved never really had to live it
now they mad and live it
i dont want no sad visit
my music thinkin about you lose it
so they bash and diss it
before they even hear what i have got comin this year
im gonna be that lit spear
lets get some of this shit clear
i aint switchin to main stream only
what is happening is you watchin the mainstream go me
so watch me bloom out of this black ca cacoon
cause if i go back into gloom im just askin for doom
man im just rappin about whom
to keep them from attacking my tomb
i dont wanna be Melancholy until they put my ass in a tomb
dont you pitty me no no just pray for me
that this will be the last sad song i have to sing
and only time will tell if you'll stand here with me
and this will be the last sad song i have to sing
Listen
only time can dictate if ill get straight
but im reachin for the light as of this date
i love KOD but i think i made a mistake
by letting negative energy in me now im misplaced
i lost along the way
my momma taught me bad things are wrong to say
still i conjuered up a album of songs to play
for the dark and alot of my loved ones are gone today
Damn
i met a crossword
im trying to go into the light like carra lam
there i stand still a lost soul
on this subject i wanna talk low
im ready to dangle this darkness at the top of the catacombs and toss those
but will you still be with me
or just kill me quickly
away with the darkness but i promise the flow will still be siccley
i am the king and i always have the throne
but i hope and pray for the bright of day hope this my last sad song
dont you pitty me no no just pray for me
its time to do something else
that this will be the last sad song i have to sing
and only time will tell if you'll stand here with me
and this will be the last sad song i have to sing
its time to do something else
cause this shits fucking me up
talking about mediline really its fucking me up man
its affected everyone around me man
im tryin to aaa
i gotta get out
i gotta be done with this shit
yav ben bu senaristlere ne diyim. şu an 13. bölümün ortasındayım,hani şu ecevitin ahuya olan mektubuyla başlayan bölüm; güya bu ikisinin, ahu ile ecevitin birbirine aşık olduğuna ilişkin göndermeler yapılıyor bilimum repliklerle de olur mu ya! yapılır mı! bilale yapılır mı lan bu? yapmayın etmeyin senaristim pınarbulutum nolur, eğer bu iş bilalin sibele aşık olmasıyla ecevitle ahunun da saçmasapan ilişkisiyle sonlnaacaksa yapmayın. ulan bilal gibi adam dururken taa 20 sene öncesini ısıtp önümüze koydunuz ya ne diyim.