bu işaretin tüm iyi partililer tarafından her fotoğrafta yer almasını ve meral akşener in bu el işaretini yaparak halkı selamlamasını hayal ediyorum.
anlık bir mutluluk
gerçekten uyuz oluyorum o kadar uyuz oluyorum ki bazen canım sıkılsın diye siteye girip videolarını falan izliyorum. artık hayatımın herhangi bir noktasında görmek istemiyorum ama ne zaman sosyal ağlarıma girsem mutlaka birileri bir şeylerini paylaşmış oluyor. faydalı şeyler paylaşmaktan çok saçmalıklar paylaşıyor olmasına ve sürekli sürekli bunlarla karşılaşmaya uyuz oluyorum.
lütfen başka uyuz olanlarda olsun ve hep birlikte uyuz olalım.
izninizle kısa bir özet geçmek ve hislerimden bahsetmek istiyorum.
25 yaşındayım üniversite 3. sınıftayım. Peki bu nasıl oldu ?
19 yaşımda ilk üniversitemde matematik bölümü okumak için Bursa 'ya gittim. Bölümde pek başarısız olmam yetmezmiş gibi b*ktan, sıkıcı ve asosyal bir hayat sürüyordum. Gerçek bir loser şeklinde geçen 4 senemin ardından evden bir iş yapmaya başladım, güzeldi tuttu iyi paralar kazanır oldum. Ardından 4. yılın sonunda hala 2. sınıftan derslerim olunca okulu bırakıp 2 yıllık Bilgisayar Programcılığa yatay geçiş yaptım. Buradan sonra her şey harikaydı güzel bir gelir basit bir okul güzel bir sosyal hayat, hobiler, kamplar, eğlence eğlence üstüneydi. Ardından geçen sene bu zamanlar kız arkadaşımla tanıştım ve harika giden hayatım bir anda mükemmel gitmeye başladı birlikte eve çıktık inanılmaz güzel rüya gibi bir 9 aydı. Her şeyim vardı param, arkadaşlarım, sevgilim, özgürlüğüm. Her şey aşırı iyiydi. Derken zaman geldi çattı okullarımız bitti, kız arkadaşımla ayrı kalamıyorduk bu yüzden bursa 'da kalıp orada yaşama planları yapıyorduk ama o içten içe bundan mutlu değildi hayallerinde hep yurt dışı vardı. Yazı bir şekilde evimizi kapatmadan geçirdik ama eylül ayının gelmesi ile kız arkadaşım 6 aylığına Londra 'ya gitti. Bende bursa da duramadım ve istanbula ailemin yanına döndüm. DGS sınavı ile de saçma bir özel üniversiteye burslu olarak girdim, bugünde derse gittim.
Mükemmel bir hayatım varken şimdi gerçek bir ezik halindeyim. Kız arkadaşım yurt dışında, ben ailemin yanından okula gidip geliyorum ki ailem bana kendimi yetişkin gibi hissettirmemek için ellerinden geleni yapıyor. Onları çok fazla yalnız bıraktığımı ve kazandığım para ile birazda onlara bakmak isteğim ile buraya döndüm. Şu an inanılmaz pişmanım, artık sosyal hayatım yok, arkadaşlarım yok, sevgilim yok, hayatımın en mükemmel günleri yok ve bir yandan evden işlerimi yapıp bir yandan okula gitmek zorundayım. Hafta sonu gelince azda olsa tanıdığım birilerine sürekli bir şeyler ısmarlamak ve dışarıda olabilmek için ezikçe çırpınışlar yapıyorum.
Hayatım tamamen dünyanın kaynaklarını tüketen gereksiz bir canlıdan ibaret. Ne bir umudum ne bir amacım ne de bir hayalim var ölmek için bir bahanem olsa mücadele etmeden kafa atarım. Dümdüz durağan bir şekilde nedenini bilmeksizin yaşıyorum. Bir hissim yok, bir üzüntüm yok, bir sevincim yok. Sıkılmıyorum ama eğlenmiyorum da.
Çok değil bir kaç önce her şeye sahiptim.
Ben bu yazıyı normalde günlüğüme yazardım ama tanımadığım birilerine kendimi açmak istedim.
yıllardır başarı ile sürdürdüğüm hadisedir. ne zaman ki televizyona bakmaz oldum o evdeki tv ayda 1 açılır oldu, birde baktım ki memlekette neler oluyor dünyada neler oluyor hiç bilmiyorum. sonra birde baktım ki bu durum gayet güzel ve hoştir.
şahsımca kafamda gereksiz bilgi kirliliği olmuyor. herkese tavsiye ederim.
Niye hep böyle oluyor sorusunun cevabını düşündüm.
Aklıma bu akımın ıssız adaya düşüp sakal traşı olmaya imkanı olmayan filmler yoluyla ortaya çıkmış olabileceği geldi. Ama nedendir bilinmez dizilerimizde adamlar ıssız adaya düşmeden de ortadan 2 seneliğine ölüm gösterimi ile kaybolduysa devamında kesinlikle sakalla geri dönüyor.
Of diziler çok saçma ben zaten hep belgesel izliyorum.
valla benim hiç fazla sigaram olmadı. ben ne zaman paket alsam içinde hep 20 tane sigara oluyor, şu ana kadar hiç bir paketimden 21 tane sigara çıkmadı.
mümkün müdür sorusu ile nacizane fikirlerime giriş yapmak istiyorum.
şahsen dünya görüşüm itibari ile ruhani ve ilahi bir bilince inanmadığım için beynimizi tamamen bir organ olarak ele almaktayım. bu düşünce ile yola çıktığımda bilinç dediğimiz yapının faaliyet göstermesi noktasında elbet beynimizin fiziksel olarak uyarılan bazı kısımları devreye girmektedir. tabi aktarmaktan kastım tamamen bir işletim sistemine kodlamak, bir robota aktarmak şeklinde oluyor.
şimdi bence gelişen tıp teknolojisi ile bilincimizde hangi düşüncenin hangi duygunun beynimizde hangi noktayı çalıştırdığını ve orada nasıl bir reaksiyon gerçekleştiğini ortaya çıkarabilirsek insan zihnini tamamiyle elektronik yada labaratuar ortamında üretilmiş bir bedene nakletmek mümkün olacaktır.
konuyu çok dallandırıp budaklandırmak istemedim. teşekkürler türkiye.
tabi öncelikle ayni durum tüm sosyal ağlarimiz icin gecerlidir.
hani boyle tv izlerken telefondan tüm sosyal ağlarındaki yeni gönderilere bakıp telefonu sehpaya koyarsinda tv ye 2 dakika bakamadan telefonu alip tekrar ayni ağlara bakarsın. işte öyle bir şey .
evet ederim içsem bir dert içmesem bir dert. odamda çalışıyorum, bilgisayar başında çalışırken sigara içmemek çok ayrı sorunsal iken odada sigara içmek aşırı ayrı sorunsal.
seks sonrasında bile salona gidiyorum. içsem olmuyor içmesem olmaz.
işsizliğin tavan yaptığı zamanların aklıma dinleyecek şarkı gelmediği anlar ile buluştuğu ve genellikle akşam vakitlerinde gerçekleşen kısacık ömrümüzü verimsizce harcadığımız zamanlardır. Üzer ama yine de devam edip gider.
Ararken lisede dinlenilen müziklere kadar giden liste zaman zaman yıllar öncesinin komik videolarının izlenmesi ile devam eder... üzer gider...
iki kelime konuşturmaz. her konuda her muhabbette "kanka ben kanka ben, peki sen benim naptığımı biliyor musun, niye ki kanka sen benim xxx imi bilmiyor musun vsvs" şeklinde mutlaka ama mutlaka kendisi ile ilgili anlatacakları çok önemli olan her zaman her konuda kesin kendisinin mükemmel olduğu bir anısı olan muhabbetine tekte doyum olan arkadaştır. ortamda dönen muhabbette kendisini ilgilendiren bir konu yoksa konuyu değiştirerek yine ben diye araya girer. bazen kimse onu duymaz üç beş kez üst üste ben ben benlemeleri ile dikkatleri çekmeye çalışır ama özünde iyi insandır konuşmayı sever tek sorun vizyonu biraz dardır. bu türün erkek cinsine sahip olanlarına şaka ile karışık birazda ta..ak geçerekten olay anlatılabilir. ama fakat lakinki karşınızda ki karakter bir kız ise işte o zaman telefonunuzu çıkarıp clash of clans ta ganimet kasmaya başlamanızın vakti gelmiş geçiyordur bile.
malesef bendenizin entellektüellik seviyesi ve dış görünüşü bu karakterde olmayan okumuş ve gelişmiş kızlardan yana pek şanslı olmadığı için karşıma genelde hep böyle muhabbeti çekilmez ezik etiketini tekte yiyen kızlar çıkmıştır.
ama galiba bu bizim toplumda çok yaygın olan bir inanış ya da BENiM çevremde çok fazla bu türde insan var. bir örnekle sonlandırmak istersem ki isterim bir gün bir kız arkadaşla oturmuş muhabbet ediyorduk flört aşamasındayız böyle az insanın olduğu tanıdık görmesin kafelerinden birine gitmiş "yaa ben burayı seviyorum kimse olmuyor sessiz iyi böyle" ayaklarındayım muhabbette artık konuşulacak konular tükenince böyle sen neler yaparsın falanlar filanlara geldik. kıza amerikan futbolu takımının kaptanıyım diyerek bir poz yapmak istemiştim fakat kız bana "aaa bende lisede voleybol oynamıştım bide bide şey bandodaydım" diyerek benim koskoca amerikan futbol takımı kaptanlığımı kendisinin lisedeki beden eğitimi dersi ile karşılaştırması hiç hoş olmamıştı. BEN LAN BEN BENiM BU BEN BEN!!
Bir anlık gaflettir..
Hatadır, kederdir ızdıraptır iliski icerisindeki herhangi bir sürecte değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. Sevdiğinden değil ama iliskiden soğutan sebeplerden birisidir.
benim o ben ben...
yıllar yılı matematik bölümünde gencligim feda oldu. bende baktm 4 senedir matematikteyim yaz okuluda kalkti bizim okul oldu mu sana 7 sene, yeeediii seeenneeee heeeyyt bee...
dusundum tasindim baktim bu okulda olmuyor ne derslere calisabiliyorum ne de okulu bir kenara koyup programcilikta ilerleyemiyorum. bu arada programcilik özel ilgi alanim hobim sevdigim alan falan. konuya dönelim uzun lafin ortalamasi ben matematigi biraktim 2 yillik bilgisayar programciligina kayit yaptirdim dedim 2 senede hem paso yazilim calisir hem okulu bitirip dgs ye gireriz matematik biraktik ya hııııaaammmııına..
simdi 2 yilliktayim adeta liseye geri dondum dersi kaynatmaya calisan, derste kantır oynayan cocuklar, ders arasinda merve òzbey yas hikayesi vuruuuurrr seni biiitaaaanesiii diye bagira bagira sarki dinleyip soyluyorlar.
"neden matematiği bırakıp bilgisayar programcılığına yöneldim" yazım ilerleyen günlerde daha açiklayici bir sekilde siz sevgili 1 2 tane okurumla bulusacak...
birbirine aşkım diye hitap etmeyen kızlar görmeniz dileği ile....
Çoğunlukls üniversitelerin eğitim fakültelerinde yer alan 150 160 boyuyla taş gibi görünmeyi başarabilmiş tatlılığı seksiliği ile bütünleşmiş henüz sevisip sevismedigi herhangi bir arkadaşımız tarafından çokda bilinmeyen güzeller, güzellerimiz..
Geçtiğimiz günlerde yaşadığım yerde başıma ve başımıza gelen kötü bir olayın akabininde gerçekleştirilmiş olan bir yürüyüştür.
Olay şu şekilde gelişmektedir. Bir gece evlerinde uyuşturucu kullanan 4 arkadaşımızdan 2si uyuşturucunun etkisiyle kalp krizi geçirerek hayatlarını kaybettiler. Ardından arkadaş çevresi toplanıp yanlarında torbacılarla beraber uyuşturucuya hayır yürüyüşü yaptı. Ne kadar uyuşturucu kullanan tip varsa o yürüyüşteydi. Güler misin ağlar mısın kısmina gülerek dahil oldum.
Not: ölenlerle ilgili herhangi bir fikir belirtmedim.
bir suredir aklima takilan bir sorudur bu. dünyadan 500 isik yili uzakliginda kepler 186f gezegeni bulunmustu. peki nasa 500isik yili uzaklikta ki bir gezegenin varligini nasil farkedebildi isik yollasa 500yil yapacak zaten bu konuda beni aydinlatabilecek bilgililer araniyor.
Bitse de gitsek lafının ilk defa nereden ne şartlar altında ortaya çıktığı hakkinda bir ipucu verir. Kâh eve gelen kız anında kâh tam evden çıkıp bir yere yetismek uzereyken kâh arkadaşınla derse tam yeni başlamışken gelen sıradan bir tuvalet isteği helaya girdikten sonra yerini uzun süreli bitmek bilmeyen tam bitti derken tekrar baştıran bir sıkıntıya yol açmaktadır. Yediklerimize dikkat edip biyolojik vakitlerimizi koruyalım..
bir cok insan hislerin kelime anlamlarını bilir ve durtuleriyle meydana gelen isteklerini his diye adlandırıp ilkelce hareketler yapar. bu bilincsizlik dogrultusunda mantikli karar veremeyen bireyler topluma ve kendilerine zarar verirler. en buyuk ornekleri sevistigi kadina asik olan erkekler ayrildiginda esini doven öldüren tecavüz eden erkeklerdir.
Universitenin 3. sınıfında okula daha fazla gidiyor olmam ile farkettiğim bir durumdur. Okulda ki arkadaşlar benim icin tanıdığım insanlar ve diger gerizekalılar olmak uzere ikiye ayrılmiştı. Sınıftan birilerini tanımiyorsam ve onlar grup halinde geziniyorlar ise benim icin otomatik olarak diğer gerizekalılar grubuna dahil oluyorlardı.
hani böyle tam böyle artık her şeyiyle eski ilişkiyi unuttuğun yeni yeni manitalarla konuşmaya başladığın ve artık eski sevgilini ondan nefret etmeden görmek hatta adını duymak bile istemediğin anda gecenin bir yarısı "naber x.." diye bir mesaj atar da görüp cevap vermezsin ya... ne gereksiz bir ego tatmin edici durumdur bu böyle ama istemsizce de olsa eski sevgilinin ilişkinin o son zamanlarında saygının yerlerde olduğu zamanlarda sık sık saldırdığı özgüvenin de bir artış olur. hoş bir histir darısı tüm sevipte kavuşamayanların ve ardından unutup s.edebilenlerin başına.
Bazen kontrolsuz ve nedensiz uyku problemleri yasayip depresyona giriyorum o zamanlarda anlamsizca ve masturbasyon yapmadan laptop kucağimda saatlerce porno filmler izliyorum ama sapkinca pornolar degil kalitesi yuksek ve uzun suren pornolar. Belki bazen anime ama bunlar disina hic cikmadim.