gerçekten anlayamadığım durumdur. bir kere ayakkabı şekil olarak estetik değil, giyene de yakışmıyor. ayrıca ince ve düz tabanlı olduğundan rahat olacağını da sanmıyorum. o halde niye var arkadaşım bu ucube ?
edit: arkadasin biri olta falan yazmış gercekten ilgisi yok. bir baska arkadas da uzun boylular giysin diye yazmis ama ayak boyunu iyice uzun göstereceğinden yine dogru tercih olmayacağı kanisindayim. hala neden var oldugu konusunda mantıklı bi cevap gelmis değil.
sacma bir sorudur. soyle ki; hepimizin bildigi, kabatasalak laiklik tanimi din ve devlet islerinin birbirinden ayrilmasidir. Yani laiklik devletlere ozgu bir ozelliktir. insan laik olamaz ancak devlet kademesinde gorev aldiginda devletin bir organi, bir uzvu niteligine burundugu icin laiklik ilkesine uygun davranir. mesaisi bittiginde ise din ile ayricagi bir kamusal gorevi olmadigindan ozel yasami, dini inanisi neyi gerektiriyorsa ona gore davranir. bu sebepten oturu bal gibi de kilinir.
altta anlatığım gibi gelişen hadisedir. takdir sözlüğündür.
geçen sene bu zamanlar ikamet ettiğim adresime aylık 55 tl üzerinden, 2 yıl taahhütle turkcell superonline fiber internet bağlatmıştım. hasbelkader taşınmak zorunluluğu doğdu ve o adresimden ayrıldım. yeni taşındığım binada (daha doğrusu mahallede) fiber alt yapının mevcut olmadığını öğrendim. sorunu çözmek ve halen faturasını çatır çatır ödediğim internet hizmetini kullanabilmek için superonline müşteri hizmetlerini aradım. müşteri temsilcisi hüseyin bey, adresimde fiber alt yapı olmadığından dolayı adsl'e nakil yapılması gerektiğini ve adsl içinse aylık 75 tl üzerinden 2 yıl daha taahhüt verilmesi gerektiğini söyledi. fiber alt yapı sağlayamamalarının superonline' nın bir kusuru olduğunu, onların kusurlarının cezasını vatandaşa yüklemenin ne kadar akla mantığa uygun olduğunu sorduğumda; haklısınız beyefendi elimden bir şey gelmiyor anlamına gelen bir cevap aldım.
ve durumu siz değerli sözlük yazarlarının huzuruna sunmak istedim. arkadaşlar gerçekten nasıl bir mantıktır bu? anlayan bana izah etsin lütfen.
birincisi; senin müşteri temsilcinin elinden bir şey gelmiyorsa niye koydun onu oraya? koy daha yetkili, bizimle işlem yapma yeterliliğine ve yetkisine sahip birini derdimizi ona anlatalım ortada buluşup bir çözüm bulalım.
ikincisi; ulan hizmeti sağlayamayan sensin, senin cezanı çeken benim. sen acizliğin yüzünden 55 tl lik faturamı 75 tl yap bir de üstüne 2 yıl daha taahhüt iste. yok bu olmaz kapattırayım dediğimde 700-800 lira cayma bedeli iste. sorun çözmek isteyen kurum böyle yapmaz arkadaşlar. tamam kardeşim kusura bakma fiber hizmet sağlayamıyoruz ama aynı fiyattan kalan taahhüt boyunca yalın internet bağlıyoruz dese teşekkür eder kapatırım ama nerede? amaçları yardımcı olmak değil vatandaşın elini kolunu bağlamak. amaçları çözüm bulmak değil çözümsüzlükten yararlanmak, vatandaşı sömürmek. lanet olsun sizin fiberinize de müşteri hizmetinize de.
sözlükte sıklıkla karşılaşılan durumdur. "af edersin" i ne olarak görüyorlarsa artık bir kere buyurdular mı ahlak kural tanımadan ağızlarına geleni yazıyorlar. bi milletin anasına bacısına sövmediğin kalacak sonra af edersin deyip işin içinden çıkıvereceksin. af edersin ama bok af ederim.
lanet bir şeydir. finaller bitince normal olan ota boka gülüp eğlenmektir abi. öğrencinin istediği her şey var şimdi. dünya kupası boş zaman falan filan gel gör ki, benim naçiz vücudum hala sınavların negatif etkisinden çıkamadı. kafa karışıklığı, zihin yorgunluğu geçmediği gibi memur biyolojik saati de devam ediyor. sınavları yeni biten adam bu saatte uyanır mı lan.
subjektif millet anlayışına dayan türk milleti kavramını ırkçı bulananların ulus devlet yok küreselleşme var diyenlerin milletimiz için uydurdukları saçma alternatiftir.
adam diyor ki:
- ben bilmem şu ırktanım arkadaş sana bana ne mutlu türküm dedirtemezsin
+ tamam kardeşim ulus devlet, subjektif millet tartışmasına hiç girmeceğim onlar uzun mevzu. peki sana ne diyelim?
- türkiyeli de.
+ neden kardeşim?
- ben şu ırktanım sen beni asimile etmeye çalışıyorsun. ben farklı ırktanım işte niye bizi türkleştirmeye çalışıyorsun türkiyeli diyelim olsun bitsin.
- e kardeşim türkiyeli ne demek? türklerin yaşadığı yer demek. senin mantığından gidersek ben sana türkiyeli diyerek seni yine yok saymıyor muyum ?
- tamam lan anadolu milleti diyelim ozaman.
+ güzel kardeşim yıllardır dilimizi yasaklıyorsunuz zırvalarıyla atıp tutuyorsunuz. hadi yine sizin mantığınızdan gidelim anadolu türkçe değil mi? biz sizi yine dışlıyor olmuyor muyuz?
- kem küm kem küm.
bırakalım arkadaşlar artık bu saçmalıkları. türk milleti ifadesi bir ırkın değil türklerin, kürtlerin, lazların hep birlikte oluşturduğu bir kültürün ifadesidir. sizi asimile etmeye çalışanlar ortak kültürümüzü yok etmeye çalışan başka birileri. hani şu suriyeyi nusayri sünni diye ayıranlar, ırakı arap kürt diye ayıranlar. bazı şeylerin farkına varalım artık. türk milleti herkesin gıptayla, kıskanarak baktığı oldukça heybetli ve güzel bir ağaçtır . dallarından biri türk ise diğeri en az onun kadar değerli, onun kadar güzel kürttür, lazdır. bu ulu ve heybetli ağaca hasetle bakıp güzelliğini kıskananlar köklerinden yıkmanın imkansız olduğunun farkına varınca dalları koparmaya çalışıyorlar. unutmayalım biz birlikte güzel, birlikte kıymetliyiz. hepimiz aynı ağacın dallarıyız.
ciğerimi solduran arkadaştır. on dakikalık periyotlarla sigara içmeye davet eder. ben de kıramıyorum tabi ne demişler dostun için çiğ tavuk bile yiyeceksin.
edit: sigara bildiğimiz tapdk onaylı sigaradır arkadaşlar. kendisi tüpçü fikret ağzıyla konuşmaya çalıştığı için cuara demiştir. bazı yazarlarımız uyuşturucu niteliğinde madde olarak algılamış anladığım kadarıyla ama durum öyle değil. saygılar.
hukuk fakültesi öğrencisi olması muhtemel insandır. yüzlerce sayfalık notlarla uğraşıp sonundaki pratikleri yapamayınca morali bozulur. ulan ben yarın sınavda ne halt yiyeceğim diye düşünerek kafayı yeme derecesine gelir. namına koyarım hukukun bana bir şey olmasın deyip kanunu fırlatır ve dakikalar dakikaları kovaladıkça moral seviyesi yükselir.
tek savunmamız hakkın haklıya teslimi istemidir güzel kardeşim. bu sene iyi oynayan ve şampiyonluğu hak eden sizdiniz tebrik ederiz. aynı davranışı 2010-2011 sezonu şampiyonu trabzonspor için de sizden bekleriz.
bu dünya fanidir, sakın aldanma
mağrur olup tac-u aha dayanma
yedi iklim benim deyu güvenme
uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim uyan.
