bundan 4 gün önce yoldan alınmak üzere bekleyen arkadaşlarımı otobüs hızla es geçmiştir. otobüs saati geçen arkadaşlarım bir kaç kere kamil koç'u arayarak otobüsün gelmediğini söylemiş ve onlara birazdan gelecek denmiştir.
buna rağmen 2 saate aşkın süre bekleyen kendileriyle birlikte 6 kişi bileti aldıkları görükle şubesine gitmişler ve böyle birşeyin nasıl olabileceğini sormuşlardır.
oradaki görevli yeter be sizinle mi uğracağım deyip kendilerine bıçak savurmuş ve üstlerine yürümüştür. burayı tekrarlamak istiyorum "bıçak savurmuştur". o sırada arkada duranlar araya girmeseler belki de bıçaklayacakmış, durum o derece vahim.
polise şikayet eden arkadaşlarım kendisinden davacı olmuş, fakat kamil koç şubesinde çalışan o maganda şubeyi bastılar deyip yüzsüzce arkadaşlarımdan davacı olmuştur. allah'tan güvenlik kamerası kaydından herşey net bir şekilde anlaşılıyor.
son zamanlarda hizmet kalitesi bir hayli düşen ve belediye otobüsü kıvamına gelen firmadan, bir de çalıştırdıkları bu magandalar yüzünden tercih etmeyeceğim.
kocaman bir boşluktur. bir insan bağırarak bir şeyleri anlatıyorsa altında iki neden yatıyordur.
1) karşısındakine saygısı yoktur.
2) savunduğu düşünce çok sağlam temellere dayanmıyordur.
rasim ozan kütahyalı da türk medyasındaki meşhur olma şartlarının şartlarından birini getirip bu noktaya gelmiştir. o şart da "televizyonda çok bağıracaksın arkadaş".
galatasaray'a futbolcu satmamak için and içmiş futbol klubü. ayrıca futbolcusunu satmak için ilk seçenek olarak fenerbahçe'yi seçerler. son olarak serdar kesimal transferinde ya da transfer görüşmelerinde de görüleceği gibi klüp ben anlaştın kardeşim fener'e gideceksin diyor fakat kesimal ısrarla gitmek istemediğini beyan ediyor. muhtemelen sonu mehmet topuz transferi gibi olacak umarım kariyeri gökhan ünal gibi olmaz.
gökhan gönül'ün yedeğinin bekir irtegün'dense orhan şam olması daha isabetli bir karardır. bakıldığında mantıklı bir transferdir. gökhan gönül'ün oynamadığı maçlarda sağ bek sırıtmayacaktır.
kendisini karalamak, yerin dibine sokmak için çıkarılan "formalara laf söylediği" video onu tekrardan kahraman yapmıştır ( (bkz: hani nerde galatsaray forması)). ona ve galatasaraylılığına dil uzatanların ve gitsin ulan diyenlerin aklını başına getirmiştir. şimdi ise kendisinin "kalıyorum" demesi için ağzının içine bakılıyor.
fatih terim'in yancısı. kariyeri kritik bosna hersek- türkiye maçında fatih terim'in tribünlere yollanmasından sonra sona ermişti. hatırlarsınız yıllardır yanında görev aldığı, artık yılların verdiği birikim ve alışkanlıkla fatih terim'in attığı adımı bile bilmesi gereken birisi olarak müfit erkasap, fatih terim ile klübede telsiz ile irtibat kurmak için cebelleşmişti.
şimdi ise fatih terim'in antrenör listesinde yok. kendisi ise teknik direktörlük yapmaya kalkarsa kendi ayakları üstünde zor durur. (bkz: ahmet akcan)
görev aldığı süre boyunca yaptığı iki iyi şey söyleyebilirim.
1) 8.sırada bitirdik (hagi kalsa daha düşük, rijkaard kalsa daha yüksek sırada bitirirdik)
2) sonlara doğru biraz daha takım gibiydik.
yalnız senin görevin takımı yüksek sırada bitirmek değildi. takımı idare etmendi sezon sonuna kadar. sen ise sanki önümüzdeki yıl da klüpte kalma ihtimalin varmış gibi elindeki bitik futbolculardan faydalanmaya çalıştın. şu görev aldığın 8 haftalık dönemde takıma altyapıdan bir oyuncu bile kazandırmadığın için ne sana dua edecek bir altyapı oyuncusu var ne de "aa bu oyuncuyu bülent ünder oynattı" diyecek bir galatasaraylı.
hele ki bahane a2 takımın şampiyonluğa oynamasıysa bu daha büyük bir fiyaskodur. tarih a2 takımının şampiyonluğunu yazmaz. tarih galatasaray'ın altyapıdan çıkardığı futbolcuları yazar.
bir klüp düşünün ki final maçı niteliğinde diye kendi taraftarına küçük bir yer ayırıp rakip takıma stadının 4te 3 ünü ayırsın. ve 20 biletleri 20 katı fiyata satsın. bu sivasspor taraftarına hakarettir ve yönetimi istifaya davet etmedikleri sürece kendileri de klüp başkanları gibi şerefsizdir. çünkü bu bir kara lekedir. lekenin adı ise mecnun odyakmaz'dır.
sivas kendi sahasında "seyirci potansiyeli de varken" deplasmanda gibidir ve buna maruz bırakılmıştır. bunun adı futbol değil tamamen ticarettir.
bu tarih sivasspor için kara bir lekedir. velhasıl bunu medyada dillendiren yoktur hatta normal karşılanmaktadır.
hocanın derste söylediğine göre uludağ üniversitesi mühendislik mimarlık fakültesinin dekanlık binası depreme dayanıklı değilmiş. depreme dayanıklı kolonları yokmuş. bir ara çatlaklar oluşan binanın o kısımları onarılmak için kırmızı boya ile çarpı işareti konularak işaretlenmiş. o işaretler uzun bir süre kalmış. daha sonra hocanın ne ara yok olacak bu kırmızılar diye sormasıyla üstün körü bir sıva yapılıp boyanmış ve kırmızılar yok edilmiş. (bkz: türkiye'de eğitim şartları)