yazın ben şehrin sıcağına dayanamam. amına koyim şehrin der köyüme giderim. ah ne güzeldir köy. yüksek rakımlı. sürekli rüzgar eser. adam kendine geliyor o rüzgarı yediğinde. köyde tabi tuvaletler evin dışında. kızmayın hemen oraya medeniyet gitmemiş mi diye. gitmiş tabi bütün oparatörler çekiyor. internet bağlantısı var. yani anlayacağınız son sistem teknoloji var köyümde.
çıkıp gezerim arkadaşlarımla. ama öyle onlarca erkek toplanıpta gezmem. bana ters o iş amına koyim. benle beraber en fazla üç kişi oluruz. gider balık tutarız. balıklarda kılçıklı olur. hiç sevmem o balıkları. ama benle gelen elemanlar severler geri zekalılar. onun neyini seviyorsunuz etten çok kemik var. neyse benim işemem gerekir. tabi tuvalet olmadığından dışarıda işeyeceğiz. dışarıda işemenin de çeşitleri var. ben burada sazlıkların arasına işerim. sazlıklara numara veririm. sırayla onları tutturmaya çalışırım. tavsiye ederim eğlencelidir.
şimdi gelelim diğer şekillere. ormanlık alanda işemenin tadı başkadır. yeşil doğanın kokusunu içine çekerek işersin. tadına doyum olmaz. kendini sınırlamıyorsun. etrafında duvarlar yok. artık özgürsün.
bir tepeye çıkıp işemekte çok eğlencelidir. tepenin ucuna gidersin. açarsın fermuarını işersin aşağılara doğru. esen rüzgar daşaklarını serinletir. için gıdıklanır. bir an her şeyi unutursun. hayatla bağlantın kesilmiştir artık. ve bir özgür an daha.
bu bende alışkanlık yaptı. artık kapalı alanda işeyemez oldum. şehre de gelmiştim. çıkıp bir duvar dibine işeyeyim dedim. balkondaki yaşlı teyzeler aaaa sapığa bak dediler. baktım etrafıma orada sadece ben vardım. siktirin gidin dedim. sanki burada adam sikiyoruz. bırakında rahat rahat işeyelim...
belgeselleri izledikten sonra anladığım gerçektir. hayvan sırt çantasını nasıl kullanacağını biliyor. konserve kutusunu açıp yemek yiyor. peki geri zekalı insanlar ne yapıyor. bebekken göstermeseler bu böyle olacak bu böyle olacak diye ne bok biliyorlar amına koyım. bu yüzden atalarımla gurur duyuyorum.
burada gurur duyduğum bir başka özelliklerini de belirtmek isterim. goriller çok manyak çakıyorlar. azan bayanlara duyurulur. gorillerle çiftleşsinler bakalım nasıl bir tür çıkacak piyasaya. ondan sonra da inkar edebilecekler mi atalarını merak ediyorum şimdiden.
diğer bir deyimle kafası boş insanlarla selamlaşırken kafaya kask takmaktır. bu ülkücüleri pek sevmem. tek tip sıkıcı insanlardır. aynı yemeği yer, aynı içeceği içer, aynı kıyafeti giyer ve aynı şeyi düşünürler. işte mallıklarıda bundan kaynaklanır. bir sürü psikolojisi içindedirler. tek başlarına kocaman bir hiçtirler. diğer bir ifadeyle boş kafalıdırlar. bu yüzden selamlaşırken kendi narin kafanıza dikkat etmeniz gerekir. kask güzel çözüm. sevdim.
bonservisim çağdaş yaşam derneğine ait olduğu için yapmak zorunda kaldığım eylem.
cemaat ortamı güzeldi filan ama laik olmayı seçtim. laiklerde sağ açık oynayacaktım, cemaat ise beni cemaat evinin beyni diye transfer etmek istedi. ortada oynayacak adam değilim, benim yerim kanat amk.
normal bir gencin günlük 1700-2100 kaloriye ihtiyacı vardır ama bu ibişler günlük minimum 708 kalori alıyorlar ki o da sadece 1 eti browni yediğini düşünürsek. günde 2 kez nutella yeseler kesin 100 gramı geçerler ama 100 gram yeseler bile günde 3 browni koy kaç yapar? 168x3= 504 kalori.
504+540=1044 kalori.
oha amına koyayım. sırf şu 2 ürün bile 1000 kaloriden fazla yük getirdi organizmaya.
e bi de bunlar günlük birkaç öğün yiyor, hele ki bilgisayar başında yapılan atıştırma sofradakinden fazla oluyormuş. çünkü monitöre odaklanınca kişi daha fazla yiyormuş. e amına koyim bir de orayı hesap edin, sırf şu fazladan 1000 kalori bile spor yaparak yakılmadığı zaman haftada 2 kilo almaya tekabül eder. yaklaşık 3 yıldır ekşi yazarı olan bir insan 3x52=156 hafta görmüş demektir.
bakın kankalar burda gırgır maksatlı entryler yazarım yeri gelir tinerci olurum, yeri gelir hırsız olurum entrylerimde. bana küfür yerine geçen mesajlar da geliyor ama olsun. neyse maksadım hayalgücümü konuşturmak olağanlıktan sıyrılmaktır. zamanın birinde 12 yaşındaki kızdan tahrik olmak diye bir başlık açtım. haşa allah korusun gerçekte hiç öyle bir durum yok tabiki. maksadım o entryimi en kötü entry listesinden 1 numaraya sokmak ve ardından listeye girince entrynin içeriğini değiştirip sapık orospu çocuklarına düz giden bir şeyler yazmaktı. (listede 1 numara olmasının avantajıyla çok kişi tarafından okunacak böylece istediğim şey gerçekleşecekti.) ancak tabi ki büyük tepki gördü. ve ben tepkiyi görünce o başlığın altına maksadımı açıklayıcı bir şeyler yazmak istesem de ve yazsam da başlığa tepkiler bitmedi.
tövbe allah korusun gerçekte asla öyle bir durum sözkonusu değildir. vicdanım çok şükür çok rahattır. sadece amaçladığım iş yarım kalmıştır. aksi durumda beni sapık gibi göstermek bir hakka girmedir. ayrıca troll değilim. maksadım monoton sözlük ortamında kendimce birşeyler karalamak işte.
yaklaşık 2 yıl önce gerçekleştirdiğim bir hırsızlık olayı sonunda vicdanımın sesine dayanamayıp gerçekleştirdiğim eylem.
kendimi bildim bileli babamdan dayak yerim. ama dayağa karşı değilim. o beni dövmeseydi eminim ki şimdi şımarık bir orospu çocuğu olacak, istediğim her şeyi hemen elde edebileceğimi sanıcak, ebeveynlerimin kafasını saçma isteklerimle şişirecek, maddeci bir ibneye dönüşecektim. fakat şimdi istemeyi ve almayı biliyorum. sabır gerek arkadaşlar.
o gün cebimde para kalmamış. zar atıp kaybetmişim cepteki 20 liği. oynayanlar bilir. çift zarı atarsın, toplamı küçük gelen kaybeder. neyse canım da bir dürüm istiyor ki sormayın amk. orda bir dürümcü vardı müthiş et kokusu geliyor. müşteri çok olduğu için dürümleri önceden hazırlamış alt tarafa koymuşlar. çok sipariş olunca hemen mikrodalgada ısıtıp veiyolar. neyse yaklaştım amk mevsim kış hava soğuk mont uzun. el becerisiyle bir dürümü cukka edip sıvıştım.
yedim karnımı doyurdum ama yağı donmuştu amk. damağıma yapıştı. neyse doyduktan sonra pişman oldum, gidip itiraf edeyim dedim ama döverler diye boşver dedim, polisi aradım. hatta polis abiye zahmet etmeyin ben geliyorum dedim. sağolsun polis anlayışlı çıktı. bir 10luk attı git suçunu itiraf et hakkını da helal ettir adamlara ve evine git dedi. çok sevindim. binbir duayla ayrıldım ordan. dediğini yaptım ama ilginçki adamlar kızmadı, bizden olsun dediler sağolsunlar.
edit: çocuklardan tahrik olacak kadar sapık orospu çocuğu değilim akıllı olun. ironik maksatlı açılan o başlığı anlamayıp şahsıma hakaret etmekten men ederim. efendi olun.
yemin ederim duyduğumda beni bir tuhaf hale sokan haber bu. öyle ki şaka zannedip bunu bana anlatan arkadaşımın omzuna elimi atıp siktir lan onlar öyle şey yapmaz demiştim. hatta bir yumruk da şakağına salladım gülerek. oturdu kanepeye ve yeminler etti. ulan orhanla serhata iftira atmayın ibneler diye hiddetlensem de gördüğüm poz beni şoka düşürdü amk. samsung e 250 ile dar açıdan bunları çekmişler. odada dudak dudağa sülalesini sktiklerim. fotomontajdır desem de yok amk belli yağlamışlar birbirini amına koduğumun sapıkları.
serhat kaşını alırdı zaten ama ona ibneliği konduramazdım. orhan piçi ise eline parlak ojelerden sürerdi. şeffaf. bir gün ilk gördüğümde lan bu ne orspçcg diye elimi kaldırınca yeminler etti abi bu acı oje, tırnak yememek için sürtüyorum diye. meğer herifler ibneymiş amk. olayı inceliyorum. kızsızlıktan ibne olduklarına dair bir savım var, delilleri topluyorum, sonuca ulaşınca yazacağım buraya.
bizim yan komşu vardı şöyle 25-26 yaşında. amına koyayım alkışlarlayaşıyorumu açmış habire 90ların pop şarkılarını, işte popüler şarkılarını dinliyor. bunu gizlice takip ettim. pencereden baktım. almanya'dan babamın dayoğlusu bir dürbün getirmişti sağolsun. onunla içeriyi iyice gözetledim. baktım ki amk bu herif bir sözlük yazarı. üstün dürbünüm sayesinde açtığı başlıkları okudum. mesele hep 90lar. işte biz büyüdük dünya kirlendi, geçmişi özlüyorum filan.
hemen kapıyı tıklattım. açtı. elimde bir tabak var zannediyor ki yemek getirdim. tabağı şrank diye kafaya indirdim. lan orospu, piç madem o kadar eskiye meraklısın interneti bırak, twitter hesaplarını devret, msn adresini de iyi bilen birine heklettir siktirgit ozan orhon dinle piç dedim, hiçbirini kabul etmedi. ben de dayanamayıp kapıyı üstümüze kapadım, kilidi de yuttum. gemileri yaktım, oğlanı siktim amk.
erkekler bilir what does kamyon devirme mean. it means insansız fucking. bir uyanıyorsun ki mal dimdik olmuş amk. olan olmuş tabi. gece kalktım üstümde eski battaniye var hani cemaat evcinde kanepe altında saklanan ve gelen misafire sunulan. kimbilir ben üstüme örtmeden önce kimler kamyon devirdi o battaniyede amk.
arkadaş kaldırdı. kaldırdı derken beni uyandırdı. zaten ben kaldırmışım. bir odada iki kaldıran olmaz. tahrikten birbirimize sulanabiliriz. neyse amk uyandım bekliyorum arkadaşım bana mübarek hayırdır susadın mı filan diyor yok mevlüt galiba ben cenabet oldum dedim. hemen bana kendi eşofmanlarından birini verdi. gittim ihlas su ısıtıcısyla o soğuk havada duş aldım, dondum amk.
arkadaşlar bugün bu başlıkta bu ciddi sorunu konuşmak için toplanıyoruz. biliyorsunuz her yeni nesil geldiğinde yaratıcılıktan uzak aptal eski nesillerden vasat troller yeni nesillere laf atıyor. yok onların zekası düşük filan. e tabi yeni yazar da burdaki raconu bilmediği için böylesi kekolara prim veriyor. burdan sözlüğün imtiyaz sahibi sayın zall alpen'e sesleniyorum. nesil ayrımını kaldır. nasıl ki rus çarı mujikleri özgürleştirdi ve hiç unutulmadıysa, sen de nesil ayrımını kaldırınca kalplerde güzel bir anı olarak hep yaşayacaksın.
gece uykusu denen sayın yazar okey ucuzum ve bilmemkaç tabak yemeğin parasını vericem dedin. kısaca hesaplarsak her gittiğimde toplamda 3 tabak yesem (2 öğün), rahat 4 yılda bir 450 kez gitmişimdir. 450x3=1350 tabak yapar. şu an bir tabak yemeği iyimser olarak 4 tl sayarsak (ki daha pahalı ama neyse) 1350x4= 5400 tl yapar. hadi ver paramı. hava atmak kolay ver lan paramı.
böyle radikal laik yeminle. nick süper ama söylemem. 150 liraya satıyorum. çok kullanılmış ama kondisyonu iyi bir hesap. nick altı temizdir fena değildir yani. övgü yergiden daha çoktur. ama en önemli nokta laik bir nick olması. ikamet yeri izmir olan kardeşlerimiz tercih edilir. babam gelse 149'a vermem.
abooov allah razı olsun bunlardan. sik tipli bir arkadaş vardı lisede. bu amık gider cemaate takılırdı. bizimle de özel ilgilenirdi. maksadı bizi cemaate kazandırmak bir nur askeri yapmak. fakat sovyet yer mi yavrum? onlar sohbet ederken başımı 37 derece sağa eğer huşu içinde hıhı, tabi ki, evet ya çok haklısınız gibi riyakar laflar ederdim. bu kekolar da derdi ki içinden heh tamam tuzağımıza düşüyor. neyse sonra hadi mübarekler sofraya derlerdi. sofraya otururduk az yemek yemediiiiim amk. çok sömürdük çok.
yaklaşık 3 yıl önce yaptığım ve pişman olmadığım hadise. ben ford transit minibüse bayılırım. oysa ibne babam hep sepetli motosiklette diretiyordu. sepetli tehlikeli amk hem minibüs alalım ki tüm kabilemiz sığsın diye zorlayınca çekil lan gavur eniği deyip din iman sövünce çığırdan çıktım. adanalıyım öyle her işe tav olmam lan. çıkardım kelebeği sırtına hafif dürttürünce ödü koptu amına koyim. ama sepetli cingen motosikleti aldı amk. hala binmiyorum.
lan sik kafa sanır mısın ki üniversitede uzun parka giyip saç sakalı birbirine karıştıran o şekilsizliğin hep böyle devam edecek? üniversite bitip de vitrinden inince ve teoriden pratik hayata atlayınca zaman seni de sağcı yapacak emin ol.
allah'ım sana binlerce şükürler olsun ki böyle vizyonu olmayan, insanları ev hanımlarına 600 tl aylık verecem diyerek haydar baş'a özenen, çıkan merdivenden ısrarla inmeye çalışan, karizması deniz baykal'ın yanında solda sıfır kalan bu adam gibi değilim. çok şükürler olsun sana.
köpeğim yıldırım'ı çok severdim. acayip kaslı bir köpekti amına koyim. nereye gitsem yanımda gelir başını usulca paçalarıma sürer ve severdi beni. ama ne bileyim işte ya baktım amk bu köpekte bile benden daha fazla kas var. acayip erkeksiydi. şuna benziyordu:
anasını siktiğim sanki benden gizli body building yapıyordu. oysa kulübesinde tekti bu. ne bileyim işte ya artık güce mi taptım naptımsa köpeğime daha değişik duygular beslediğimi farkettim. bunu hemen düzeltmeliydim. kendimi ne kadar zorlasam da günler geçmesine rağmen düzelmiyordum. oldu olacak bunu bir başkasına vereyim dedim ama kabul etmedi kimse. napıcaz amk deyip reddettiler.
satmayı düşündüm ama benim gözümde paha biçilmez bir köpekti o. kamyoncu bir tanıdığımız var orhan abi. ona rica ettim. yola gittiğin zaman bunu da kasada götür sonra orada salıver köpeği diye. beraberinde mersin'e götürdü. ordan portakal filnan getirirdi bu. neyse işte köpeği mersinde salıveriyormuş ki bir kız görüp çok beğenmiş. ona 20 liraya satmış amk. ya da bana 20 deyip kandırdı orospu çocuğu.
kanka o dönemlerde ateistim. gücümü sözlükten alıyorum. daha doğrusu ekşici ateistlere ve onların savlarına bakıp gaza geliyorum. bu herifler ateistse kesin bi bildikleri var yanılmıyolar bence deyip ateist oldum. kelime-i şehadetin tersini bir kağıda yazıp okudum. artık bir ateisttim. üstüne metal müzik de dinliyor hatta kısmen icra ediyordum.
fakat bunlar ççılgın tuhuma yetmiyordu. daha extreme bi şeyler yapmalıydım. arkadaşım abdullah ile bu fikir aklıma geldi. namaza gidecektik. cemaatler namaz kılarken millet secdeye eğilmişken şampiyon cimbooom ulan diye bağırıp kaçacaktık. oldukça riskli bir işti. fakat planımızı önceden yapptık. merkez camisini gidip önceden inceledim. krokisini çizmiştim. planı, koşma hızımızı, hocanın namaz kıldırma hızını rekat/dk olarak hesaplayıp işe giriştik. abdullah ile gittik camiye. arka sıralarda bir yer edindik. ön tarafa gitmeye götümüz yemedi. neyse namaz başladı millet secdeye eğildiği gibi canaydın başkan cimbom şampiyon ulan diye bağırıp topuğu verdik amına koyim. kimse namazını bozmadı ama yine de korktuk rahat bi 800 metre koştuktan sonra bir pasajın içine saklandık. bizi kimse bulamadı. bir ateist olarak görevimi tamamlamış hissediyordum kendimi.
bu nirvana denen memlekete sabır otobüsleri gidiyormuş. beni de sabra en çok sevkeden şey barış özbek ve onun şaşkın halleridir. onu hiç sevemedim. bir kere almancıydı. almancıyı sevmem. domuz yağlı çikolata yiyen 13 yaşında olmasına rağmewn 28 yaşında gibi görünen çiko akrabalarımı hatırlatır bana. almancı sevmem. kültür çatışmasını ömrümce yaşadım. almancı sevmem. barış'ı o nedenle izlerim. atamadığı paslar, o haliyle no look pasa kalkışması, kaybettiği toplar, sakatlamak için tekme atması filan izledikçe allah'ım diyorum bu cimbom'da orta saha oynayabiliyorsa benim günahım neydi.
en kötü ihtimalle samsunspor'da forvet olurdum amına koyim. samsun dedim de 55 sabri geldi aklıma ama yeter bu ismi bile ne duymak ne de esprisini yapmak istiyorum. futbolu da bıktırdı esprileri de. neys sürekli olarak barış özbek izlemeye devam. sabır taşı olacağım günü iple 31 çekiyorum.
ağzı dualı polis memurlarımızdan bir sürü hayır duası almaya sebep olur.
birkaç ay önceydi. bizim mahalle sessiz sakin bir mahalle değildir. olay eksik olmaz. gerçeği söylemek gerekirse civar semtler biz çingene mahallesi gözüyle bakar. pek haksız da sayılmazlar. zira nerdeyse günlük bir olay oluyor. komşumuz güldeste teyze geçen perşembe hava henüz kararıyorken bir feryat kopardı ki ben hemen kolundaki 890 tl değerindeki bileziği çalıyorlar mı acaba diyekere dışarı fırladım. yalan yok benim o bilezikte gözüm vardı. alıp satsam bir sepetli motosiklet gelir amına koyim. bu devirde kim kime o parayı verir. neyse no problem. bu ses beni korkuttu. benim gibi korkan mahalle ahalisi de fırladı dışarı.
allahım görmez olaydım o manzarayı. elim ayağım ılık suyla yıkandı sanki. güldeste teyze ağlıyor oğlum orhanıma kıymışlar vaaaaayyyyyyy diye kendini yerlere atıyordu. orhan'ı hepimiz tanıyorduk. ya karı kafayı yedi herhal orhanı kim napıcak diye düşünürken ara bahçede orhanın kopan kafasını buduğunu söyledi. bunu der demez de eniştem cıvık süleymanın kollarına düştü. polise haber verdiler tabi. olay yeri geldi. ben hayatımda lan diyen adam değilim. neyse anlamadım ama behzat ç gibi tribe girmişim. millete akıllı olun lan filan deyiorum. kes lan filan dedim. oraya emniyet şeridi çekmişler kimseyi bırakmıyorlar. bir polis bana şeridin gerisine git yaklaşma deyince gonuşma lan dedim vay sen misin lan diye.
iyi bir copladılar beni. siktiler adeta. abi özür dilerim filan taşak öperek kurtuldum. neyse orhan'ı ben de severdim ve onun katilini bulmak gerekiyordu. behzat ç'yi bir nölüm izledmi ama temiz izlemişim demekki. orhanın kopan kafasını bahçeye gömmüşlerdi. o halde cinayet burda işlenmişti muhtemelemen. ya da başka yerde öldürüp kafayı buraya attılar ama sanmam. orhan asosyaldi. bahçeden dışarı kolay kolay çıkmazdı. cinsel hayatı pek iyi değildi arada bir tavuk sikerdi.
neyse amınık baktım olucak gibi değil meseleye el koydum. yakın komşuların hepsini hesaba çektim. ben de ayna karşısına geçip kendimle yüxleştim ama yok valla orhanı ben öldürmemiştim. sorgularım sonucu tam 344 sayfalık bir ajanda dolmuştu. çapraz sorgulamalar yaptım. 344 sayfayı tekrar gözden geçirdim ve suçluyu buldum. arka sokaktaki komşumuz gani amcaydı. çünkü o gece o mahallede sadece gani amcagil mangal yapmıştı. orhan'ı bu orospu çocukları kesmiş. ne hoş istanbul horozuydu oysaki.
sıkıntı büyüktü. bol para lazımdı. aksi halde belamı sikeceklerdi. üniversite döneminde millet karı kıza takılır batak oynar ama benim gibi mal ise başka ortamlara takılır, beladan geri durmazdı. bilmemne semtinin bilmemne kıraathanesinde bir masa vardır. herkes çok iyi bilir ki burada kumar oynanır. karanlık adamlar buraya takılır ama bunlara karanlık dediğime bakmayın özünde garibanlardır. tek bir emriyle insan öldüren azman adamları yoktur onların. veya bir bmw x6'ya binemezler ama hatırı sayılır kabadayılıkları vardır. üniversitede bir kez iibf'den bir lavukla kavga etmiş ve onlara da haber vermiştim. adam beni epey tehdit etmişti ama yanımda 4-5 tane hayatın sillesini yemiş ve hayat üniversitesinden hayat kadını gibi mezun olmuş bu cevval yüreklileri götürmüş dayak yemeyi bırak görüntümüzden ötürü dayak bile yememiştik. çünkü görüntümüz yetmişti.
bizler bilmemkaç kontöre bilmemkaç sms hakkı alıp milletle tıkır tıkır sabahlara dek mesajlaşacak kadar cıvık değildik ama hayatın sillesini sağlam yemiştik. 2-3 liraya iddaa oynayıp kendini dostoyevski'nin kumarbazı zanneden embesiller değildik biz. özünü yaşayıp yağsız çalışıp hasara uğrayan motor gibi içimizden bir şeyler ezile ezile umudu her geçen gün azaltarak bitire bitire yolumuza devam ediyorduk. asla bir üniversite öğrencisi gibi olamadım. üniversiteli salakların bir evde toplanıp akşama dek teknolojik ürünlerin fiyatı hakkında laklak etmesine veya lecola içerek öğrenci=fakir sempatikliğine dayanacak adam değildim. doğuştan gaddarım. sinirli ve hesapçıyım yeri geldiğinde. patrick süskind'in romanındaki keneyim. amacım sadece yaşamak. gerekirse 10 lira için arkadaşımı satarım ve hatta kumar borcum yüzünden sıkıştırılırsam gerekirse arkadaşımın boğazına bıçak dayayıp ondan borç 200 lira isterim. yaparım. to be continued.
bu entry hariç yazdığı hiçbir şeye inanmamanız gereken yazar. ironik entryler yazmayı tercih ediyorum, amacım bazı noktalara dikkat çekebilmek. bu nedenle sapık bu, ruh hastası gibi entryler girip, mesajlar atıp bıdı bıdı kafamı şişirmeyin. normal bir insanım çok şükür sapık ve hasta filan da değilim. devam edelim.
yaşım daha on sekize bile girmemiş. liseye doğru dürüst devam etmiyorum. çalışkan arkadaşlar ısrar ediyor aksatma kendine acı, ailene acı diye ama onları dinleyecek durumda değilim. dünya sikime minare götüme yaşıyorum. okuldan kaçmak okula gitmek kadar normal ve birçok yasadışı arkadaşım var. tolga var bir tane babasını dövüp iki dişini kırmış ama gariban babası şikayetçi olmamıştı. serhat vardı teyze kızına yakmış abayı. olmaz çekmişler kızı kaçırmaya kalkışmış. az kalsın iki bacıyı birbirine düşman ediyormuş. kızı alelacele başkasıyla evlendirmişler. neyseki şanslı kız, sevdiğine varmış. burak var daha lise 1 deyken maraş otuna alışıp bırakamayan burak. sigara onun vücudu için basit bir çerez gibi arık. boru otu, bally içiyor çekiyor. böyle bir ortamdayım ama şikayetçi de değilim.
anlamadığım şekilde bunlar kafası iyi de olsa süper muhabbet çeviriyorlar. hayal güçlerine hayran kalıyorum. tabi kimyasalların etkisi de var bunda. kafa siken sıkıcı bir arkadaş değiller yani. sıkıcı insanlardan hep nefret etmişimdir. bir gün bana da bally çektirdiler. sarhoş olmuyorsun kontrolü kaybetmiyorsun diye yeminler ederek razı ettiler beni. ayrıca içki gibi değil bu ağzım kokmayacağı için peder anlamayacaktı. siyah poşete biraz sıktı. ağzımdan nefes verip alarak poşeti şişirdim. vay babanın kemiğine 5 dakkaya kalmadı müthiş mide bulantısı etkisini bırakıp etrafı benim istediğim dekora ulaştırmaya başladı. burak'ı dans ettirdiğimi düşünüyor ve hemen ardından dans ettiğini görüyordum. eskiden hayvan barınağı olarak kullanılan bu virane yeri gökdelen gibi hayal ediyor ve hoooop 2 saniyeye kalmadan o gökdelenin zirvesinde aşağı işeyerek haykırıyordum. volkan'a baktım ölü gibi sızmıştı yanımda. birayı bu sefer çok kaçırmış, zaten içkiye hiç dayanamamıştır. yatıyordu, kıpırdamıyordu bile. sonra kalk volkan dedim, kalkmadı. bağırdım umursamadı. sinirlenmiştim. duyarlıydım acayip derecede hissiyatım keskinleşmişti. bir anda volkanı gebertme fiilini aklımdan geçirdim.
elimde koca bir satır ama biraz giyotinede benzer bir metali var. volkanın kafasına değdiriyorum ve kafatası ikiye ayrılıyor kanlar fışkırıyordu. beyninden bir tavuk fırlayıp öldürdün onu, bir daha nasıl doğuracağım deyip kaçmaya başlıyordu. korktum bağırdım galiba. ya da sadece bağırmak içimden geçti, emin değilim. katil olmuştum. sonra polis sirenlerini işittim, sanırım korkudan bayılmışım. zannediyorum birkaç saat geçmiş. beni burak uyandırdı, volkan hala sızmış yanımda yatıyordu. sapasağlamdı aptal herif.