sosyopatik
336 (çok gezmiş çok okumuş)
altıncı nesil yazar 1 takipçi 16.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ezel ile kurtlar vadisi ni kıyaslayan insan

    1.
  1. kör yada iq'su yeterli düzeyde olmayan insandır. ezel vs kurtlar vadisi başlığındaki gibi bir kıyaslama yapılması pek akıl karı gelmiyor bana. bu yüzden böyle bir başlık açma ihtiyacı duydum. tabii " başka derdin yok mu senin? " diyen olursa göt olur, susarım. *
    bildiğiniz üzere kenan imirzalıoğlu'nın çıkışı, osman sınav'ın yapımcısı ve yönetmeni olduğu deliyürek adlı dizi ile oldu. aynı şekilde kurtlar vadisi'nin yaratıcısı da osman sınav'dır. yanılıyorsam düzeltin. ama ezel ile kurtlar vadisi'ni aynı kefeye koyan kişiler, böyle alakasız bir bağlantıya bile dayanmadan, ezel ve ramiz dayı karakterleri nedeniyle bu iki diziyi aynı türe ait kabul ediyorlar. ezel gibi konusu salt intikam ve aşk olan bir diziyi politik bir dizi ile kıyaslamak ve aynı kategoriye koymak nasıl bir zekanın ürünüdür, merak ediyorum.

    ezel özgün bir dizi diyemem ama aşk-ı memnu ve yaprak dökümü gibi diğer ay yapım dizilerine nazaran daha kalitelidir diyebilirim. ezel'i böylesine sevdiren, bu kişilerin mafyavari gördüğü, tuncel kurtiz'in müthiş oyunculuğu ile bir tv fenomeni haline gelen ramiz dayı karakteri ve kenan imirzalıoğlu nun ustalara taş çıkartan iyi oyunculuğudur bence. dizi ve filmlerde, hangi mafya babası daha önce hamlet, macbeth gibi shakespeareeserlerinden, özdemir asaf'in şiirlerinden alıntılar yapmış? başka alıntılar olup da fark eden ve beni bilgilendiren olursa sevinirim.

    bahsetmek istediğim bir nokta ise çoğu insan tarafından beğenilmeyen kenan imirzalıoğlu'nun oyunculuğudur. yıllarca " türk sinemasında jön kalmadı " denilirken, birden, damdan düşer gibi necati şaşmaz gibi oyunculuktan nasibini almamış bir kişi jön ilan edilirken, yazıtura, kabadayı ve ejder kapanı gibi filmlerde Olgun Şimşek, şener şen ve uğur yücel gibi usta oyuncuların yanında kenan imirzalıoğlu'nun hiç de sırıtmayan, aksine kendini fark ettiren oyunculuğuna dikkat çekmek istiyorum.
    1 ...
  2. ayrılık erkeği sikertiyor

    1.
  3. not: bu yazım erkek yazarlar içindir. hemen vurmayın. cinsiyet ayrımcılığı yapmıyorum. ibne de olmadım. amacım yazının hemen başına dikkat çeken bir not yazıp, yazıyı bağyan yazarlar için ilgi çekici bir hale getirmek de değil. sadece kıraathane havası olsun istedim, en dumanlısından. bi nevi geçici seçirgenlikten doğma geçici seçirgenlik. ayrıca bu yazıda sanal reklam uygulaması vardır.

    ***

    gece yolculuklarının hüzünlü bir yanı var gerçekten. gece yolcuları'nın da boktan bi müziği var. " unut beni, sevgiliiiiim. ben unutmuyoruuuuum. " heee, oldu! gece yolculuğu yağmurlu bir günde yürümek gibidir. belki de gecenin hüznünün yolculuğun yalnızlığıyla sentezindendir. bendeki etkisi ise candan erçetin'in yalan adlı şarkısının klibinden kaynaklanıyor sanırım. izleyenler hemen hatırlayacaktır; mete özgencil'in şehirlerarası yolculuk yapan bir otobüste çektiği klip ile şarkın müthiş sözleri birleşince, dinleyen ve izleyen çoğu insanı vurgun yemişe çevirmişti. neyse, servis yapan muavin yaklaştıkça artan " çay, kahve yada meşrubat mı içsem tedirginliği" nin bende yarattığı umut sarıkaya tipi mutsuzluktan yılmaz erdoğan duygusallığına geçişlerde " yol bir yere gitmez. o bir durma biçimidir. durdurun otobüsü, incem ben " deyu haykırasım geliyor ama delü sanarlar diye tırsıyorum, frenliyorum kendimi. uzun yolculukları sevmezdim ama alıştım artık. ben trabzon'a giderken metro turizm'in vakfıkebir'de durabilme ihtimalini sevdim. şimdi ben gidiyorum ya, kimse bana benzemesin. en azından allah sonumuzu benzetmesin. yol uzun olunca insanın düşünecek çok vakti oluyor haliylen. öptüğüm kızlar geliyor aklıma, sonra sinop cezaevi avlusunda izmarit topladığım günler, başımda kavak yelleri esen o yaz... ölmek ne garip şey, anne! ne zamandı? hiç yaşanmamış mıydı yoksa? ben hep 17 yaşındaydım, ne zaman 23 oldum? şehirler arası yolculuk yapan bir otobüsün cam kenarı koltuğunda şuursuzca film şeridi gibi akan şehirleri izlerken anladım; ayrılık erkekleri daha bi vuruyor.

    ayrılık erkeği sikertiyor hacu. şimdi bilmeyenler için " sikertmek " fiiline açıklık getireyim. " sikertmek " eylemi " s**mek " eyleminden daha geniş bir kapsamı ifade edip nasıl oluyorsa küfür değildir. ayrılık vurunca erkeğe; akasyalar yapraklarını döküyor, güneş bulutların ardına saklanıyor, ay kendini içkiye veriyor, ferdi tayfur daha bir ağlamaklı okuyor. siz hiç ayrılıktan sonra her gece içip sokaklarda " hüdaverdiii, murtazaaa " deyu nara atan, sağa sola sataşıp yok yere kavga çıkaran, üstüne temiz bir dayak yiyip bundan paha biçilemez bir keyif alan, iddaa'da beşiktaş'a 100 lira basan bir kız gördünüz mü? ben görmedim. akla, mantığa sığmayacak davranışlarda bulunuyoruz. kız milleti ise daha bi metin karşılıyor ayrılığı, hele ki ayrılan onlarsa. belki de onların daha realist olmasından, bizlerin ise daha duygusal olmamızdandır. ayrılık da erkeğe dahildir. bakınız; - ayrılık? + içimdeee. halbuki sen brokoliyi seviyorsun deyu, brokolinin de seni sevmesi şart mı? değil. bi kere allah belanı versin, brokoli yenir mi lan? şimdi yanlış anlaşılmasın, bağyanlar üzülmüyor demiyorum. haa üzülmeyen kız kezbandır, ferhundedir, bihterdir. ama kız milleti 1 gün üzülüyor, 2 gün üzülüyor, 3. gün hayatına devam ediyor. bizler gibi aylarca gün boyu cengiz dinleyip rakıyı susuz içmiyor. " gelin olmuş, gidiyorsuuuuun. bana veda ediyorsuuuuun. " ... ayrılığı bağdaştırdığı şarkıya bak hele. sanki kız ondan ayrılıp kocaya kaçmış. ha 5 yıldır kızın yasını tutarsan evlenir, çocuk da yapar. şimdi biz, erkekler uçkuruna düşkün homo sapiensler olarak etiketlendiğimizden, " erkekler sevmez, erkekler kullanır, erkekler aldatır. " gibi kalıplaşmış suçlamalara maruz kalırken yukarıda saydığım gerçekler göz ardı ediliyor.

    velhasıl kelam ayrılık, insanlara hayatlarını mahvetme özgürlüğü veriyor.

    ***

    edit: bu yazımdaki tüm cümleler şahsıma ait olup, herhangi bir şarkı yada şiirden sevdiğim bir cümleyi aynen yada değiştirerek kullanmışlığım varsa şuradan şuraya sevişmek nasip olmasın. bak yine! ahahahahha. haa, herhangi bir ima da yoktur. öptüm, byeee
    8 ...
  4. belediye otobüslerinde yaşanan fuzuli stres

    1.
  5. çocukluğum spiderman, x men ve batman vb. çizgi romanları okuyarak ve transformers izleyerek geçti. hayal meyal hatırlıyorum. çocukken belediye otobüslerinden çok korkardım. bir gün içlerinden biri transformers'ta kötü robotlar olan decepticonsların lideri megatron'a dönüşecek sanırdım. çocukluk işte. pek bir salaktım.

    ***

    ergenlik dönemlerinde belediye otobüslerinde çok stres yapardım. " ya güzel bir kız otobüse binerse? ya şu daima sıkışık olan ve daha önce hiç kimsenin açamadığı o camı açmamı isterse? " falan fişman kurar da kurardım. daha bunun yaşlısı, gazisi ve hamilesi var. bunlardan biri bile belediye otobüsüne binse benim gibi yer verme ihtimali olan diğer ergenlerle göz göze gelmemek için başımı yukarı bile kaldırmazdım. şaka ya, bunu yapmazdım.

    ***

    7 yıl aynı liseye gittim ben. 7 sene lan, dile kolay. şimdi içinizden bir zıpçıktı çıkar ve " 7 yıl liseye mi gidilir lan zibidi " derse belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak izzetini, itibarını s**erim. anadolu lisesiydi ve şehrin dışındaydı. öğrencilerin çoğu okula ulaşım için belediyenin tedarik ettiği ve bilet sistemi ile çalışan otobüsleri kullanırdı. belediye otobüsünden farkı sivillerin binememesi ve son durağının okul olmasıydı. yani anlayacağınız haftada en az 10 kez belediye otobüsüne binerdim. her mahalleye giden otobüs farklı olsa da aynı olan tek şey hepsinin tıklım tıklım olmasıydı. şayet otobüste kıçınızı bir yere koyabilme lüksüne sahip olabildiyseniz, otobüse binen ve yanınızdan geçen her arkadaşınız kucağınıza bir çanta bırakacağından, otobüsten inebilmeniz mümkün değildi. yani ayakta yolculuk etmek daha makuldü. otobüsten inebilmenin püf noktası; ineceğiniz duraktan 3 durak önce götüm götüm ilerlemeye başlamanız ve 1 durak kala " duracak " lambasını yakan tuşa basması için tuşa en yakın arkadaşınıza bağırmanızdır. zira yaşlar 16-17, otobüs de öğrenci dolu olunca hitap şekilleri biraz değişiyor.
    - arkadaşım şu duracak tuşuna basar mısın?
    sonrasında;
    - kankaaa şu tuşu parmaklasanaaa.
    gibi.
    e dolayısıyla insan 7 yıl boyunca haftanın 5 günü, günde 2 defa belediye otobüsüne binerek okuluna giderse bazı deyimler diline pelesenk olabiliyor ve bir hafta sonu dershaneye gidebilmek için belediye otobüsüne bindiğinde inmeden önceki son cümlesi şu olabiliyor;

    - şunu parmaklar mısın?

    ***

    yamulmuyorsam 2005 yazıydı. arkadaşımla erdek'ten dönüyoruz. cebimizde metelik dahi yok. yalvar yakar otobüse zor binmişiz. belediye otobüsü full, ayakta yolculuk ediyoruz. açlıktan bayılmak üzereyiz ve hayal kuruyoruz;

    arkadaşım: kanka şimdi buz gibi bir cola olacaktı...
    sosyopatik: ee?
    arkadaşım: iki de whopper olacaktı...
    sosyopatik: eeeee?
    arkadaşım: ketçabı, mayonezi de boşaltacaktık içine...
    tam da bu hayalin üzerine aniden kızı biri dürter ve...
    kız: afedersiniz ama tekini alabilir miyim?
    arkadaşım: pardon ?
    kız: tekini alabilir miyim diyorum? (yukarıda asılı olan tutacakları kast ediyor.)
    arkadaşım: ketçap ve mayonez de koyayım mı? (whopperları kast ediyor)

    ***

    tanım: nedeni insandan insana değişebilecek strestir. yaptığım tanımı s**eyim.
    0 ...
  6. tüm gün çalmayıp sinemada susmak bilmeyen telefon

    1.
  7. kaderin cilvesi midir, cenabetliğin sillesi midir bilmiyorum. tüm gün çalmayıp derste susmak bilmeyen telefonun 3g uyumsuzudur. anlatacağım olayın yaşandığı zamana tekabül eden yıllarda 3g neyin yoktu ööle. nokia 3210 3310 fln vardı, hastasıydık ailecenek. yoksa o daha önceki dönemlerde miydi? her neyse efenim, arkadaş ortamında her türlü fiyatlandırmayı bira üzerinden yaptığımız yıllardı. örneğin; bir sinema bileti eşittir 3 bira, bir tiyatro bileti eşittir 2 bira şeklinde. hani para icad edilmemiş olsa, takas için bira kullanacağız. haliylen ortamda " abi ben o filmi izledim, ona gideceğine 3 bira al, ohh mis gibi " şeklinde muhabetler dönerdi. bira içmekten arda kalan zamanlarda da sanatsal aktivitelerde bulunmayı ihmal etmezdik.

    sinema bir tutkudur benim için. film izlerken büyük keyif alırım ve her filmi konsantre bir şekilde izlediğim için film izlerken konuşan, hele hele cep telefonu ile konuşan insanlardan hiç haz etmem. yine bu sebepten kalabalık bir ortamda asla film izlemem, sanat için soyunmam, amcamın eşi olan yengemle sevişmem. bazen sinemaya tek başıma gittiğim zamanlar bile olurdu. yine de sinemaya gittiğimde telefonumu kapatmak yerine vibrasyona alırdım. eheheh böylece salim dinlediğimi de deşifre etmiş oldum.

    o zamanlar bir arkadaşıma sözüm var, the lord of the rings serisinin son filmi olan the lord of the rings the return of the king'e gideceğiz. oldum olası sevemedim the lord of the rings serisini. hem ilk iki filmi izlemiş bulunduğumdan hem de arkadaşıma söz verdiğimden gideceğim. film tam tamına 201 dakika, dile kolay. daha 2 saat dolmadan kıçıma ağrılar girmeye başladı. kıvranıyorum koltukta bir sağa, bir sola. sonrasında tüm gün çalmayan telefonum başladı titremeye. duruyor, 10dk sonra yine başlıyor titremeye, tekrar duruyor, 5 dakika sonra yine. her defasında uzun uzun çalıyor ve açıp, bakamıyorum da. defalarca tekrar etti bu. neyse fim arasında baktım arayan annemmiş, açmayınca 3 tane de mesaj atmış. hatırladığım kadarıyla;

    ilk mesaj: niyeacmiyorsunessekherif
    ikinci mesaj: bosluktusunubulamadimneredesincabukevegel
    üçüncü mesaj: gelirkenikiekmekal

    evet, tüm bu tantana iki ekmek yüzünden. neyse film tekrardan başladı, 3 saatti doldurduk, o sıralarda hani filmdeki şu büyük göz vardı ya, adı her ne s***mse, yüzüğü yok ettiler, o devrildi. bir an film bitti sandım, panayırda elime pamuk helva tutuşturulan çocukluk yıllarıma döndüm neredeyse sevinçten. ama bu sevincim de kısa sürdü, çünkü film o sahneden sonra 45 dakika daha sürdü, montajını s***yim. hobbitler evlendiler fln, izdivaçlarını s***yim. nerde kalmıştık, heh işte, o sahne geçti, başladı telefonum tekrardan titremeye. artık kaç defa titredi sayamadım. çünkü ağrıdan kıçımı hissetmiyorum, telefonun titremesinin kıçıma yapmış olduğu masaj etkisiyle kendimden geçmişim. (şimdi bu cümleden sonra ibne yakıştırması yapanı s***mle tokatlarım.) film bitince baktım ki arayan kız arkadaşım. o da açmayınca annem gibi mesaj çekme yöntemine başvurmuş;

    ilk mesaj: askm niye acmiyrsn?
    ikinci mesaj: bni aldatiyr msn yksa?
    üçüncü mesaj: . (bitti demek istiyor kezban)

    eve gittiğimde öğrendim ki; annem arkadaşlarımı aramayı bitirince şehrin acil servislerine geçmiş. evde ekmek yok. anlayacağınız, the lord of the rings the return of the king filmini izledim ama hem kız arkadaşımdan oldum, hem aç kaldım, hem de bende kıç ağrısı yaptı. ha bi de siz siz olun, peter jackson'un king kong'unu izlemeyin, ömrümü yedi yeminle.

    avatar'da arayan olursa, sinemadan çıkınca ilk iş döveceğim.
    1 ...
  8. disiplin kuruluna verilme sebepleri

    1.
  9. anket mi oldu ya? neyse disiplin kurulunu sebeb-i ziyaretlerimizin nedenleridir. (bkz: anlatım bozukluğu) . lisedeyken bir kaç kez disiplin kurulunu ziyaret etmişliğim vardır. hepsinden de ceza almadan yırtmıştım, biri hariç. (bkz: anlatım bozukluğu). neden ceza almadığıma gelince; babamın öğretmenlerimin çoğunu tanıyordu ya da öğretmenlerimin çoğu babamı tanıyordu. çok da iyi bir şeymiş gibi bakmayın ekrana. kimse, veli toplantılarını babasının kendisinden önce öğrenmesini istemez.

    ****

    ingilizce öğretmenimizin tayini çıkmıştı. çok geçmeden yerine birini yolladılar. kendisi şehit mehmet gönenç lisesi'nden gelmekteydi. böyle taşşaklı bir isme sahip olduğuna bakmayın, yaşadığım şehrin en büyük, en kalabalık ve en belalı lisesiydi. ve şehrin gelecek vaad eden tüm pezevenk, kevaşe ve torbacıları o liseden çıkarmış. ben bilmem, şehrin yerlilerinin yalancısıyım, voodoo kabilesi. hatta bir rivayete göre borsada hisse senetleri düşüşe geçen şehrimiz kerhanesinin ceo'su bu lisenin müdürüne gidip; " ya siz kapatın, ya biz " demişliği bile varmış. böyle bir okul düşünün.

    neyse yeni gelen bağyan ingilizce hocamız karakterinden ötürü veyahut eski lisesinden kalma bir alışkanlıktan ötürü bir takım garip uygulama ve davranışlarla üzerimizde otorite kurmaya çalıştı. kış aylarında terlemeler, olmadık şeylere sinirlenmeler vs. anlam veremedik tabii ki. ve en sonunda kız arkadaşlarımızın da yardımıyla teşhisi koyduk; hoca menopoza girmişti. liseli ergen nereden bilsin, menopoz nedir, nerededir, ne ile gidilir.

    eski ingilizce hocamız hep şöyle derdi; " ingilizceyi türkçe'deki gibi düşünmeyin ". hapşurduktan sonra, tüm sınıf koro halinde god bless you* dediğinde, yeni ingilizce hocamız all together* demese saygı duyacağız kendisine ama olmuyor. bir ideolojimiz var çünkü. sonra kendisi de benzer esprilerin önüne geçemedi. örneğin, bir öğrenciye sorduğu sorunun akabinde;

    - are you sure?
    + no, i am ahmet.

    evet, yılların bayat esprisinin bir lise öğrencisi tarafından ingilizceye uyarlanmasıyla yapılan iğrenç bir espriyle bile dalga geçilir hale gelmişti.

    günlerden bir gün, ingilizce dersinden önceki teneffüste andavalın teki öğretmen masasında simit yemiş. hoca da yoklama defterini susamlar içinde görünce delirdi yine. başladı sınıfta bağırmaya, tehditler savurmaya;

    - bu masada simit yiyen kimse hemen itiraf etsin!
    ... sınıftan çıt çıkmaz...
    - çabuk söyleyin bana, bu masada kim simit yedi??
    ... sınıf yine sus pus..
    - söyleyin yoksa hepinize sıfır vereceğim!!! ( gözlerinden alev fışkırıyor.)
    + vermezsen amına koyayım. (arkadan bir ses)

    hoca çıldırmıştı. gözleri döndü resmen. hayatımda o kadar sinirli bir insan görmemiştim.

    - kim etti o küfürü? kim o hayvan?
    ... sınıf tırsar ama yine ses yok...
    - söyleyin bak yoksa hepinizi disipline vereceğim. (cinnet geçirir bir halde)
    + vermezsen amına koyayım. (arkadan yine aynı ses)

    sonuç; 10 fen c bir hafta okulda yok.
    6 ...
  10. ilk buluşmaya elinde kırmızı gül ile giden erkek

    1.
  11. a. şapşaldır. mütemadiyen şıpsevdidir. kendisiyle ilgilenen her kadına aşık olan erkektir. aynı zamanda kendisine veren her kadına aşık olan erkeklerin alt kümesini oluştururlar.

    b. iflah olmaz bir romantiktir. yaptığı romantik jest ve komplimanlarla ilk günden sevgilisini baştan çıkarır ve şımartır.
    sonra da sevgilisi iflah olmaz.

    c. sinsidir, çakaldır. tam bir kadın avcısıdır. hassas ve nazik erkek profili çizerek ilk günden iyi bir intiba bırakıp kısa sürede sevgilisini yatağa atmanın planlarını yapar.

    d. sabri sarıoğlu'dur. *

    edit: gördüğü her çifte sırnaşan ve yanınızdaki kardeşiniz bile olsa sizi gül almak zorunda bırakan çiçekçi çingenelerin baskıları dikkate alınmamıştır.
    3 ...
  12. orgazm sigarasını tersten yakmak

    ?.
  13. soluk soluğa kalmış, vücudunun her kıvrımından ter akan bireyin o kaçınılmaz sona gelmesinin ardından partnerinin memnuniyet dolu ifadesine son bir kez bakıp nefes alıp verişlerinin yavaşlamasından sonra vücuduna yayılan rahatlığın da etkisiyle yaptığı eylem. hele ki son sigarasıysa suratında sadece salvador dali tablolarında görebileceğiniz bir ifade oluşur.
    0 ...
  14. orgazm olduktan sonra nargile içmek

    1.
  15. ilişkiye girerken envai çeşit pozisyon deneyen fantezi erbabı çiftin yapabileceği eylem. zira sadece misyoner pozisyonu ile monoton seks hayatlarına devam eden çiftler için bir çift sigara yeterlidir. nitekim fantezi erbabı çift yaratıcıdır, daima büyük düşünür.
    0 ...
  16. ayrılık insana hayatını mahvetme özgürlüğü verir

    ?.
  17. geceleri yastığa başımızı koyduğumuzda kurduğumuz hayallerin odak noktası olan insan ansızın çekip gittiğinde öznesiz kalan hayallerimiz gibi hayatımız da değersizleşir gözümüzde. sıfatı ne olursa olsun " o " gittiğinde çok şey değişir. pembe panjurlu hayallerin yerini rakı masalarında çizilen fütüristik mutluluk tasvirleri alır.

    mutluluğu soyut ve sürreal bir kavram olarak kabul edip onu belirli bir kalıba sokma çabalarından vazgeçersek ve hayat sahnesini bir tual olarak düşündüğümüzde ; ilk üç kadehten sonra zamanı, hayali ve umudu karıştırır beyazı elde ederdim, bembeyaz bir gelecek çizerdim. bir kadeh sonra ateşi, sadakati ve fedakarlığı karıştırır kırmızıyı elde ederdim, aşkı çizerdim. ve bir kadeh sonra da karanlığı, hatayı ve pişmanlığı karıştırır siyahı elde ederdim, geçmişi silerdim. son kadehten sonra kupidon'a her gün ne içtiğini sorar ve genç capulet ve montague'lere iyi geceler dilerdim.
    6 ...
  18. babyface sevgili takıntısı olan kızlar

    1.
  19. lisedeyken n'sync ve backstreet boys fanı olan kızlardır. titanic filminden aşırı etkilenen versiyonları da mevcuttur. hayalperest kız tipidir. hep bir leonardo dikapriyo, castin timbırleyk beklerler ama gelmez. açılmadan iade olanları bile vardır.
    1 ...
  20. tercihini maço sevgiliden yana kullanan kızlar

    ?.
  21. bu model kızlar maço erkeklerden hoşlaşırlar ve genelde aradıkları saadeti ülkücü erkek tiplemelerinde bulurlar. erkeklerinin takım elbise içindeki ağa, dayı, mafya vb. tavırları onları tahrik eder. erkeklerinin makyajlarına, giyim kuşamlarına, arkadaşlarına kısacası tüm hayatlarına karışmasından büyük haz duyarlar. hele erkekleri arada bi iki tokat patlatıyorsa değmeyin keyiflerine.
    1 ...
  22. zamansız ereksiyon

    1.
  23. erkek ırkının karşılaşabileceği boktan durumlardan sadece biridir. düşünün; aylardır sapsınız, düzenli bi seks hayatınız var ama partneriniz eliniz, sonra günün birinde uzaklarda bi kız belirir, o hep oradadır ama siz onu ilk kez fark etmişsinizdir, çünkü eros okuyla sizi kıçınızdan vurmuştur. türlü şarlatanlıklar, soytarılıklar, hassas erkek profili çizmelerden sonra hatun ile yeni bi ilişkiye yelken açarsınız. ama ilk günler yok mu, o ilk günler; hani şu hormonal dengeniz sağlanana ve libidonuz optimum seviyeye gelene kadar ki zaman dilimi...ne boktandır di mi? sevdiceğiniz sarılır, öper, elinizi tutar ama o tavan yapmıştır bile. elinizden geldiğinizce anlamasın diye uğraşırsınız ama nafile. ha bi de kasık ağrıları da cabası, geçmek bilmez, bilmezler.
    2 ...
  24. ben de buradayım bakınız ı

    ?.
  25. günlük ayar kotalarını doldurmak isteyen bir takım yazarların ilgili, ilgisiz her başlığa yada sadece kişisel fikirleri ve ideolojisi ile çelişen başlıklara, konu hakkında bir fikri olsun yada olmasın, çeşitli kalıplaşmış cümleleri kullanarak verdikleri bakınız.
    3 ...
  26. trabzon da yaşama rehberi

    1.
  27. özellikle tercihlerin açıklanmasından sonra karadeniz teknik üniversite'sinde okuması kesinleşen yanlış tercih kurbanı uludağ sözlük yazarları için eşsiz bir rehberdir. aslında tercihlerden önce yazabilseydim ruh sağlığınız ve kişisel gelişiminiz için daha faydalı olabilirdi.

    öncelikle trabzon halkı ile iletişim kurabilmeniz için şive ve üslup farklılıklarından bahsedeyim. gerçi bir çoğunuz trabzon şivesine aşinasınızdır fakat örneğin bir kafede yeni tanıştığınız güzel ve alımlı bir bayanın ağzından " neabaysin" gibi bir soru cümlesi çıkarsa suratınızda " hassiktir, ne diyor lan bu? " ifadesi oluşmaması için sölüyorum; bu " ne yapıyorsun? " demektir. halk dilinden bir kaç örnek vermem gerekirse; " yürüme yürüdüm " tarzında bir ikileme benzeri eylem cümlesi duyarsanız bu " yürüyerek geldim " anlamına gelir. bu ikilemelerin en sofistikesi; " anlama anlayrum ama gavrama gavrayamayrum "dur ki; bu kısaca " anlamadım " demektir aslında.

    trabzon esnafı memnusiyetsizdir. kimseye eyvallahları yoktur. kimisi müşteriye " alırsan ekime, almazsan sikime kadar " der gibi bakarken, kimisi de müşteriye velinimet değil, ganimet olarak bakar.

    trabzon'da fenerbahçe formasıyla gezmemeniz, trabzonspor'un maçlarından sonra sığınaklara koşmanız ve ramazanda halka açık yerlerde yemek yememeniz sağlığınız açısından iyi olacaktır.

    dolmuş şoförlerini görünce şaşırmayın, gta vice city oynadıklarını sanıyorlar.

    sanıldığı kadar yağmurlu değildir. trabzon'da sadece 2 gün yağmur yağar, biri 3 gün, biri 4 gün sürer.

    edit: şimdilik bu kadar. hatırladıkça güncellenecektir.
    5 ...
  28. porno film izlerken patlamış mısır yiyen erkek

    1.
  29. cinsel tatmin için değil,görsel şölenden aldığı keyif için porno izleyen insandır.pornodan ziyade konulu erotik film izler.prodüksüyonun büyük olmasına önem verir.oyuncu kadrosuna dikkat eder.abaza değildir.filmi sonuna kadar izlememesi söz konusu değildir.peçetesini sadece yağlı ellerini silmek için kullanır.üç film bir arada kültürü vardır.
    5 ...
  30. 11bin yazardan 400 ünün ancak online olması

    ?.
  31. bakire olmayan kızların ihanete daha yatkın olması

    1.
  32. " kim olduğuma sen karar verebilirsin. intikam meleği... judas iscariot... şefkatli koca...hayırlı evlat...danimarka prensi? hepsi mi? hiçbiri mi? sen karar ver. " intikam meleği...

    tıpkı kurban'ın insanlar parçasında da söylediği gibi; geceye doymuş şu dünyada yürü de düşme, şansın varsa. en iyisi oyalan sen kendinle, kimseyi yorma boş derdinle. verince alır, fazlasını ister, seninle uyur, başkasını düşler. insanlar...

    her şey açık ve net. giriş ve çıkışlar serbest.
    3 ...
  33. sevgilinin ön adla hitap etmesi

    1.
  34. bilin ki nedeni size kızmış olmasıdır. tabii ki siz " canım, aşkım, cicim, yaban mersinim" gibi sıfatlara alışmış olduğunuzdan size isminizle hitap etmesini yadırgamanız çok doğal. küfür gibi gelir. sizde de ona ismiyle hitap etme isteği uyandırır. bu karşılıklı küfürleşmenin akabinde her şeyin tatlıya bağlanmasından sonra duyacağınız bir sevgi dolu sözcük sizi bırakın çocukluğunuzu, cenin olduğunuz o yıllara götürür.

    istisna: isminizin şuayip yada murtaza olması durumunda hak talep etmeyin.
    4 ...
  35. adamın götünden türev alırlar

    1.
  36. sofistike bir tehdit. matematiksel olarak mümkün mü bilemiyorum. lakin idris kaptanın da dediği gibi; adamın götünden kan alırlar kamil kan.
    4 ...
  37. serviste servis şoförüne veren liseli kız

    1.
  38. seks hayatına extreme bir başlangıç yapmış kızdır. videosu da vardı ama adını hatırlayamadım.
    1 ...
  39. kaliteli çorap giyen liseli kız

    ?.
  40. orta yaş bunalımına girip liseli kız fantezisi baş gösteren erkeğin hayalidir.
    2 ...
  41. sağ cebi delik liseli erkek

    ?.
  42. muhtemelen vajinayı sadece rüyalanırken görmüş, ergenliğinin belki de son demlerini yaşayan, okulda kız arkadaşlarının frikiklerinden topladığı malzemeyi anında hayal gücünün sınırsızlığıyla birleştirip okulda, sınıfta veya derste olmayı umursamadan seri 31 çekmeye müsait öğrencidir. ileride liseli fantezi baş göstermesi muhtemeldir.
    3 ...
  43. mirasını köpeğine bırakan müsrif zengin

    1.
  44. nallari dikmeden önce bunayan zengindir. ulan kendini bilmez mendebur bunak, hadi diyelim ailen yada varisin yok, hayır kurumlarından da haberin yok mu? köpek burada misal tabii ama ne diye itine milyonlarca dolar miras bırakırsın ki?
    0 ...
  45. tedaviye cevap vermeyen saygısız hasta

    1.
  46. dayaklık hastadır, vallahi. hemşireleri cıbıl cıbıl rüyasında görmek bile nasip olmasın böylesine. hadi sevdin, platonikti, kız bırak onu, yüz bile vermedi falan filan. yetmedi, attın kendini dağ, taş, ovadan. hayır, üşenmeyip hastaneye bile götürmüşler seni. daha ne istiyorsun yarraam? neymiş efendim; bekleyeni yokmuş. ulan var ya, seni ölüm yolunda kıstırır, sikerim. hele ki bi bitkisel hayata gir, bağlandığın makinanın fişini çeker, götüne sokarım. hayat güzel lan ampul.
    2 ...
  47. somali de insanlar açken yemek seçen götlek

    ?.
  48. ulan dizaynını siktiğim cibilliyetsiz hayvan afrika'da insanlar açlıktan kırılırken sen önüne gelen yemeğe burun kıvırıyorsun. kevin carter bile intihar etti, sen niye yaşıyorsun? ulan şımarık piç, seni afrika'ya yiyecek yardımı yapan birleşmiş milletler siksin. bitti!
    0 ...
  49. yeni taşınılan evde ilk sıçma şerefi

    ?.
  50. ev sahibine ait olması gereken şereftir. çünkü sıçmak mühim bir iştir, arkadaş! örneğin; tuvaletiniz alafrangaysa kişisel zevkinize göre dergi yada gazeteniz, çay yada kahveniz ve eğer kullanıyorsanız sigaranız mutlaka yanınızda olmalıdır. tercihe göze gaza getirici bir müzikle de bu aktiviteyi eğlendirici bir hale getirebilirsiniz. eğer tuvaletiniz alaturkaysa uygun sıçma pozisyonu için bacaklarınız optimum gerginliğe ulaşmalıdır. tabii bunu sadece erkekler anlayabilir. çünkü vücudunuz göt denen kısmında çıkan lüle lüle kıllar sıçma eylemini yeterince zorlaştırmaktadır. bunun içim tüy dökücü krem kullanabilirsiniz ama asla ama asla ağda yada jilet kullanmayın. çünkü jilet kullanırsanız götünüzdeki kıllar daha gür çıkar ve çıkış esnasında götünüzü kaşırken çevrenize pek de hoş görünmeyen görüntüler verebilir, gülünç durumlara düşebilir, espri malzemesi olabilirsiniz. eğer ağda kullanıyorsanız ve bu konuda tecrübesizseniz, hele bir de mevsimlerden yazsa, ağdanın kıçınıza yapışması durumunda tıp tarihine adınızı altın harflerle yazdırma şansına kavuşabilirsiniz. tuvalet kağıdı seçimi de çok önemlidir. tuvalet kağıdınız yeterince yumuşak ve emici olmalıdır. eğer bu konu sizin için önemli değilse zımpara kağıdı da kullanabilirsiniz. ve tuvaletiniz ne tür olursa olsun asla pis bırakmayın. bu durum daha sonraki kullanımınızı da etkileyecektir. daha öncede dediğim gibi sıçmak mühim bir iştir ve bunu bilen herkes sadece kendi evlerinde sıçabildiği için yeni taşınılan evde ilk sıçma şerefi ev sahibine ait olmalıdır. ne boktan bir entry oldu lan.
    2 ...
  51. şuradan bir arsa kapatmayalım da torun gıcık olsun

    ?.
  52. dedeme kızdığım tek nokta. yıllardır çekirdek çitleyip iyi mala vurdun. yanlış anlaşılmasın inşaat ustasıydı kendisi. 23 yıllık hayatım boyunca sırtımı sıvazlayıp " eskiden buralar hep dutluktu " demeni bekledim. ah be dede yapılır mıydı bu bana? üryan geldim, üryan gideceğim. bıktım artık " gönlümüz zengin " ideolojisinden.
    7 ...
  53. yaz gelince beyaz giyen kızlar

    1.
  54. takdir edilesi kızdır. içine renkli çamaşır giymişse laf atılası kızdır. insanın yağmur duasına çıkası geliyor. köpük partilerine götüresi, beraber duşa giresi geliyor. büyüyor efenim, durduramıyorum.
    2 ...
  55. vuvuzelanın kralını çalıyon lan

    1.
  56. 2009 konfederasyon kupasından sonra şahin k'nın güney afrikalı bir dilberle çevireceği filmde geçmesi muhtemel replik.
    3 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük