Evini dekore etmek isteyen ve ilham arayanlar için. Ev dekorasyonuyla ilgilenenler için. Güzel bir eve bakmaktan zevk alanlar için şu anda piyasada bulunan en güzel uygulama. Birçok stilde döşenmiş evlerin bir milyonu aşkın fotoğrafına online veya mobil olarak ulaşabileceğiniz sitede beğendiğiniz resimleri kaydedip kendi "ideabook"unuzu da yaratabilirsiniz. Yeni evlenenlerin, yeni "ev"lenenlerin ve "ev"lenmek isteyen herkesin birkez göz atması gerekiyor sanırım houzz'a.
Güzel alettir. Ama samsung almayın. Yani tabi bilgisayarınızı servis bikaç ayda bir yollayıp aylarca ayrı kalıp sonra kavuşma heyecanı yaşamaktan hoşlanmıyorsanız. Mavi ekran izlemeyi tercih edenlere de önerebileceğim model gene samsungun ultrabookları olur. Ekran donnması, bilgisayar açılmaması, sıkça hdd değişikliği ve tüm parçalarını teker teker değiştirmenize rağmen hala çalışmayan bir alet arıyorsanız tabi ki tercihinizi samsung ultrabooktan yana kullanmalısınız.
Parks and recreation'da somurtkan asistanı oynayan doğuştan "nemrut" kadın. Bugüne kadar oynadığı tüm dizi ve filmlerde sorunlu ve herkese mesafeli genç kızı oynaması "tanrının herkesi yaratmakta bir amacı var" ve Audrey'ninki de somurtmak dedirtiyor. Birbirinin aynı olan hollywood ünlüleri kervanının son üyesi olduğu kanaatindeyim (zoeey deschanel, katy perry, sarah hyland, mila kunis vs.)
Gene de güzel şimdi hakkını yemeyelim.
Henüz bir başlığı olmadığına inanamadığım Tina Feyle birlikte Amerika'nın en komik kadınlarından biri. Saturday Night Live'ın büyük yeteneği. En son parks and recreation'da başrolü oynayarak gene kendine hayran bırakan doğuştan komik insan.
Komedi dizisi yazarlığı dersi veren dizi. Hiçbir karakter öylesine konulmamış, her karakterin ayrı bir derinliği var, ilk bölümden insanı kendine bağlıyor ve tüm sezonlar bitmeden bir daha gerçek hayata dönemiyorsunuz. Yani zararlı bir dizi olabilir ama himym tbbt vs. gibi dizilerden sıkılanlara önerilebilecek en iyi alternatif.
Herkesin çatır çatır öldürüldüğü korku filmlerinden en çok birinin ölmemesini istemektir. Neden bilmiyorum, hepimiz yaparız. Mesela genç kızlar güzel kızın aşık olduğu kaslı ama hafif aptal oğlan ölmesin ister. Ya da ne bileyim, kodaman bir abimiz filmdeki herkesi çekip çeviren, yine güçlü kuvvetli fakat aynı zamanda zeki çevik ve ahlaklı -hatta tercihen siyahi- elemanın ölmemesini isteyebilir. Yurdumun bazı abazalarının da en sexy kızı seçip "ölmesin lannn benimki ölmesinn!!" dediği görülmüştür. Burdan yola çıkarak psikolojik tahlillere de uzananlaramız vardır, işte böyle bir şeydir korku filminde taraf tutmak.. (Ayrıca, spoiler gibi olmasın ama yönetmenin alın bunun tarafını tutun dediği insanlar da hep kurtulanlar olur..)
Dizinin gelecek bölümünün fragmanında karakterlerin doğalgazdan zehirlendiklerini görünce "herkes ölecek, dizi bitecek" sanıp bir an için sevindiğim dizidir.
Bir nevi sevgilidir/eski sevgilidir.
Şöyle ki, önce seversin, çok seversin her anın onunla geçsin istersin, gözün hiçbir şeyi görmez yersin de yersin. Sonra cicim günleri bittiğinde, yani birden bire olağandışı kilo aldığını fark ettiğinde "seninle olmak çok güzeldi, ama birbirimize yarardan çok zararımız var." der ayrılırsın. Ondan ötürü aldığın kiloları vermekle uğraşırken de iyice nefret edersin. Böyle de yiyecektir yani...
Özetle: Özünde iyi kektir ama bokunu çıkarmamak lazım.
Sadece oyuncu kadrosu için bu kadar rağbet görmüş dizidir. ilk yayınlandığı gece ratinglerde 5. sırayı ele geçirmiştir. Yayınlandığı gibi yayından kaldıralacağını sandığım bir dizi için pek fena sayılmaz.
Şimdi diziye gelince, According to Jim zaten öyle Friends gibi Lost gibi fanları olan, insanların dvdlerini alıp arka arkaya tüm sezonlarını izlediği bir dizi değil. Boş vakit öldürmek için göz ucuyla bakılan, hayran kitlesi edinememiş bir dizi. Ama mesela Haluk Bilginer'in ihsan Yıldırım'ı oynayarak efsaneleştirdiği dizi -the jeffersons- da orjinalinde pek efsane bir dizi sayılmazdı. Yani bu sefer de iş oyunculuklarda bitebilir. Fakat Haluk Bilginer'in o hafif aksanı inanılmaz kulak yoruyor. ekranlarda zaten pek aksan görmeye alışkın değiliz, hele ki en düzgün türkçeli oyunculardan biri olan Haluk Bilginer'in ağzından duyunca hiç hoş olmuyor. Heh bir de, bence inci türkay'ın gözleri falan cheryl karakterine gayet benziyor
An itibariyle star tv'de yayınlanmakta olan yarışma. Görüşlerime gelecek olursak.
Aslında dev bir kahve fincanının,yastığın, tabağın, kitabın falan etrafında olma, karınca gibi hissetme fikri güzel bir fikir. Misal birkaç yıl önce bebeklerin gözünden dünyanın nasıl gözüktüğünü gösteren bir sergi açılmıştı. dev yataklar biberonlar falan vardı, bayağı da talep görmüştü. Bu da onun gibi. tek farkı biz sadece izliyoruz. Halbuki bu programın yapımcısı bu platformu televizyon programında kullanmak yerine halkın ziyaretine açsa daha bile ilgi görebilir. Olmadı bir de yarışma programı çekersin sonra. Bir de Ebru Cündübeyoğlu'na "şimdi sen benim evimdesin küçültücem seni" falan demek yakışmamış. Hani sihirli annem izleyicisine hitap ediyor olsa yine neyse de, kime hitap ettiği de belli değil. Kısacası bir hayli itici duran program.
En derinlerde, en korunaklı yerlerde saklanması gereken cümle. Lütfen öyle önümüze gelene kullanmayalım. içimizden geldiğinde kullanalım. Çünkü hakkaten çok değerli bi cümle. Yani benim için ve birçokları için de öyle olmalı zaten en değerli cümle. Bi insanın bir diğerine verebileceği sevgiden başka ne var? para pul verirsin de manevi olarak sevgi verirsin. O yüzden bu en değerli cümleyi en değerli anınıza sakladığınızda çok işinize yarayacak göreceksiniz. Hem karşınızdaki bunu hissedecek hem de siz onu gerçekten değerli hissettirdiğinizi bileceksiniz.
Bi kere kimse yazar olmak için para vermez. Veren de maddi amaç güdüyodur zaten parasını geri alcaktır. üstelik zaten özellikle ekşi sözlük reklamdan hayvani paralar götürmektedir yani yazarının 3-5 kuruşuna göz dikmez sözlükler. Zaten bu sitelerde yazar olmasa niçin reklam versin bunca adam? Sözlük bir iki iyi yazarını da kaybetse böyle bir şey yüzünden bu sözlüğün zararına olur en nihayetinde. hem sözlükçülük parayı basan girer mantığına yenik mi düşcek yani bu mudur? bak yine fazla celallendm *
Michael Jackson'ın ölümü üzerine yaptığı haberden anladığım o ki, bu gazete michael jacksonla polemiğe girmek istiyor. Michael Jackson yaşasaydı Hürriyet kıçını yırtsa yine faydası olmazdı kaldı ki kendisi bi de öldü. Sansasyon mu yapcak şimdi bu haberle bu gazte? Çok mu konuşulcak? heh evet çok konuşulucak aslında. Bu tutumu çok konuşulacak en azından yani.. Herkes bir ünlünün ölümüne sevinebilir ya da üzülebilir de objektif olması gereken bir yayın organı bu tarz karalayıcı bir haber yaparak böyle bir olayı duyurmamalı. Gerçi bu haberi yazan kişi Michael Jackson'ın pop dünyasındaki yerini bilmiyor da olabilir. Hakkaten. Magazin haberciliğinde iyi şeylere yer yok en nihayetinde...
Öyle bir konuşup duruyor ki michael jackson'ın taciz ettiği çocuklardan biri olduğunu düşüneceğim artık. kusura bakmasın. Tamam adam öldü de sana ne zararı vardı yani? Başka bi açıklaması yok bana göre kesin bişey yaptı...
Olay Stockholm'da vuku bulmuşsa stockholm sendromu yaşayabilir kendisi. Yaşamıştır da. Başka bir yerde vuku bulduysa yine stockholm sendromu yaşama ihtimali vardır.
insan olduğu için onun ölümüne de üzülünebilir tabi. Ama bir yanda şarkılarıyla efsane olan adam. Diğer yanda çocuk tacizcisi olan adam. ikisi de aynı adam. Terazinin hangi tarafının ağır geleceğine göre kişi daha az veya daha çok üzülebilir. Ya da bi taraf ağır bastığında hiç üzülmez hatta nefret eder. Burda herkesin kişisel yargısı devreye girer. Bana göre dolu sana göre boş olan bardak misali... Üzülenlere de üzülmeyenlere de hakaret etmek yersiz bu yüzden.
zemzem kola tarafından piyasadan silinmiştir. amma velakin ooo ooooo o bizden biri kristal kola... o bizden biri.. melodileri kulaklarımızdan silinmedi silinemez..
asrın reklamcılık hatasını yapmış marka. coca cola da yeri geliyor kutup ayısı oynatıyor ama seda sayan olmaz be kardeşim. sadece ev hanımlarına hitap edecek benim kolam öyle her önüne gelen içmese de olur diyorsun. adamlar yurtdışında bu kadar: http://www.mefeedia.com/e...coca-cola-reklam/18805304 fena bir reklam yapıyorlar sen gidiyorsun seda sayanı oynatıyorsun. tamam böyle reklam da yapılmaz haksız rekabet falan filan ama sonra türkiye'de kimse pepsi içmiyor oluyor. tabi içmez. şaşmayın.