istifamı yazdım, imzaladım ve taratarak mail ile ilettim. beni odasına çağırdı ve sorunu daha öncesinden söyleseydim çözebileceklerini söyledi. söyledim: saygı ve maaş. bir şey demedi. yerine birini bulmamız lazım dedi. ihbar sürem var zaten dedim. sonra benimle toplantı yaptılar 2. kez ve adayları gösterdiler. bir hanımefendi, dil yok, iş tecrübesi yok ancak yağlı bir müşterisinin referansıymış. benim maaşımında 1,5 katını teklif edeclermiş. adamın gözlerinin içine baktım ve gözlerimden onun gözlerine kusmuklar fışkırttım. anladı mı? anlamadı. anlayamaz. Sonra öğrendim ki saygının ne olduğunu bilmeyen emeğin de ne olduğunu bilmiyormuş.
Ben gece insanıyım. Ay vazgeçilmezim mi diyorsun yoksa Güneş gibi yandıkça güzelleşenlerden misin? Ben Ay’cıyım. Zamana göre yüzüm değişiyor ama yine ben benim.
Sizi gidi küçük troller sizi...
Birden pıtırcıklar şekilde açmışsınız kaya diplerinde. Çen büyüdün de troll mu oldun çen. Yoksa gelene geçene ayetlerle mi şaldırceksın bakim sen. Afferim sana. senden bi bu olur zaten
Markete giriyorum, herkesin sepeti ağzına kadar dolu. Mahallemde arabadan yürüyecek yer yok. Şöyle evlerin içine bak 106 ekranlar havada uçuşuyor. Metro'da milletin yüzlerini gömdükleri en düşük telefon 2500 TL'lik. Ayakkabılar Adidas, Nike, New Balance. En dertlisinin en aşağı evi var. Lan sorunca milletin durumu çok kötü. Pardon da, biz neyiz yahu bu durumda?
Aslında şu zamana kadar hiç böyle şeyler düşünmezdim. Ancak yaş aldıkça insanın sabrı azalıyor sanırım. Tabi dönüp soruyorsun kendine, daha gençken nasıl katlanıyordum, diye. Aslında cevabı basitmiş: farkında değilmişim. insan olgunlaştıkça, bazı şeylerin tahriş ediciliği artıyormuş.
Neyse, ben şu dakika 'mecburiyet, ölüm ve belirsizlik' üçlüsünü silmek isterdim.
Çünkü mecburiyet ve belirsizlik insan evladını en çok yoran olgular modern zamanda. Ölümü silmekse aslında içinde insanları sevmeyi de barındırıyor biraz. Çünkü onları daha fazla görmek istiyorsun. Belki de kendi ölümünle ne kadar çok üzüleceklerine üzülüyorsun.
Loopa bağlamışız hayatı be. Daha gençken a dostlar, saçlar da daha fazlaydı elbette; böyle bir azim vardı. Çok güzel işler olacaktı. Ne bileyim işte, mesela çok mükemmel şeyler keşfedecektim, çok büyük sesler falan getirecekti. Sonra yaş geldi bir noktaya; her sabah uykulu gözle klozette otururken o ses getiren şeyin, ayaklar açıkta kalınca bütün gece bağırsakta biriken gaz olduğunu fark ettim. Böyle olmamalıydı dedim kendi kendime ama öyle olmuştu.
Şimdi o kadar da kötü değil şimdi.
Ama 80s jenerasyonu... Sanki X kuşağı totomuza sağlam sapladılar gibi gelmiyor mu size de? Yani öyle bok bir sistem üretmişler ki, neresine bulaşsan verem, neresine bulaşsan kanser!
Ya siz ne zalim, ne kadar kazanmaya odaklı, ne kadar yürek bitiymişsiniz be birader (?)
Kapitalizm sizin döneminizden, bankacılık, hızlı tüketim ürünleri, sübyancılık, ırkçılık, yobazlık, seksizm, para, statü hırsı, dikey yönetim modeli...
Yani 'bizim zamanımızda...' diye başlıyorsunuz ya... Kendi zamanınızda ohh gül gibi yaşamışsınız, bizim gençliğimize daldırmışsınız.
1.Sadece ihtiyaçları olduğunda arayanlar
2.Onlar arayınca yine de telefonlarını açan insanlığım
3.Bu insanlığı anlamayanlar (-ki teknik olarak 2 şey yazmış oldum.)
Bugün twitter da gördüğüm, bizzat profiline bakıp haberin de doğru olduğunu fark ettiğim gerçek. Cumhuriyet ibaresini kaldırmışlar. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1507856/+
Atğm: Jarjörü doğru düzgün tak lan!
Onb: Komutanım şarjör değil miydi?
Atğm: Türkçesini kullansana lan at y...ğı
Onb: Emredersiniz komutanım !@&@₺@&& -error-
Ne yazık ki yeni jenerasyonun okumadan, içeriği anlamadan büyüdüğü için her şeyi iyi bildikleri gibi anlamsız bir kimlik savaşının getirdiği sonuçtur. Geçenlerde bir tv kanalında kendisiyle alakalı yorum yapan birine konuğun:"Bunu nasıl ciddiye alayım. Belli ki 14 yaşında çocuk. O mecra onlara ait. Ciddiye almıyorum" demesi de program sunucusuna fena koymuştu. Çünkü programın büyük kısmını sosyal medyadan gelen yorumlara ayırıyordu.
insan sayısı Çok iş hacmi az olunca asgari ücretle Çalıştırma politikası yaygın oluyor. En temel ihtiyaÇlarını bile alamayan birinden gelir vergisi, zırt vergisi pırt vergisi alarak bu sıcaklarda kara humma geÇirtecek uygulamadır. Can yakar, insanı umutsuzlaştırır.