lama olduğunu iddia eden, bu konularda kitaplar yazan, kiminin meczup, kiminin üstün güclü dediği kisilik.
özellikle 3. göz ve hermit kitapları güzeldir. bazı yerlerinde anakronik durumlar ve kurgusallık kokan bir abartı ggöze carpsa da özellikle tibet felsefesi ve mistik inanclarla ilgilenenler icin lobsang rampa iyi bir isimdir.
saatli mmarif takviminin vazgecilmez ögesidir. uzun süreli talk showlarda ortam senlensin diye yapılan küçük skeçler gibidir bunlar. hicri takvim, özlü sözler, takvim arkası yazılar, yemek tarifleri ve cocuğunuza isim kısımlarıyla takvim tam anlamıyla maarif takvimi olur. arada güzel seyler denkgelse de kıcın uydurma kapasitesi biryere kadar olduğundan sıklıkla sacmalanır. özellikle salı günki isimlerin daha güzel olduğu acizane fikrimdir.
ancak dalai lama olunduğunda mantıklı olabilecek hadisedir. zira o zaman bir afiniz bir forsunuz olur. ben reenkarne olmam, enkarne olurum dersiniz ortamlarda. ancak diğerleri icin maalesef durum pek parlak değildir. dısardan hos gozuken reenkarnasyon, karma inancı vs. bircok asya ve doğu toplumunda kölelik sisteminin dayanağı olmustur.
ayrıca hayata turnike mantığıyla yaklasmakta yanlıstır.
bir konu hakkında sürekli uyardığını, olası sonuclurı onceden hatırlattığını belirtmek manasında kullanılan deyim. genelde olumsuz durumlardan sonra "ben demistim" yerine kullanılır.
sahiradesiz anarsist sistemde bireylerin her birinin adıdır. burada anarsizm genel felsefi anlamıyla değil düzensizlikten doğan mutlak düzen manasında kullanılmaktadır.
sahiradesizler öncelikle normal karmasık sistemde bireysel felsefelerden sosyoklonizm felsefesine gecis yaparlar. sosyoklonlar bu sistemde en iyi sekilde yetiserek anarsist toplumun temel taslarını olustururlar.
anarsist toplumda sahiradesizlerin tek eskiği iradesizliktir. su an yasadığımız karmasık hayatta "iradesiz" kavramı bir eksiklik olarak görülürken sahiradesizlerin olusturduğu anarsist toplumda bu bir övgüdür. zira sahiiradesiz de "sahi-iradesiz" kavramlarından olusmustur. sahiradesizlerin toplumunda karar merci sahiradesizlerin iradeleri toplamı olduğundan her birey iradesini topluma teslim ederek sahiradesize donusur. ideal düzende sahiradesizler kendilein icin karar alan kendileri gibidirler. asla sorumluluk almazlar ve hep mutludurlar.
etrafta gördüğümüz duyduğumuz sosyokültürel, sosyopolitik gibi kavramlara eklenmis yeni bir hayat felsefesidir.
zira bu kavram toplumda gordugumuz, aynı etkiye aynı tepkiyi veren, suru psikolojisi gurusu, etrafındakilerin kopyası, kamuya malolmus, esasen olmaması gereken insanlar guruhununun temel inancını temsil eder.
bu guruhun her bireyine de sosyoklon denir. insanların temel problemi sosyoklon olmaktan cekinmesidir. famak sosyoklon olmadan sahiradesize erisilmez. mutlak anarsizmden önce muhakkak basit bir esdeğerlik olmalıdır ki anarsizm farklılıklar tarafından eskitilmesin.
sosyoklonlar ideal bir sistem ve devletsiz bir düzen icin uğrasırlar ve tek amacları anarsist sistemde birer sahiradesiz olmaktır.
yardım etmeye calıstığımız, insan gibi davrandığımız yeni elma sözlük yazarı. zira orda da bana bok atmaktan geri durmamıs dünyanın etrafında döndüğü sanrısına kapılmıs miolojik bir tosba olma yolunda emin adımlarla ilerlemistir.
kendisi ezikliğinden mütevellit benim olmadığım ortamlarda bana saldırmayı tercih eder. atılmasının sebebi ise elma sözlükte ve diğer bircok sözlükte temel felsefesi aynı olan sözlük formatına uymamasıdır.
ingiltere de gayet mantıklı bir söyleyistir. zira orası ingilteredir baska sansınız yoktur londra yazıp, londra okursanız herkes size ici bos gözlerle bakar.
kimilerinin hakettiği tanımlamadır. zira müzisyenlik bir sanattır ve incelik ister. bu incelik insana ve kisiliğine de yansımalıdır. konusma tarzından, nezaketine kadar kendini sekillendirmelidir.
birde aynı manken sarkıcılar gibi kendini müzisyen sananlar vardır. bu adamlar saygısız, terbiyesiz ve coğu türkceden bihaber olduğu halde kültürel br tanımlama olan ve beraberinde kimi bireysel sorumluluk getiren bu tanımı kendilerine uygun görürler. yazıktır.
ilginç bir yazar tepkisidir. zira yazar kendince uzman olduğu bir konuda "kime göre, neye göre" kıstasını dikkate almadan ahkam keser. insanların kisisel görüslerine saygı göstermez, kendini tanımladığı kalıpları bile sorgulamadan kabalama ayar vermeye kalkısır. tabi coğu zaman ayar vermek yerine ayar almak gibi bir eylemle karsılasır. ve makat tabir ettiğimiz bölgesinin üstüne oturur.
eğer yazarda megolaman kisilik ve cocukluktan kalma psikolojik rahatsızlık varsa bunu gurur meselesi yapar gider hemen baslık acar kendince intikam alır. yüzünde humekaca yasayan insanlara mahsus istihzai bir gülümseme belirir ki o gülümsemenin en anlamlı olacağı yer ayna karsısıdır.
eski sarkılarının coğunun adam gibi sarkıcı olması ve türleri ne olursa olsun adam gibi icra etmesinden mütevellit durumdur.
ayrıca eski sarkıcılar haliyle porsumus ve burusmustur. mankenlik mesleğinin beli kriterleri vardır. en azından bir liseli gence mastürbasyon icin gerekli malzemeyi sağlayacak sekilde salınmak gerekir ki eski sarkıcıların cokta sansı yoktur.
zira filmi 16 yasından kücükler izleyemese yurdumun bir kısım genç bünyesi filmin gazabından uzak tutulur ama 16 yasın üstündeki film müptelalarının hepsi potansiyel birer ağır abi olduğundan filmi ancak antropoza girmis, emekli olmus, yaslı amcalar izlemelidir. zira gaza gelip bastonla torunu dövseler bile büyük capta bir sosyal hasara yol acamazlar. evet.
seytani bir ciyaklamadan olusan titresimlerdir. eger cennete giderken ibnelik olsun diye bastıysanız bir problem cıkmaz ama abar topar ceheneme giderken yanlıslıkla bastıysanız vahim durumlar vuku bulur.
yuze gulen guzel turkcemizde ''beti benzi atmak'', ''alı moruna karısmak'', ''yuzunun rengi degismek'' manalarında kullanılan guzide aforizma.
zira efendim mostra bircogumuzun asina oldugu hatta artık metahiper devasa alısveris merkezlerinde de rastladıgımız boyacı sandıklarının ayak koymaya yarayan hedesinin yanında duran ve herhangi musteri gelip ayakkabılarını boyatmak istediginde ayakkabıyla pantolonun arasına sıkıstırıp boyanın degmemesi gerken yuzeylere degmesini engelleyen alettir.
ayakkabı ve boya cesitliliginden mutevellit mostra dedigimiz nesneye surekli cesitli renklerde boyalar bulasır. bunların anlamsız sentezlerinden de garip ilginc kimi zaman igrenc bir renk ortaya cıkar. bu sevimsiz rengi herhangi insan suratında belirmesiyle dolaylı cagrısım vasıtasıyla ''ne is, bu hal ne'' demek yerine yerine ''mostraya donmek'' deyimi kullanılır.
bir sıkılma, bıkma, yabancılasma belirtisidir. esasen intihar edes gelipte edememek bu duyguyu daha da guclendirir. zira bu da bir tur kararsızlıktan dogan umutsuzluktur. yokluk, bokluk, cennet, olum gibi kavramarı mrak eden insanın gerekli eylemidir.
bir yonuyle anksiyetenin bir varyantı ya da alt turu sayılabilir. dunyaya en pragmatist haliyle yaklasan insanın tatmin olmamıs manevi hazlarını olumun soyutluguyla dindirme cabasıdır.
kilosu normalden fazla olan balık etli, kemigi agır, beli genis insanların baskaları tarafından bu ozelligi belirtir bicimde tanımlanmasıdır. zira en dikkat cekici olarak got capı goruldugunden ''bak su gozluklu olan, ayse teyzenin damadı hani'' gibi tanımlamaların varyantı olarak ''tombul arkadas'' terimi kullanılır.
tombul arkadasa bu sekilde ünlenildiginde once bu tanımlamayı kabul etmek istemez, duymamazlıktan gelir. zira tombullugu kabul etmek birazda diyetci populer kultur sayesinde zul telakki edilir olmustur. bircok insan tombullugunu fizyolojik bir durum olarak kabul etmek yerine onu yuz kızartıcı bir suc olarak gormekte ve kurtulmak için kendine akla hayale gelmedik eziyetler yaparak mazosizmin sınırlarını zorlamaktadır.
siz bu arkadası esasen yuzlesmek istemedigi bir durumla karsılastırdıgınızda ya size kuser, uzulur ve tombul olarak tanumlanmaktan utanır ya da ''buyrun benim..eheh'' tarzi yapmacık bir marjinallikle ne kadar rahat ve kendiyle barısık birisi oldugunun ustune basar. ama siz bilirsiniz ki iç ses size gayette galiz kufurler etmektedir ve kisi cogunca bu durumdan rahatsız olmaktadır. evet tombul arkadas, senin de olayın budur. hı hı.*
ilginc bir yontem olmakla birlikte sozlukcu olmayan hocalarda kasıntı yapabilecegi, hatta ''bak dalga gecmis bir de ibne, al sana 0'' seklinde diyaloglara sebebiyet verecegi asikardır.
sınav kagıdında cevabı normal\bildigimiz insan evladı gibi vermeyip, cevap yerine gizli bkz konulabilir zira gerisi hocanın problemidir. biz cevabı vemisizdir.
bir tür esnaf tarifidir. özellikle adres tariflerinde esnaf kardeslerimiz size idiot muamelesi yaparak öncelikle gireceğiniz sokağı söylemek yerine diğer sokakları yalanlarlar. böylece tarif kuvvetli olur ve yanılmazsınız.
örnek nerde diyenler, cıldıranlar icin ;
+abicim hede cafe varmıs, nasıl gideceğiz..
-hımm..bak burdan sağa dön..1. değil, 2. değil 3 sokaktan sap..yürü 100 metre karsına cıkar o..