atanamayan sosyete
@sosyete    2432 (filozof)
beşinci nesil yazar 28 takipçi 297.79 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    yufka yurekli borek

    1.
  1. bir okur, yazar ve hatta çizer. hiç affetmez. yanlışınız olmasın.
    2 ...
  2. o kadar çok kazdılar ki cennete düştüler

    1.
  3. soma\'da hayatını kaybeden madenciler için söylenmiş çok anlamlı bir söz. başımız sağolsun.
    5 ...
  4. büyük uludağ sözlük yangını

    1.
  5. her şeyin zall'ın gelişmeler kutusunu yakmasıyla başladı rivayet edilmekte.

    hiçbir şey kurtarılamadığı için hakkında kesin bilgiye ulaşılamıyor.

    hepten sözlüğü yak da kurtulalım şu dertten. yetheeeeeeeeeeeeeeeer.
    1 ...
  6. yazarların icq numaları

    ?.
  7. 6 hanelisi vardi bende ama unuttum.*
    0 ...
  8. çare vpn

    1.
  9. 'internet yasaklarına tepki olarak vpn programları aracılığıyla nette fink atıyoruz'un kısaltması.
    0 ...
  10. iq değeri 80 den büyük olan cehapeli

    ?.
  11. kombi basıncına şok müdahele

    1.
  12. sıcak su tesisatı içindeki dış mihrakların* oyunları neticesinde peteklerde oluşan hava veyahut su sızıntısı sonucu kombide oluşan basınç düşüşünü tölere etmek için belli aralıklarla yapılan eylem.

    bilindiği üzere basıncın aşırı düşmesi sonucunda kombi suyu ısıtamaz ve içinde bulunduğumuz kış şartlarında evi yaşanamaz bir hale getirir. ki bu istemediğimiz bir sonuçtur ve acilen müdahele gerektirir.

    ev halkının milli iradesi sonucu demokratik yöntemlerle düzenlenen seçimler neticesinde geldiğim bu merkezi ısıtma sistemi başkanlığı görevimi layıkıyla yerine getirdiğimi sizlere belirtmekten gurur duyuyorum.

    ve sizi temin ederim ki bu dış mihrakların oyunlarını inşaaallah bozacağız, herkes bilmelidir ki bu evin milli iradesi dışında hiçbir güç bu evin yönetimini ve idaresini tayin edemez. tüm bu oyunların amacı da açıktır ki, doğalgaz ve su faturalarının tavan yaparak kendilerine maddi bir çıkar sağlamayı beklemektedirler. böyle bir şeye izin veremeyiz, mümkün değildir.

    biliyorsunuz ki aybaşı yaklaşmakta ve fatura dönemi gelmektedir. neden bunlar ay sonuna doğru bu olayı gerçekleştiriyor bir düşünün, bir düşünün derim size, zamanlama çok manidar değil mi?
    1 ...
  13. sexcuse me

    1.
  14. ing. affederseniz bir kere şeapabilir miyim.
    1 ...
  15. olayların arkasında vaiz lobisi var

    1.
  16. başbakan ile gündem özel

    1.
  17. --- spoiler ---

    diyarbakır'daki tarihi buluşmanın ardından başbakan recep tayyip erdoğan, atv – a haber ortak canlı yayına katılıyor.

    murat akgün moderatörlüğünde, gazeteciler mehmet barlas, sevilay yükselir, mustafa karaalioğlu, ibrahim karagül ve nihal bengisu karaca soracak, başbakan recep tayyip erdoğan gündemin en kritik sorularını canlı yayında yanıtlayacak.

    başbakan ile gündem özel, 20 kasım çarşamba günü saat 19.45'de atv - a haber ortak canlı yayınında...
    --- spoiler ---

    yayındaş ve yandaş medya gururla sunar.
    1 ...
  18. dilara alpman

    1.
  19. başlığının henüz açılmamış olması çok ilginç geldi bana, bir şebnem ferah parçasını en az onun kadar iyi söyleyebilen başka birini dinlememiştim şimdiye kadar, çok şaşırtmıştı beni.

    o ses türkiye yarışmasında american money adlı parçayı söylemesiyle tanıdık onu ve ardından öldürücü darbeyi sil baştan ile yaparak adeta mest etti dinleyenleri. yolun açık olsun genç!

    1 ...
  20. emrah uçar

    1.
  21. o ses türkiye ile tanıma fırsatı bulduğumuz, hoş bir tarza sahip muhteşem ses. güzel yerlere geleceği aşikar.

    jüri üyelerinin hepsinin büyük beğenisini kazandı 'Vazgeçtim' adlı parçayı seslendirerek. başka şarkılardaki güzel yorumlarını da merakla bekliyoruz.

    işte o ses:

    2 ...
  22. taksim erdoğan ı nasıl yener

    1.
  23. --spoiler--
    Başbakan Erdoğan’ın Taksim Gezi Parkından başlayıp, Ankara ve istanbul’a sıçrayan gençlik muhalefetinin kolaylıkla kabul edilebilecek taleplerini kabul etmeyerek olayları uluslar arası medyanın ana gündem maddesi haline getirecek ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin uyarısına uzanacak kadar geliştirmesi 2014 seçim stratejisinin belkemiğini oluşturmaktadır. Bu strateji AKP tarafından daha önce Anayasa referandumu sırasında uygulanmış ve AKP % 42 civarında başladığı anayasaya destek oranını % 58’e kadar taşımıştır. Bu stratejinin özünde keskin toplumsal ayrışma üreterek, bloklaştırma ve saflaştırma vardır. Erdoğan’ın %50-%50 vurgusu, bu stratejinin sahaya yansımasıdır. Kendi % 50’si olarak gördüğü grubu konsolide ederek, diğer % 50 ile arasına baraj örmektir. Bazı çevreler, Başbakan Erdoğan’ın kibir ile hareket ettiğini, ne yaptığını bilmediğini ileri sürmektedirler. Oysa Erdoğan çok başarılı bir siyasi taktisyendir ve politikaya duygularını karıştırmaz. Başbakan Erdoğan başarı dışında hemen hemen hiçbir ölçü tanımadan sonuca odaklı bir siyaseti etkileyici bir şekilde sürdürmektedir.

    Türkiye 2014 seçimlerine ilerlerken, AKP’nin önünde oyunu kemiren üç temel sorun bulunmaktadır. Bunlar sırası ile

    1)PKK ile yürüyen müzakere, mütareke ve kirli pazarlık süreci,

    2)iflas eden ve Reyhanlı gibi Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamına neden olan bir saldırı ile ülkemizin karşı karşıya kalmasına neden olan Suriye politikasının başarısızlığı,

    3)IMF’ye borcumuzu ödedik nakaratının arkasındaki dış borçlarımızın 2002’de 130 milyar dolar iken 2012’de 337 milyar dolar’a çıkmış olması gerçeği ve kırılgan bir buz üzerinde yürüyen bir borsa.

    2014 yaklaşırken, Erdoğan seçmene yönelik yeni bir stratejik algı yönetimi kampanyası başlatmıştır.Asıl sorunlar seçmenin dikkatinden kaçırılacak, yeni bir gündem oluşturulacak, daha kolay manipüle edilebilecek bir sorun üzerinden seçmen bloklaşması sağlanacaktır. Erdoğan için istanbul, Ankara ve izmir’de orta ve orta üst gelir gruplarının ve özellikle bu grupların genç çocuklarının belkemiğini oluşturduğu kentli bir muhalefetin seçim sonuçlarını belirlemek açısından büyük bir tehdit oluşturması söz konusu değildir.

    Üstelik, böyle bir muhalefet hareketi, Erdoğan’ın gerçek oy zeminini oluşturan ve sadece devlet kaynaklarından son 10 yılda 27 milyon kişinin ekonomik yardım bağımlısı yapıldığı (belediyelerin ve özel şirketlerin yaptığı yardım bu sayının dışındadır) taşralı, muhafazakar, alt ve alt orta gelir grupları nezlinde çok kolay karalanabilecek, ötekileştirilecek hatta şeytanlaştırılabilecek bir yapı taşımaktadır. Böylece, taşralı, muhafazakar, alt ve alt orta gelir gruplarında kısacası Anadolu insanında PKK ile sürdürülen kirli barış sürecinden dolayı “ülke bölünüyor mu?” endişesinin ve “Bu hükümet de Suriye konusunda yanlış yaptı” ve “Reyhanlı’da katliama neden oldu” düşüncesinin yerini çok hızlı bir şekilde "Vay şerefsizler, ayakkabıları ile camiye girmişler ve bira içmişler” tepkisi almaktadır.

    Erdoğan Taksim muhalefetinin kendisine yeni bir gündem oluşturma ve manipule etme fırsatını verdiğini anladığı andan itibaren stratejisi tırmandırma, radikalleştirme ve ötekileştirme stratejisi üzerine kurmuştur. Bir bölümü devlet güdümünde olduğu bilinen, radikal sol örgütlerin ve “profesyonel devrimci” kadrolarının Taksim’e damga vurmaları teşvik edilmiş, önü açılmıştır. Öyle ki, Başbakan Erdoğan grup toplantısında AKM’nin üzerinde  günlerce asılı duran Marksist-Leninist örgüt pankartlarından bahsederken, “Devlet binasında bu pankartlar nasıl asılı kalır?” sorusunun cevabı aslında sorunun içinde gizlidir.AKM devlet binası olduğu için örgütler tarafından yasa dışı, toplumun genelinde tepki ile karşılanan ve Taksim gösterilerini temsil etmeyen pankartlar asılabilmiştir.

    Diyarbakır’da Öcalan’ın başı ağrıdığı için gösteriler düzenleyen PKK ise Güneydoğu Anadolu’da hiçbir eylem yapmaz iken müzakere ortağının elini güçlendirmek için Öcalan posterleri ile zaman zaman kendisini televizyon kanallarına göstermiştir. AKP Hükümeti de Güneydoğu Anadolu’da olay çıkmayacağının güvencesini almanın vermiş olduğu rahatlıkla Diyarbakır ve Van’daki TOMA’ları istanbul ve Ankara’ya kaydırmış durumdadır.

    Taksim’i Erzurum’da, Nevşehir’de, Kütahya’da televizyonlardan sansürlü olarak seyreden, hafızasında Gezi Parkındaki barışçıl tutumdan, çadır-mescitten ve anti kapitalist Müslümanlardan çok  Marksist grupların vandalizmi kalan vatandaş, Erdoğan’ın “camide bira içtiler” söyleminin peşinden gitmeye çok daha yatkın olmaktadır. Üstelik, Taksim göstericilerinin elindeki tek iletişim ve propaganda aracı twitter iken Başbakan Erdoğan’ın arkasında gönüllü ve gönülsüz dev bir medya karteli olduğu unutulmamalıdır. Twitterın dar alanda kaldığı, diğer alanda hükümetin nerede ise rakipsiz bir algı yönetimi stratejisi izlediği ortadadır.

    Gençlik muhalefeti dar bir coğrafi alana sıkışırken, hükümet ise bütün Türkiye’de propaganda çalışmalarını sürdürmenin üstünlüğünü yaşamaktadır. Buna itiraz “Tahrir’de dar bir alandı” şeklinde olabilir. Ancak Tahrir’de Müslüman Kardeşlerin stratejik aklı temsil edilirken, vücudu bütün Mısır’a yayılmış durumdaydı. Oysa, Türkiye’de muhalefet, istanbul’da Taksim, Beşiktaş, Bağdat Caddesi, Ankara’da Kızılay, Kuğulu Park, Dikmen üçgeni ve izmir’de Gündoğdu Meydanına sıkışmıştır. Adana, Kayseri gibi şehirlerdeki muhalefet ise kısa soluklu olmuştur.

    Bütün bunların dışında tarafların hedefleri ve stratejileri arasında da bir dengesizlik vardır. Erdoğan’ın ulaşmak istediği hedef ve bunun için uyguladığı strateji açıktır. Bu hedef ve strateji konusunda parti içinde bir tartışmaya izin yoktur. “Lider emreder, kitle takip eder” ilkesi tartışmasız bir şekilde uygulanmaktadır.  Taksim’in ise belirgin bir politik hedefinin ve stratejisinin olduğunu söylemek mümkün değildir. Politik mücadeleler de bu çok önemli bir husustur. Kötü bir politik hedefi ve stratejisi olan dahi olmayandan daha avantajlı konumdadır.

    Bu noktada Taksim’in Erdoğan’ı nasıl yenebileceği üzerinde durulabilir. Yukarıda sergilenen güçler dengesinden sonra, sanki bir galibiyetin mümkün olmadığı düşüncesi akla gelebilir. Oysa, bu mümkündür. Galibiyete ulaşmanın ön şartları şu şekilde özetlenebilir:

    1)Taksim’in gücü sahip olduğu yumuşak güçtür. Bir TOMA’yı Molotof ile yakmanın hiçbir anlamı yoktur ancak TOMA’nın fışkırttığı suya göğsünü açarak direnmek, tekerlekli sandalye ile TOMA’nın karşısına çıkıp suyu yemek, TOMA’nın yenildiği anı temsil etmektedir. Yumuşak gücün sert gücü nasıl etkisizleştirebileceğinin en somut tarihsel örneğini Gandhi Hindistan’da Britanya imparatorluğunu yenerken sergilemiştir.

    2) Taksim’in yumuşak gücü, komünist-marjinal örgütlerin molotof kokteylleri ile kirletildiği ölçüde zayıflamaktadır. Taksim’de barışçıl gösteriler yapanlar, kendileri ile komünist-marjinal örgütler ile aralarına belirgin bir mesafeyi tüm toplumun göreceği bir şekilde ve sert bir tavırla koymak zorundadırlar. Üstelik bu komünist-marjinal örgütlerin bir bölümünün iktidar güçlerine çalıştığı da göz önünde tutulmalıdır. Taksim’de gösterilerinin sembolü tekrar Türk Bayrağı haline gelmelidir.

    3) Taksim'de çok akıllı bir şekilde, Erdoğan’ın Taksim’i din düşmanı göstermesini engellemek için etkili engelleme yapmıştır. Muhafazakar tabanda büyük bir karşılığı olmayan kendilerini anti-kapitalist Müslüman diye tanımlayan grupların gösterilerde yer alması çok önemlidir. Buna rağmen Erdoğan, elindeki en önemli silah olan din siyasetini Taksim olaylarında da kullanmıştır. Taksim, dinin kendisine karşı istismarını engellemek için elinden gelen her şeyi yapmaya devam etmelidir. Bu aynı zamanda iktidarın Anadolu’da kılcal propaganda çizgileri üzerinden sürdürmekte olduğu olayların sorumlusu “Allahsız komünistlerdir” şeklindeki propagandayı etkisizleştirmese bile zayıflatacaktır.

    4) Taksim, Erdoğan’ın % 50-%50 tuzağına düşmemelidir. Bloklaşmayı değil, birleşmeyi, ötekileştirmeyi değil, sahiplenmeyi dile getiren bir siyasal söylem ve eylem tarzı gerekmektedir. Demokrasi sadece muhalefete oy verenlere değil, bugün iktidar partisine oy verenlere de lazımdır. Erdoğan’a kızgınlık ne kadar büyük olur ise olsun, eleştiriler, aklın ve ahlakın ürünü olmalıdır.

    5) Taksim’in kazanmasının en önemli şartı, Taksim-Kuğulu Park-Gündoğan Meydanı üçgeninden çıkacak ve barış, milli birlik ve demokrasi talebini tüm Türkiye’ye sürekli-uzun süreli bir şekilde yaymalarına/bu potansiyeli göstermelerine bağlıdır. Aksi halde Taksim, anılan üçgende boğulacaktır.

    6)Taksim’in gücü, demokrasi talebinden kaynaklanmaktadır. Demokrasi talebinin politik bir hedef olarak somutlaştırılarak ortaya konulması şarttır. Başbakan Erdoğan’ın otoriter rejim tesis ve Türkiye’nin bölünme sürecinin önündeki en büyük engelin TBMM’deki muhalefetten çok toplumsal muhalefet olduğunun belirginleştiği noktada Taksim bu gücünü çok akıllıca kullanılan bir yumuşak güç olarak kullanmayı başarabilmelidir.&nbsp;<strong>Polis ile çatışmak değil, polis ile çatışmamak Taksim’in ana gücünü oluşturmaktır. Kavga çığlıkları değil, barış, milli birlik ve demokrasi talep eden sloganlar Taksim’i güçlü kılmaktadır. Polis gaz atınca geri çekilmek, şehrin mekansal derinliğini stratejik bir derinliğe dönüştürmek, dağılmak ve toplanmak, sonra bitmek tükenmek bilmeyen bir kararlılık ile geri dönmek kaldığı yerden barış, milli birlik ve demokrasi talebini gündeme taşımaya devam etmek gerekmektedir.

    Ancak talepler somutlaşmadığı sürece bir sonuç alma umudu ortadan kalkacak ve doğal olarak sokaktaki muhalefet eriyecektir. Nitekim, gündüz işinde gücünde olan insanların sonu belirsiz bir süreçte “sabah kalemli gece bayraklı” sokak gösterilerinin içinde olması mümkün değildir. Halk muhalefeti sayısal olarak erirken, meydana gittikçe marjinal gruplar hakim olacaklardır ki, Erdoğan’ın istediği de budur. Bunu aşmanın yolu, Taksim’in taleplerini daraltmak, somutlaştırmaktır.

    Taksim gösterilerinin amacı, Türkiye’nin demokratikleştirilmesini ve milli birliği sağlamak değildir, olamaz. Ancak Taksim bu sürece çok önemli bir katkıyı, bir çıkışı temsil edebilir. Bunun için Taksim gösterilerinin somut talepleri Gezi Parkına ne AVM ne de başka bir amaçla bir bina yapılmaması ve AKM’nin yıkılmaması ile sınırlanmalıdır. Somut talep, kitlede ulaşılabilir bir hedef etrafında birleşme ve direnme duygusunu oluşturur. Böyle bir sonucun alınması da kitlelerde bir kazanma, başarıya ulaşma duygusu uyandıracaktır. Yaşanan olaylar ne şekilde sonuçlanır ise sonuçlansın, Türk demokrasisi açısından önemli bir deneyim olmuştur. Halk, en olumsuz şartlar altında dahi gücünün var olduğunun farkına varmıştır. Erdoğan’da baskısının sınırlarının nerede bir taşa çarpacağını öğrenmiştir
    --spoiler--

    ümit özdağ

    kaynak: http://www.21yyte.org/ara...ksim-erdogani-nasil-yener
    3 ...
  24. suç benim

    1.
  25. pera'nın muhteşem şarkısı.

    --spoiler--
    bu ten değil ki sen
    bu gözler bu saçlar senin değil
    neden buradayım ben
    bu duvar bu yer evim değil
    bu ses bu nefes
    bu gece ateşten bir kafes içindeyim
    yanıyorum
    gözyaşım bile söndüremez
    bu son olsun istersen
    dönmeyelim bir daha başa
    suçun büyüğü bende
    ne olursun beni bağışla
    sakınırken incittim seni
    severken aldattım hata benim
    sarhoştum diyemem yalan
    her şeyin farkındayım
    suç benim
    yasak yollar tuzak
    günahsa öyle kalsın bırak
    bu ızdırap ateş gibi yakar beni
    uzanıp tut ellerimi desem
    boyun eğsem
    esip geçen zamanı çevirebilsem geriye
    sil baştan gözlerini yaştan kurtarabilsem
    --spoiler--

    4 ...
  26. seksinci nesil yazar

    1.
  27. çok muhteşem bir nesildir. her derde deva.
    0 ...
  28. my planet needs me

    1.
  29. otto porter

    1.
  30. 3 haziran 1993 doğumlu, Georgetown Hoyas'lı basketbolcu. Small forward pozisyonunda oynuyor ve 2013 nba draftı'na katılması bekleniyor.
    1 ...
  31. nerlens noel

    1.
  32. 10 nisan 1994 doğumlu, University of Kentucky'li basketbolcu. Power forward / Center pozisyonunda oynayan oyuncu 2013 nba draftı'na katılması bekleniyor.
    0 ...
  33. ben mclemore

    1.
  34. 11 şubat 1993 doğumlu, University of Kansaslı basketbolcu. 2013 nba draftına katılması muhtemel. yeni ray allen benzetmesi yapılıyor.
    0 ...
  35. odit

    1.
  36. kıs. organizasyon, denetim, istihbarat, teşkilat.

    genelde tedarikçi-müşteri arasında kullanılan bir ilişkidir.
    0 ...
  37. moldova ya vizenin kalkması

    1.
  38. tek kalkan şeyin vize olmadğı aşikardır. türk gençliği çok bahtiyar.
    4 ...
  39. enver usta

    1.
  40. halk dilinde yüksek öğrenim için kullanılan bir tabir. oğlum üniversiteye gidiyor demezler, enver ustaya gidiyor derler. derleeeeer.
    1 ...
  41. kevin ware

    1.
  42. çok talihsiz bir şekilde bacağı kırılan, belki de tarihin en ağır sakatlıklarından birini geçirmiş olan ncaa louisville oyuncusu.

    midesi kaldırmayan izlemesin:

    0 ...
  43. 31 mart 2013 san antonio spurs miami heat maçı

    1.
  44. batı ve doğu konferanslarının liderlerini karşı karışa getiren mücadele. galibiyet yüzdesini artırmak ve ev sahibi avantajından başka hiçbir anlamı yok. chicago bulls şayet seriyi bozmamış olsaydı efsane bir maç olacaktı, ama şimdi bence o kadar da önemli bir maç değildir. yine de nba'in en sistematik takımına karşı bireyselliğin mücadelesini izlemeye değer.

    tsi 2.00'da cnn türk'te.

    #gospursgo
    0 ...
  45. şifre değil saat farkı var

    1.
  46. ösym'nin şifre skandalıyla alakalı olarak yaptığı savunmanın dansözü, asenası. bu nasıl savunma amk.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22923818.asp
    0 ...
  47. sana deliriyorum

    1.
  48. feridun düzağaç'ın flu albümünün dördüncü şarkısı.

    çölde suyun kokusu gibi
    ne çaresi ne tarifi var
    çürük dişin sızısı gibi apansız
    acımasız hatıra

    akmak gelse de içimden
    sana susuyorum
    kuşlarım kaçışıyor aklıma
    sana deliriyorum, sana...

    ne asla derim sana ne de daima
    belki canlı, ölüm mü var ki ayrılığın sonunda
    belki vardır, belki kadar uzağımda
    belki de çok yakınsın
    hasretinden bıktım artık
    nefesin lazım, bana...
    sana deliriyorum.
    5 ...
  49. 20 mart 2013 cleveland cavaliers miami heat maçı

    1.
  50. miami'nin 23 maçlık galibiyet serisinin belki de son bulacağı ironik bir maç olarak vuku bulmakta. 19-0 lık seriyle sona eren ilk yarıyı 55-34 önde kapattı cavs.

    maçtan önce 15-20 dakikalık bir gecikme yaşandı, akıtan tavandan dolayı.

    edit: 4. çeyrek notu, erken konuştuk iyi mi 27 sayılık farktan geldi herifler. 37-10'luk seriyle 77-77de yakaladılar. son 10 dakika helecan dorukta.

    maç sonu notu: lebron james triple double yaptı. maçı miami 98-95 kazandı.
    2 ...
  51. archie shepherd

    1.
  52. 4 yaşındaki Archie yaptıklarıyla daha şimdiden Messi ile kıyaslanmaya başladı. Premier Ligin dev kulüpleri 1 maçta 10 gol atan küçük golcünün peşine düştü.

    http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/22855915.asp
    0 ...
  53. kevin trapp

    1.
  54. Eintracht Frankfurt takımınının 1990 doğumlu kalecisi.

    talihsiz bir şekilde almanya milli takımının reklam çekimleri esnasında eli kırıldı ve sezonu kapattığı açıklandı.
    0 ...
  55. ansızın ve nedensiz

    1.
  56. feridun düzağaç'ın flu albümünün altıncı şarkısı.

    böyle olur bazen
    ansızın ve nedensiz
    yorgun sokaklarım dökülüverir denizine
    yalnızlıktan kuruyacağım sanıyorken
    korkumdan herkesten saklanıyorken

    sen bi güldün güneş doğdu içime
    yaşamak kaçtı seni görünce içime
    martıları üşüştü hemen denizinin
    hasretinden çürümüş köprüme

    al beni yeniden aşka
    öyle büyük ki aşk
    aşk hayattan
    saatler mi yeter sana
    hasretin akrep yüzün yelkovan
    2 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük