divan-ı hümayunda tutulan, kararların özetlerini içeren defterdir.
henüz transkribe edilmemiş yüzlercesi başbakanlık osmanlı arşivinde bulunmaktadır.
24 numaralı mühimme defteri erciyes üniversitesinde 2013 yılında çalışılmaya başlanmıştır.
çalışılıp çalışılmadığına dair net veri bulunmadığından, çalışan arkadaşların kaç numaralı defteri transkribe ettiğini, forum ve sözlüklerde paylaşması çalışmanın tekrar edilmemesi açısından önemlidir.
yılmaz erdoğan'ın kelebeğin rüyası adlı filmine konu olan iki şairden biri,bu sayede tanıma fırsatı bulduk belki çoğumuz. behçet necatigil'in öğrencileri... arkadaşı rüştü onur ile birlikte edebiyatçı olma yolunda gitmişler istanbul'a , acı dolu bir yaşam rus klasiklerinden fırlamışcasına... şiirlerinden bir kaçına rastladım onlarınsa eğer, açlık, şarap ve aşk içiçe... her güzel şiirde olduğu kadar bir parça...
türk dizilerinin final bölümlerini sinema filmi yapıp hasılatı kaldırma tayfasına cmylmz'da katılmış, gösteriler yetmemiş olmalı ki sinemada da her yerde de kazanırım diye hırs yapmış.
fragmanında da doğru tanımlamış, dizüstü! adnan oktar'a benzettiğim yeni imajı ve evliliğin kattığı "kadın ve halleri" yeni espirileriyle elbette güldüm. kaç yaşına gelirse gelsin hep güleceğim sanırım, lakin 2008'de zekaya dair daha fazla espri vardı diye düşünüyorum. 10-15 dakika dışında kadınlarla uğraştı durdu ve bir bayan olarak sinemada, fazlaca erkeğin içinde izlemek rahatsız etti. tavsiyelere uyup evde izlenmeli!
fantastik kurgu sevenlerin 3 bölüm şans vererek müptelası olacağı dizi.
tüm masal kahramanlarının günümüz dünyasında "storybroke" adlı kasabaya mahkum olduğu ve lanetin house md'deki cameron abla tarafından kaldırılacağına inanan bir grup insanca yapılmış sanırım*
lost yapımcılarınca yapıldığını öğrendiğim dizinin 1.sezonunu iki günde içmiş biri olarak, hiç de basit bir çocuk filmi gibi algılanmayacak bir yapıt olduğunu söyleyebilirim.
yokluktan merlin izleyenlere duyrulur, merlinin çok ötesinde, narnia tadında güzel bi masal...
ayrıca fox türkiye'ye hiç beklemediğim bu performans için teşekkür.*
yüzüklerin efendisindeki durumun aksine, kitapta olmayıp filme eklenen sahneler vardı ki, aliyyü'l-ala olmuş, peter jacksonı unutanlara sağlam bir hatırlatma olmuştur...
muhteşem bir girişle 2 seriyi birbirine bağlamış, yüzükelrin efendisinde vücud bulan sahnelerin menşeini harika bir betimlemeyle oluşturmuş, galadriel ve sarumanlı sahnelerin kitapta yer almamasına karşın 2.seriyle bütünlük oluştururcasına bağlamış, az ama okkalı savaş sahneleriyle, 2metrelik thorini heybetli ve karizmatik bir cüce yapışıyla... ne anlatıyorum ki...
sanki aradan 9yıl geçmemiş kralın dönüşü üzerine-ki19 aralık 2003tü- her filmde daha iyi bir seviye, 3d ile daha gerçek bir orta dünya... diğer üçlemeyi ne zaman hangi şartlarda izleriz bilmem ama, jackson nefes bulduğu sürece heyecanımız ve orta dünyayla bağımız hiç bitmeyecek gibi, bitmesin de...
"Çocuklarınıza sütle birlikte Kuran'dan öğütler verin. Boyları büyürken, kalpleri ve bakış açıları da büyüsün."
dediği rivayet ediliyor, demişse ne güzel demiş...
şimdi de bu çıktı. amazonlarda yaşayan bu ne yaygara diye diye niyegara ismini oluşturan türkler tezine bakarsak selahaddin başkan da kürttü tabe.
işiniz gücünüz yok mu arkadaş, diye isyan ettiren önermedir.
sanırım ırkçılık yeryüzünün en büyük sınanma sebebi.
tamam evladım seni çok ezik görmüşler, cehennemde kürtler dairesinde yanıver, türkler kısmına almicaklarmış, ingilizlerin dairesi daha sıcak, çinlilerin ki cennet manzaralıymış.
abbasilerin dönemin en ileri medeniyetine sahip olduğunu, bilim araştırmalarına en büyük katkının islam devlerleri zamanında olduğunu bilmeyen cühela taifesi zamanında avrupanın bilim yoluna ortadoğu islam devletlerine gelmek için çabaladığını da bilmeden islam'a da bağlarlar elbet sebebi, müsebbibleri kendileriyken...
sonra neden tarih bu kadar önemli derler, dön bi oku çoğcuğum.
olması gerekendir. internette hızlı yazma alışkanlığı başlığında unuttuğumuz ayrıntılardır. büyük-küçük harf, virgül, ve bilumum noktalama işaretlerinin bir dilin ayrıntıları olduğunu unutmamalı. fark ettim ki şapkalı a,u gibi harfler, zamanında kullanılan kesme ve tire işaretleri ne kadar gerekli , elzemmiş*.
gün itibariyle türk tarih kurumunun ihya ettiği fuardır, yüzde elli can'dır. yüzde on gibi kıytırık indirimlerle fuara katılanlar; ayıptır. ntv yayınları yine en orjinal çanta ve ayraçlar ile gözde, tubitak en düşük indirim oranıyla sözde katılımcıdır. fuara kadar metrobüsle gitmek on numara, dostlar, taşınamasa da kitaplar ala'dır*
"Bana kalsaydı şu anda
Kudüs - Beyrut hattında bir taksi dolmuşta,
Her an bir bombayla ölebileceğim ihtimalinin verdiği dikkatle
Ve yoğun duygularla Feyruz dinlemeyi,
Sevgilimin - helâlimin ellerini bir kutsal kitap gibi tutmayı tercih ederdim.
konu başlığına verilesi güzel bir örnek, sözlerin sahibinden:
"(Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. " nur30
tüm ürünlerde "bi gün içinde elime ulaştı" yorumunu görüp, yıllardır hiç bir alışverişimin 3-5günden önce elime ulaşmadığı alışveriş sitesi.
en son siparişim 2 kitabın da bir hafta sonra"temin edilemiyor" mesajıyla cevaplanması, siteden iyice soğumama sebepdir.
geçmişe sünger bob çekme isteği oluşturan söz öbeciği. ayrıca neden sünger. yumuşak kalsın diye mi. velhasıl ne zaman bu cümleyi kullansam sevgili karakteri anmadan geçemiyorum.
--spoiler--
Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim
Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
--spoiler--
alevi olduğunu yeni duyduğum nur içinde yatası abimizin cenazesinin bu denli polemiğe bulaşması üzmüştür. o denli geniş gönüllü insana yapılır mı bu? yıllarca kendi ayrışmadan yaşamışken, kefenini ayrıştırdılar hücrelerine...
üzücü!
"dear god, give us back john lennon and we will send you serdar ortaç" sözünden etkilenip oluşturulan başlık.
tanrı'dan değiştirme talebinde bulunulası ikiler kategorisi, buyrun:
-demet akalın X marilyn monroe
-nihat doğan X kurt cobain
.
.
.
düş mü gördüm gerçek mi?
her kitabın sonunda yazarın son darbesiyle ya mutlu olursunuz, ya hüzünlü... ama bir sondur nihayetinde bir yere bağlanır... nadirdir bittiğinde sonsuzluğu hissetmek... gerçek miydi düş mü bilemedim. eline sağlık ihsan oktay anar.