Şu anda sözlüğün aktif kullanıcısı olmamama rağmen sözlüğe girdiğim zamanlar entry girecek doğru dürüst başlık bulamıyorum. eskiden sözlüğe girdiğim zamanlar onlarca entry girerdim. Eski yazarlar ne kadar katılır bilmem ama, ki ben de aşırı eski değilim, sözlüğün kalitesi çok değişmiş durumda.
insanların daha çok olması gerektiği başlıklarda sinek avlanıyorken, saçma sapan başlıklar entry seline uğruyor. Ya sözlük yaş ortalaması düştü ya da nesil bomboş geliyor. Ben liseliykende sözlük yazarı olmamın yanısıra aptal saptal eski entrylerimi bile çok kaliteli başlıklara yazmışım görüyorum ki. Şu anda entry girecek başlık bulamıyorum.
Eskiden yazarlar sözlüğü bir nevi iç dökme yeri gibi kullanırken, insanların duymasını istediği ama kuramadığı cümleleri burada kurarken şimdi tam bir saçmalama alanı olmuş. Sözlük yazarlarının itirafları başlığı bile tüm popüleritesini kaybetmiş. Sözlüğün bu hali beni biraz üzüyor.
Ben belirten kelimeleri kullanmanın yasak olduğu o günlerden adete forum havasına dönmüş. Bu beni biraz üzüyor, sözlük. Sen bu hallere düşecek platform muydun?
Edit: Vay bee, sözlük. Şöyle bir baktımda yazar olalı 7 yıla merdiven dayamışız. Bir de artist artist çok eski değiliz diyoruz. Yeni de sayılmayız ne diyorsun?
Cinsiyetciliğin getirisi bir serzeniş. Toplum olarak kadınlar daha fazla negatif ayrımcılık yaşadığı için kadınların uğradığı cinsiyetciliği dile getirsek de aslında erkeklerinde üstünde kurulan baskı hayatın gerçeği. Halbuki kadınlara sırf kadın oldukları için elinin hamuruyla erkek işine karışma demesek, erkeklere karı gibi sırıtma lan ya da erkekler ağlamaz demesek, yani sosyal hayatta var olan görevleri, renkleri, fiilleri hatta duyguları bile bir cinsiyete yüklemesek belki o zaman daha mutlu insanlar olabilirdik. Bize çizilen kalıba girmek için yıllarını harcamayan, o kalıba girdiğine insanları ikna etmek için uğraşmayan daha az saldırgan insanlar...
Tabiri caizse midende kelebekler uçunca. Bu çok klasik bir tanımdır ama esasen doğrudur. Sürekli onu düşünmek vs çok genel tabirlerken aşk tam olarak ruhsal deformasyonun yanında fiziksel etkilerinde görülmesidir kanımca. Örneğin onu düşündüğünüz bir an, her an demiyorum çünkü bu imkansız, gerçekten düşündüğünüz kafanızda o dışında başka bir şey olmadığı o an birden nefesiniz kesilir, kalbiniz sıkılıyormuş gibi hissedersiniz, midenizde bir hareketlenme olur, bulantı gibidir ama bulantı değildir de aynı zamanda. Anlamlandırılamayan bu fiziksel değişim aşktır. Çünkü aşkın insan üzerindeki en net etkisi acıdır, rahatsızlıktır.
Aşk acısından da olabilir. Hatta uzun zaman sonra pat diye insanı sözlüğe girmeye iter; belki biri derdime çare olur, söylemek istediklerimi rahatça bağırabilirim kimse duymadan diye.. Nerden mi biliyorum? (bkz: merhaba)
Avaz avaz bağırarak 'nasıl?' demek istiyorum, sözlük. 'Nasıl bu kadar güzel olabilirsin? Şuan yaşadığım hayatın büyük çoğunluğunu kaplarken nasıl olur da sana dair hiçbir şey bilmem? Seni görmek için çırpınıyorum her Allah'ın günü, 2 kelam edeyim diye göbeğim çatlıyor. Gel gör ki hayatında biri var ve bu içimdeki ateşin beni bitirmeden bitmesi tek umudum. Yaratıcının varlığına inanıyorum ve kulu bu kadar güzelse kendi nasıldır acaba diye düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Duygusal sınavım elimi uzattığımda dokunabileceğim sana asla elimi uzatamamak galiba. Çok güzel gülüyorsun, bana gülünce daha güzel. Söylenecek çok şey var; mesela bu entryi girmemin ne kadar uzun sürdüğü gibi... Seni kelimelere sığdıramıyorum. hayatındaki kadın hep yüzünü güldürsün.
Beni çok üzen bir olaydan haberim oldu yakın dakikalarda ve aşırı derecede midem bulanıyor. Neden duygusal bir problemim olunca vücudum sanki hastaymışım gibi tepki veriyor anlamıyorum. Ve neden çaresiz hissettiğimde sözlüğe giriyorum onu da anlamıyorum. Ne yapacağım?
inşallah piyasadan kalkmaz dediğim Son zamanların en iyi cipsi. Belki ben acı sevdiğimden bilmiyorum ama yanıyorum denecek kadar rahatsız edici bir acı olduğunu düşünmüyorum hatta zevk verici bir acıya sahip. Seni bulabilmek için market market gezdiğim doğru güzel yiyecek.*
Çıkarcıdır. Herkesi kendine yakın tutar işi düşünce çalacağı kapı mutlaka vardır. Tüm bilgileri önce o duyar. Üniversitede mutlaka karşılaşacağınız tiptir.
Akla düşen piercing çeşidi. Yapmayı çok istesemde bilen birilerine ihtiyaç duyduğum mevzu. Minimum 3 yıl sonra iş hayatına gireceğimi ve çıkarmak zorunda kalacağımı varsayarsak alt dudak piercingi kapanır mı merak ettiğimdir. Bilenler, fikri olanlar yeşillendirirse şayet sevinirim.
Terazi yükselenim ve kova burcuyum. Burcumun insanıyım ama yükselenle çok aram yok.
Ayrıca doğum saatine göre bulunan burçlardır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1373647/+
insanın içinden bazı mesajlara cevap vermek gelmeyince sıkıntı olmaması için. Son görülme ve okundu bilgisi kapatılır okuduğuna dair hiç iz kalmaz. Oh mis*
Bu sene gündem olan mağdurlardır. Adamlar bu kuralı cumartesi gecesi koymadı arkadaşlar. Geçen sene de geç kalanlar vardı bir de ygsde bayılıpta tüm senesi boşa giden arkadaşım vardı böyleleri daha mağdur benim gözümde. Adam sorumluluğunu yerine getirmiş sağlık problemiyle başı derde girmiş. Ha illa ki kötü durumda olup geç kalanlar vardır, onlar da şans meselesi, ama vurdumduymazlıkla geç kalanda çok. Eğer ben o 2 milyon kişinin içindeysem, sınavdan bir saat önce orada olduysam ve bu bir kaç bin kişiye hak tanınırsa mağdur olan biz oluruz. Herkes sorumluluğunu bilsin o zaman.
Yanlış okula gittiği için geç kalan çocuktur. Adam diyor ki oradaki görevli çocuğu ararken yanlış yerde olduğunu söylememiş. Arama dediğin 5 dk sürmeyen bir şey. sen zaten binaya girerken sınav giriş kağıdına bakıp teyit ediyorlar. çocuk resmen vicdan yaptırıyor.
Yazık emeklere boşa gitmiş ama bunun sorumlusu da kendisi başkası değil.
iyice dikkat edecekti başka sıkıntı yok. 2 milyon kişi sınava giriyor, binlerce kişi geç kalıyor ve sınava alınmıyor bu çocuğa neden kapı açılsın?
En güzel yanı sınav sonrası köy okullarına gitmek için toplanan kalemlerdir. Girene girmiş zaten en azından birileri sevinsin. Güzel kampanya emeği geçenler sağ olsun.
Sınav adayının sınava kimliksiz gelmesi ve kimliğinin 'köyde' olması durumunun yaşandığı olay. insan iki okur kardeşim, bu ne gamsızlık? Bak gitti işte bir sene.
Her ne kadar kötü adam olsa da negan'ın ölme ihtimali insanı hüzünlendiren dizi. Sevdik seni be negan. Bu arada dizinin bi kaç bölümünü izleyerek 'ya sürekli zombi öldürüyorlar bu nee??' diyenler olayı çok yanlış anlamış. Dizi zombi savaşından çok insan savaşı, hayatta kalma mücadelesi üstüne. Zombiler saldırgan hayvanlar gibi sadece.