Kendimin iz'ini suruyorum. Oyle bir sey ki bu, her seye dokunuyorum gibi... Ve her dokunusumda seyler bana donusuyor: kendimi her seyde goruyorum, kendimde her seyi.
Bir benzerim oldursun beni. Biri yasatamayacak madem. Ama ucuz yollu kotuluk oyununda palazlanan kotu kopyam degil; kaotik kirilganligiyla yol alan, yakma istahi olmayan ama yikma cesareti olan benzerim...
Siir, tum diger has guzellikler gibi, bu yeryuzundeki "faydasiz" "fazla"dir; tum yeryuzu hesaplarinin ne denli yersiz bir fazlalik olduguna isaret edebilen bir guc olarak...
Evet cumartesi aksamimi evimin bahcesinde tek basima beyaz peynir, kavun, raki ve bunlara eslik eden zeki muren ile surdurmekteyim, ve niye bu entry yi girmek icin cabaliyorum bilmiyorum.
Cok ozledim be sozluk. Hani oyle boyle degil. Sesini duysam yeticekmis gibi ama aramaya yuzum yok ki. Hos arasam ne derim onu da bilmiyorum ya. Ama bulamazsin beni demistim, bulamadi sozluk. Belki de aramamistir ha, ne diyosun?
Ö.C davasinin saniklarindan biri sakarya emniyeti protokol şube muduru. hakkindaki iddialar yazilmayacak kadar vahim. gozaltina bile alinmadi. Sakarya adliyesinde gerceklesen davada Sakarya Barosu baskani sanik avukati. Sonuc mu. Sonuc: Sakarya 2. agir ceza mahkemesinde yargilanan, 14 yasindaki Ö.C.'ye cinsel istismarda bulunan 16 tutuklu sanik artik tutuklu degil. 18 yasindaki Firat Mamaktaki tren istasyonunun duvarina tek yol devrim yazdi diye 36 yilla yargilanirken bu ulkede tecavuz suc degildir!
Yeryuzunun cukurlarindan kendine yukselmeye calisan bir umarsiz dervis...
Bir yaniyla cok acinasi biriyim. Bir yaniyla da tam bir vaha; rezaletin icinde senlikli bicimde parlayan...
Sarp kayalarin degil izini surmek, olara isaret edilmesine bile gelemeyebilir ovadakiler... Ve nadir yaratiklarin nasil tirmanacagini birbirine ogretmesi bir "sey"dir. Ve ne cok sey...
"sosyalizm" ne zaman gelir?: en incelenmis imgeler gundelige tasindiginda, yasam kendini anlatmaya basladiginda, yeryuzunun icine yerlestiginde gokyuzu...
hakikat arayisinin kaba saba, insanin kendine yonttugu melankolik-kahramanvari versiyonlari vardir. has hakikat arayisi (anlam yoklugunun kabulu) kendisine ozellik yuklemez; hele insanin egosunu patlatma girisimlerine hic yem olmaz. Yasam kendisini tum doluluguyla dillendirecek; biz onu yeryuzunun kuru zeminine mihlamaktan, gokyuzunun yalanci bulutlarina savurmaktan vazgececek kadar ol'maya evrildigimizde... arayis bu turden bir ol'ma halidir. ol'ma bu arayisin kendisidir -ya da-.
Evet, sevdin.
Seni sever sandın,
Seni sevmedi.
Hayır, sevmedi.
Seni sevebilirdi,
Seni sevmiyor sandı.
Kızma daha çok ufaktı,
Geçen zaman sandı.
Geçen hayattı,
Geç farkına vardı.
yanına oturup
dizine dayayıp dizimi
ince ince susmalıyım
yeryüzüne dokunmalıyım yine
bana çok az
bana çok fazla gelen
ağırlığımdan olmalıyım
hafifleyen teninde...
to know someone deeply, terence trent darby. sananda maitreya. farklı adlarıyla birlikte kendini arayan, kendine yolculananlardan... ruh kardeşlerimden biri...
"başarı" katlarını koşar adım çıkabilecekken olağandışı yeteneğiyle en dış sınırda kalan, oradan seslenen... uyumsuz dervişlerden...
size onun güzellik ötesi sözü-sesi ile "güle güle" demek istiyorum.
kendime gidiyorum...