kaLbini ona vermektir. o da öyLe demişti zaten... her anında yanında olmak istemek. Ne Lanet bişeysin sen arkadaş? Neden girsin hayatıma! Ah be şaşkınım benim, bi kere biLe diyemedim sana aşığım diye. aşık oLmak nasıL da engeLLedi söyLemememi... bir daha mı asLa! kaLbimi verdim ben O'na...
kesin bi yürüyüş değişir. eller sallana sallana, göğüs önde gidilir. hayır yani gözlük çıkarıldığında tüm bu hareketlerin ortadan kaybolması, vallahi billahi entresan.
eskiye özlem mi denir, eskiyle hesaplaşmak mı denir bilemem ama bu aralar başıma gelmemesi için dua ettiğim konudur.iğrenç bir durumdur. kıyaslamak, kıskanmak, sevmek sanki hepsi yetersiz gibi gelir.
geriLip geriLip geçiricen böyLesine.
istisnasız her sınıfta buLunur. bir de sınavdan sonra "ayy ok kötü geçti böhühühüh" diye ağLayıp zırLayıp 100ü çakan öğrenci vardır ki... Düşman başına.
JuLien: Sevgilin var mı?
Sophie: Ne?
JuLien: Hayatında kimse var mı?
Sophie: Yatağında mı demek istedin? Bunu neden soruyorsun?
JuLien: ÖyLesine. Sadece kaLbinin ne durumda oLduğunu merak ettim.
Sophie: Kalbimin ne durumda oLduğunu ha? Bu iLginç bi konuşma.
JuLien: Aşık mısın? Sevgilin var mı? Bu da öylesine bi soruydu.
Sophie: Öğrenmek istiyorsam yatağımda kimse yok. Ama tabi ki hayatımda bir erkek var. FutboLcu ve adı da Sergey Matmomoviç. Daha bu sabah birLikteydik.
Julien: Geceyi bir erkekLe dışarıda geçirmek nasıL bi duygu?
Sophie: AsLında başka evLerde uyumaktan bıkmıştım.
JuLien: Peki başkası oLdu mu?
Sophie: Sergey’den başka mı? Yunanlı bi arkadaşım, babası jeron, Fransua ve Kevin, SindireLLa’nın prensi, ayrıca birkaç tane daha var. Ama onLarı saymasam da oLur. Şık bi restoran ve şampanya… Bana asıLmak için mi bu kadar çaba harcıyorsun?
JuLien: Sence bu oLabilir mi?
Sophie: Oradaki kızı gördün mü? Son görüşmemizde benim üstümde de aynı eLbise vardı. Ne kadar oLdu? 4 yıL mı?
JuLien: 4 yıl.
Sophie: Ona hiç yakışmamış. Yoksa bende de onun gibi aptaL mı duruyordu?
JuLien: BöyLe konuşma, onu tanımıyorsun biLe.
Sophie: Madem tanımıyorum ne fark eder? Evet neyi kutLuyoruz? DipLomanı mı aLdın?
JuLien: DipLomamı zaten daha önce aLmıştım. Hadi izninLe ben şuanda birşey soracağım. Yıllardır sana söylemek istiyordum
Sophie: Ne söyleyecektin?
JuLien: Kendimi.
Sophie: Kendini mi? Zaten hep senden söz ediyorduk
JuLien: Kalbimden söz etmeLiyim.ben aşığım Sophie.
Sophie: Aşıksın? Öylesine.
JuLien: Hayır öylesine değil. Yıllar geçti. Seninle… Evlenmek istiyorum. Kabul mü?
Sophie: Bana neyi soruyorsun karşı mıyım? Ablanın düğünü hatırlıyor musun? Evlenmene karşı çıkacağımı söyLemiştim.
JuLien: Sence bu çok mu saçma
Sophie: Sen.. Evlenmek mi istiyorsun?
JuLien: Bunun için sana ihtiyacım var.
Sophie: Evet tek başına evlenilmez.
(JuLien yüzüğü çıkarır…)
JuLien: Seremoniden hoşLanmadığını biliyorum.
Sophie: Dinle bu…
JuLien: Kabul mü?
Sophie: Evet!
JuLien: Tamam.. Kabul etti… KabuL etti. Evet nikah şahidim oLacaksın… SağoL Sophie. Nişanlımı gördün; Kristel. Güzel dimi?
Sophie: Görmedim.
JuLien: 4 sene önceki eLbiseni giyiyor. Ona onu ben aLdım. O gün sana hiç zarar vermeyeceğimi söyLemiştim. DeğiL mi?
Hediyeni beğendin mi? *
"forget her" kLibiyLe ağLatmış oLan ve bizi sesinden, o en güzeL aşık haLinden mahrum bıraktığı için hiç affetmeyeceğim müzik insanıdır.
LiLac wine... Bir şarkı bu kadar güzeL söyLenebiLir.
"i drink much more that i ought to drink
because i brings me back you
lilac wine is sweet and heady, like my love
lilac wine, i feel unsteady, like my love
listen to me... i cannot see clearly
isn't that she coming to me nearly here"
çok sevimLi diyaLogLarı oLan ve sevgiLiyLe izLenmesi gerekn bi fiLm *
Sophie:Pazartesileri 7 ye kadar çalışmam gerekiyor.
JuLien: Tamam ben de beklerim.
Sophie: Hayır! Çünkü sonra da şan dersim var.
.
.
.
(Sophie hazırLanır ve cafeden çıkarken..)
JuLien: Nereye gidiyorsun?
Sophie: işim bitti ve artık gidiyorum.
JuLien: PazartesiLeri 7’de bıraktığını söyLemiştin.
Sophie: Bugün Salı!
Malzemeler:
200 ml. rakı, 220 ml. su, 110 gr. şeker, 3 yumurta sarısı, 120 gr. tereyağı.
Yapılışı:
Rakıyı 10 dakika tencerede kaynatın. Sonra su, şeker ilave edin ve yeniden kaynamasını bekleyin. Karışım 60 dereceye indiği zaman tereyağını ilave edin. Yumurta sarısını mikserde 2-3 dakika çırpın ve karışıma ekleyin. 15 dakika aralıklarla mikserde çırpın ve derin dondurucuda bekletin. Bu işlemi, dondurma kıvamına gelene kadar tekrarlayın.> *
"balık da olsa lan yanında safdsafdsfda" diye saçmalayan arkadaşın suratında pek güzel duran dondurma. bi amaca hizmet etmeyen hareket olsa da, dondurma yazık olmuştur şimdi düşününce.
ah şimdi olsa tadından yenmez vaLLa.
robertLi bi canııımm arkadaşımızın: "OKS öğrenciLeri biLe yapardı" diye yorum yaptığı sınav.
(tabi bunu dedikten sonra kumandayı yüzüne yemiştir. haberi yoktur o ayrı.)