fransızcada eski liman anlamına gelen, marsilyanın merkezindeki liman. kuruluşu milattan önce 600'lü yıllara dayanmaktadır. Avrupa'nın en işlek limanlarından biri olup, sabah-öğle-akşam her daim -ama özellikle gün batımında- şahane bir görüntüsü vardır.
manhattan da bulunan özel amerikan üniversitesi. sıralamada dünyanın en iyi sekizinci üniversitesi olarak yer bulmuştur. önceki ismi king's college dır.
"ne olursa olsun ayağım yere bassın kardeşim" düşünce ve hissiyatına sahip, yükseklikten korkan insan evladının gösterdiği davranıştır. uçağa her binişten önce kendini gösterir, uçak havalanmaya başladığı anda artar bir de hava boşluğuna girilmişse ve uçak zangır zangır titriyorsa doruğa ulaşır. etraftaki yolculara bakılıp onların kader arkadaşı olup olmayacağı üzerinde kafa yorulurken bir bakılır ki uçak alçalmaya başlamış. tekerleklerin yere değmesiyle gönül huzur bulur, küçük bir kayığın içinde okyanusta kalmış bir adamın karayı görmesi misali sevinilir, sevinilir, sevinilir.
bir william blake şiiri. alegoriktir. bastırılmaya çalışan öfkenin, nefretin bünye üzerindeki etkilerini anlatmıştır şair.
ı was angry with my friend:
I told my wrath, my wrath did end.
I was angry with my foe;
I told it not, my wrath did grow.
And I water'd it in fears,
Night & morning with my tears;
And I sunned it with my smiles
And with soft deceitful wiles.
And it grew both day and night,
Till it bore an apple bright;
And my foe beheld it shine,
And he knew that it was mine,
And into my garden stole
When the night had veil'd the pole:
In the morning glad I see
My foe outstretch'd beneath the tree .
başlığını hikayedeki esas kızın karşıdaki kel tepelere bakarak onları sık sık beyaz fillere benzetmesinden alan eser. beyaz fil, bir sembol olarak, istenmeyen hediye anlamına gelir. kızın karnındaki bebek de istenmeyen bir hediyedir. hemingway ın ustalığını konuşturduğu bir öyküdür hills like white elephants.