sanırım an itibariyle beni sinir hastası yapmış oyunumsu şey. Şöyle ki dün akşam ilk kez oynadıktan sonra bugün daha kontrollü, daha sistemli bir şekilde oynamak niyetiyle oyuna başladım. aletlerimi hazırladıktan sonra hemen yer altına indim. taş kırarak güzel bir alan açtım o taşlar ile de yukarıya güzel bir ev yaptım.şimdiye kadar iyi de aşağıya indiğimde bir crepper'ın önümde belirmesiyle sıçramam bir oldu. abi geriliyorum ben bunları görünce. böyle patlıyorlar filan. yıkılan yerleri bir daha yapmak fazla sorun değil de ilk karşına çıktığındaki gerilme kısmı ve öldürmeye çalışmak felan acayip stres yaratıyor bende. zaten korku filmi vs de izlemekten nefret ederim ama bu tarz bir oyunda böyle stres olmam da ilginç bir şey. bu günlük bu kadar, yarın devam edeceğim oyuna. belki tecrübesizliktendir bu. gerilmek isteyen hiç öyle dead space, resident evil filan bakmasın direk bunu oynasın. düşünün ben survivor modu için bunları söylüyorum, bir de hardcore modu varmış!
4'lü carlsberg alacağıma 3 tane miller almanın pişmanlığını yaşıyorum.
edit: miller kötüdür veya carlsberg miller'dan iyidir demiyorum. sadece 4'lü carlsberg 50 cl'likti ve neticede 4 taneydi. miller 33 cl ve 3 tane. ondan şey ettiydim ama eksiyi yemişim. canınız sağolsun.
uyuyorken birisi aradığında "uyuyor muydun?" der ve sen de "yooo" dersin, sonra da sana "bana x lazım veya şu y nasıl olacak" gibisinden bir şey dediği andır. hiçbir zaman sormazlar nasıl olduğunu, ne yaptığını.
21 saat oynadığım ve henüz 16 level olduğum yeni neslin en iyi rpg'si. oyunun müthiş bir oynama süresi var. zibilyon tane görev manyak büyük bir map. bu kadar fazla görev olmasına rağmen hepsinin birbirinden özenle hazırlanmış olması ve her bir dungeon'ın ötekilerden farklı olması gibi çok güzel yanlarının olmasına karşın kötü yanı yok mudur? vardır. bir kere şehirler neredeyse boş. iki çift laflayacağımız adamlar yok malesef. skyrim mi wasteland mi belli değil. diğer bir kötü yanı ise dragonların çat diye ölmesi. bu kadar kolay ölmeleri bence doğru olmamış. tabii bunu bizim seçilmiş kişi olmamıza filan bağlayabilirsiniz ama ne olursa olsun dragon bu lan. yine de oyunun size sürekli farklı şeyler sunması bu eksileri örtbas ediyor. grafiklere zaten diyecek hiç bir şey yok. ben ps3'te oynuyorum ve atımla bir dağın tepesine çıkıp manzara izlemişliğim çoktur. yeni başlayacaklara tavsiyem ana görevi sona saklayın. yan görevlere takılın, gezin tozun.
sega ve avalanche yapımı aksiyonun tavan yaptığı kuşbakışı kameralı arcade oyun. oyunun half-life evreninde geçen alternatif bir senaryosu var. gordon freeman'i sadece pc versiyonunda bulunmasına anlam veremesem de ve her öldüğümde bölümü baştan alsa da çok eğlenceli bir oyun olmuş. şu sıralar psn'de 12 lira.
az önce bitirdiğim ve bitirmemle birlikte 15 dk boyunca koltuğa çivilenmemi sağlayan roman. fight club'dan hemen sonra okumak daha da bir anlamlı oldu.
17 yaşında ölmüş, aslında öldürülmüş bir kimsedir erdal eren. bazı püştlar anlamaz erdal erenin, daha gençliğine adım atmamış bir kimsenin katledilmesine. bunu yapılması gereken bir şeymiş gibi görür. siktirebildiğin kadar siktir diyoruz bu kimselere.