hayatımın başlarında her zaman her şeyin en basit halini istedim. doğduğum yerde ölmeyi, aşık olduğum ilk kadınla evlenip hayatımı geçirmeyi, bilmemeyi, öğrenmemeyi, görmemeyi istedim. sonra hayat bana bunların mümkün olmadığını gösterdi. ben de dedim ki kendi kendime; demek ki bulunması gereken bir anlam, aranması gereken bir gerçek var, çünkü düşündüklerim doğru değil. aradım, doğduğum yerden çıktım, ilk aşık olduğum kızdan ayrıldım, bildim, öğrendim, gördüm. nihayetinde hayat dedi ki; araman gereken bir anlam, bulman gereken bir gerçek yoktu, hiç olmadı. o zaman neden beni buna inandırdın diye sordum; ben hayatım, sen ölene kadar seni kandırırım, dedi. üzülme, öldüğün gün sen de beni kandıracaksın çünkü ölüm hayatın kanışıdır, dedi.
sel olur yıldızlar, akar ayaklarının altında, yüzemezsin. Vakit farklı akar her köşesinde, çözemezsin. Sınırsız derler hapsine, özgür sanma kendini, gezemezsin. Gezegenler boncuk, sabrın ip, dizemezsin.