Yobaz demek istemediğim ancak davranışlarının insanlıkla alakası olmayan varlıkların yaşadığı şehir. Hepsi mi aynı yeaa, beğenmiyorsan uzaae dediğinizi duyar gibiyim. Ama Konya'yı dışarıdan sevmek çok güzel bir duygu içerisine girdiğin anda o gerçekler yüzüne çarpınca illet bir şehir olduğunu anlıyorsunuz. Mevlana (cc) Rumi ve Doğan SLX ile ünlü olan Konya şehrinde bacınıza annenize ve sevgilinize güzelce sahip çıkın çünkü muhafazakar gözüküp analı kızlı düz giden insan topluluğunu barındırmakta. Bosna'dan yazıyorum gözlerim kapalı.
Kafanı önüne eğ, dik durmaktan vazgeçme. Başın önünde ama dimdik yoluna devam et. Bir arkadaştan biliyorum özgüvenin yok ama kendini ezikleme, hayat aslında çok güzel (başını gökyüzüne kaldır, derin bir iç çek) Aslında hayalindeki kız seninle olmayacak, ama senin hayatına devam edebilmek için o kıza ihtiyacın yok. Bir arkadaştan biliyorum iş görüşmelerinde ilk görüşte umutsuz bakışlar göreceksin, kendini geliştir. Çirkin olmak senin tercihin değil, ama pejmürde olup savrulmak senin tercihin. Haydi kalk toparlan!
Herkes hukuk okuyor mizahsal baktığımız zaman doğru kanaat. Lakin herkes hukuk adamı olamaz. Asalet, cesaret, yalanı da doğruymuş gibi savunabilmek. Hukukçu olabilmek biraz farklı olabilmek demektir. A dediğine yeri geldiği zaman b diyebilmek. B dediğine yeri geldiğinde a yı ezebilmek. Ama en önemli satın alınamıyor olabilmek. Realist olmak, birilerinin kuklası olmamak. Dik durabilmek.
Allah'ın varlığından da şüphe eden insandır. Kainat yaratıcısı Allah (C. C) seni bunlara inandırmak için çaba göstermediği için kusura bakma. Ama onun senden istediği onu görmeden, onun sana kanıtlar yollamadan ona inanıp ve ibadet etmek. " Ben herkese düşünce ve irade verdim " , " Haydi kalk ve yorul " (Çabala, öğren , Zaman'ı israf etme diye düşünebilirsin yorumlanamaz ama senin ufkuna hitap etmek için) , " OKU " Kuran ı Kerim'den bazı ayetler yukarıda. Sen inanmak istemediğin sürece götüne saz girse onun saz olduğuna inanmazsın. O yüzden haydi kalk ve yorul - Oku .
sevmek bu değil mi ? yan yanayken sevmek hoş şeydir efendiler. bir kaç dakika ötede olması hoş şeydir. ama kilometreler ötede sevmek? çoğu insan bilmez bunun acısını çünkü çoğu insan yaşamaz bunu. acı dediğimde o kadar tatlı bir acı ki kilometreler öteden mutlu olmak, kilometreler öteden bir insanın yüreğine dokunmak, kilometreler öteden onu yaşamak sevgi değil de nedir? bir çaylak olarak söylüyorum; iyi günde, mutlu anında, zengin anında, karşı sokakta veya herhangi bir semtte herkes sever. şehirler aradayken ? saatler varken ? mutsuz olunca sarılamazken? sevmek ? kavga edince koşup yanına gidemeden sevmek? sevmek bu olsa gerek. gözden ırak olan gönülden de ırak olmuyor arkadaşlar. gözden ırak olan yürekte nefesin kadar yakın olabiliyor. ama yürek gerek, sabır gerek. eğer o insan senin kalbindeyse senin yuvan kalbindir. eğer gerçekten seviyorsan o insan çin'de de olsa gidersin. anne gibi sevmek, anne cehennemde bile olsa gitmez miydik ? (bkz: son sürat koşmak)
Bu konuda başlık altıda yapılan genellemeleri doğru bulmuyorum. Ama eşçinseller sorunlu insanlardır doğru. Tutunmazlar, hayatın akışına kabul edilmezler, dışlanırlar. Bize de böyle dışlanmaya ve itilmeye maruz kalsak sorunlu olmamız işin eşcinsel olmamız gerekmez. Herkesin hayatta kendi seçimleri vardır. Doğru ya da yanlış. Eğer yaptığın şeyden pişmansan çoğu zaman yanlıştır, iyi ki yapmışım dersen doğrudur. Eşcinsellik zorlukla, tacizle değil bireyin kendi seçimleriyle de yapılabilir. Bir insan ben artık kızlardan hayır görmedim, hep üzüldüm deyip eşcinsel bile olabilir.